14. Sure (İbrâhîm Suresi), 34. Ayet
O, İstediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.
22. Sure (Hac Suresi), 66. Ayet
O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür.
28. Sure (Kasas Suresi), 57. Ayet
Onlar, "Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız" dediler. Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.
30. Sure (Rûm Suresi), 33. Ayet
İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek ona dua ederler. Sonra Allah onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, Rablerine ortak koşuyorlar.
30. Sure (Rûm Suresi), 34. Ayet
Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkar etsinler bakalım! Haydi (şimdilik) yararlanın, ama yakında bileceksiniz.
30. Sure (Rûm Suresi), 51. Ayet
Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgar göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
31. Sure (Lokmân Suresi), 20. Ayet
Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah'ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır.
42. Sure (Şûrâ Suresi), 48. Ayet
Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa o zaman da insan pek nankördür.
80. Sure (Abese Suresi), 17. Ayet
Kahrolası (inkarcı) insan! Ne nankördür o!
80. Sure (Abese Suresi), 18. Ayet
Allah onu hangi şeyden yarattı?

80. Sure (Abese Suresi), 19. Ayet
Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.
80. Sure (Abese Suresi), 20. Ayet
Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
80. Sure (Abese Suresi), 21. Ayet
Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.
80. Sure (Abese Suresi), 22. Ayet
Sonra, dilediği vakit onu diriltir.
80. Sure (Abese Suresi), 23. Ayet
Hayır hayır o, Allah'ın kendisine emrettiğini yerine getirmedi. (İman etmedi.)
80. Sure (Abese Suresi), 24. Ayet
Herşeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
80. Sure (Abese Suresi), 25. Ayet
Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
80. Sure (Abese Suresi), 26. Ayet
Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık!
80. Sure (Abese Suresi), 27. Ayet
Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
100. Sure (Âdiyât Suresi), 1. Ayet
Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

100. Sure (Âdiyât Suresi), 7. Ayet
Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.