Yokum diye şiir yazıyorum sana,
Kıyamayacağın bir varlık yokluğum
Kelimelerin ipini çekti şair-i cellad
Bak, kıyamıyorum kirpiklerinin cümlesine…
Esmer bir gün dönümü gidişim
Yokum diye yazıyorum,
Anla diye, varlık bozması gerçeğimi…

Yeni bir yıkıntı oldu geceler
Ben varken, titredi alametlerin cümlesi
Gidişime bir mana kat
/ardımdan bak/

Yokum derken ben, acımasız bir fon girsin yüreğine,
Kıysın sana…
Var olana kadar reel bakışlarım, kalakal!
Vicdansız bir cümleyim ben,
Oturaklı bir yalnızlık beklerim benden gayrısına…

Ellerimin yarasını alıp sararım güzel gören kısmınla,
Bakışlarını parselledim ben,
Ben yokum, ağla…
Kıyamaz yokluğum senin yetim çocuk tavrına…

Saklını, tutarsızlıklarını yaz bana,
Kaç bakışını vurdular bana bakarken,
Çetele istedim, dermansız gök…
/yazamadılar/

Yokum… Cümlelerin artık,
Sen yokken diye virgüllensin.
Gidiyorum diye kal de…
Anlamlansın yokluğum

Ardımdan bak, varlığının değeri, sırtında yazıyormuş de.
Ardımdan bak, en çok yokluk ihtimalin canımı yaktı de.
Ardımdan bak ve dur de…

Ses tellerin değince rüzgâra,
Anlamasızlaşsın mevsim bozuntusu.
İklimlerden bir gece seç, yokum diyeyim ve ağlasın güneş…
Ben geceye sözlüyüm…
Geceye kertilmiş tüm hüzünler benimdir…

Bir renk akıyor gözlerine, gözlerin grileşiyor.
Bozuntuya vermemiş bir kalp oluyorsun,
Falsosu, gidişimde gizli bir hayat seninki,
Ancak filmlerde olur böylesi bir aşk,
Böylesi, arabesk, gerçek…
Giderken fark edilen cinsten…
Yokum derim, anlamlanır varlığım…

Yokum diye geceler gündüzlerle flörte vurur
Cendereleri çıkmazda bir çarpıntı kalpler.
Ay, güneşe yüzünü dönse kaç yazar…
Varlığım hüküm giydi gitmeye…
Yokluğum kalmaya baştan niyetli…

Demem o ki bana kal de…
Gidersen ardından öyle bir bakarım ki de…
Bu yokluk garip şey, bir bakışla
Baştan niyetli kalmaya…

Asude Zeynep Toprak