ÇALIŞAN ÖZÜRLÜLERİN İŞ YAŞAMINDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR ve BUNLARI ETKİLEYEN ETMENLER
(The barriers faced by disabled people during their working life and the factors influencing these barriers)

Zühal YILMAZ
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Özürlüler Uzmanı


Bu araştırmanın amacı, özürlülerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunları etkileyen etmenleri belirlemektir. Araştırmanın çalışma evrenini, Ankara'da İş Kanunu (4857) kapsamında özürlü çalıştırma yükümlülüğü bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel işyerlerinde çalışan özürlüler oluşturmaktadır. Toplam 62 işyerinde 341 özürlü çalışan ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, çalışan özürlülerin düşük ücretli, az vasıf gerektiren basit işlerde çalıştıkları, ayrıca ileri özür derecesi olan, cihaz, yardımcı araç kullanan özürlülerin çalışma hayatında çok az yer aldıkları görülmüştür. Araştırmada özürlülerin çalışma yaşamlarına yönelik politikaların ve düzenlemelerin olmadığı, diğer taraftan çalışan özürlülerin çalışma yaşamına ilişkin gereksinimleri konusunda bilinçli olmadıkları ortaya çıkmıştır.

Anahtar Sözcükler: Özürlülük, özürlüler, istihdam, çalışma sorunları

Toplumun tüm bireyleri için önemli olan çalışma hakkı, özürlüler için, yaşadıkları topluma katılmada kilit rol oynamaktadır. Bir şey üretmek için bedensel ve zihinsel olarak çaba harcama anlamına gelen çalışma, birey ve içinde yaşadığı toplum açısından çok önemli anlamlar içermektedir. Her şeyden önce bireyin güven içinde var olabilmesi, kendini gerçekleştirebilmesi ve varlığını sürdürebilmesi çalışmasına bağlıdır (Yılmaz 2001: 11)

Özürlülerin istihdamı önündeki engeller bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu engellerin birbirlerine bağlı etmenler olduğu görülmektedir. Özürlülerin istihdamı konusundaki politikaların yetersizliği, özürlülerin istihdamdan önce yeterince eğitilememeleri, özürlülerin eğitim ve vasıf düzeylerinin düşük olması, genel olarak toplumun özürlülere yönelik önyargıları, işverenlerin özürlülere yönelik olumsuz tutumları vb. nedenler birbirleriyle karşılıklı etkileşim içerisindedirler. Bütün bu engellerin yanı sıra özürlülerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar nedeniyle istenen başarıyı elde edememeleri de işsiz özürlülerin istihdamını güçleştiren yeni bir etkene dönüşmektedir (Karataş 2001: 149).

Özürlülerin istihdamı konusunda karşımıza iki belirgin olumsuzluk çıkmaktadır: Bunlardan birincisi, özürlüler arasındaki işsizlik oranının daha yüksek olmasıdır. Özürlüler arasında işsizlik oranı tahminleri, kullanılan özürlülük tanımları ve ölçütlerine bağlı olarak değişmesine karşın, bu tahminlerin hepsi de işsizliğin özürlülerde 3 kat daha fazla olduğunu onaylamaktadır (Thornton ve Lunt 1994).

İkinci olumsuzluk ise, özürlülerin işgücü piyasasına katılma tarzlarının, çoğunlukla talep edilmeyen az ücretli, düşük beceri gerektiren, alt statülü işlerde olduğudur (Barnes 1992).

Bir çok araştırmada özürlülerin işgücü piyasasında yer alışları incelendiğinde, onların tüm çalışanlar arasında en verimsiz bireyler oldukları gibi bir sonuca varılmamıştır aksine özürlü çalışanlar en az özürlü olmayan iş arkadaşları kadar performans göstermekte ve sıklıkla daha güvenilir ve verimli ayrıca işe devamları ve iş güvenlikleri açısından da eşit veya daha iyi durumda bulunmaktadırlar (RADAR 1995 aktaran Arthur ve Zarb 1995).

Bir başka araştırmada, ekonomik olarak aktif durumda olan özürlülerin yaklaşık beşte biri sağlık problemleri olmadığı zamanlarda verimliliklerinin en az sağlıklı çalışanlar kadar olduğunu ifade etmişlerdir (SCPR 1990 aktaran Arthur ve Zarb 1995).

Özürlü çalışanlar ile gerçekleştirilen bir araştırmada (SCPR 1990'dan aktaran Arthur ve Zarb 1995), görüşülenlerin dörtte biri yükselme şanslarının özürleri sebebiyle olumsuz etkilendiğini ifade etmişlerdir. Bir başka araştırmada ise ayrımcılığın bir diğer şekli işverenlerin işyeri ve iş düzenlemeleri konusunda isteksiz davranmaları görülmektedir.(Thomas 1992 aktaran Arthur ve Zarb 1995).

Özürlülerin işe girdikten sonra o işte kalıcı olup olmamaları cevaplanması gereken en önemli sorudur. Özürlülerin iş yaşamlarını etkileyen güçlükler yalnız işyeri ve işten kaynaklanan engeller değildir. İşyerinden dışarı çıktıkları andan itibaren önemli sosyal ve çevresel engellerle karşılaşmaktadırlar. Bu engeller özürlerine göre uyarlanmamış toplu taşım araçlarını, onlara göre tasarlanmamış çeşitli toplum hizmetlerine ve yapılara ulaşamama gibi engelleri kapsamaktadır. Özürlülerin sorunlarına daha geniş çerçeveden bakmak onların sorunlarına kaynaklık eden bütün etmenleri daha iyi analiz edecek bütüncül bir bakış açısı sağlayacaktır.

Özürlü bireyin işe alınmasıyla, istihdam sorununun büyük ölçüde çözüldüğü varsayılmaktadır. Oysa iş yaşamı, işe alınan özürlü bireyin özellikleri ve yetenekleri dikkate alınarak düzenlenmediğinden ve iş başında geliştirme eğitimi verilmediğinden, işe alınan özürlülerden çoğu kez beklenen verim sağlanamamaktadır. Bu durumun hem işveren kurum, hem çalışan özürlüler hem de işe alınmayı bekleyen özürlüler açısından ayrı ayrı ve birlikte olumsuz sonuçları olmaktadır. Başlangıçta iş bulduğu için mutlu olan birey, iş ortamında karşılaştığı tutumlar ve sorunlar yüzünden kendisini verimsiz, hatta “işe yaramaz” hissedebilmektedir. İşveren, iş ortamında özürlü bireyin özelliklerini ve yeteneklerini de dikkate alan düzenlemeler yapmamış olduğu ve böyle bir düzenleme yapmayı da çoğu kez iktisadi nedenler ve bilinçsizlik yüzünden gereksiz bulduğu için, özürlü bireye ya “işgücü vasıfları” ile uyumsuz işler yaptırmaya kalkmakta ya da hiçbir iş yaptırmamaktadır. Bazen sorunlar özürlü bireyin eğitilmiş iş gücü vasıflarından yoksun olması ya da istihdam edildiği işe uygun iş gücü vasıflarının bulunmayışı gibi sebeplerle de yaşanmaktadır. Çoğu işveren yasal zorunluluklar nedeniyle işe aldığı özürlünün iş yerinde ne yapabileceği konusunda bir bilgiye sahip değildir ve bu doğrultuda bir hazırlık da yapmamaktadır (Karataş, 2001: 147). Tüm bu engeller, özürlülerin istihdam edilmiş bile olsalar vasıfsız ve düşük ücretli işlerde çalıştırılmaları, işten çıkarmalarda ilk sıralarda yer almaları gibi sorunlarla karşılaşmalarına neden olmaktadır.

Bu çalışmada özürlülerin istihdamının son aşaması olan çalışma yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar ve bunları etkileyen etmenler incelenmiştir. Özürlülerin iş yaşamında karşılaştıkları sorunlar araştırmanın bağımlı değişkenlerini oluşturmaktadır. Bunları etkileyen etmenler ise bağımsız değişkenler olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın bağımlı – bağımsız değişkenleri “şematik” olarak şöyle belirlenmiştir:

Bu çalışmanın genel amacı, ülkemizde özürlülerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunları etkileyen etmenleri belirlemektir.

Bu genel amaca bağlı olarak araştırmanın ayrıntılı amaçları soru cümleleriyle ifade edilmiştir:

1. Çalışma yaşamında yer alan özürlülerin sosyo demoğrafik özellikleri ( cinsiyetleri, yaşları, genel eğitim düzeyleri, gelir düzeyleri ) nelerdir?

2. Çalışan özürlülerin özür durumlarına ilişkin özellikler ( özür grupları, özür dereceleri, özür nedenleri vb. ) nelerdir?

3. Çalışan özürlülerin çalışma yaşamlarına ilişkin özellikleri ( çalışılan sektör, işe giriş biçimi, çalışma süresi, istihdam öncesi mesleki eğitim/rehabilitasyon alma durumu, iş içinde geliştirme eğitimi alma durumu vb. ) nelerdir?

4. Çalışan özürlülerin çalışma yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar (işte yükselme olanaklarının sınırlanması, fiziksel çevre koşullarının yetersiz olması, damgalanma, ulaşım sorunları, işte verimliliğini yükseltecek teknolojik desteğin sağlanmaması, diğer çalışanlardan farklı ücret alma, işe başlarken yeterli alıştırma/uyum devresi geçirilmemesi, işe alıştırma ve uyum devresinin özürlünün özelliklerine uygun bir şekilde planlanmaması, ayrımcılığa uğrama vb. ) ve gereksinimleri nelerdir?

5. Özürlünün cinsiyeti iş yaşamında karşılaşılan sorun ve gereksinimleri etkilemekte midir?

6. Özürlünün özür türü ve derecesi iş yaşamında karşılaşılan sorun ve gereksinimleri etkilemekte midir?

7. Özürlünün genel eğitim düzeyi, iş yaşamında karşılaşılan sorun ve gereksinimleri etkilemekte midir?

8. Özürlünün istihdam öncesi mesleki eğitim/rehabilitasyon alma durumu iş yaşamında karşılaşılan sorun ve gereksinimleri etkilemekte midir?

9. Özürlünün çalıştığı sektör, iş yaşamında karşılaşılan sorun ve gereksinimleri etkilemekte midir?

Araştırma ile elde edilecek bilgi ve verilerin;

1.
Ülkemizde özürlülerin çalışma sorunları üzerinde düşünme, tartışma ve yeni araştırma olanakları yaratacağı,

2. Özürlülerin istihdamına yönelik var olan politikaların gerçekçi değerlendirmelerinin yapılmasını sağlayacağı,

3. Özürlü çalışanların görüş ve önerilerinin alınması yoluyla elde edilecek verilerin özürlülerin istihdamı ile ilgili üretilecek yeni politikalara kaynaklık edeceği,

4. İstihdam sonrasında özürlülerin korunmasına yönelik çalışmalara kaynaklık yapacağı umulmaktadır.

YÖNTEM

Bu bölümde araştırma modeline, örnekleme, veri toplama aracına, verilerin toplanmasına ve çözümlenmesine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Araştırmanın modeli tekil ve ilişkisel tarama modelidir. Araştırmanın evrenini Türkiye'de, İş Kanunu (4857) kapsamında özürlü çalıştırma yükümlülüğü bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel işyerlerinde çalışan özürlüler oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma evrenini ise Ankara'da aynı Kanun kapsamında özürlü çalıştırma yükümlülüğü bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel işyerlerinde çalışan özürlüler oluşturmaktadır. Örneklemin oluşturulmasında, 2003 yılında İŞKUR, Ankara İl Müdürlüğünden temin edilmiş olan Ankara İlinde özürlü çalıştırma yükümlülüğü olan kamu ve özel sektör işyerlerinin listesi kullanılmıştır. Örneklem oluşturma aşamasında listeler öncelikle kamu ve özel işyerlerine göre ikiye ayrılmıştır. İkinci aşamada belirlenen sektörlerde yer alan hizmet ve sanayi iş yerleri saptanmıştır.

Evrende, her gruptan (Kamu–Özel) kendi içinde “oranlı elaman örnekleme” tekniği kullanılarak örneklem oluşturulmuştur. Özürlülerin çalıştıkları kamu ve özel sektörün sayısal ağırlığı örnekleme yansıtılmış ve yansız seçimle örneklem belirlenmiştir.

Buna göre kamudan hizmet sektöründe çalışan [2] 154 özürlü, özel sektörden ise hem hizmet hem de sanayi sektöründe çalışan 198 özürlü, daha önce oluşturulan listelerin yardımıyla, yansız bir biçimde belirlenmiştir. Sonuçta toplam 62 işyerinde kamuda çalışan 159, özel sektörde çalışan 182 özürlü ile görüşmeler tamamlanmıştır.

Veri Toplama Aracı

Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından hazırlanan bir görüşme formu yardımıyla toplanmıştır. Bu formda çalışan özürlülerin sosyo demografik özellikleri, çalışma yaşamlarına ve özür durumlarına ilişkin özellikleri, çalışma yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunları etkileyen etmenleri belirlemeye yönelik sorular yer almıştır.

Verilerin Toplanması

Veriler, kamu ve özel sektörde işçi statüsünde çalışan özürlü bireylerle işyerlerinde yüz yüze yapılan görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Uygulama aşamasında araştırmacı konu hakkında bilgi ve deneyimi olan özürlüler uzmanlarından [3] ve sosyal hizmet öğrencilerinden destek görmüştür. . Önceden kamu ve özel sektör işverenlerinden randevu ve izin alınarak görüşme formları 26 Mart-15 Nisan 2004 tarihleri arasında uygulanmıştır.

Verilerin Çözümlenmesi

Soru formuna verilen cevaplar, açık uçlu soruların kategorileştirilmesinden sonra kodlanmıştır. Veriler SPSS 11.5 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler frekans dağılımları, ortalama, ortanca, tepe değer, genişlik, en az, en çok değerler, gibi betimleyici çözümleme teknikleri yoluyla çözümlenmiştir. Ayrıca uygun düşen değişkenler için Ki kare tekniği kullanılmıştır.

BULGULAR

1. Özürlülerin Sosyo-Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular


Araştırmaya katılan çalışan özürlülerin yaşları 19 ile 59 arasında değişmektedir. Yaş ortalamaları 33 olan çalışan özürlülerin çoğunluğunu erkekler (%82,4) oluşturmaktadır. Özürlülerin %66' sı evlidir; ancak kadın özürlülerde evlenme oranı daha düşük çıkmıştır (%38,3). Özürlülerin eğitimleri ağırlıklı olarak ilkokul (%26,7), ortaokul (%22,6) ve lise (%37,6) düzeyindedir.

Görüşülenlerin bireysel aylık gelirleri 300 milyon TL ile 2 milyar TL arasında değişmekle beraber, ortalama gelirlerinin 580 milyon TL olduğu görülmüştür. Özürlülerin çalıştıkları işlerin çoğunlukla düşük gelir getiren işler olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılanların hane aylık gelirlerine bakıldığında ise; görüşülenlerin 300 milyon ile 2,5 milyar TL arasında değişen aylık hane gelirlerinin olduğu ve hane gelirlerinin ortalama 728 milyon TL olduğu görülmektedir. Özürlü çalışanlar özürlü ve aileleri alt gelir grubunda yer almaktadır.

2. Özürlülerin Özür Durumlarına İlişkin Bulgular

Araştırmaya katılan özürlüler sırası ile , ortopedik özürlülerin (%48,7, 166 kişi), görme özürlülerin (%17, 58 kişi), süreğen hastalığı olanların (%10,6, 36 kişi) yer aldığı görülmektedir. İşitme, dil ve konuşma özürlülerin (%14,1, 42 kişi), zihinsel özürlülerin (%3,5 12 kişi), ruhsal ve duygusal özürlülerin (%2,3 8 kişi) olduğu görülmektedir. Bu verilerden de görüleceği üzere, araştırma kapsamında görüşülen özürlülerin neredeyse yarıya yakını (%48,7) ortopedik engellilerden oluşmaktadır.

Çalışma yaşamında yer alan özürlülerin çoğunluğunu özür derecesi düşük özürlüler oluşturmaktadır. Dağılımın %80.3'ü, %40 ile %60 arasındaki özürlülerden oluşturmaktadır.

Araştırmaya katılanların özürlü olma sebepleri arasında ilk sırada doğum sonrası nedenler (%68,4), ikinci sırada doğum öncesi nedenler (%29,2) ve son sırada ise doğum sırası nedenler (%2,3) yer almaktadır.

Araştırmaya katılanların %78'inin hiçbir özürlü örgütlenmesine üye olmadıkları görülmüştür.

Araştırmaya katılanların yardımcı araç ve gereç kullanma durumlarına bakıldığında %33,4'ünün (114 kişi) kullandığı, %66,6'sının (227) ise kullanmadığı görülmektedir. Bulgulardan da anlaşılacağı üzere araştırmaya katılan özürlülerin yarıdan fazlası özrü nedeniyle herhangi bir araç-gereç kullanmamaktadır.

Özürlülerin ¼'ünün ailesinde başka özürlü birey(ler) bulunmaktadır.

3. Özürlülerin İstihdam Özelliklerine İlişkin Bulgular

Araştırmaya katılanların %53,4'ü özel sektörde, %46,6'sı ise kamu sektöründe istihdam edilmektedir. Araştırmaya katılan özürlülerin büyük bir çoğunluğu (%79,82) hizmet sektöründe çalışmaktadır.

Özürlü çalışanların çoğunun bir mesleği bulunmamaktadır. Meslek sahibi özürlülerin oranı yalnızca %29'dur.

Özürlülerin yarıya yakını (%47) işlerini Türkiye İş Kurumu aracılığı ile bulmaktadır. Özürlülerin iş bulmada yakınlarının desteğini almaları (%34) da halen yaygın bir iş bulma yöntemi olarak gözlenmiştir. Özürlülerin %90'ı gibi büyük bir çoğunluğu özürlü istihdamına ilişkin mevzuata göre kota sistemi kapsamında işe girmiştir.

Özürlülerin fiilen yaptıkları işlere bakıldığında büro işleri, temizlik, santral operatörü, hizmetli, evrak takibi, muhasebe, bilgisayar operatörü, montaj, depo sorumlusu, paketleme, bulaşıkçı, makineci, dokumacı, katlamacı, güvenlik, yönetici, park ve bahçe işleri, daktilo, danışma görevlisi, fotokopi, puantör, halkla ilişkiler gibi işlerde çalıştıkları görülmektedir.

Araştırmaya katılan özürlülerin işyerlerinde ortalama çalışma sürelerinin 8.25 yıl olduğu görülmüştür. Özürlülerin %86'sının çalışma sürelerinin 15 yıl ve daha az olduğu görülmektedir.

Araştırmaya katılan özürlülerin %47,2'si daha önce bir veya daha fazla işte çalışmıştır.

Özürlülerin daha önceki işlerini bırakma sebepleri olarak, aldıkları ücretin daha az olması, sigortanın olmaması, işin ağır olması gibi nedenlerle işi kendilerinin bırakmaları; işyerinin kapanması, ekonomik kriz, anlaşmazlık, özelleştirme sebepleri ile işten çıkartılmaları; askerlik, hastalık, eğitimlerine devam edebilme gibi durumları sebebiyle işten çıkmak zorunda kalmaları; daha önce yaptıkları işlerin mevsimlik işler veya geçici olması gibi nedenler ileri sürülmüştür.

Özürlülerin yalnızca %27,9'u işe girmeden önce beceri ve meslek edindirme kursundan faydalanmış olup büyük bir çoğunluğu beceri ve meslek kursu almamıştır. Çalışan özürlülerin büyük bir çoğunluğunun istihdam öncesi yeterince korunmadıkları (mesleki rehabilitasyon ve eğitim programlarından yeterince yararlanamamaları) görülmektedir. Özürlülerin %37,9'u MEB, %37,9'u özel kurs, %12,6'sı İŞKUR, %5,3'ü SHÇEK'ten beceri ve meslek edindirme kursu almışlardır.

Özürlüler bu eğitimlerini ağırlıklı olarak bilgisayar operatörlüğü, santral operatörlüğü, dikiş-nakış, daktilograflık, trikotaj, muhasebe gibi alanlarda almışlardır.

Özürlülerin büyük bir çoğunluğu (%71,6) işe ve işyerine uyumlarını kolaylaştıracak herhangi bir hizmet almamaktadır.

Araştırmaya katılanların %54,5'inin gelir vergisi indiriminden yararlandığı, %16'sının ise bu haklarından bütünü ile habersiz oldukları görülmüştür.

Araştırmaya katılan özürlülerin %41,6'sı erken emekli olmak istemekte, %31,1'i erken emekliliği düşünmemektedir. Yüzde 6,2'sinin erken emeklilik konusunda henüz karar vermedikleri, %21,1'inin ise erken emeklilik konusunda bilgileri olmadığı görülmüştür.

Özürlülerin yarıya yakınının (%47,2), kendi iş kolları ile ilgili bir sendikaya üye oldukları görülmektedir.

Araştırmaya katılanların %5,3'ü iş kazası ve meslek hastalığı geçirmiştir. İş kazası veya meslek hastalığı geçiren özürlülerin %50'si iş değişikliği yapmıştır. İş kazası veya meslek hastalığı geçiren ve iş değişikliği yapan özürlülerin çoğunluğu yeni işlerine ve iş ortamlarına uyum sağlayabilmek için herhangi bir hizmet almamışlardır.

4. Özürlülerin Çalışma Yaşamında Karşılaştıkları Sorunlara İlişkin Bulgular

4.1. İşyerinde İlaç, Araç-Gereç Kullanımı


Özürlülerin özürleriyle ilgili kullandıkları ilaç, araç-gerecin işyerlerinde kullanımında güçlük yaşama durumlarına bakıldığında yardımcı cihaz, araç-gereç kullanan özürlülerin %5,3'ü (6 kişi) güçlük yaşadığını, %94,7'si ise güçlük yaşamadığını ifade etmektedir.

Güçlük yaşadığını belirten 6 kişiden üçü işyerinde çalıştıkları ortamı temiz ve sağlıklı bulmazken, bir kişi lavaboyu kullanırken, birisi merdiven çıkarken, diğeri ise işyerine ulaşımda otobüse inerken ve binerken güçlük ya şadıklarını ifade etmişlerdir.

4.2. Ücret

Özürlülerin aldıkları ücretin aynı işi yapan özürlü olmayan çalışanların aldıkları ücrete göre durumlarına bakıldığında özürlülerin %90,3'ü (308 kişi) eşit ücret aldıklarını, %5'i (17 kişi) daha az ücret aldıklarını, %1,2'si (4 kişi) ise daha fazla ücret aldıklarını ifade etmişlerdir.

Daha az ücret aldığını ifade eden özürlüler (17 kişi) bunun nedenini özürlülere yönelik önyargılara bağlamaktadırlar.

4.3. Özrün İşe Etkisi

Araştırmaya katılanların özürlerinin yaptıkları işi etkileme durumuna bakıldığında %68,9 (235 kişi), özürlerinin işlerini etkilemediğini, %25,8 (88 kişi) az etkilediğini, %5,3 (18 kişi) ise çok etkilediğini ifade etmişlerdir. Dolayısıyla araştırmaya katılan özürlülerin %31'i sahip oldukları özürün yaptıkları işi etkilediğini düşünmektedir.

Özürlülerin yaptıkları işte özürlerinin etkilerine bakıldığında işin yorucu olması (%18,9), performansın etkilenmesi (%16), ayakta durmayı gerektiren işlerde olumsuz etkilenme (%15,1), iletişim güçlüğü (%12,3), işin ağır şartlarda yapılması (%10,4) ifadelerinin öne çıktığı görülmektedir. Ayrıca %9,4 oranı ile rahatsızlandığı zaman çalışamama ve işin özre uygun olmaması ifadelerinin vurgulandığı görülmektedir. Bütün bu ifadelerden de anlaşılabileceği gibi özürlüler ortak bir şekilde yaptıkları işlerin özürlerine uygun olmadığını vurgulamaya çalışmaktadır.

4.4. Ulaşım

Araştırmaya katılan özürlülerin ulaşımda güçlük yaşayıp yaşamadıklarına bakıldığında %7,9'unun (27 kişi) çok güçlük yaşadığı, %12'sinin (41 kişi) az güçlük yaşadığı, %80,1'inin (273 kişi) ise hiç güçlük yaşamadığı anlaşılmaktadır. Araştırmacı bu soruda cevap sıklığının “güçlük yaşıyor” ifadelerinde yoğunlaşacağını öngörmüş ancak bu öngörüsü gerçekleşmemiştir. Tablodan da görüleceği üzere görüşülenlerin çoğunluğu özürleri nedeniyle ulaşımda güçlük yaşamadıklarını ifade etmektedirler. Bu durumun olası bir nedeninin görüşülenlerin % 80'inin sahip oldukları özür oranının %40-60 arasında yani hafif derecede özüre sahip olmaları düşünülmektedir.

Özürlülerin işyerine ulaşım biçimlerine bakıldığında büyük bir çoğunluğunun (%47,8) işyerinin servis aracı veya belediyeye ait toplu taşım araçları ile (%34) işyerine ulaşımlarını sağladıkları görülmektedir. Bir önceki çizelgede özürlülerin büyük oranda (%80) ulaşımda güçlük yaşamadıklarını ifade etmelerinin bu ulaşım biçimi ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir.

4.5. İşyerinde Fiziksel Koşullar ve Düzenlemeler

Araştırmaya katılanların büyük bir çoğunluğu (%93) işyerinde fiziksel koşulların rahat hareket etmelerine ve çalışmalarına uygun olduğunu ifade etmişlerdir. Bu oranın oldukça yüksek çıkmasında özürlülerin işyerlerinde kendilerine uygun düzenlemeler yapılabileceği, iş yeri koşullarının durumlarına göre uyarlanabileceği ile ilgili farkındalık geliştirememelerinin ve bu konuda bilinçli olmamalarının etkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca çoğu özürlünün özür derecesinin az olması ve fiziksel gereksinim duymamaları da etkili olmuştur.

Araştırmaya katılan özürlülerin işyerlerinde rahat hareket etme ve çalışmalarını zorlaştıran fiziksel koşullara bakıldığında %28,2'sinin özürlülere yönelik düzenlemelerin çok sınırlı olduğunu, yine %28,2'sinin işyerindeki fiziksel koşulların özürlülere uygun olmadığını, % 10'unun işyeri ortamının hijyenik olmadığını, yine %10'unun lavaboların özürlülere uygun olmadığını ifade ettiği görülmektedir. Ayrıca %7,7 (3 kişi) oranı ile zeminin engebeli olması, yapılan işin özür durumuna uygun olmaması, özüre uygun araç-gereç olmaması da çalışmayı zorlaştıran etmenler arasında sayılmıştır.

Araştırmaya katılan özürlülerin işyerlerinde özürlülere yönelik düzenlemelerin olma durumuna bakıldığında %17 oranında özürlü işyerinde özürlülere yönelik düzenlemelerin olduğunu, %83 oranında özürlü ise işyerlerinde özürlülere yönelik düzenlemelerin olmadığını ifade etmektedir. Çizelge 8'de özürlülerin büyük bir çoğunluğu (%88,6) işyeri fiziksel koşullarını rahat hareket etme ve çalışmalarına uygun bulduklarını ifade ederken, yukarıda büyük oranda (%83) kendilerine yönelik düzenleme olmadığını ifade etmeleri çok dikkat çekicidir. Bu durumun, özürlülerin bu konudaki bilinç düzeylerinin düşük olması ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

İşyerinde özürlülere yönelik fiziksel düzenlemeler bulunan özürlülerin %41,4'inin işyerlerinde rampa, %58,6'sının işyerlerinde asansör, %32,8'inin işyerlerinde özürlülere uygun tuvalet bulunmakta olup %20'sinin işyerlerinde ise tezgahlar özürlülere uygun ayarlanmıştır.

İşyerinde bulunan fiziksel düzenlemelere bakıldığında bu fiziksel düzenlemelerin genellikle rampa, asansör gibi tüm kullanıcılara yönelik düzenlemeler olduğu görülmektedir. Özürlülerin işyerlerinde durumlarına ve özel ihtiyaçlarına yönelik düzenlemelerin genellikle göz ardı edildiği görülmektedir.

4.6. Tutumlar

Özürlülerin iş arkadaşlarının kendilerine yönelik tutumlarında özürlerinden kaynaklı bir farklılık bulup bulmadıklarına bakıldığında olumlu bir fark görenlerin %10,3, olumsuz bir fark görenlerin %4,1, hiç bir farkın olmadığını belirtenlerin ise %85,6 olduğu görülmektedir.

Özürlüler iş arkadaşlarının tutumlarında gözlemledikleri olumlu farklılıkları yardımcı (%51,4), anlayışlı (%25,7) ve destekleyici (%22,9) davranmaları olarak ifade etmişlerdir.

Özürlüler iş arkadaşlarının tutumlarında gözlemledikleri olumsuz farklılıkları dalga geçme (%42,9), aşağılama (%21,4), yaptıkları işlerin beğenilmemesi (%14,3), dışlama (%7,1), ağır işlerin bırakılması (%7,1), anlayışsız davranmaları (%7,1) olarak ifade etmişlerdir. Çalışan özürlüler düşük bir oranda da olsa toplumda özürlülere yönelik var olan olumsuz yargılarla işyerlerinde de karşılaşmaktadırlar.

Özürlülerin amirlerinin/patronlarının tutumlarında özürlerinden kaynaklı olarak farklılık bulma durumlarına bakıldığında olumlu bir fark görenlerin %15,5, olumsuz bir fark görenlerin %3,2, hiç bir farkın olmadığını belirtenlerin ise %81,2 olduğu görülmektedir.

Özürlüler amirlerini/patronlarının tutumlarında gözlemledikleri olumlu farklılıkları yardımcı (%43,4) ve anlayışlı (%39,6) davranmaları ve hafif işler vermeleri (%17,0) şeklinde ifade etmektedir.

Özürlüler amirlerinin/patronlarının tutumlarında gözlemledikleri olumsuz farkları işyerinde istenmeme (%25), yaptıkları işlerin beğenilmemesi (%16,7), anlayışsız davranışlara maruz kalma (%16,7), iyi davranılmama (%16,7), uygunsuz iş verilmesi, baskı yapılması ve ağır iş verilmesi şeklinde ifade etmektedirler. Çalışan özürlüler düşük bir oranda da olsa amirlerinin olumsuz tutumlarına maruz kalmaktadır. Toplumda özürlülere yönelik var olan yanlış yargılar amir düzeyinde görev alan kişileri dahi etkileyebilmektedir.

4.7. Tıbbi Kontrol ve Tedavi için İzin Alma

Halen tıbbi tedavi ve kontrolleri devam eden özürlülerin tıbbi kontrol ve tedavi için izin almada güçlük yaşama durumlarına bakıldığında %27,6'sının güçlük yaşadığı, %72,4'ünün güçlük yaşamadığı görülmektedir. Azımsanmayacak oranda özürlüler tıbbi kontrol ve tedavileri için izin almada güçlük yaşamaktadırlar.

4.8. Yükselme Olanakları

Araştırmaya katılanların % 71'i yükselme olanaklarını özürlü olmayan çalışanlara göre eşit, % 23,3'ü onlara göre daha az, % 1,5'u işlerinde yükselme olanaklarının bulunmadığını, %0,6'sı ise yükselme olanaklarının daha fazla olduğunu ifade etmektedir. Özürlülerin büyük bir çoğunluğu işyerinde yükselme konusunda diğer çalışanlarla arasında bir fark olmadığını vurgulamaktadır. Ancak ¼'e yakını da yükselme olanaklarının daha az olduğunu ifade etmekte olup, bu oranın da dikkate değer bir oran olduğu düşünülmektedir.

Yükselme olanaklarını özürlü olmayan çalışanlara göre daha az değerlendiren özürlülerin %72'si bu durumun nedeni olarak özürlü olmalarını, %13,6'sı ayrımcılığa uğramalarını, %7,4'ü torpillerinin olmaması ve ayrıca işlerinin yükselmeye elverişli olmamasını ve eğitim düzeylerinin düşük olmasını belirtmişlerdir.

Yükselme olanaklarını özürlü olmayan çalışanlara göre daha fazla değerlendiren özürlülerin bu konuda gösterdikleri nedenler işlerini daha iyi yapmaları ve özürlülerin daha verimli olmaları yönündeki cevaplardır.

4.9. İşyerinde Sorun ve Engellerle Karşılaşma

Araştırmaya katılan özürlülerin %24,9'u işyerinde sorun ve engellerle karşılaşmaktadır. Özürlülerin çoğunun işyerinde sorun ve engellerle karşılaşmadıklarını ifade etmelerinin var olan durumu yansıtmadığı, daha çok bu tarz cevapların özürlülerin işyeri\iş düzenlemeleri ve çalışma hakları konusundaki bilinç ve farkındalıklarının düşük olması ile ilintili olduğu düşünülmektedir.

Araştırmaya katılan ve bu soruya yanıt veren 85 özürlüden 18'i işin ağır olmasını, 14'ü yapılan işin özre uygun olmamasını, 9'u sürekli ayakta olmayı, 8'i işyerindeki fiziksel engelleri, 7'si sağlık sorunlarını, 6'sı iletişim sorunlarını, 5'i iş ortamının özürlülere yönelik olmamasını, 3'ü de önyargıların işyerinde karşılaştıkları sorun ve engeller olduğunu belirtmiştir.

Özürlülerin iş yerlerinde karşılaştıkları sorun ve engellere bakıldığında genel olarak sorunların yapılan işin ve işyeri koşullarının kendilerine uygun olmamasından kaynaklandığı görülmektedir.

Özürlülerin işyerinde karşılaştıkları sorun ve engellere yönelik talepleri olarak, yaptıkları işin değiştirilmesi (%37,9), hafif işler verilmesi (%12,1),yer değişikliği yapılması (%10,3), fiziksel düzenlemelerin yapılması (%11,3), iş arkadaşlarının yardımcı olması (%6,9), yeni personel alınması (%5,2), servis sağlanmasını (%3,4) önerdikleri görülmektedir. Özürlülerin büyük bir çoğunluğu (%37,9) yaptıkları işin değiştirilmesini ya da hafif işler verilmesini (%12,1) önermektedir. Bir başka ifade ile bu öneriyi getiren özürlüler yaptıkları işin kendilerine uygun olmadığını ifade etmeye çalışmaktadır.

İşyerinde sorun ve engellerle karşılaşan özürlülerin %42,4'nün (36 kişi) bu sorun ve engelleri işyerine bildirdiği, %57,6'sının (49 kişi) ise bildirmediği görülmektedir. Verilerden de anlaşılacağı üzere işyerinde sorun yaşayan özürlülerin yarıdan fazlası bu sorunlarını ilgililere bildirmemektedir.

İşyerinde sorun yaşayan ve bunu ilgililere bildiren özürlülerin %75'i (27 kişi) herhangi bir değişiklik olmadığını, %19,4'ü (7 kişi) isteğinin yerine geldiğini, %5,6'sı (2 kişi) ise taleplerinin dikkate alınacağını ifade ettikleri görülmektedir. Özürlülerin büyük bir çoğunluğunun taleplerinin dikkate alınmadığı görülmektedir.

Özürlüler karşılaştıkları sorun ve engelleri işyerine bildirmeme nedenleri olarak dikkate alınmayacaklarını (%63,3, 31 kişi), işe yeni girdiklerini (%12, 6 kişi), gerekli ortamın oluşmadığını (%10,2'si, 5 kişi), yapılacak bir şey olmadığını (%8,2, 4 kişi), talep etmenin çok önemli olmadığını (%6,1, 3 kişi) ifade etmektedirler. Özürlülerin büyük bir çoğunluğu (%63,3) işyerinde yaşadıkları sorunları ve karşılaştıkları engelleri ilgililere ilettiklerinde herhangi bir sonuç alamayacaklarına inanmaktadır. Bu durum, işyerinde özürlü çalışanlarla amirler/patronlar arasında güven ortamının oluşmadığını göstermektedir.

5.Görüşülenlerin Toplumsal Yaşamda Ayrımcılığa Uğrama Durumlarına İlişkin Bulgular

Araştırmaya katılan özürlülerin %69,8'i (238 kişi) toplumsal yaşamda ayrımcılığa uğramadığını ifade ederken, %30,2'si (103 kişi) ise toplumsal yaşamda ayrımcılığa uğradıklarını ifade etmişlerdir.

Ayrımcılığa uğrayanların ifade ettikleri toplumsal yaşamda maruz kaldıkları ayrımcılıkları ise aşağıdaki gibi gruplamak olanaklıdır.

1) İnsanların bakışları rahatsız ediyor

Acıma bakışları, tuhaf\garip bakışlar (bazen acıma bazen de duyarsızlık)

2) Acıma

3) Toplumun önyargısı

Özürlüleri muhtaç ve zavallı görüyorlar, insanlar özürlülerin bir şeyleri başarabileceğine inanmıyorlar, kadın erkek ilişkileri açısından önyargıları var

4)Toplumsal duyarsızlık ve toplumdan dışlanma

Duyarsızlık, dikkate almama, yok sayma

5) Aşağılama ve hor görme

Aşağılıyorlar ve hor görüyorlar, dalga geçiyorlar, küçümsenme, rencide edici sözler

6) İkinci sınıf yurttaş olarak bakılıyor .

7) Fazla korumacı davranıyorlar

8) Fiziksel düzenlemeler yok

9) Özür sürekli gündeme getiriliyor

10) İnsanların tutumu ve davranışları farklı oluyor

11) İnsanlar ya umursamazlar ya da üzerine çok düşülüyor

12) İletişim sorunu ve güçlüğü

6.Özürlülerin Bazı Özelliklerinin Çalışma Yaşamında Karşılaştıkları Sorunlar Üzerindeki Etkisine İlişkin Bulgular

Cinsiyet


Ulaşımda, özürlü kadınların (%28,3) erkeklere (%18,1) oranla daha fazla güçlük yaşadıkları ortaya çıkmaktadır.

Toplumsal yaşamda kadınlar (%43,3) erkeklerle (%27,4) karşılaştırıldığında daha fazla ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar.

Özür Grupları

Ortopedik (%27,7) ve görme engellilerin (%27,6) özürleri nedeniyle ulaşımda daha fazla güçlük yaşadıkları ortaya çıkmaktadır.

İşitme engelliler ve birden fazla özre sahip olanlar arasında izin almada güçlük yaşayanların oranı daha yüksektir.

Eğitim

Özürlülerin büyük çoğunluğu aldıkları ücretin kendileriyle aynı statüde çalışan özürlü olmayan çalışanlarla eşit olduğunu vurgulamalarına karşın lise, meslek lisesi, yüksekokul mezunları arasında önemli oranda daha düşük ücretle çalıştırıldıklarını belirtenler bulunmaktadır.

Yükselme olanaklarını değerlendirme açısından farklı eğitim seviyeleri önemli bir farklılık yaratmaktadır. Çalışan özürlüler arasında okur-yazar ve düz lise mezunlarının çoğunluğu yükselme olanaklarını özürlü olmayan çalışanlarla eşit görmektedir. Ancak meslek lisesi mezunları ve daha üst düzeydeki öğrenim gruplarında bu oran düşmektedir. Yüksekokul ve üniversite mezunlarında yükselme olanaklarının daha az olduğunu düşünenler dikkate değer bir şekilde artmaktadır.

Beceri ve Meslek Edindirme Eğitimi Alma

Ulaşımda çok güçlük yaşayanlarla az güçlük yaşayanlar birlikte değerlendirildiğinde kurs almış olanların özürleri nedeniyle ulaşımda daha fazla güçlük yaşadıkları ortaya çıkmaktadır.

İşe girmeden önce beceri ve meslek edindirme kursu alıp almama durumu ile ayrımcılık arasındaki ilişkiye bakıldığında anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Kurs almışlar toplumsal yaşamda daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirtmişlerdir.

Sektör

Özel sektörde çalışan özürlüler kamu sektöründe çalışan özürlülerden daha fazla oranda, aynı işi yapan özürlü olmayan çalışanlardan daha az ücret aldıklarını ifade etmişlerdir. Kamu sektöründeki bu oran %1,9 iken özel sektörde %7,7'ye yükselmektedir. Özel sektörde çalışan özürlülerin özürleri nedeniyle ulaşımda daha fazla güçlük yaşadıkları ortaya çıkmaktadır.

SONUÇ

Özürlülerin çalışma yaşamlarında yaşadıkları sorunlar eğitim, ulaşım, fiziksel çevre, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlarda yaşanılan fırsat eşitsizliklerinden kaynaklanmaktadır. İstihdam öncesi eğitim, mesleki eğitim ve özel eğitim programları ile yeterince korunamayan özürlüler vasıfsız olmaları nedeniyle ya istihdam edilememekte ya da düşük ücretli, basit, uzmanlık gerektirmeyen işlerde istihdam edilmektedirler. Fiziksel çevrenin ve ulaşım sistemlerinin özürlülere uygun tasarlanmaması özürlülerin toplumsal yaşamda yer almalarını önemli ölçüde etkilemektedir. Sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinden yeterince faydalanamamış özürlüler ise çalışma güçlerini yitirdikleri için işgücü piyasasında yer alamamaktadırlar.

Özürlüler her alanda olduğu gibi iş yerinde de fırsat eşitliğinden yoksun olmaktan kaynaklı sorunlar yaşamaktadırlar. İşin ve işyerinin özelliklerine uygun olmayışı, işyerinde kullanmaları gerekli araç-gereçlerin özürlerinin gereksinimlerine cevap vermeyişi, gerek iş arkadaşları gerek amirleri tarafından uğradıkları olumsuz tutumlar özürlülerin işyerlerinde karşılaştıkları bazı ayrımcılık örneklerini oluşturmaktadır.

Araştırmada, çalışan özürlülerin düşük ücretli, az vasıf gerektiren basit işlerde çalıştıkları, ayrıca yüksek özür dereceli, cihaz, yardımcı araç kullanan özürlülerin çalışma hayatında çok az yer aldıkları görülmüştür. Araştırmada özürlülerin çalışma yaşamlarına yönelik politikaların ve düzenlemelerin olmadığı, çalışan özürlülerin çalışma yaşamı gereksinimleri hakkında bilinçli olmadıkları ortaya çıkmıştır.

Öneriler

Özürlülerin çalışma yaşamlarına yönelik sorunların çözülmesine yönelik ulusal bir politikanın oluşturulması amacıyla ilgili disiplinler, kamu kuruluşları, işçi ve işveren örgütleri, özürlülere yönelik faaliyette bulunan sivil toplum örgütleri bir araya gelmeli ve Türkiye'nin de kabul ettiği uluslararası normlara uygun bir politika benimsenmeli ve uygulanmalıdır. Bu bağlamda aşağıda devam eden öneriler Türkiye'de özürlülerin istihdamı alanında sorumlu kuruluşlar; Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Devlet Personel Başkanlığı, İŞ-KUR tarafından ele alınarak her bir kurumun sorumluluğuna düşen konularda işbirliği ve işbölümü gerçekleştirilmelidir.

Özürlülerin istihdam öncesi eğitim, mesleki eğitim ve özel eğitim programları ile yeterince korunmaları istihdamlarını kolaylaştırmada ve istihdam sonrası çalışma yaşamlarında daha az sorunlarla karşılaşmalarında çok önemli rol oynamaktadır. Özürlülerin ilgi, beceri ve istekleri doğrultusunda meslek edindirme hizmetlerinin yapılandırılması özürlülere yönelik politikaların başında yer almaktadır. Bu doğrultuda eğitim alan özürlülerin istihdamlarında edindikleri beceri ve meslekler dikkate alınmalı ve bu doğrultuda işe yerleştirmeler yapılmalıdır.

Özürlülerin eğitim gördükleri meslek ile işgücü piyasasında talep edilen meslekler arasında bir paralellik olmalıdır.

Ülkede varolan özürlülere yönelik tıbbi tedavi ve rehabilitasyon, mesleki rehberlik, mesleki eğitim, mesleki rehabilitasyon ve işe yerleştirme hizmetlerinin sıkı bir işbirliği içerisinde olması gereklidir.

Mesleki rehabilitasyon ve mesleki eğitim aldıktan sonra istihdam olanağı bulan her özürlü mutlaka iş ortamında izlenmeli, özürlülerin işe ve işyerine uyumu konusundaki eksiklikler giderilmelidir.

Ülkemizde özürlülerin istihdamında benimsenen kota sisteminin uygulanmasında yalnızca özürlülerin daha fazla sayıda istihdam edilmesine odaklanılmamalı, bu istihdamın kalıcı olması için istihdam sonrasında özürlülere yönelik politikalar da oluşturulmalıdır.

Özürlülerin durumlarına uygun çalışma saatleri ve çalışma biçimleri geliştirilmelidir. Esnek çalışma, evde çalışma, tele çalışma gibi çalışma biçimleri yapılandırılmalıdır.

Meslek sahibi özürlülerin meslekleri doğrultusunda istihdamlarının gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.

İşverenler özürlülerin çalışma yaşamlarında verimli olabilecekleri, çalıştıracakları ve çalıştırdıkları özürlülerin ihtiyaçları ve işyerinde özürlüler için yapılabilecek düzenlemeler konusunda bilgilendirilmelidir.

Genel olarak özürlüler ve özelde çalışan özürlülerin hakları konusunda bilgi sahibi ve bilinçli bir hale gelmeleri için çeşitli programlar oluşturulmalıdır. İşverenler ve çalışanlar erken emeklilik, gelir vergisi gibi özürlülerin hakları konusunda bilgilendirilmelidir.

Çalışma yaşamında başarılı olan özürlüleri kamuoyuna tanıtıcı kampanyalar, faaliyetler ve yarışmalar, film gösterileri düzenlenmelidir.

İşyerleri özürlü çalışanlara göre düzenleme yapma konusunda teşvik edilmelidir. İşyeri düzenlemelerine devletin mali katkısı ya da bu düzenlemeleri olan işyerlerini belirli bir logo ile tescillemek gibi teşvikler uygulanabilir.

Özürlü kadınların çalışma yaşamlarına yönelik ek önlemlerin alınması, kreş, ulaşım gibi sosyal haklardan öncelikli veya indirimli\ücretsiz olarak faydalanmaları sağlanmalıdır.

Özürlülerin ulaşım sorunları çalışma yaşamı sorunlarını etkileyen en önemli sorunlardan birisidir. Ulaşım araçlarının özürlülere göre uyarlanması için gerekli tedbirler ve düzenlemeler yapılmalıdır.

İşyerlerini de içine alan tüm fiziksel çevrenin özürlülere erişebilirliği sağlanmalıdır.

Ulaşım, fiziksel çevre, bilgi sistemlerinin, verilen tüm hizmetlerin tasarlanmasında özürlülere uygunluğunun gözetilmesi sağlanmalıdır.

İşin ve işte kullanılan alet ve ekipmanların özürlülere göre uyarlanması konusunda kurumsal çalışmalar yapılmalıdır.

Çalışan özürlülerin tıbbi tedavi ve kontrolleri için izin almalarında kolaylık gösterilmesini sağlayıcı düzenlemeler yapılmalıdır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunlarında geçen çalışanların mesleki rehabilitasyonunu ve işe alıştırılmalarını sağlama yükümlülüğüne işlerlik kazandıracak düzenlemeler yapılmalı ve uygulamaya ivedilikle geçilmesi sağlanmalıdır.

KAYNAKLAR
ARTHUR, S., ZARB, G. “ Measuring Disablement in Society: Working Paper 4 Barriers to Employment for Disabled People” 1995

[Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]

BARNES, C., “ Disability and Employment” 1992 < [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!] >

KARATAŞ, K., “Özürlülerin İstihdamı ve Çalışma Yaşamında Karşılaşılan Sorunlar”, Kasım Karataş (Ed), Görme Özürlüler İçin Rehabilitasyon Deneyimleri, Yeni Rehabilitasyon Politikaları ve Meslek Tanımları, Ankara:Körler Federasyonu Yayını, No:4, 2001b:141-151

THORNTON P. And N. LUNT. “ Employment for Disabled People social obligation or individual responsibility?” , 1994.

<http: //www.york.ac.uk/spru/pdf/spreport2.pdf>

YILMAZ, Z., “Avrupa Birliğinde ve Türkiye'de Özürlülerin Mesleki Rehabilitasyon Uygulamaları” (Yayımlanmamış Özürlüler Uzmanlığı Tezi), Ankara:Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 2001

YAZAR NOTLARI

“Çalışan Özürlülerin İş Yaşamında Karşılaştıkları Sorunlar Ve Bunları Etkileyen Etmenler” araştırması Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmetler Anabilim Dalı için Doç. Dr. Kasım KARATAŞ danışmanlığında hazırlanmış ve Temmuz 2004'de YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Araştırma süresince yardım ve desteklerini esirgemeyen başta danışmanım Doç. Dr. Kasım KARATAŞ olmak üzere araştırmada emeği bulunan herkese teşekkürlerimi sunarım.


[1] Araştırmanın bağımlı değişkenlerinin oluşturulmasında Karataş (2001:148,149)'ın makalesinde ifade ettiği özürlülerin iş yaşamında karşı karşıya kaldığı sorunlardan yararlanılmıştır.

[2] Kamuda sanayi sektöründe çalışan özürlüye rastlanmamıştır. Kamu sektöründe yer alan toplam 99 işyerinden yalnızca 1 tanesinin sanayi sektöründe yer alması ve tarım sektörüne ait işyeri bulunmaması nedeni ile kamuda yalnızca hizmet sektörü ele alınmıştır.

[3] Bu kişiler Özürlüler İdaresi Başkanlığı Özürlüler Uzmanları ve Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu 2. sınıf öğrencileridir. Bu desteği veren bütün görüşmecilerin seçimindeki kriter; sosyal bilimler alanlarında eğitim almış\alıyor olmaları, özürlülük alanında deneyim sahibi ve bilgi sahibi olmaları ve daha önce benzer bir araştırmada yer almış olmaları şeklinde belirlenmiştir. Araştırmacı bu tür bir görüşmeci desteğini zaman ve maddi sıkıntılar nedeniyle gerekli görmüştür. Özürlü işçi istihdam eden kamu kurum ve kuruluşları ile özel işyerlerinin Ankara'nın her yanında dağınık olarak bulunması ve her işyerinde görüşülen özürlülerin sayılarının sınırlandırılması, bu desteği zorunlu kılmıştır. Soru formunun uygulanmasında yüz yüze görüşme ilkesinin benimsenmesi ve bu nedenle verilerin toplanmasında daha uzun zamana gereksinim duyulması da araştırmacıyı böyle bir destek almaya zorlamıştır