Fuat Ergin: "Küfür Hürriyetimin Altını Çiziyor"

İkinci bandrollü albümü Kalbüm'ü kendi imkanlarıyla pek yakında yayınlayacak olan Fuat hip hop ve rap kültürünün Türkiye'deki yansımasını değerlendiriyor

Fuat Ergin, 2004 yılından beri İstanbul'da rap yapıyor. Gerçi buraya taşındı beri eski üreticiliği kalmadı diyenler var, memlekette icra edilen rap'in aydınlık yüzü olarak ağırlığını koruyor diye düşünüp sevinenler de. Onu İstiklal Caddesi'nde yürürken gördüğünüzde ya da beklemediğiniz bir konserde konuk olarak sahnede karşınıza çıktığında gülümsemeden edemiyorsunuz. Bu bile güzel. Fuat da her rapçi gibi ağır konuşuyor, ağır takılıyor. Ne dediğinin en az nasıl söylediğin kadar önemli olduğu bir meziyet rap. Fuat bu noktada kendine has espri anlayışı ve zeki göndermeleriyle fark yaratıyor. Bir süredir kimseyle arasında bir polemik olduğunu da duymuyoruz. Yani hip hop'un aydınlık ve zeki yüzü, popstar değil saygın, yerini bilen usta kıvamında yaşayıp gidiyor. Rap yıldızı falan olmadı belki ama rap üstadı olduğu kesin. Fuat'ın ikinci bandrollü albümü Kalbüm yakınlarda piyasada olacak. Fuat bu albümü kendi imkanlarıyla yayınlayacağı için kesin bir çıkış tarih veremiyor. Herhangi bir plak şirketiyle anlaşmayı düşünmesinin sebebi daha fazla kısıtlama istememesi. Çünkü zaten 'bandrol', beraberinde yeterince ağırlık getiriyor.

Yeni albümünün adı Kalbüm. Albümle Kalbim arası bir şey. Kimin fikriydi bu isim? Ve senin için anlamı nedir?
Fikir benimdi. Üzerine uzun süre düşünüp bulduğum bir isim değil açıkçası. Bir ara albüm ismi üzerine düşünürken, pat diye aklıma geldi. Kelime sentezlemeyi hep sevmişimdir. Mesela Entürkteynment de buna bir örnek. Eğlencenin en Türkleşmiş hali gibi bir anlamı var. Kız arkadaşımın ismi de Müjde, ona da ejderha efekti verdim; Müjderha dedim.

Bu ikinci bandrollü albümün olacak. Bandrollülerle bandrolsüz olan diğerleri arasında bariz bir fark oluyor mu? Bu dengeyi nasıl kuruyorsun?
Tabii ki fark oluyor. Bandrolsüz albümlerimde küfür edebiliyordum. Almanya'da buradakine benzer bir denetim yok; bandrol de yok. Almanya'da çıkardığım albümlerde istediğim her şeyi yazabiliyordum. Ama Türkiye'de bandrol alınırken şarkı sözleri kontrolden geçtiği için küfür edemiyorum. Bu, küfürü sevdiğim veya savunduğum anlamına gelmesin. Küfür, hürriyetimin altını çiziyor. Küfür etmemin tek sebebi, bunu yapabilme özgürlüğümün olmasıydı. Normalde küfürlü konuşan bir insan değilim. Albüme koyamasam da internet üzerinden hala küfürlü parçalar yayınlıyorum (gerektiğinde). En son "Kırmızı Halı" diye bir parça yaptım, bol küfürlü. Bu parça, röportajlarında rahmetli babamın ismini ağzına alan bir tek hücreli içindi.

Kim bu tek hücreli sorması ayıp?
"Kırmızı Halı"yı dinlersen kim olduğunu anlarsın.

Albümde kimlerle çalıştın?
Tarkan Gözübüyük ile Mor ve Ötesi'nden Kerem Özyeğen albümüm için bir altyapı hazırladı. Türkçe rap'ten bir tek A.P.O. albümde olacak. Diğerleri sürpriz olsun, hepsini açıklamayayım şimdi.

Genel bir, bütünlüklü ruh hali var mı? Yoksa bir bütün olarak değil de şarkı şarkı mı değerlendirmek istersin?
Ben şu ana kadar hiç konsept albüm yapmadım. İçimden ne geliyorsa onu yazıyorum. Albüm üzerine ticari düşünüp, herkesi içine çekmesi kolay, bilindik kalıplar üzerinden giden ve kabul görmüş konulardan bahsetmek isteseydim, rap yapmazdım. Her parçada içimden geleni yazıyorum; işte bu da Kalbüm demek.

Şarkıları yazmaya başlamadan önce bir depolama süreci yaşıyor musun? Not tutmak, bir olayı akılda tutup üzerine gitmek gibi. Yoksa doğaçlama mı çıkıyor sözlerin, tek bir anda?
Depolama bilinçaltında oluyor. Stüdyoya girdiğim zaman aldığım notlara bakarak söz yazmaya çalışmıyorum. Altyapıyı stüdyoda yapıyoruz ve buna paralel olarak ben de şarkı sözlerini yazmaya başlıyorum. En son nakaratı kaydediyorum.

Underground olmanın bir manası olmadığını söylüyorsun ama bu hip hop'un felsefesiyle ters düşmüyor mu?
Hayır, hip hop'un felsefesine ters düşen bir şey yok. Çünkü hip hop kültürünün buna ihtiyacı yok. Hip hop'un felsefesine ters düşen bir hareket söyleyeyim mi size? Estetik ameliyatlı, botokslu yılanlarla iş yapmak, hip hop'un felsefesine ters düşer. Amatör bile diyemeyeceğim şekilde rap yapmak underground olmaksa ben yokum. Piyasaya albüm sürememek ve konser vermemek underground olmak anlamına geliyor. Ölmeden hiç kimse yer altı değil!

Underground olmakla bir şey becerilmiyor mu demek istiyorsun? Ya da tam manasının burada hayata gelmesi imkansız mı?
Ünlü olmayabilirsin, CD'lerini hip hop partilerinde satıyor olabilirsin, aktivist olabilirsin, rap'i çok seviyor olabilirsin ama bu senin iyi rap yaptığın anlamına gelmez bence. Gittiğim partilerde neler gördüm, duydum. Kendilerini görseler "aboov" diyecekler. Punchline'ı olmayan, matematiği tutmayan, arada sırada kafiye duyduğun rap'leri yapanların; sözlerin arasında "underground" dediklerini işitiyorsun. Underground'a baktığım zaman, bana parmak ısırtacak ve benim çıtamdan yukarı lirikler ve flow'lar dinlemek isterim

Her Ayın Elemanı albümünden sonra epey bir bekledin. Neden bu kadar uzun süre ara verdin?
Keyif yaptım biraz; yaydım. Tembellik hakkımı kullandım.

Müzik içinde belirli bir noktaya geldiğin zaman kendini ispat etmek gibi bir derdin olmadığı için birçok müzisyen rahatlıyor ve tembelleşiyor. Para kazanmak için reklam müzikleri falan yapıyor, şarkı yazmayı bırakıyorlar. Senin müzikten uzak kalman da bazı kesimler tarafından böyle değerlendirilmiş olabilir. Katılıyor musun? Hayat derdi müzik aşkının önüne geçebiliyor mu bazen?
Hiçbir şey aşkımın önüne geçemez. Ara vermemin sebebi, reklamlardan para kazandığım için değildi. Ama albüm ve konser dışında işler yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Tabii ki kendimle ters düşeceğim bir iş yapmam. Hayatımı şu ana kadar kendim kazandım, bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Ben k.çını ailesine veya yakınlarına dayamış birisi olmadım hiçbir zaman. İnşa ettiğim yola kendi irademle girdim.

Artık müzik dinlemediğini söylemiştin. Hala öyle mi? Sebebi nedir?
Müzik dinlemiyorum dememde bir ironi var. Müzikten keyif almıyorum anlamına gelmez bu; etkilenmemek için dinlemiyorum.

Bu hip hop tartışmaları neden bitmiyor? Sanki sırf racon olsun diye artık herkes yok kere kavga ediyor gibi...
Dünya gırtlağına kadar kan içinde. Bizim kavgalarımızın hiçbir önemi yok. Arkadan konuşmaktansa, parça yaparak karşımdakinin hatasını yüzüne vurmayı yeğliyorum. Bunu yapma özgürlüğüm var. Bu özgürlüğü neden kullanmayayım? Maalesef bizden sonra gelenler hadlerini bilemeyip bu işi fiziksel şiddete taşıyorlar. Racon dedin; rap'in raconu, işi şiddete taşımadan lirikle çözmektir.

Hip hop ülkemizde inanılmaz talep görüyor ama çoğu insanın hala haberi yok. Mesela myspace'de sayfalara baktığımızda da bunu görüyoruz, rock gruplarının adının duyulmadığı yerlerde rap organizasyonları düzenleniyor; acayip bir rağbet var ama neden kimsenin haberi yok?
Hip hop komünikasyon ağı sadece internet üzerinden yürütülüyor. Arada sırada yolda yürürken bir afiş görüyorsun. Ama bunlar görsel anlamda da yeterli değil. Partilerin flyer'ları orta okul ve liselerde dağıtılabilir. Partilerde 18 yaş sınırı yok; gençleri buralara motive etmek underground'un görevi. Ayrıca garip bir bölünmüşlük de var. İstanbul'da her semt, kendine has bir habitat. Breakdance'cılar da kendi partilerini yapıyorlar. Ama en zor iş aerosol yapanların. Respect to all man on action! Keep bombing! Rooftop görmek istiyorum beyler!

Türkiye'de yaşamakla Berlin'de yaşamak, rap ve hip hop kültürleri arasındaki farklar neler?
Berlin bir hip hop metropolüdür. Türkiye'de herkes kendi kariyerine odaklanmış. Berlin'de böyle değildir. Yakında rap ve hip hop öğretisi yaptığımız etkinlikler olacak. Berlin'de rap workshop'u yapmıştım. Burada alttan gelen gençler sadece gördüklerini taklit edebiliyorlar çünkü kimse onlara bir yön çizmiyor.

Türkiye'de rap kültürünün biraz hızlı ve tam olarak sindirilememiş bir şekilde ilerlediğini söyleyebilir misin?
Şu anda insanların bu kültürü çiğnediğini düşünürsek, mideye inmesini ve sindirilmesini bekleyip; gelişmeleri bir beş yıl sonra çok daha net bir şekilde açıklayabiliriz. En az senin kadar merak ediyorum ben de bu konuyu.

Sen neden burada kalmayı tercih ediyorsun? Burada müzikal anlamda daha mı rahatsın?
Benim Türkiye'ye gelme sebebim buraya bayrağı dikmektir. Berlin'de konserlerime daha çok Almanlar geliyordu. Ben de kariyerime Türkiye'de devam edip, Türkçe anlayan insanlara seslenmek istedim. Berlin'de müzikal anlamda daha rahattım ama zaten hala bir ayağım orada.