Gülay GÖKTÜRK,bugün gazetesi...

Artık bu kadarını kaldırabilir miyiz, bilmiyorum!

Biliyorsunuz, kısa bir süre önce CPJ'nin raporundan Türkiye'nin "gazetecilerin hapsedildiği ve muhalefetin suç sayıldığı karanlık günler"den geçtiğini; "basın özgürlüğü konusunda tarihinin en karanlık dönemini yaşadığını" okumuştuk. Daha bu "gerçekle" baş edememişken, şimdi de bir başka rapor balyoz gibi indi kafamıza.

Bu kez hazırlayan Dünya Ekonomik Forumu. Forumun 2012 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'na göre, Türkiye'de kadınların durumu gittikçe kötüleşiyor; kadın-erkek eşitliği açısından giderek büyüyen bir uçurum oluşuyormuş!
Genel değerlendirmede, Türkiye kadın-erkek eşitliğinde 135 ülke arasında 124'üncü durumda imiş. Mesela Nepal, Lübnan, Ürdün, Cezayir gibi ülkeler sıralamada Türkiye'nin üstünde yer alıyormuş. Yani bu ülkelerdeki kadınların durumu Türkiye'den daha iyi imiş. İçinde yer aldığı Avrupa ve Orta Asya bölgesi ülkeleri arasında ise sonuncu sıradaymış. Kadınların ekonomiye katılım fırsatı açısından 135 ülke arasında Türkiye 129. olarak Fas ve İran'ın arasında yer alıyormuş. 2006'da 92'nci sırada olan kadınların eğitime erişimi bu yıl 108'inci sıraya gerilemiş. Rapor, Türkiye'de kadınların durumunun sadece dünya sıralamasında gerilediğini ortaya koymakla kalmıyor, Türkiye'nin geçmiş yıllara kıyasla geri gittiği görülüyormuş.

Turistler bile güler

Türkiye'de yaşayan her aklı başında insan, bu raporu okuyunca aynı soruyu sorar: Bu rapor hangi ülkeden bahsediyor Allah aşkına?

Eğitimde cinsiyetler arası farkın on yıl içinde 7,25'ten 0,50'ye düştüğü bu ülke mi, kadınların eğitime erişiminde 92'nci sıradan 108'inci sıraya gerilemiş?

2002 yılında zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen okula gidemeyen 873 bin kız çocuğu sayısının 2011 yılında 56 bine indiği bu ülke mi 92'nci sıradan 108'inci sıraya gerilemiş?

Kadın nüfustaki istihdam artışının 2009 yılından bu yana istikrarlı biçimde arttığı, hatta erkek istihdamı azalırken bile artmaya devam ettiği, 2010 ve 2011 yıllarında da süren bu artışın son aylarda ortalama 300 bin kişinin üzerinde tutunmaya devam ettiği bu ülke mi kadın istihdamında geriliyormuş!

Bırakın Türkiye halkını, Türkiye'ye turist olarak gelip 10-15 gün kalanlar bile güler bu raporda çizilen tabloya.
Bu raporları okuduğunda, söz konusu ülkede yaşayan insanlar, başka bir ülkeden bahsedildiği duygusuna kapılıyorlarsa, sorun o ülkede değil; o raporlarda, o raporları hazırlayanların kafa yapısındadır.

Genel tablo yanlış olunca...

Son dönemde aynı kafa yapısının ürünü olan üç ayrı rapor okuduk. Birincisi AB'nin ilerleme raporu idi. İkincisi Gazetecileri Koruma Komitesi'nin raporu, üçüncüsü de bu...

Her üç rapor da, elbette bazı gerçek sorunlara değiniyor ama bütünsel olarak o kadar yanlış bir resim çiziyor ki, bazı doğru noktalara parmak basmasının hiçbir değeri kalmıyor.

Örneğin Türkiye özgürlükler konusunda sorunları olan bir ülke ama "özgürlüklerin giderek kısıtlandığı" bir ülke değil.

Evet, Türkiye basın özgürlükleri alanında problem yaşayan bir ülke ama "basın özgürlüğü konusunda tarihinin en karanlık dönemini yaşayan" bir ülke değil.

Yine Türkiye kadınla erkeğin tam eşitliğinin sağlanamadığı bir ülke ama bu konuda dünyanın en kötü durumda olan ülkelerinden biri değil, tam tersine oldukça iyi durumda olan ülkelerinden biri.

Peki bu raporlar neden genel tabloları böyle çarpıtıyor?

Sanırım, şu aralar yerli muhaliflerin sıkı markajı altındalar.

Ama Allah'tan ki artık ülkelerin imajını bu tip raporlar oluşturmuyor.

İyi ki dünya bundan 50- 60 yıl önceki gibi kapalı bir dünya değil. İyi ki her yıl milyonlarcamız başka ülkelere gidip oralarda nasıl hayatlar yaşandığını görebiliyoruz ve her yıl milyonlarca yabancı Türkiye'ye gelip buradaki hayatı gözlemliyor da bu sözde bilimsel raporların ortaya koyduğu Türkiye tablosunun ancak şizofrenik bir zihnin üretebileceği tepetaklak bir görüntüden başka bir şey olmadığını herkes görüyor.