Dudaklarıma her dokunduğunda biraz daha içime işliyorsun, daha derine ve en değerli yerlere. Kalbimin odalarından geçip, her odaya kokunu bırakıyorsun. Anılar kalıyor zihnimde. Sevgilim, aşktan yana şüphem kalmadı, karşımda beden bulmuş hâli gibi duruyorsun. Günler geçtikçe daha da büyüyor içimde sevdan. Hayattaki amacımdın, git gide hayatım oluyorsun. Ağlasam, omuzların çağırıyor beni, korksam, kolların. Garip bir kavram karmaşası bana bu yaşattığın, her geçen gün biraz daha.. Biraz daha, aşık ediyorsun. Seni sevmek, sevmelerin en güzeli. Gözlerine bakmak, yanında uyumak, nefesini hissetmek boynumda ve sonsuza kadar o hissin yanımda olacağını bilmek.. Seni seviyorum Gökhan, her gün biraz daha fazla, kocaman bir aşkla. İyi ki varsın ve iyi ki varlığınla bana hayat kattın. Sensiz siyah – gri arası mat bir gökyüzüydüm ben. Görülmek istenmeyen, hiçbir şiire ilham olamayan, şu şairlerin hiç haz etmedikleri gökyüzünden. Anlamsız ve kara. Boş, kimsesiz. Varlığın yıldız gibi girdi hayatıma. Her bir yanına serpildi ruhun gökyüzümün. Artık her şiirde biz varız sevgilim. Tıpkı hayatımın her anında olduğun, gökyüzüme parça parça serpildiğin, beni aydınlattığın ve başımı yastığa koyup gözlerimi kapadığımda, karşıma çıkan o kızıl-siyah karanlıkta bir anda beliriverip, beni gülümsettiğin gibi. Seni seviyorum, çünkü seni sevmek çocukluğuma –ama yarasız beresiz çocukluğuma- dönmek gibi. Saf ve güzel. Saf ve gerçek. Annemin babama duyduğu sevgi, bana duyduğu güven gibi. İçten gelen ve hiçbir yere gitmeyen. Hiçbir zaman kaybolmayan ve yıllandıkça güzelleşen şaraplar gibi.

Seni seviyorum.. Çok seviyorum seni.

01:56 01 01 2014