65-70 arasında kurulan Pink Floyd, Deep Purple, Led Zeppelin, Yes gibi gruplar da artık mega rock gruplarıdır. Bu gruplar sayesinde rock, hiç olmadığı kadar popüler olup, ciddiye alınmaya başlanmıştır. Rock müzisyenleri kendilerini klasik müzik icracıları gibi görmeleri de bu döneme rastlar. O zamanların en ateşli tartışması rock'ın bir sanat müziği olup olmadığıdır. 70' lerin ikinci yarısına gelindiğinde rock artık plak satışları ve konser gelirleriyle müzik endüstrisinin en iyi geçim kaynağını oluşturmaktadır. Rock müzisyenleri milyonlarca dolarlık elektronik aletlere sahiptiler ve hepsi çok zengin olmuşlardı. Bu mega rock grupları ne yaparsa yapsın sattığından dolayı plak şirketleri yenilere hiç şans tanımamakta veya tanısalar bile müziklerini onlar gibi yapma şartı koymuşlardır.



İşte punk rock tam bu sıralarda kendini gösterir. Punk da diğer hiçbir rock türünde görülmeyen şiddet, kargaşa ve kaos vardır. Punk, rock'ın karanlık kanadını gözler önüne sermiştir. 60'lı yıllarda Newyork'un garaj gruplarından çıkan Velvet Underground Punk'ın ilk tohumlarını atan grup olarak gösterilebilir. Ancak bu görüşü ilk punk topluluklarından biri olan Sex Pistols kabul etmeyerek tepki göstermiştir.



Punk' ta kesinlikle kalite ve hoşa gitme kaygısı yoktur. Punkçılar 1960-70'lerdeki rock müziğine ve tabii ki rockçılarada lanet okurlar; çünkü onlara göre rock artık para,şan, şöhret aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. 70'li yılların uzun ve karışık soloları ile dolu parçaları yerine kısa ve özentisiz çalıp söylerler. Hatta Sex Pistols o kadar basit ve ilkel çalar ki, izleyenler ister istemez"bunu ben de çalabilirim" gibi bir kanıya kapılır. Böylece İngiltere de bir çok punk grubu doğmaya başlamıştır. Endüstrinin en büyük düşmanı olmasına rağmen punk çılgınlığı da diğer bütün rock çılgınlıkları gibi kısa sürede endüstri tarafından yutulup "moda" haline getirilmiştir. Punk giysileri en lüks mağazaların vitrinlerinde birbiri ardına boy gösterir olmuştur.


alıntıdır..