porno escort diyarbakır iskenderun escort
Sayfa 5/5 İlkİlk 12345
46 sonuçtan 41 ile 46 arası

Konu: Sünneti yaşayalım

  1. #41
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Sünneti yaşayalım

    Seyyidü'l İstiğfâr (İstiğfâr'ın En Üstünü)


    Peygamberimiz buyurmuştur ki:
    "Seyyidü'l istiğfâr (istiğfâr dualarının efendisi, üstünü, faziletlisi) şöyle demendir:

    اللَّهُمَّ أنْتَ رَبِّى لاَ إلَهَ إلاَّ أنْتَ خَلَقْتَنِى وَأنَا عَبْدُكَ

    وأنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ

    أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ ، أبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَأبُوءُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى

    فَإنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ

    Okunuşu

    Allâhümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halagtenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike me'stetağtü. Eûzü bike min şerri mâ sana'tü.
    Ebû-u leke bi-ni'metike aleyye ve ebû-u bi-zenbî, fa'firlî zünûbî, fe innehû lâ yağfiru'z zünûbe illâ ente.

    Anlamı:


    "Allah'ım! Benim Rabbim Sensin. Sen'den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yettiği kadar ezelde Sana verdiğim ahd ve va'd üzereyim. İşlediğim günahların şerrinden Sana sığınırım. Bana ihsan ettiğin nimetlerini itiraf ederim, günahımı da itiraf ederim. Beni mağfiret eyle (bağışla), Şüphesiz günahları Senden başkası mağfiret edemez!"
    (Buhâri, Deavât)

    Peygamberimiz buyurdu:
    "Bu seyyidü'l istiğfâr duasını her kim kalbiyle sevap ve faziletine kesin inanarak gündüz okur da o gün akşama girmeden önce ölürse, o kimse cennet ehlindendir. Her kim de sevap ve faziletine kesin inanarak bunu geceleyin okur da sabaha girmeden önce ölürse, o kimse de cenet ehlindendir."
    (Buhâri, Deavât)

    Rabbimiz şöyle buyuruyor:
    "Onlar çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri vakit Allah'ı hatırlayarak hemen günahları için bağışlanma dileyenlerdir (istiğfâr edenlerdir). Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlar ki? Bir de işledikleri (günah) üzerinde bilip durdukları halde ısrar etmeyenlerdir."
    (Âl-i İmrân: 135)

    "Dedim ki: 'Rabbinizden mağfiret dileyin (istiğfâr edin); çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (mağfiret dileyin ki) üzerinize bol bol yağmur indirsin. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.'"
    (Nûh: 10-12)

    Şa'bî'nin rivâyetine göre, Hz. Ömer bir gün yağmur duasına çıkmış devamlı sûrette istiğfâr etmiştir ('Estağfirullah' demiştir). Bu kelimeye başka birşey ilave etmemiştir.
    Bunun sebebi sorulduğunda, Nûh: 10-12 ayetleri okumuştur. *

    Hasan Basrî'den şöyle rivâyet edilmiştir:
    Bir adam kendisine gelip kıtlıktan şikayet etmişti; ona istiğfâr etmesini tavsiye etti. Diğer birisi fakirlikten şikayet etmişti. Ona da istiğfâr tavsiyesinde bulundu. Başka biri geldi, zürriyetinin azlığından şikayet etti; bir başkası toprağının az mahsul verdiğini söyledi. Her birine yine istiğfâr etmelerini tavsiye etti. Rubeyy b. Sabîh dedi ki:
    Sana farklı adamlar gelip çerşitli şikayetlerde bulundular. Sen hepsine aynı öğüdü verdin.
    Bunun üzerine Hasan Basrî, Nûh: 10-12 ayetlerini okudu.
    (Medârik Tefsiri, Ebû'l Berekât en-Nesefî, C: 4, Sh: 433)

    * Öyle zamanlar oluyor ki, kuraklıktan insanlar biçare düşüyor, değil istiğfâr yada yağmur duası; hatimler indiriyorlar yine de Allah, o insanlara yağmur vermiyor!
    İnsan, bunu düşünmeli ve nedenini kendisinde aramalıdır!





    Sustum...!

    Gittim...!

    EyvaLLah...!

  2. #42
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Sünneti yaşayalım

    Gizli ve Açık Şirk'ten Korunmak İçin Dua Etmek:




    اللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ أنْ أشْرِكَ بِكَ وَأنَا أعْلَمُ ، وَأسْتَغْفِرُكَ لِمَا لاَ أعْلَمُ

    "Allah'ım bilerek şirk koşmaktan Sana sığınırım. Bilmediklerim için de Senden mağfiret dilerim."
    (Müsned-i Ahmed)

    Muaz b. Cebel'den rivâyet edilmiştir:
    "Hayvanın sırtında, Hz. Peygamberin arkasında yolculuk ediyorduk. "Ey Muâz! Allah'ın kulları üzerindeki haklarının neler olduğunu biliyor musun?" diye sordu.
    "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir" dedim.
    O da buyurdu ki:
    "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı, O'na şirk koşmadan ibâdet etmeleridir.
    Kullarının da Allah üzerindeki hakkı, şirk koşmayan kullarına azab etmemesidir.."
    "Yâ Rasûlallah! İnsanlara bu müjdeyi haber vereyim mi?" dedim. Peygamberimiz de:
    "Haber verme, sonra buna güvenirler de tembelleşirler" buyurdu."
    (Buhâri, Kitâbu't Tevhîd; Müslim, Kitâbu'l İmân)

    Buradaki "azap etmemek" ifadesi; ya "Allah şirk koşmayanları ebedi olarak azap etmez" demektir. Yada "zelil, hor ve hakir kılarak azap etmez" demektir. Allah iman edenleri cehennemde, günahlarından temizlemek için azap edecektir. Müşrikleri de zelil kılmaz için azap edecektir.
    Bu Hadis'de şirk koşmadan ölenler için, büyük bir müjde vardır.

    Tam aksine müşrik olarak bu dünyadan ayrılanlara ise; zelil edici, sonsuz bir azap ve tehdit vardır.
    Bu Hadis'de, bir mahzûr doğuracaksa müjdenin haber verilmemesi gerektiğine dair delil vardır.

    Ayrıca Hz. Muâz'ın, Peygamberimizin yanındaki değerini de anlıyoruz. Peygamberimiz, ilk dönemlerde duyulmasını istemediği bir gerçeği, kendisiyle paylaşacak kadar Muâz'a güveniyor ve değer veriyor. Fakat, Peygamberimizin, bu gerçeğin duyulmasını hiç istemediği zannedilmemelidir; öyle olsaydı, Hz. Muâz'a bu bilgiyi vermezdi. Peygamberimiz, her şeyi tam zamanında ve gerektiğinde yapar. Hz. Muâz da, Rasûlulah'ın kendisinden ne istediğini çok iyi biliyordu ve vefatından önce bu gerçeği açıklamıştır.

    Rasûl'ün ashabı o kadar hassastı ki, Peygamber bir konuda kendisini men etti, diye o yasağa hayatının sonuna kadar riâyet ediyor ve Allah ve Rasûlünün 'ilmi gizleyenleri azap ile tehdit edici' buyruklarına istinâden de bu Hadis-i Şerif'i açıklamadan vefat etmiyor!
    Allah, Rasûl'ün ashabından razı olsun ve en güzel şekilde onlara uymamızı bize kolay kılsın.

    "(İslâm'a girme hususunda) öne geçen muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle uyanlardan Allah razı olmuştur.
    Onlar da, O'ndan hoşnut olmuşlardır.
    Bunlar için orada ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu, en büyük kurtuluştur." (Tevbe: 100)

    Rabbimiz, bu ayetteki müjdeye bizi muvaffak kılsın. (Amin)


    Sustum...!

    Gittim...!

    EyvaLLah...!

  3. #43
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Sünneti yaşayalım

    Vasıtaya Binerken ve Sefere Çıkarken Okunacak Dualar:

    "O, bütün çiftleri yaratmış ve sizin için gemilerden ve hayvanlardan, bineceğiniz şeyleri var etmiştir.
    Tâ ki onların sırtlarına binip kurulasınız, sonra onların üzerine yerleşince Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve şöyle diyesiniz:
    'Bunları bizlere musahhar kılan (hizmetimize veren), eksiklikten münezzehtir. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi. Ve esasen biz, muhakkak Rabbimize döneceğiz.'"
    (Zuhruf: 12-14)

    İbn Ömer'den rivâyete göre; Rasûlullah aleyhisselâm sefere çıkma esnasında devesinin üzerine oturup üç defa tekbir getirmiş ve sonra şu duayı okumuştur:

    سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ

    وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ

    "Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ın şânı ne yücedir. Yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz, ancak Rabbimize döneceğiz."
    (Zuhruf: 13, 14)

    Vasıtaya binerken okunacak duadan sonra sefere çıkarken okunacak duayı da hatırlatalım. Çünkü vasıtaya binenler, aynı zamanda yolculuğa da çıkmaktadırlar.
    Rasûlullah da bir sefer öncesinde bineğine oturup yukarıdaki duayı okuduktan sonra şu duayı da okurdu:

    اللَّهُمَّ إنَّا نَسْألُكَ فِى سَفَرِنَا هَذَا الْبِرَّ وَالتَّقْوَى ، وَمِنَ الْعَمَلِ مَا

    تَرْضَى ، اللَّهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْنَا سَفَرَنَا هَذَا ، وَ أطْوِ عَنَّا بُعْدَهُ ، اللَّهُمَّ

    أنْتَ الصَّاحِبُ فِى السَّفَرِِ وَالْخَلِيفَةُ فِى الأهْلِ ، اللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ

    مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَكَآبَةِ الْمَنْظَرِِ وَسُوءِ الْمُنْقَلَبِ فِى الْمَالِ وَالأهْلِ

    "Allah'ım biz bu seferimizde Senden iyilik ve takvâ ve razı olduğun amel istiyoruz.
    Allah'ım, bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır ve uzaklığını bize yaklaştır.
    Allah'ım yolculukta Sen koruyucusun, aile hakkında da gözeticisin. Allah'ım yolculuğun meşakkatinden, üzücü şeylerle karşılaşmaktan, mal ve aile hakkında kötü bir akıbetten Sana sığınırım."

    Rasûlulah seferden dönünce de (sefere çıkarken okunan) bu duayı okurdu ve sözlerine şunu ilâve ederdi:

    آيِبونَ تَائِبونَ عَابِدُون لِرَبِّنَا حَامِدُونَ

    "Tevbe ediciler olarak, Rabbimize ibadet ediciler ve hamdediciler olarak (seferimizden) dönüyuruz."
    (Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî)
    ___________

    "Nihayet emrimiz gelip de Tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular yükselmeye başlayınca yada geminin kazanı kaynamaya başlayınca), (Nûh'a) dedik ki: '(Canlı çeşitlerinin) her birinden ikişer çifti ve -aleyhinde söz geçmiş olanlar hariç- aile efradını ve iman edenleri (geminin) içine yükle.' Zaten onunla birlikte çok az kimse iman etmişti. (Nûh) dedi ki: Binin içerisine! Onun akması da durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim günahları bağışlayandır, çok merhamet edendir."
    (Hûd: 40, 41)

    Hüseyin b. Ali'den rivâyete göre, o demiştir ki; Rasûlullah şöyle buyurdu:
    "Gemiye bindikleri zaman şöyle söylemeleri ümmetim için boğulmaya karşı bir güvencedir:

    بِسْمِ اللّهِ مَجْرَاهَا وَمُرْسَاهَا إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٌ رَحِيمٌ

    "Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Gerçekten Rabbim çok bağışlayandır, çok merhametlidir."
    (İbn Sünnî)

    Gemiye binerken okunacak dua;
    Hz. Nûh'un tufan öncesinde Allah'ın vahyi ve gözetimi altında yaptığı gemiye binerken okuduğu duadır.




    Sustum...!

    Gittim...!

    EyvaLLah...!

  4. #44
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Sünneti yaşayalım

    Kabir Üzerine Oturmanın Yasak Olması:

    Ebû Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

    Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:


    لَأنْ يَجْلِسَ أحَدُكُمْ عَلَى جَمْرَةٍ فَتُحْرِقَ ثِيَابَهُ فَتَخْلُصَ إلَى جِلْدِهِ

    خَيْرٌ لَهُ مِنْ أنْ يَجْلِسَ عَلَى قَبْرٍ


    "Sizden birinizin bir ateş koruna oturup, elbisesini yakması ve (o ateş korunun) derisine ulaşıp işlemesi; kabir üzerine oturmasından onun için daha hayırlıdır."
    (Müslim, Kitâbu'l Cenâiz; Ebû Dâvud, İbn Mâce, Nesâî, Müsned-i Ahmed)

    Bu Hadis'de, kabir üzerine oturmaktan şiddetli bir sakındırma vardır. Çünkü kabir üzerine oturmanın zararı kalbe sirayet eder. Bu durum, Hadis'te kabir üzerine oturma ile karşılaştırılan "bedenin zarar görmesinden" daha büyük zarardır.
    Kabir üzerine oturmak, bazı alimlere göre haram; bazılarına göre ise mekrûh'tur.
    Ölülerin kabirlerine oturmamak ve onlara hürmetkâr olmak gerekir.

    Hanefi mezhebine göre; kabirler üzerinde uyumak, tenzîhen mekrûh; kabirler üzerine bevletmek ve büyük abdest bozmak ise tahrîmen mekrûh'tur ve günahtır.


    Sustum...!

    Gittim...!

    EyvaLLah...!

  5. #45
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Sünneti yaşayalım

    Salli-Bârik Duaları ve "Salât" Kavramı:



    اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلىَ مُحَمّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلى إِبْرَاهِيمَ وَعلى آلِ إِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ

    "Ey Allah'ım! İbrâhim'e ve İbrâhim'in ailesine rahmet ettiğin gibi, Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine de rahmet eyle. Şüphesiz ki Sen, övülmeye layık olansın, şan ve şeref sahibisin.

    Ey Allah'ım! İbrâhim'e ve İbrâhim'in ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Muhammed'e ve onun ailesine de bereket ihsan eyle.
    Şüphesiz ki övülmeye layık olan Sen'sin, şan ve şeref sahibi olan da Sen'sin"

    اَللَّهُمَّ "Ey Allah'ım" demektir.
    صَلِّ عَلَى مُحَمّدٍ "Muhammed'e salât et (rahmet eyle)" demektir.
    Allah'ın Peygamberine salât etmesi, onu kendisine yakın olan meleklerin yanında övmesidir.
    وَعَلَى آلِ مُحَمّدٍ "Muhammed'in ailesine de salât et" demektir.

    Âl-i Muhammed (Muhammed'in ailesi)


    Bazı alimler, "Hz. Muhammed'in ailesi"; onun dinine tâbi olan mü'minlerdir yani Ümmet-i Muhammed'dir demişlerdir.
    Bazı alimler ise, "Muhammed aleyhisselâm'ın ailesi"; ona iman eden yakın akrabalarıdır demişlerdir.
    Doğru olan görüş, birincisidir.
    Yani Âl-i Muhammed, Ümmet-i Muhammed'dir


    كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ "İbrâhim'e ve İbrâhim'in ailesine rahmet ettiğin gibi" demektir.
    Yani "Ey Allah'ım, Sen İbrâhim'e ve onun ailesine salât ettiğin gibi, Muhammed ve ailesine de rahmet ihsan eyle" anlamındadır.
    اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ "Şüphesiz ki Sen, Hamîd'sin, Mecîd'sin."

    حَمِيدٌ "Hamîd", öven ve övülen demektir.
    Arapça'da "feîl" vezni hem ism-i fâil, hem de ism-i mef'ûl anlamına gelir.
    O, emrine itaat eden mü'min kullarını över; kemal sıfatların sahibi, herşeyin yaratıcısı ve bütün nimetleri veren olduğu için, sürekli övülen ve övülmeye layık olandır.
    مَجِيدٌ "Mecîd", Mecd sahibi demektir.
    Mecd; azamet, büyüklük, şeref, mutlak otorite, güç, yetki demektir.
    "Şan ve şeref sahibi olan Sen'sin" demektir.

    Salli ve Bârik Duaları Nerelerde Okunur:

    1) Hz. İbrâhim'e, onun ailesine, ümmetine ve Hz. Muhammed'e, onun ailesine, ümmetine rahmet ve bereket duası etmek istediğimiz her zaman okunabilir.
    2) Bütün namazların son oturuşlarında Ettehıyyâtü'den sonra okunur.
    3) İkindi namazının sünneti ile Yatsının ilk sünnetinin birinci oturuşunda Ettehıyyâtü'den sonra okunur.
    4) Dört rek'atta bir selam verilerek kılınan Teravih ve Nafile namazlarının ikinci rek'atının sonundaki oturuşta Ettehıyyâtü'den sonra okunur.
    5) Cenaze namazında ikinci tekbirden sonra okunur.

    "Salât" Kavramı Üzerine:

    إِنَّ اللَّهَ وَمَلائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

    "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salât ederler.
    Ey mü'minler, siz de ona salât ve selâm edin."
    (Ahzâb: 56)

    Ebû'l Âliye der ki:
    "Allah'ın Peygamberine salâtı" melekler yanında onu övmesi, "meleklerin salâtı" dua etmeleridir. Mü'minler de Hz. Peygambere: "Sana nasıl salât getirelim?" diye sorunca, Hz. Peygamber onlara: "Allahümme salli alâ Muhammedin... Allahümme bârik alâ Muhammedin..." demelerini öğretmiştir.
    (Buhâri, Kitâbu't Tefsir, Ahzâb Sûresi;
    Buhâri Tercemesi (Mehmed Sofuoğlu), C: 10, Sh: 4681, 4683)

    مَنْ صَلَّى عَلَىَّ صَلاَةً صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا

    "Bana bir salât-ü selâm getirene, Allah on defa rahmet eder."(Müslim, Kitâbu's Salât; Tirmizî, Ebû Dâvud, Nesâî, Müsned-i Ahmed)

    Salât, lügatta "dua" anlamına gelir.
    Şer'î ıstılah'da ise salât; bilinen, husûsî rükunlar ve zikirlerle kıldığımız namazdır. Ahzâb: 56'da ve az önce zikrettiğimiz Hadis'deki salât ise, salât edene göre farklı anlamlar ifade eder.

    Allah'ın salât etmesi, rahmet ve mağfiret; Peygamberin salât'ı, şefaat; meleklerin salâtı, istiğfar; kulların salâtı ise dua, niyaz ve yakarış anlamlarına gelir.



    Sustum...!

    Gittim...!

    EyvaLLah...!

  6. #46
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Sünneti yaşayalım


    Bir kimsenin, ailesine infak etmesi, hatta eşinin ağzına bir lokma vermesi dahi kendisi için bir sadakadır:



    Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

    إذَا أنْفَقَ الرَّجُلُ عَلَى أهْلِهِ يَحْتَسِبُهَا فَهُوَ لَهُ صَدَقَةٌ


    "Bir kimse mükâfatını yalnız Allah'tan umarak ailesine infâk ettiği zaman, onun bu nafakası, kendisi için bir sadaka olur."
    (Buhâri, İman, 41)

    Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a), oğlu (Âmir b. Sa'd)'a şöyle haber vermiştir: Rasûlullah aleyhisselam bana hitaben şöyle buyurdu:

    إنَّكَ لَنْ تُنْفِقَ نَفَقَةً تَبْتَغِى بِهَا وَجْهَ اللهِ إلاَّ أجِرْتَ عَلَيْهَا حَتَّى مَا تَجْعَلُ فِى فِى امْرَأتِكَ

    "Şüphesiz sen, Allah'ın rızasını arayarak yapacağın her bir harcamadan dolayı muhakkak ecre nâil olursun, hatta hanımının ağzına verdiğin lokmaya kadar."
    (Buhâri, İman, 41)
    Sustum...!

    Gittim...!

    EyvaLLah...!

Sayfa 5/5 İlkİlk 12345

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com