Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam.....!
Mükemmel şiirler yüreğine sağlık!
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam.....!
Mükemmel şiirler yüreğine sağlık!
ÖNEMLİ OLAN ADAM OLMAK DEĞİL...ADAM KALABİLMEKTİR!!!
çok güzel tşklerr
Deniz değil ki yüreğim dalgalanıp öfkesini kıyılara vursun
Delimiyim ne!
Aşk ki Vardır, Gerisi Vesairedir
olmazlara meyilliyim..
Bazı şeyler için zaman "şimdi"'dir..Öncesi erken, Sonrası geçtir...
Sizinde yureginize sagLik.
yorumLariniz icin tesekkur ederim.
Mavi mavi Sevdim Seni
Gidişin değil bir umutla dönersin diye beklemek öldürdü beni..
Bir hoşcakalı çok gördün...
Zor geldi hoşcakal demek sana böyle gitmek daha kolaydı çünkü arkada kalanı düşünmeden çekip gitmek yakıştı mı sana? Yakıştı mı gidiyorum demeden gitmek? Yakıştı mı veda etmemek ve çekip gitmek? Yakıştı mı ayrılıkla yüzleşmemek? Gittiğini bile söylememek..
Bir hoşcakalı çok gördün.. Bu kolay olanı idi bunu seçtin...
Bencildin gene kendin için en iyi olanı seçtin başkasının duyguları seni yine hiç ilgilendirmedi..
Hoşçakal demek zordu çünkü vedasız gittin sanki geri gelecekmiş gibi gittin ayrılıkla yüzleşmeden gittin.
Ayrılık acı verir çünkü sanki ayrılmıyormuşuz gibi terk ettin. Oysa beni gidisin değil bir umutla gelirsin diye beklemek öldürdü...
Hoşcakal dememiştik ayrılmamıştık öyle ise dönecektin bir umut vardı hala rüzgarda savrulan bir mum alevi gibi cılız ama ısrarla yanan bir umut vardı.. İşte beni o umut öldürdü... Gidişin değil...
Bir gün dönecek diye beklemeler öldürdü beni başka gölgeleri sana benzetmek eritti bedenimi ayak sesleri merdiven çıkışlarını dinledim sen misin diye... Kapı çalındığında ben koştum telefon çaldığında ilk çalışta elim telefondaydı ilk aylar da... Gelmedin... Ama hoşçakal da dememiştin... Gitmiştin... Ama veda etmemiştin...
Gidişin değil beni döneceksin umudu ile beklemek öldürdü...
Çok geç anladım bencildin. Artık hiçbir gölge sen değilsin hiç telefon etmeyeceksin dudakların adımı söylemeyi unutmuştur artık çalan kapılar ve telefonlara ben bakmıyorum kaç zamandır. Hoşçakal demeden gittin. Kolayı seçtin... Dönmeyeceksin...
Yüreğimde artık ne sevgi var ne umut ne de bir ağrı...
Yüreğimde taşlaşmış bir HOŞCAKAL var... sana ait...
Onu bir söyleyebilsem sana veda edeceğim... Bunca yıl benden çaldığın hayatımı geri isteyeceğim.
Ve sen Hiç anlamayacaksın hiç bilmeyeceksin... Beni gidişinin değil dönersin umudu ile yaşamanın öldürdüğünü...
Hoşçakal demek ölmekten daha mı zordu?
Mavi mavi Sevdim Seni
Bir kadeh kırmızı… bir damla kırmızı …
Kırmızının asıllıgınden mı ateşin sıcaklığından mı yoksa şarabın sarhoşluğundan mı bilmiyorum baş dönmelerim…
Acım kadar büyük mü mutluluğun…
Nefretım kadar asil mi sevdan…
Ve ben kadar kanarmı yüreğin biten bır sevdanın ardında…
Neleri yazmak ister yüreğim neleri unutmak…
Oysa ben her daim ayaktayım..
Sana inat…
Senın yıkmak ıstemene inat…
Hayata inat..
Bitmemiş bir masalım var daha sonunu yazmadığım..
Hüsran değil acı değil…
Cocuk düşlerim var..
Oyun bahcemde sakladığım oyuncak kovalarım var ve kumdan kalelerim var benim…
Sessizliğim var benım suskunluğum… Karanlık gecelerde saklanan cığlıklarım var…
Bir nefes dumanda gizlediğim düşlerim var..
Anlamsız anlamlı sözlerim zamanlı zamansız zamanlarım var benım…
Her defasında yenilendiğim güçlendiğim acılarım var…
Her defasında kırılsada kurmaktan korkmadığım gizli düşlerim var..
Düşlerden düşüşlerim var benim. Akan her bir damlada sana uzanan yollarım var…
Ve her defasında senden vazgeçişlerim var..
Gittiğinden beri ne çok olmuş..
Ne çok ben olmuşsun ve ben ne çok senin olmuşum..
Gitmeliyim…
Ve sen gitmelisin..
Sonu yok…
Düş’ü bile yok…
Her bir zerrede ben oluyorsun akıyorsun damarlarıma…
Oysa ben seni çoktan akıttım damarlarımdan hayata…
Git...
Masalımda yer yok sana…
Ve yer yok hayatımda senin gibi bir Aşk’a
Birinci damla kadehe…
İkincisi gözlerime…
Üçüncüsü kağıda…
Dördüncüsü düştü yere…
Yerle bir oldun sende bende
Mavi mavi Sevdim Seni
Gelişin gidişin gibi birdenbire oldu
Yüreğim kanatlandı uçtukça uçtum
Alçaklara konmak haddimize mi?
Başım bulutlarda açık pencerelerde gözlerim
O bildik balkona inivereceğim...
Demek kırk yıl oldu ha? Demek kırk yıl oldu?..
Ne seslendin ne seslendim...
Kader deyip bağrımıza sapladık hançerlerimizi
Sonsuz kanayışlara yatırdık yüreklerimizi.
Tutma tutma bırak beni
O bildik balkona inivereceğim
Başım bulutlarda açık pencerelerde gözlerim...
Yıllar önce Veysel'in dediği kulaklarımda:
"Senin yüreğin delik be hoca.. Senin yüreğin delik!"
Bu delik yürekle uzun yıllar yaşadım
İlkbahar çiçeklerini gördükçe yeniden
Umut yüklü şarkılara başladım.
Yüce dağlara karlar düştükçe
Nice kuytu köşelerde saklanıp ağladım.
Damar damar kanıma işledi sensizliğim
Yıllar devrildikçe meleğimi özledim.
Veysel'in dediği kulaklarımda:
"Senin yüreğin delik be hoca.."
"Senin yüreğin delik!"
Bu delik yüreğim ve anılarımla birlikte ben
O dağ senin şu dağ benim diye diye
Kaç yol kavşağında durup bekledim
Güne gün aya ay yıla yıl ekledim...
Belki dönersin belki gelirsin diye
Civan ömrümü tükettim.
Mevsimler döndükçe sanki daha da dirileşti papatyalar
Güller soldukça demlendi hatıralar
Şimdi şu benim delik yüreğim
Özlemden mi heyecandan mı nedendir?
Yeni baştan sızım sızım kanıyor.
Umuda kilitlenmiş bir yol kavşağında
Anılarından beslenmiş bir papatya
Yollarımı bekliyor.
Saçlarında aklar
Saçlarımda aklar...
Demek kırk yıl oldu ha? İnanamıyorum.
Demek koca kırk yıl gelip geçti.
Sensizliğimiz uçuştukça gözlerimizde;
Kafdağlarını aşamayan umutlarımızın yıldırımları
Hasret kesmiş fırtınalarla birlikte
El ele verip üstümüze geldikçe;
Yüreklerimiz delindi.
Havada bulut mulut yoktu nerden çıktı bu yağmur?
Anılar kaynaşıyor yüreğimizde
Geçen günlerimizle hesaplaşmak adına;
Islandıkça ıslanıyoruz.
Hayatımızın en zor dönemecinde
Dediğin yolun tam ortasındayız
Sağdan soldan su gibi akıp gidiyor zaman
Peşimizde torunlarımızın elinden tutmuş çocuklarımız
Yeni sevdalara kapılar açıyor...
Zor bir hayatı yaşadık biz oldukça zor bir hayatı yaşadık
Hasret sularında bandırıla bandırıla
Nice eski yeni aynaların karşısında sergilendik
Gözlerimizde yaralı bir ceylanın hüznü
Ürkek sevdalara bel bağladık...
Ben adam olmam ben adam olmam
Hâlâ seninle dolu bu delişmen yüreğim
Hâlâ on sekizinde bir gencim
Gözlerim yollarda
Seni bekliyorum...
Desene be gülüm
Haydi söylesene be gülüm:
"Saçlarımıza aklar düştü
Nice mevsimler geçti.
Papatyalar güller soldu
Uzadıkça uzadı yollar...
Ben seni unutamadım
Ben seni unutamadım!
Mevsimlik çiçekler gibi solsam da
Genç anılarımın şafağında:
Seninle yaşıyorum.
Seninle yaşıyorum!"
Ah ömrümüz ah ömrümüz
Birbirine bağlayamadığımız ömrümüz
Gelecek zamanlara damgasını vuracak...
"Belki de bir varmış bir yokmuş" diye başlayacak
Yeniden yeniden anlatılacak
Melek ve Şehzade'nin hikâyesi...
Destan destan yazılacak
Yaprak yaprak bütün çiçeklere
Seven yüreklere kazınacak
Sevda öykümüz.
Merhaba ömrümün özeti
Merhaba delişmen yüreğimin sızısı
Öyküm şiirim her şeyim
Merhaba bahtımın yıldızı
Efsane aşkım!
Mavi mavi Sevdim Seni
Biliyordum...
Suskunluğuna öyle alışmış ki zemheri yüreğim
Sen söylemesen degetirmesen de dile ve anlam getiremesem de;buralara ait olmadığını kabullenebiliyorum...
Kimlere uzanıyordu ellerin?
Benimkilere dokunmama nedenine nasıl da uzaktı gözlerim...
Oysa tenim bir nefes uzağındaydı
Sense sadece soluksuzluğunu verirdin bana...
Cayır cayır sana yanan ve bir o kadar susuz
Bir o kadar ıssız
Sanavarlığına bana kattıklarına ve belki daha da fazla aldıklarına rağmen hâlâ masum bir bekleyiştir bu...
Ekmekle katık edecek kadar bile değildir umudum
Olsun da... doyurmasa da olur
Bir bak yeter...konuşmasan da olur
Karmakarışıkderbeder bir yerlerdeyim ben
Kendimi kaybettim bulamıyorum... (Bulsana beni...)
Sonu gelmeyen bekleyişlerdengecelerin bitimsizliğindeniçimdeki sancıların canımı yakmasından öyle yoruldum ki...
Ve sıkıldım...
Bunları tek başıma aşacak gücü kendimde bulamamak çok koyuyor bana
Yokluğun vurdu zayıflığımın ortasındayken ben
Yediremedim gururuma... dudaklarda sus kaldım
Yağmurlar yağdırdım gittiğin şehre
Sen olmayınca... gözlerde yaş kaldım
Mavi mavi Sevdim Seni
Umuda gülümseyen heceler ---
“ Türkülerle büyüttüğüm çocuğun
Acılara serilmiş
Dilsiz umudun imkansız sevdasıydın sen… “
Rüyaları çalınmış gecelerde sevdim seni. Yetim cocukların kirlenmemiş düşlerinde büyüttüm seni. Her gülüşün acılarıma sürülmüş bir merhem gibiydi. Lacivert okyanuslara uzanan umuttu gözlerin.Korkularımı yüreğinde emziren bir imkansız sevdaydın sen.Yeni doğmuş bir bebeğin kundağında uyuttum hasretimi. Kirpiklerin papatyaların avuçlarına uzanmış uyurken ben yüreğimi közledim acılarında. Sen umuda gülümserken ben bedenimi közledim bir günahına. Ne olur sus bitanem. Kaybettiğim güneşi senin gözlerinde bulmuşken ezilmiş goncalarımın yaşlarını gülüşlerinin sıcaklığında kuruturken onca fedakarlığımı ne olur büyütme. Her şey senin yüregin ve sevdan için.
Yenilgiyi kuşanmış yılların umuda gülümseyen takvim yapraklarında sevdim seni. Geceleri avuç içlerime uzanıp kirpiklerimle sildim irine bulaşmış yüreğini. Her sabah alnının cayırlarında susuz gezinen çardak kuşlarını gözbebeklerimde emzirdim.Gökyüzüne yıldızları sererken gül kokulu Melek’ler ben gözlerine mutlulukları motifledim..
Rabbimden hep seni diledim alnımın seccadeyle öpüştüğü zamanlarda. Güneş huylu çocukların gözlerinde büyüttüm seni. Aldırmadım uzaklarda oluşuna boyun bükmedim arsız yokluğuna. Yüreğimin suskun kelimelerinde sevdim seni. Hasretinde kaç kez öpüştüm sen diye katransı geceyle kaç kez iç geçirdim güneşin avuçlarından yüreğimi süzülüp dudaklarıma inmeni yanık türkülerle. Sen tutacaksın diye yüreğimi ipsiz uçurumlara saldım. Gözyaşların söndürür diye bedenimi senin günahların için güllerin koynunda yaktım. Kanasa da bedenim hasretinde ne olur içinde yaşat beni. Yüreğinin sıcak hücrelerinde büyüt beni.
Uzaklardan bir çağırsan beni kirpiklerinden düşen gözyaşlarını dudaklarımla emmez miyim ? Göçmen kuşlarla haber yollasan karları üzerime giydirip kanayan yaralarını bedenimle örtmez miyim ? Haydi ağlama sen gül yüreklim. İmkansızlığın içinde yürüt beni. Kavuşmamız yasak olsa da yüreğinde büyüt beni..
Aldırma yalnız gecelerde suskunluğuma. Aldırma gözyaşlarıma. Sırtlarımız ayrılık duvarlarına dayansa da sevgimizi imkansızlığın içinde yaşatmadık mı ? Ayaklarımız karların altında yanarken bir avuç güneşle “ sevdamızı “ kurak topraklarda zamansız yeşertmeyi ummadık mı ? Karanlığa inat yüreğimi yıldızlara yaslayıp sevda bozkırlarda “ umuda “ kök salmadık mı ? Haydi sil gözyaşlarını. Eğdiğin başını “ gökkuşağına “ kaldır. Bu aşka hasretin prangaları vurulsa da bir gün vuslatın şerbetini içeceğiz Zümrüd- ü Anka’nın avuçlarından. Güneş küsse de tenimize gözlerimizin aydınlığında büyüteceğiz sevdayı dilenen çiceklerimizi
Nerde olursan ol sevdaya gülümse. Sıcak nefesinle karanlığa yakılmış kandilleri üfle. Dudaklarıma süracılarının katransı zehrini. Haydi umuda tutunmuşken avuçlarından ben içeyim zemzem kokan sevda nehirlerini. Ve mutluluğu solurken gecenin karanlığında kirpiklerinde uyut beni.
Mavi mavi Sevdim Seni
Etrafı ceset kokuları sarmışken ölümden bahsetmek hakkım değildi.Zaten bu verilmiş bi hak değildi.Lakin beni yolda bırakıyor tuttuğum dümen işte.Düşünceye saplandık kara bir gecede yetemedi ışıklar dağıtmaya karanlığı gecede.
Batıyorum...
Beni ağlatan çocuksu sebepleri özlüyorum şimdiki bahaneler o kadar ağır ki!
Susuyorum... olmuyor; başımı ağrıtıyor sessizlik.
Konuşuyorum... olmuyor; çığlıkları boğuyor sesimi.
Ne olurdu gitmeseydin biraz.Varsın yansaydı elinde biletler.Varsın sana ait herşeyi götürseydi vagonlar.Ne olurdu az daha bana kalsaydın.
Aynı odada saatlerce uğraştık birbirimize sesimizi duyurabilmek için ben senden bahsediyormuşum sen gitmelerden...
Anlamıyormuşuz neden anlaşamadığımızı...
Ve sen bana rağmen gidince...
Çaresiz yokluğunaki geceler üşüşüyor yarasalar pencerelerime...
Çığlık çığlık karanlıklar...
Düşünüyorum sen yokken artık...
Mavi mavi Sevdim Seni
Sevgimi eğitmeyi öğrendim gidişinle.
Sevgim; sana karşı hırçın bir çocuk gibiydi ya hani
Eğittim onu uslandı şimdi.
Sevgi nasıl eğitilir?
Nasıl uslanır bu hırçın yürek?
Zaman denen ilaçmı yoksa hasretmi?
Hangisi öğretmen olur bu dilsiz yüreğe...
Gittiğin günden sonra değişmeye başladım.
Senin dayanılmaz özlemin ve birde buna eklenen sevgin
İyice dinginleştirdi olgunlaştırdı beni.
Hatta inanırmısın seni anlamaya başladım.
Ve anlıyorum.
Yaşananlara birde senin tarafından bakarsam haklısın.
İnsanı acıları olgunlaştırırmış.
Gidişinle ne sevginden birşey eksildi
Nede beni aynı şekilde bulabilirsin döndüğünde.
Umudum kaldımı?
Dönecekmisin birgün?
Bunları soruyorum kendime...
Cevabını alamadığım sorularla
Hergün yürüyorum karanlık gecelere.
Yine de dua ediyorum ellerim havada
Ne olur birgün dön diye...
Radyoyu açıp şarkılar tutuyorum ikimize.
Senli benli şarkılar dinlerken
Ben hayal kuruyorum belki gelirsin diye...
Çalan şarkı Özdemir Erdoğan'ın.
''Sevdim seni bir kere başkasını sevemem.'' derken
Bende senden başkasını sevemeyeceğimi mırıldanıyorum kendime
Sadece kendime söylemek
İçimdeki senle paylaşmak acıtıyor içimi.
Sanada diyebilsem.
Ben...ben eski ben değilim diye.
Uzatsam elimi
Yalnızken tuttuğum bu şarkıları beraber tutsak senle.Beraber söyelesek yine...
Mavi mavi Sevdim Seni