porno escort diyarbakır iskenderun escort
Sayfa 1/2 12 SonSon
11 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Çocukluğum

  1. #1
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Çocukluğum

    Eyupsultan’ı bilir misiniz? Ben orada doğdum, kısmen de orada büyüdüm. Evimiz, İslambey caddesine inen bir ara sokağın tepesindeydi o zamanlar ve Ben, henüz 8–9 yaslarındaydım. Çocuklar için muhteşem bir yerdi. Kırk yılda bir, mahalleye taşınan veya mahalleden ayrılan birilerinin eşyalarını taşıyan külüstür kamyonlar dışında, annelerimizi telaşa düşürecek vızır vızır arabalardan eser yoktu. Hemen hemen her evin bahçesinde yer alan, çocuklar talan etsin diye dikilmiş bilmem kaç çeşit meyve ağacı da cabası. Yanlış anlamayın, arsız arsız onun bunun bahçesine dalıp, meyvelere musallat olmamıza gerek kalmıyordu. Zaten her birimizin kendi evinin bahçesi vardı, sırayla birbirimize misafir oluyorduk diyelim.


    Gündüz, ev islerini bitirip, yemeği de ateşe koyduktan sonra rahatlayan annelerimiz, aksama doğru, bahçesi sokağa bakan bir evde toplanıp, isten dönen babalarımızı daha yokusun basında gördüler mi, “bizimkisi geliyor” deyip toparlanırlardı. Nerede olduğumuza bakmadan ismimizi bağırarak, “Baban geliyor, hadi içeri yemeğe!” diye gündüzün artik bittiğini ve gecenin başladığını haber verirlerdi.

    Tabii gün bitmezdi... Yemekler yendikten sonra nerede toplanılacağı konusunda anneler zaten akş***i bahçe toplantılarında kararı vermiş olurlardı. Genellikle, bizim yan komsumuz olan Sabiha Hanim teyzelerin bahçesinde toplanılırdı. Kocası Selahattin Bey amca, bahçeye, çarşaftan bozma sinema perdesini gerer, Sarlo, Laurel-Hardy gibi filmleri izletirdi. Büyükler, evden kendi iskemleleriyle birlikte gelir, biz çocuklar ise, en önde, çimenlerin üzerine uzanarak seyrederdik. Çaylar, kahveler gırla gider, çocuklara da ‘paşa çayı’ veya komposto suyu verilir, yanında kek ve sigara böreği de ihmal edilmezdi. Çoğumuz filmlerin sonunu getiremez, bütün gün ağaç tırmanıp, koşuşturmanın verdiği yorgunlukla yerde uyur, eve, babalarımızın kucaklarında dönerdik.

    Bu anlattıklarımın yaza ait olduğunu tabii ki şıpın isi anladınız. Kışın durumu daha farklıydı elbette ama yansıttığım ruh hali tamamıyla ayniydi. Kışın okul vardı bir kere... Ama kar da vardı... Okuldan eve döner dönmez, üstümüzü çıkarır ve tepeye kurulu bir mahallede oturuyor olmanın avantajıyla, araba lastikleriyle bozulmamış bembeyaz karin üstünde, yokusun en üst noktasına kadar çıkar, yaklaşık 100–150 metre aşağıda düzlesen yolu, çocuk kahkahalarımızı koyuvererek, neşeyle kayardık.

    Kışın hava erken karardığından, eve de erken girer, babalarımız dönünceye kadar derslerle, ev ödevleriyle boğuşur, babalarımızın gelmesiyle de, yine akşam yemeği ritüeli baslardı. Yemekten sonra, yine bir ailede toplanılır, ya Süheyla Abla’nın kocası Sabri Abi’nin iskambil kâğıtlarıyla yaptığı oyunlara hayret nidalarıyla gülünür, ya da tombala oynanırdı; ya da, memleket meseleleri konuşulurdu, ziyadesiyle de, carsıya, pazara yapılan zamlar ve isçi ücretlerine yapılmayan zamlar...

    Hepimiz fakir insanlardık, orta halli bile denilemezdik. Tabii ben bunu yıllar sonra anladım, Çünkü anlattığım şeyleri yaşayabilen bir çocuk fakir olduğunu anlayamaz ki...


    Cemal, babası Almanya’da çalışan, annesi ve babaannesi ile birlikte yasayan bir arkadaşımdı. Biraz içine kapanıktı ve Ben dâhil 2–3 arkadaşı ya var, ya yoktu. Evleri, bizim evin 20–30 metre yukarısında yer alıyordu ve mahallenin zemini en düz bahçesi de onlarınkiydi. Bu yüzden, canimiz misket oynamak istediğinde, en uygun bahçe de burası oluyordu. Cemal, herkesle arkadaşlık yapamadığından, ben ve bir kaç imtiyazlı çocuk girebiliyorduk bahçeye. Burada misket oynamanın, zemin dışında, bir güzelliği daha vardı; Cemal’in babasının Almanya’dan getirdiği misketlerle oynama zevkine erişebilmek... Allahım, ne güzel misketlerdi onlar, rengârenk, kimisi buğulu renklerde, kimisi içinde konfeti varmış gibi ışıl, ışıl... Bizimkilerse düz renklerde ve çoğu, fazla oynanmaktan kirik veya yüzeyi tırtık tırtık...


    Cemal’in de bizimki gibi misketleri vardı, ama sadece yutulduğunda vermek için; oyunu Alman misketleriyle oynar, yutulduğunda normal, eski misketlerden verirdi, şartı buydu ve makuldü, çünkü biz yutulduğumuzda ona Alman misketi veremeyecektik ki... En iyi arkadaşı olmama ve defalarca yalvarmama, hatta bir tane yeni Alman misketine, on tane yeni bizim misketlerden vermeyi teklif etmeme rağmen, asla değiş tokuşa razı edemedim. Misketlerine dokunmama izin veriyor, hatta biraz oynayabiliyordum da, ama o kadar, sahip olamıyordum. İçten içe diş biliyordum bu sessiz, sakin, içine kapanık çocuğa...


    Bir ara, Cemal dışarı çıkmaz oldu. Öğrendik ki, hastalanmış... Önce pek üzerinde durmadık, hepimiz zaman zaman hastalanıyor, alt tarafı birkaç gün okula gitmiyor, ondan sonra yine dimdik ayağa kalkıyorduk, ama anlaşılan bu öyle değildi... Büyüklerin de konuşmalarında konusu geçmeye başlamıştı, hatta bizim yanımızda kısık sesle konuşuyor, duymamızı pek istemiyorlardı. Bu, ciddi bir şeyler oluyor demekti.

    Okul dönüşü bir gün, Annem, üzerime temiz, düzgün bir şeyler giydirip, elime de, içinde tatlı mı, börek mi, ne olduğunu unuttuğum bir kap tutuşturup, “Yavrum, Cemal çok hastaymış, bir ziyaretine git de seni görsün, belki iyi gelir” deyip, doğru Cemal’lerin evine gönderdi. Kapıyı, Cemal’in babaannesi Nimet Hanim teyze açtı, yüzü bitkindi, “Gel yavrum” deyip, içeri aldı. Gösterdiği odaya girdiğimde, yatakta yatan Cemal gülümsedi. Yüzü pembe pembeydi, sanki hasta değilmiş gibi bir hali vardı, ama başucundaki annesi Sebahat Abla için için ağlıyordu. Şaşkın bu tezat görüntüye bakarken, Nimet Hanim teyze, elimdeki kabı alıp, yerine bir şeker tutuşturdu. Öyle ayakta dikilmiş Cemal’e bakıyordum, O da bana bakıp gülümsüyordu, annesi de bir yandan ağlıyordu...

    Hiçbir şey konuşmadık sanırım, babaannesinin beni kapıya doğru geçirdiğini hatırlıyorum. Henüz kapıdan çıkmadan, “Dur da, kabı boşaltıp vereyim” deyip, içeriye mutfağa doğru gitti.

    Ayakkabılarımı giyerken, birden, onları gördüm. Cemal’in misketleri, cam bir kavanozun içinde ışıklar saçarak öylece duruyorlardı. Kapı sahanlığında yapayalnızdım. Tanrım, aklımdan neler geçiyordu... Yüzüm yanıyor, boğazım acıyordu...


    Bütün sesler susmuştu sanki sadece kalbim çarpıyordu. Yaşamımın ileriki yıllarında, kâh bana faydası, kâh zararı olmuş olan ani ve soğukkanlı karar verme huyumla ilk kez belirgin olarak tanışacaktım. Hızla kavanoza uzanan elim, zaten kapaksız olduğundan, bir çırpıda, içinden aşırdığı 5–6 misketi, ayni hızla cebime ulaştırmayı başarabilmişti. Nimet Hanim teyze gelinceye kadar, üç beş kez daha ayni operasyonu yapabilirdim, ama sanırım, ya o kadar cesur değildim, ya o kadar insafsız, ya da, fazla miktarda eksikliğin çakılabileceğini düşünemeyecek kadar aptal...

    Nimet Hanim teyze, annemin verdiği kaba, bu sefer kendisi bir şeyler koymuş olarak geri dondu. “Annene ve sana teşekkür ederiz. Cemal iyileşecek ve tekrar oynayacaksınız, o zamana kadar, arada bir gelip Cemal’i yine görebilirsin” deyip, beni uğurladı.


    Dışarıya çıktığımda kalbim hala küt küt atıyordu. Bahçeyi çıkıncaya kadar emniyette hissetmiyordum kendimi... Sanki birazdan, Nimet Hanim teyze arkamdan bağıracaktı, “Hey, o cebindeki misketler ne öyle? Bırak çabuk onları!”


    Kapıyı açan anneme, “Nimet Hanim teyzenin Selami var” deyip, dolu kabı uzattım ve tabii ki doğruca, benden dokuz yas büyük ablamın da kaldığı odama yöneldim. Cebimdeki misketleri, yatağımın yanında duran sepetin içinde tahta bir kutuda muhafaza ettiğim misketlerimin yanına koyarken, bir yandan da, misketlerimi ulu orta bir yerde bulundurmadığım ve temkinli olduğum için de, kendi kendimi kutluyordum.


    Günler geçiyor, ama Ben, çaldığım bu misketlerle oynayamadığımı görüyordum. Nasıl oynayabilirdim ki? O misketler sadece Cemal’de vardı, bende olmasını izah edemezdim.

    Ne yazık ki, çocuk ruhum bu zulme dayanamamış ve bir gün bu misketlerle, kendi arka bahçemizde tek basıma oynuyor bulmuştum kendimi. Arada bir, çamaşırları asmak için bahçeye gelip giden annemi fark etmemistim bile. “Nereden buldun o misketleri?” sorusuyla birden irkildim. Annem, elinde ve ağzında bir mandal, bir yandan çamaşırı asıyor, bir yandan da yüzüme, sadece yüzüme bakıyordu. Sorduğu soru, sanki “ücmilyar dörtyüzonikimilyon beşyüz kirkbirin küp kökü kaç eder?” gibi amansız ve zalimdi. Hiçbir şey ağzımdan çıkamıyor, aval aval ve belki de melül melül.

    Ben de, onun suratına bakıyordum. Kafamın içinde sesler duyuyordum, midem bulanıyordu. Annem başkaca hiçbir şey demeden eve girdi. Bahçede ne kadar kaldığımı hatırlamıyorum, ama artik misketleri görmüyordum, oyunumun tadı kaçmıştı, ne yaptığımı bile bilmiyordum fakat oynar gibi yapmaya devam ediyordum. Bir ara, Annemin, o kotu andan beri bahçeye gelmediğini fark ettim. Misketlerimi özenle toplayıp, eve girdim. Kaçamak bir bakışla gözlerimin yakaladığı Annem, asılmayı bekleyen bir sepet çamaşırın yanında öylece oturuyor, yere bakıyordu. Ağlamıştı...


    Cemal’i ziyaretimin üzerinden ne kadar geçti hatırlamıyorum - zaten ikinci defası olmamıştı, o eve bir daha girememiştim - bir gün okuldaki çocuklardan biri, “Cemal dun gece ölmüş, biliyor musun?” deyiverdi. Donakaldım. O güne kadar hep yaşlı bir amca veya yaşlı bir teyze ölürdü, bir çocuğun öldüğünü hiç duymamıştım.

    Öğretmene, midemin bulandığını, eve gitmek istediğimi söyleyip, izin istedim. Suratım ne haldeydi bilemiyorum ama herhalde yeterince inandırıcıydı ki, Sevim öğretmenim, hiç itiraz etmeden izni verdi. Deli gibi koşuyordum, eve yaklaştığımda yavaşladım ancak. Annem koşmama kızar, böyle yaparsam terleyip üşüteceğimi ve hasta olacağımı defalarca söylerdi. Kapıyı ablam açtı. Annem, Nimet Hanim teyzelere gitmişti. “Cemal ölmüş” dedi ablam. “Biliyorum” deyip, odama doğru seğirttim. Sepetin içindeki tahta kutuyu açtım, halen ışıl ışıl yanan misketleri cebime koydum ve ablama “Ben Cemal’lere gidiyorum” dedim. “Sen çocuksun, ne isin var orada” diyen ablamı duymadan cıktım evden.

    İki dakika sonra Cemal’lerin evinin kapısının önündeydim. Kapının dışında bir suru sokak terliği, ayakkabı duruyordu. İçeriden, uğultulu bir gurultu geliyordu. Kapıya kuvvetlice vurdum. Tanıdık komsu kadınlardan biri açtı kapıyı. Simdi gürültü netleşmişti. Ağlamalar çok fazlaydı. “Cemal’i görebilir miyim?” dedim ayakkabılarımı çıkartmaya hazırlanırken. “Hayır, göremezsin, çabuk evine git. Ben, annene söylerim geldiğini” diye bir cevap aldım komsu kadından ve açtığı gibi kapatıverdi kapıyı.


    Arkamı donup bahçeyi adımlarken, bir yandan da, eski oyunlarımızdan kalma misket çukurlarını, mors üçgenlerini görüyordum. Cebimdeki misketleri çıkardım, rüyalarıma giren o fevkalade küçük cam yuvarlakları son kez avucumda tutuyordum. Hiç bakmadan, hepsini teker teker, sanki dini bir ayinin sessizliği içinde, yere bıraktım.


    Aksam yemeğinde herkes keyifsizdi. Pek bir şey yemeden yattığımı hatırlıyorum, ama uyuyamıyordum. Gün boyu olanları, Cemal’i, misket oynamalarımızı hatırlıyor, misketleri çaldığım anı hışımla hafızamda tekmeleyip, bir kenara atmaya çalışıyordum. Gözyaşlarım sicim gibi yanaklarımdan kayıp, yastığı ve ensemi ıslatıyordu. “Anne, bu ağlıyor!” diyen ablamı duydum.

    Annem yanı başımda bitivermişti ve Ben, onu görünce artik avaz avaz ağlamaya başladım. Bir yandan da zorlukla fısıldıyordum Annemle aramızdaki bir sırrı konuşuyormuş gibi, “Anneciğim, yemin ederim misketleri geri verdim, inanmazsan kutuma bak... Cemal’in ölmesini Ben istemedim, yemin ederim.”. Annem de ağlıyordu, meraklanıp gelen Babamı bir kafa işaretiyle geri gönderdi, “Biliyorum, yavrucuğum” dedi, “bir arkadaşını kaybettiğin için üzülmelisin, ama artik elindekilerle yetinmeyi öğrendiğin için de sevinmelisin. Bunu ileride daha iyi anlayacaksın.”



    Ertesi gün ve ondan sonraki günler kendimde fark ettigim ilk değişiklik, misket oynamayı canımın çekmediği oldu. Mahallenin en iyi çukur oyuncusu bütün tekliflere kaçamak cevaplar veriyor, ısrarla misket oynamayı reddediyordu. Bir daha da hiç oynamadım ve yanımda oynandığında da, bir şekilde kalkıp, uzaklaştım oradan.


    Yaşım ilerledikçe, hayattan alınan derslerin asla bedelsiz olmadığını gördüm. Misketleri bahçeye bırakmakla ödeşilmiyordu. Bazı şeyleri yerine koyamıyordunuz, ne alırsanız, karşılığında da bir şeyler vermeniz gerekiyordu. İsteseniz de, istemeseniz de...



    Evet, kıssadan hisse; hepimizin çocukluğunda acı, tatlı hatırladığı bir suru anisi vardır. Bu yasadıklarımızla, yasadıklarımızın bıraktığı izdüşümleriyle koca koca insanlar oluverir, vaktimiz geldiğinde de göçeriz. Her yasadığımız gün, bir tuğlanın üstüne konulan bir başka tuğladır. Her birimiz, kendi binamızın isçisi ve mimari olmayı bir şekilde başarmak durumunda kalırız.


    Allah, hepimizin yardımcısı olsun.
    Suskunluğum asaletimdendir..Her söze verecek bir cevabım var,
    ama bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye..!!!

  2. #2
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    dυѕLєяfσяυм üує

    Standart

    Teşekkürler

  3. #3
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart

    tamamen okudun mu ?
    Suskunluğum asaletimdendir..Her söze verecek bir cevabım var,
    ama bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye..!!!

  4. #4
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    dυѕLєяfσяυм üує

    Standart

    Hayır

  5. #5
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart

    Alıntı RanGeRs Nickli Üyeden Alıntı [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]
    Hayır
    konularıma okuyup yorum yapın lütfen
    Suskunluğum asaletimdendir..Her söze verecek bir cevabım var,
    ama bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye..!!!

  6. #6
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart

    PayLa$m ıcn Te$ekkürLr qüzeLdi..
    aCı çeKeréK cıKıyoRum Kozamdân..zorLanaraK..qüçLükLe..beLki diqeR keLebekLerden daha dayanIkLı oLuyoRum..daHa mücadeLéci..ama bu Kéz mutLu oLmayı unutuyoRum..KırıLıyoRum..

    konularımın%99 u(Ç)-alıntıdır
    bu bile alıntıdır

  7. #7
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    dυѕLєяfσяυм üує

    Standart

    Tşqqrlr

  8. #8
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    dυѕLєяfσяυм üує

    Standart

    teşekkürler güzel paylaşım
    WwW.DuSLeRFoRUM.CoM BURASI FARKI FARK EDENLERİN DİYARI

    Not: Profil Ayarlarınızdan Kendınıze İmza Yapabilirsiniz .. [ msn rekLam video Link Resim yasakTır]

  9. #9
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Çocukluğum

    Yaşananlar izi ile büyütüyor.
    Manidar bir paylaşım,teşekkürler.

    Sözü akıl ile söyle,bilgi ile süsle...


  10. #10
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    dυѕLєяfσяυм üує

    Standart Cevap: Çocukluğum

    ornek alinacak bir hikaye,paylasim icin saolunuz
    ..
    .QUIT SMOKING

Sayfa 1/2 12 SonSon

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com