Salli-Bârik Duaları ve "Salât" Kavramı:
اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلىَ مُحَمّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلى إِبْرَاهِيمَ وَعلى آلِ إِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
"Ey Allah'ım! İbrâhim'e ve İbrâhim'in ailesine rahmet ettiğin gibi, Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine de rahmet eyle. Şüphesiz ki Sen, övülmeye layık olansın, şan ve şeref sahibisin.
Ey Allah'ım! İbrâhim'e ve İbrâhim'in ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Muhammed'e ve onun ailesine de bereket ihsan eyle.
Şüphesiz ki övülmeye layık olan Sen'sin, şan ve şeref sahibi olan da Sen'sin"
اَللَّهُمَّ "Ey Allah'ım" demektir.
صَلِّ عَلَى مُحَمّدٍ "Muhammed'e salât et (rahmet eyle)" demektir.
Allah'ın Peygamberine salât etmesi, onu kendisine yakın olan meleklerin yanında övmesidir.
وَعَلَى آلِ مُحَمّدٍ "Muhammed'in ailesine de salât et" demektir.
Âl-i Muhammed (Muhammed'in ailesi)
Bazı alimler, "Hz. Muhammed'in ailesi"; onun dinine tâbi olan mü'minlerdir yani Ümmet-i Muhammed'dir demişlerdir.
Bazı alimler ise, "Muhammed aleyhisselâm'ın ailesi"; ona iman eden yakın akrabalarıdır demişlerdir.
Doğru olan görüş, birincisidir.
Yani Âl-i Muhammed, Ümmet-i Muhammed'dir
كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ "İbrâhim'e ve İbrâhim'in ailesine rahmet ettiğin gibi" demektir.
Yani "Ey Allah'ım, Sen İbrâhim'e ve onun ailesine salât ettiğin gibi, Muhammed ve ailesine de rahmet ihsan eyle" anlamındadır.
اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ "Şüphesiz ki Sen, Hamîd'sin, Mecîd'sin."
حَمِيدٌ "Hamîd", öven ve övülen demektir.
Arapça'da "feîl" vezni hem ism-i fâil, hem de ism-i mef'ûl anlamına gelir.
O, emrine itaat eden mü'min kullarını över; kemal sıfatların sahibi, herşeyin yaratıcısı ve bütün nimetleri veren olduğu için, sürekli övülen ve övülmeye layık olandır.
مَجِيدٌ "Mecîd", Mecd sahibi demektir.
Mecd; azamet, büyüklük, şeref, mutlak otorite, güç, yetki demektir.
"Şan ve şeref sahibi olan Sen'sin" demektir.
Salli ve Bârik Duaları Nerelerde Okunur:
1) Hz. İbrâhim'e, onun ailesine, ümmetine ve Hz. Muhammed'e, onun ailesine, ümmetine rahmet ve bereket duası etmek istediğimiz her zaman okunabilir.
2) Bütün namazların son oturuşlarında Ettehıyyâtü'den sonra okunur.
3) İkindi namazının sünneti ile Yatsının ilk sünnetinin birinci oturuşunda Ettehıyyâtü'den sonra okunur.
4) Dört rek'atta bir selam verilerek kılınan Teravih ve Nafile namazlarının ikinci rek'atının sonundaki oturuşta Ettehıyyâtü'den sonra okunur.
5) Cenaze namazında ikinci tekbirden sonra okunur.
"Salât" Kavramı Üzerine:
إِنَّ اللَّهَ وَمَلائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salât ederler.
Ey mü'minler, siz de ona salât ve selâm edin."
(Ahzâb: 56)
Ebû'l Âliye der ki:
"Allah'ın Peygamberine salâtı" melekler yanında onu övmesi, "meleklerin salâtı" dua etmeleridir. Mü'minler de Hz. Peygambere: "Sana nasıl salât getirelim?" diye sorunca, Hz. Peygamber onlara: "Allahümme salli alâ Muhammedin... Allahümme bârik alâ Muhammedin..." demelerini öğretmiştir.
(Buhâri, Kitâbu't Tefsir, Ahzâb Sûresi;
Buhâri Tercemesi (Mehmed Sofuoğlu), C: 10, Sh: 4681, 4683)
مَنْ صَلَّى عَلَىَّ صَلاَةً صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا
"Bana bir salât-ü selâm getirene, Allah on defa rahmet eder."(Müslim, Kitâbu's Salât; Tirmizî, Ebû Dâvud, Nesâî, Müsned-i Ahmed)
Salât, lügatta "dua" anlamına gelir.
Şer'î ıstılah'da ise salât; bilinen, husûsî rükunlar ve zikirlerle kıldığımız namazdır. Ahzâb: 56'da ve az önce zikrettiğimiz Hadis'deki salât ise, salât edene göre farklı anlamlar ifade eder.
Allah'ın salât etmesi, rahmet ve mağfiret; Peygamberin salât'ı, şefaat; meleklerin salâtı, istiğfar; kulların salâtı ise dua, niyaz ve yakarış anlamlarına gelir.