Günler geçiyor aylar geçiyor yıllar geçiyor
bir ben geçemiyorum kendimden ve senden
hasretin bir çocuğun oyuncağına duyduğu özlem ve sevgi gibi
Ne başkasına vermeye gönlüm razı nede kirlenmiş eşyalar arasında kaybolmana..
Bazen gülüşün geliyor gözlerimin önüne bazen olmayan hayalin
ve artık öğrendim sen olmadanda çay içmeyi , simit yemeyi
kızdığını bile bile gece geç yatmayı ve sabahları geç kalkmayı
Özledim seninle birlikte İstanbul'a haykırmayı
Kavacak sahili , Ali amcayı ve hatta her seferinde ıslandığın o kör kaldırımları
Şimdi ellerim yapayalnız kurak bir toprak gibi su bekliyor
sokaklar bomboş.. kaç kere sarıldım sensiz gecelere..
kaç kere sarıldın bensiz gecelere ..
Sonu olamaz imkansız diye bitirdiğin cümleler ve benim her seferinde artan inancım
Okyanusların ortasında bir sandalım şimdi küreklerimi aldın benden
Ellerimle çırpıyorum artık hayatı ilerlesin diye
ve her ilerleyişimde sert dalgalar alabora ediyor hayallerimi ..
ondan sonra gözümün önüne bir ışık doğuyor
yaşadıklarım , çektiklerim , sıkıntılarım herşey birden kayboluyor
o temiz gülüşünle karşıma geçiyorsun uzanıyorum ama tutamıyorum
bir tebessüm ediyorsun solan gülleri açıyorsun
baktığın yeri aydınlatıyorsun..
ne güzel bakıyor , ne güzel konuşuyorsun..
derinn bir ah çekip söze girişin ve sen..
Sızıların arasından kaybolup çıkan bir ben ..
ve bilmeni istiyorum hala sana şiirler yazdığımı
senle düşündüğümü , seni düşündüğümü..
belkide sevgiyi güçlendiren bu
Saf ve temiz dokunulmamış yaşanılmamış bir hayat..
Bir filmin mutlu sonu gibi olamadık belki
yada iki sevgili gibi çay içen , gülen , öpen , koklaşan..
kavuşursak biteriz dedik yıllar önce
şimdi gecenin gündüze olan hasreti gibi..
kavuşamadık desekte hep aynı gökyüzünü paylaştık onları izledik
Tek başına kayan bir yıldız gibiyim şimdi
Bazen hızlıca bazen heycanlandırarak görenleri
ve bir dilek ister gibi gönülden ve içten
seni özledim ..
Sevgili olamasakta , yanyana duramasakta göremesekte duyamasakta
Bir sevdanın iki ayrı yarısıyız biz ..