Ey Müslümanlar
ÖLÜM VE SONRASI
‘’Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla birde mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele…’’(1)
İnsanın dünya dediğimiz bu hayatı doğum ile başlayan ve ölüm ile son bulan bir çizgiyi takip etmektedir.insanoğlu bu iki çizgi arasında sorumluluklarla donatılmıştır. Allah kim iyiyi-kötüyü ayırt edecek, kim doğruyu-yanlışı bilecek, kim nefsine uyarak yoldan çıkacak ve kim Allaha karşı kulluk görevlerini yerine getirecek diye bizleri imtihan için yaratmıştır.
Bütün canlıların belirli olan bir ömrü ve taktir edilmiş bir eceli vardır. Bu ilahi bir kanundur. Şunuda unutmamalıyız ki! Ölüm hayatın sonu değil asıl hayatın başlangıcıdır. İnsan öldüğü zaman hemen ubutuluyor mu? Hayır. Geride anılıyor. Onun manevi hatıralarına saygı duyuluyor. Diğer varlıklara oranla insanın duaya hayır ve hasenata ihtiyacı vardır.dünyadaki iyi amellerinin mükafatını mutlaka ahretde görecektir.
Değerli kardeşlerim
Şüphesizki ölüm geride kalanları üzer, yasa boğar ama bilinmelidirki onlar gerçek hayata göç etmişlerdir. İnsanoğlu yaratılış itibarıyla yakın akrabanın ölümüne daha da fazla acı duymaktadır. Bu sıra anne, baba, eş, çocuk, kardeş, akraba, komşu ve arkadaş çizgisini takip ederek acı miktarını belirler. Bu insanın fıtratında olan bir olaydır. Müslüman bu gibi olaylardan sonra sabırlı ve dayanıklı olmalıdır, çünkü başda okuduğumuz ayette Allah (c.c) böyle buyuruyor. Bu ayetten de anlaşılacağı gibi sabretmekten başka yapacak hiçbir şeyimizin olmadığının farkında olmalıyız.
Alıntı