Modernlik Maskesi Altında Gizlenen Batıl Öğretiler: Reenkarnasyon


Reenkarnasyon nedir?


Karmaşık bir ruh haline, çarpık bir bakış açısına ve yanlış uygulamalara yönelten ve Kuran'da her yönüyle reddedilen reenkarnasyon sapkınlığının gerçek yüzü, nasıl kamufle edilmektedir?


Tamamen hayali fikirlere dayanan bu inanış, neden günümüz gençlerine ılımlı yazı dizileri, makaleler ve dünyaca tanınan bazı sinema ve müzik sanatçıları ile tanıtılmaya çalışılmaktadır?


Bazı insanlar her ne kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve kendilerini bu gerçeklerden uzak tutmaya çalışarak teselli etmek için reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, bu inanışların insanlara mutlak bir huzur ve güven getirmesi neden mümkün değildir?

Günümüzde bazı insanlar, dünya üzerinde yaşanan kaostan, kargaşadan, kavgalardan, sıkıntılardan, insaniyetsizlikten, çekişmelerden, samimiyetsizliklerden, bencilliklerden ve yalancılıktan uzaklaşmanın, huzur, güven ve barış içinde bir hayat kurmanın yollarını aramaktadır. Ancak bu arayışları sırasında ardındaki sapkın inanışları bilmeden mistik ve gizemli bir hava oluşturularak kendilerine sunulan bazı sapkın inanışlara da yönelebilmektedirler. Bu sapkın inanışlardan biri de karma felsefesine dayanan reenkarnasyondur.

Reenkarnasyon Sapkınlığını İmam-ı Rabbani de Vurgulamıştır

İslam alimlerinden İmam-ı Rabbani, reenkarnasyon inancının sapkınlığını şu şekilde bildirmiştir:

"Kalbleri hasta, bilgileri az olan bazı kimseler, hatta kendilerini, şeyh olarak tanıtan bazı dinsizler, tenasüh (reenkarnasyon)e inanıyor. "Ruhlar olgunlaşmadan önce, bir bedenden ayrılınca, başka bir bedene geçer. Kemale geldikten sonra, insanlara gelmez, tenasüh yolu ile olgunlaşmış olurlar" diyor ve tenasühle ilgili birçok hikayeler uyduruyorlar…Tenasüh ile ruhlar kemale gelirse, Cehennem kimler için olur, kimler azap görür? Buna inanmak, Cehennemi inkâr etmek ve hatta öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamak olur."

Karma İnancı Nedir?

Karma inancı, Hinduizm, Budizm ve Caynizm gibi batıl Doğu felsefelerinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Sanskritçe bir kelime olan Karma, "hareket, fiil" anlamlarına gelmektedir. Hint felsefelerinde Karma kavramı, bir "sebep-sonuç kanunu" olarak bilinmektedir. Bu nedenle Karma'ya inanan biri, öldükten sonra gerçekleşecek olan sözde yeni hayatındaki başarılarının, mevkisinin veya hayat şeklinin bir önceki hayatındaki davranışlarına ve ahlakına bağlı olduğuna inanır.

Karma'nın temelinde ise, insanın ölümden sonra dünyaya tekrar başka bir bedenle geldiği ve bu ölüp dirilmenin sürekli devam ettiği anlamına gelen reenkarnasyon inancı bulunmaktadır.

Karma İnancına Göre Reenkarnasyon


Reenkarnasyon; bir insanın öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya tekrar gelmesi şeklinde özetlenen yanlış inanca verilen isimdir.


Karma felsefesinin bir sonucu olarak reenkarnasyon, -yani bir insanın öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya tekrar geldiği- inancı Hint felsefelerinde çok köklü olarak yerleşmiştir. Karma felsefesi "Dinler Tarihi" isimli kitapta kısaca şöyle açıklanmaktadır:

Bu inanışa göre, insan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan veya (sözde) tanrı şeklinde doğar (Allah'ı tenzih ederiz.).


Reenkarnasyonda ahiret inancı yoktur; bunun yerine sürekli ölüp, tekrar dünya hayatında aynı ruhla, fakat yeni bir bedenle dirilme inancı vardır. Ancak bu, Allah'ın Kuran'da bildirdiği hükümler ile çelişen, batıl ve sapkın bir inançtır.


Bu felsefede dikkat çeken bir başka sapkın inanç ise, insanın bir ilah olarak da doğabileceğine inanılmasıdır. Bu, tarih boyunca inanılan en batıl ve gerçek dışı iddiadır. Böyle bir iddia açıkça Allah'a şirk koşmak anlamına gelmektedir. Oysa açıktır ki, hiçbir insan ilah olamaz; tek bir İlah vardır, O da Yüce Allah'tır ve O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Tüm kainatın ve canlıların sahibi, Yaratıcısı, koruyucusu ve İlahı Allah'tır. O'nun eşi ve benzeri yoktur. Rabbimiz olan Allah, bu gerçeği Kuran'ın İhlas Suresi'nde şöyle bildirir:


"De ki: O Allah, birdir. Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir." (İhlas Suresi, 1- 4)

İhlas Suresi'nde bildirilen bu gerçeğin dışında bir inanca sahip olanlar, hiç şüphe yoktur ki doğru yoldan sapmışlardır ve dünyada da ölümden sonraki hayatta da zarardadırlar.

Reenkarnasyon Sapkınlığına Bir Örnek…

Sözgelimi, bu sapkın felsefede, bugün zengin veya başarılı olan bir kişinin, geçmiş hayatında iyi bir insan olduğu için, bu hayatında zenginlikle ödüllendirildiği düşünülür. Aynı şekilde fakir, sakat ya da başarısız olan bir kişinin geçmiş hayatında kötülükler yaptığı ve bunun karşılığını şimdiki hayatında bu şekilde aldığı iddia edilir. Hatta bu batıl iddiaya göre, insan yaptığı kötülüğe göre bir sonraki yaşamında bir bitki veya bir hayvan görünümünde de olabilmektedir.

İlk bakışta reenkarnasyon inancının insanlara bazı güzel ahlak özellikleri kazandırabileceği zannedilebilir. Çünkü, bu inanca göre bir insan tekrar dünyaya geldiğinde en iyi koşullarda yaşamak isteyecek, dolayısıyla şu anki hayatını, bir sonraki dünya hayatını kazanmak için en doğru şekilde yaşamaya gayret edecektir. Ancak, hem Karma, hem Karma'nın temelini oluşturan reenkarnasyon inancı, hem de Karma inancına sahip olan Hinduizm, Budizm gibi felsefelerin içerdiği birçok batıl inanış, insan aklına, mantığına, vicdanına ve fıtratına aykırıdır. Bu nedenle de, söz konusu felsefelerin içerdiği kanun ve uygulamaların insanlara güzel ahlak, toplumlara da gerçek anlamda huzur, güven ve mutluluk getirmesi mümkün değildir. Bu inançların yaygın olduğu -hatta milli din olarak kabul edildiği- ülkelerdeki yaşam koşulları ve adaletsizlikler bunun en açık örneklerindendir.

Reenkarnasyonu Reddeden Kuran Hükümleri

Yüce Rabbimiz'in kullarına bir rahmet ve uyarıcı olarak gönderdiği Kuran'da, "Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım." (Furkan Suresi, 33) ayetinde bildirildiği gibi herşeyin bir açıklaması bulunmaktadır. Sapkın birer inanç olan reenkarnasyon, Hinduizm, Budizm ve Karma felsefelerinde iddia edilen öldükten sonra başka bir bedenle tekrar dünyaya dönme inancı da bunlardan biridir.

Kuran'da en çok tekrarlanan konulardan biri, ölümle dünya hayatının sona erdiği ve dünya hayatında işlenen amellerin karşılığının ahirette alınacağıdır. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilmektedir:

"Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir." (Al-i İmran Suresi, 185)


Ayette bildirilen kıyamet günü ve ecirlerin eksiksizce ödeneceği gerçeğinin yanı sıra reenkarnasyon iddiasını geçersiz kılan ve Kuran'da bildirilen başka bir konu ise öldükten sonra dünyaya geri dönülmesini engelleyen bir sınır (berzah) olduğunun bildirilmesidir:

"Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni geri çevirin." "Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır." (Müminun Suresi, 99-100)

Ayetlerdeki ifadeler reenkarnasyon inancının ne denli sapkın ve hayali bir inanç olduğunun birer delilidir. Yüce Rabbimiz, kullarına ecir kazanabilmeleri için dünya hayatını bir kez nasip etmiş ve bu dünyadaki hayatlarını ölümle sonlandıracağını açıkça bildirmiştir.

Bazı İnsanlar Neden Batıl Reenkarnasyon İnancına Yöneliyor?

Reenkarnasyon hiçbir ilahi kaynağa dayanmayan batıl bir inançtır. Ancak sadece Hint felsefelerinde değil, dünyanın bazı bölgelerinde reenkarnasyona inanan, daha doğrusu reenkarnasyonun doğru olmasını isteyen insanlar bulunmaktadır. Bunun nedeni, dine inanmayan, ahiretin varlığını inkar eden, ölümden sonra yok olmaktan veya sonsuza kadar cehennemde kalmaktan korkan insanların, reenkarnasyonu, bu korkularını yenmek için bir çıkar yol olarak görmeleridir. Çünkü, reenkarnasyon inancının temelinde de ölümden korkmamak gerektiği ve insanın yeniden doğuşlarla arzularına ulaşabileceği yönünde gerçek dışı bir telkin yatmaktadır.

Oysa Kuran'da ölümün ve dirilişin bir kez olduğu bildirilmektedir. Her insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür ve ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine göre cennetle ödüllendirilir veya cehennemle azaplandırılır. Yani insanın bir dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı vardır. İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri Kuran'da çok açık olarak bildirilmektedir:

"Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler." (Enbiya Suresi, 95)

İnsanlar Nasıl Aldatılıyor?

Dikkat edilirse, günümüzde sapkın öğretilerin propagandası yapılırken kullanılan en önemli sloganlarından bazıları, "modernlik", "çağdaşlık", "cesurluk" ve "özgürlük"tür. Kuşkusuz modern bir dünya görüşüne sahip olmak, çağın gelişmelerini yakından takip etmek, yeniliğe açık olmak güzel özelliklerdir. Ancak buradaki amaç, insanları din ahlakından uzaklaştırmak için her türlü sapkın öğretiyi ve ahlaksızlığı süslü telkinlerin ardında, insanlara olağanmış gibi sunmaktadır. Bundan çok değil on yıl önce insanların kınadıkları ve kesinlikle karşı oldukları çeşitli tavır ve davranışların, bugün artık birçok kişi tarafından olağan karşılanmaya başlanmış olması, hatta bunları eleştirmenin yanlış olduğu inancının yaygınlaşması söz konusu propagandanın Kuran ahlakından uzak yaşayan kimselerin üzerinde ne kadar etkili olduğunun göstergesidir.

Reenkarnasyon gibi inançların insanların dikkatini çekmesinin en önemli nedenlerinden biri, dünyaca tanınan bazı sinema ve müzik sanatçılarının bu inançlara olan ilgileridir. Tibet'te Budist giysileri içinde resimler çektiren ya da reenkarnasyona inandıklarını açıklayan kimi ünlü isimler, insanların dikkatlerini bu sapkın inanışlara çekmeye çalışmaktadırlar. Bunun yanı sıra dinsizliği telkin ederek dejenerasyonu yaymak amacıyla oluşturulan mistik ve gizemli hava da özellikle gençlerin bu öğretilere ilgi duymalarına neden olmaktadır.

Her insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür ve ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine göre sonsuza kadar cennette veya cehennemde kalmayı hak eder. Yani insanın bir dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı vardır. İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri, Kuran'da çok açık olarak bildirilmektedir.

Sonuç:

"… Kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 28)

Yazımız boyunca geçen tüm ayetler ölümün sadece bir kez olduğunun görülmesi açısından son derece açık ve kesindir. Kimi insanlar her ne kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve kendilerini teselli etmek için reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, gerçek olan, öldükten sonra bir daha dünyaya gelmeyecekleridir. Yüce Allah bu kişilerin örneğini bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:

"Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır." (Rum Suresi, 7)

Unutulmamalıdır ki; her insan sadece bir kez ölecektir ve bu ölümünden sonra, Allah'ın takdiri olarak sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı başlayacaktır. Allah her insanı dünyada yaptığı iyilik veya kötülüklere göre, cennetle ödüllendirecek veya cehennemle cezalandıracaktır. Allah, sonsuz adalet sahibi, sonsuz merhametli ve şefkatli olandır ve herkese yaptığının karşılığını eksiksiz olarak verendir.

Ölümden veya cehenneme gitme ihtimalinden korkarak, reenkarnasyon gibi batıl inançlarda teselli aramak ise, hiç şüphesiz insana çok büyük bir yıkım getirir. Akıl ve vicdan sahibi bir insan, bu yönde bir korkusu varsa, cehennem azabından kurtulup cenneti umabilmek için samimi bir kalple Allah'a yönelmeli, her an Allah'ı zikretmeli ve insanlar için tek hidayet rehberi olan Kuran'a uymalıdır. Sonsuz huzuru arayanlar için tek kurtuluş budur. Kuran'da bu önemli gerçek şu şekilde bildirilmiştir:

"Orada, ilk ölümün dışında başka ölüm tadmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur." (Duhan Suresi, 56- 57)

"Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç Şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler." (Enbiya Suresi, 95)
(makale harun yahya)