Tüp bebek uygulamalarının başladığı ilk yıllarda laboratuvar ortamında gelişen embryolar dölllenmenin 48. saatinde anne adayına transfer edilirdi. O yıllarda embryo kültür ortamı olarak kullanılan basit tuz solüsyonlarının döllenmiş yumurtayı ne kadar süre canlı tutabileceği şüpheliydi. Kullanılan medialar geliştikçe gebelik oranını yüksek oranda etkilediği bilinen, embryoların morfolojik kalitesi ve gelişim hızı (hücre sayısı) daha iyi gözlenebilmeye başladı. Bu gelişimin sonucunda pekçok tüp bebek merkezi embryo transferini 48 saatten 72 saate çekti ve daha yüksek oranda gebelik oranları elde edilmeye başlandı.

Son dönemlerde ise geliştirilmiş medium sistemleri kullanılarak embryo canlılığı laboratuvar ortamında daha da uzatılmış ve buna bağlı olarak günümüzde tüp bebek merkezlerinde, daha yüksek gebelik ve implantasyon oranlarının elde edildiği 5. ya da 6. gün transferleri yaygınlaşmaya başlamıştır.Buna blastokist transferi adı verilir. Embryonun ana rahmine tutunmadan önce ulaştığı enson aşamaya blastokist aşaması denir. Bizim merkezimizde de 500''den fazla blastokist transferi yapılmış ve 2-3. gün transferlerine göre daha iyi sonuçlar alınmıştır.

Blastokist transferinin pekçok avantajı vardır:

• Gelişim potansiyeli ve rahme uyumu daha iyi olan embryoları seçebilme ve buna bağlı olarak tekrarlayan gebelik başarısızlıklarında daha iyi sonuçlar alabilme şansı
• Canlılığı yüksek olan daha az sayıda embryo transfer ederek çoğul gebelik olasılığını azaltması
• Embryo gelişimini daha iyi gözleyebilme
• Embryoları en yüksek gelişim potansiyeline sahip oldukları dönemde yani blastokist aşamasında dondurabilme
• Preimplantasyon genetiği uygulayan merkezlerde trophectoderm (blastokiste ait iç hücre tabakaları) biopsisi uygulayabimek ve bu doku embryonik olmadığı için etik problemleri ortadan kaldırabilmek.
• Embryo canlılığının incelenebileceği metodlara fırsat tanıması.

Günümüzde başarıyı arttırabilmek için blastokistin değişik özellikleri dikkate alınmaktadır. Bunlardan en önemlisi 2. ve 3. gün embryolarında olduğu gibi blastokistin kalitesi ve gelişim potansiyelidir. Hastaya en iyi kalitede ve gelişimin en ileri aşamasındaki blastokisti transfer etmek gebelik oranını anlamlı ölçüde arttıracaktır. Ayrıca merkezimizde de uygunanan yöntem ile blastokistin dış kabuğu özel yöntemler ile soyulduktan sonra transfer yapılarak daha iyi sonuçlar alınabilir. Blastokistin rahime tutunabilmesi için bu dış kabuğundan sıyrılması gerekir. Daha önceden blastokist transferi yapılmış ancak gebelik elde edilememiş kişilerde bu kılıfın kırılamamış olma olasılığı vardır.

Blastokist transferinde başarıyı arttırıcı yöntemler halen tüm dünyada yoğun bir şekilde araştırılan konuların başında gelmektedir. Genel olrak günümüzde blastokist safhasında yapılan transferin gebelik sansını artırmadığı ancak embryo başına tutunma oranını artırdığından daha az sayıda embryo transferine olanak sağlayarak çoğul gebelik riskini azalttığı kabul görmektedir.