ÇOCUKLAR BÜYÜDÜKÇE SINIRLARIN DÜZENLENMESİ

Daha bebeklikten başlayan bu sınırlar, çocuğun gereksinimleri ve ailenin tutumuna göre, her yaş için farklı düzey ve biçimde olmak üzere yeniden düzenlenmelidir. Sınırları belirleme dinamik bir süreçtir. 4 ve 10 yaşındaki çocukların yatma saatlerinin ya da 12 ve 17 yaşındaki çocukların eve geliş saatlerinin farklılık gösterebiliyor olması gibi.

SORUNLARI HALLETMEDE ÇOCUKLARA YARDIM ETMEK

Çocuklar, küçüklüklerinde anne-babalarının bazı sınırlar koymasına ihtiyaç duyarlar. Bu, onların sonradan karşılaşacakları hayal kırıklıklarıyla baş etmelerine yardım edecektir.
"Her şey olabilir" anlayışı çocuklar için zararlıdır. Çocuklar kuralların ve bağlı kalmaları gereken sınırlamaların olduğunu bilmelidirler. "Birkaç dakika sonra", "birazdan", veya "bugün olmaz" kelimelerinin anlamını öğrenmek, acılara katlanmayı öğrenmeleri açısından önemlidir.

Anne-babalar çocuklarının öfkeli ya da üzgün olmaya hakları olduğunu ve sınırlamalara gösterdikleri tepkinin kendilerine yönelik kişisel değil, normal gelişim süreçlerinin bir parçası olduğunu bilmelidirler. Ebeveynler çocuklarının mutsuzluklarına tahammül edebilmeyi öğrenmelidirler.

HAYATI ÇOK RAHATLAŞTIRMAMAK

Her anne–baba, elinden geldiğince ekonomik şartları çerçevesinde, kendileri ve çocukları için rahat bir yaşam sağlamaya çalışır. Kendileri ve çocuklarının oyuncaklara, giysilere veya diğer maddesel şeylere olan arzularını tatmin etmeye çalışır. Bu alanlarda mantıklı sınırlar belirlenmesi ve "ihtiyaç duyulan" ile "arzulanan" arasındaki farkın ortaya konması çocuklar için gereklidir. Tüm istekleri gerçekleşen çocuklar, kendilerinde her şeye sahip olma hakkını görürler. Genellikle ‘hayat bana bir şeyler borçlu" şeklinde düşünebilir, istediklerini elde edememenin verdiği acıyla nasıl başa çıkabileceklerini bilemeyebilirler. Elinde bulundurduklarının değerini anlamakta güçlük çekebilirler. İşler yolunda gitmediği zaman, uğrayacakları hayal kırıklığıyla başa çıkmakta iyice zorlanabilirler.

Unutulmamalıdır ki, çocuklara "çok rahat" bir hayat sunmak; onlara uzun vadede "yarar" sağlamak değil, "zarar" vermek anlamına gelir.

alıntı