T.C. YARGITAY
3.[Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!] Dairesi
Esas: 2007/964
Karar: 2007/1410
Karar Tarihi: 08.02.2007
(4721 S. K. m. 995) (1086 S. K. m. 388)
Dava: Dava dilekçesinde 26.000.00.- YTL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalının ortak murisi M.'den miras kalan ve davacıların da 1/5'er hisseleri bulunan taşınmazın tamamını davalının haksız kullandığını ileri sürerek 15.07.2000 tarihinden dava tarihine kadar toplam 13.000.00'er YTL ecrimisilin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, muristen kalan taşınmazların mirasçılar arasında haricen taksim edildiğini, bu taksimde davacıların (2 kız kardeşin) miras hissesine karşılık davacı S.'nin 3 arsa ve davacı T.'nin 4.500.000.000.-TL'lik çek aldığını, çek bedelinin davalıdan tahsil edildiğini, arsaların devir işleminin de gerçekleştirildiğini, davalının edimini yerine getirmesine rağmen, davacıların dava konusu taşınmazın tapusunu davalı ile diğer iki erkek kardeşe tapuda devir ve tescil işlemini yapmamaları üzerine, davalı ferağa icbar davası açmış ise de davanın reddedildiğini, bunun üzerine davacı T.'ye ödediği paranın iadesi için istirdat davası açtığını, kullanımın taksim sözleşmesine dayalı ve iyiniyetli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisil, kötü niyetli işgalcinin taşınmazı işgal ettiği dönem için ödemek zorunda olduğu tazminat olup, uygulamada taşınmazı kullanan kişi haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığı gerekçesiyle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.) bu kullanım kötü niyetli sayılmayacağından tazminat ile sorumlu tutulmamaktadır. Bu gibi hallerde rızanın ortadan kalkması ve tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız sayılamaz.
Somut olayda; davacılar taksim sözleşmesi uyarınca aldıklarını iade edinceye kadar davalının kullanımı iyi niyetli kabul edileceğinden, buna dair savunma üzerinde durulmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; hükmün infazında güçlük yaratmaması için, faizin başlama tarihinin hükümde gösterilmemesi yasaya uygun değildir. (HUMK. m. 388)
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.