"Düriyemin güğümleri kalaylı
Fistan giymiş etekleri alaylı"



Kalay, gelişimini bakır kaplara borçludur ya da tam tersi, bakır kaplar gelişimini kalaya borçludur.

Kalayın bulunması bakırın mutfakta geniş ölçüde kullanımına neden olmuştur. Bakır kaplar tek başına kullanıldığında hava ile teması sonucu oksitlenmesi (kararması) ve yiyecek, içecekle teması sonucuyla da yüzeyde bakır sülfatın oluşması (yeşillenmesi) sonucu – ki buna yaşlılarımız cenk derdi - zehirlenmelere ve ölümlere neden oluyordu. Kalayın bakırla işbirliği, kalaycılık denen bir mesleği ortaya çıkarmıştır.

Bakır kapların üzerini kalayla kaplayanlara kalaycı denir.

Kalaylanacak kaplar önce örs ve çekiçle düzeltilir. Ezik ve kırık yerler düzeltilir, gerekirse yama veya kaynak yapılır. Sonra kum ve kömür parçaları ile temizlenir. Oksitlenen, kararan veya kalay yapılacak yerler parlatılır, yıkanır ve kurutulur. Bu iş için genellikle el ve ayaklar kullanılır. Kalaycılar elleriyle duvardaki veya en yakınındaki elle tutulacak şeylere tutunup, kalçalarını sağa ve sola çevirerek ayaklarının altındaki kapların temizliğini kum ve kömür tanecikleri yardımıyla yaparlar. " Ne kıvırıyorsun ?" sözünün buradan geldiği söylenmektedir.



Kalaycı Musa Utku dükkânda çalışırken-Ergani
Foto: Esat Taştekin

Temizlenen kap, körükle harlanmış ateşin bulunduğu ocakta ısıtılır. Kalayın tutması için kabın içine toz nişadır atılır. Sonra kalay parçası biraz ısınan kaba sürülür, bir parça erimesi sağlanır. Büyük bir bez parçası yardımıyla eriyen kalay kabın kalaylanacak yüzeyine tamamen yayılır. Kalaylanma işi tamamlanıncaya kadar bu işleme devam edilir.
Bakırdan yapılmış kazan, teşt, sini, kuşhana, lengeri, tas, saplı, sahan, kırpıklı sahan, tava, tunç kulplu tava, cezve, sıtıl (bakraç) gibi ev ve mutfak gereçleri kalaylanırdı.

Bazı meslekler gibi kalaycılık da artık tükenme noktasındadır. Parlak zamanlarını bakırın mutfak eşyası olarak kullanılmasına borçlu olan kalaycılık, bakırın mutfaklardan çekilmesiyle meslek olarak sona yaklaşmıştır. Günümüzde melamin kapların, plastik kapların, emaye kaplamalı kapların, alüminyum kapların, porselen kapların ve daha çok da kullanım kolaylığı ve çeşit zenginliği nedeniyle paslanmaz çelik ve cam kapların geniş şekilde kullanılması bu mesleğe olan ihtiyacı ortadan kaldırdı. Kalaycılık ekmek kapısı olmaktan çıktı diyebiliriz. Turistlere yönelik bakır eşya imalatı az da olsa kalaycılığı biraz da olsa devam ettirmektedir.

Ergani'de benim tanıdığım Kalaycılar halim-selim ve sabırlı insanlardı.

Köylerde bu işi genellikle Karâçi veya Âşık / Mıtrıp denilen göçebeler yapardı.