T.C.YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2002/2557 K. 2002/3407 T. 4.4.2002
Davacı 3. Vakıf İşhanı Yöneticisi, kiracı olan davalı hakkında Nisan-Kasım 1998 dönemi aylık 3.240.000 lira, Ekim-Kasım ayları için aylık 9.250.000 lira olmak üzere toplam 37.940.000 lira aidat alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.


Davalı, duyuru yapılmadan toplanan genel kurulda yönetici seçilen davacının hukuki statüsü bulunmadığı gibi talebin kesinleşmiş işletme projesine de dayanmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, işletme projesi yapılarak kesinleştirilmeden aidat toplanması yasaya aykırı olduğu gibi, harcamalar belgelendirilemediğinden vekaletsiz iş görme hükümlerine göre de istenemeyeceğinden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada mevcut delillere göre davacının yönetici davalının kiracı olduğu işhanı Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olup, kat irtifakı yada kat mülkiyeti kurulmamıştır. İhale ile kiralama esnasında imzalatılan şartname ile kiracıların tüm giderlere kullanma alanları oranında katılacağı, itiraz edilemeyeceği ve gecikme halinde % 10 gecikme zammı alınacağı, ekli yönetim planına uyulacağı belirtilmiş, yönetim planında yönetici seçimi belirlenerek hüküm bulunmayan hallerde Kat Mülkiyeti Kanunu ve Medeni [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!] hükümlerinin uygulanacağı vurgulanmıştır.
Önceki yöneticinin ölümü nedeniyle 2.10.1998 de toplanan genel kurulda davacı oy çokluğuyla yönetici seçilmiş ve aidatları belirleme konusunda yetkili kılınan yönetim kurulu1.10.1998 tarihinden sonrası için takibe konu ( Ekim-Kasım ayları )aylık 9.250.000 lira aidatı belirlemiş, bu hususlar usulünce karar defterine işlenmiştir. Takibe konu Nisan-Kasım 1998 dönemi aidatının ise önceki yönetim zamanında belirlendiği, davalının da bu tarihe kadar önceki aidatları diğer kiracılarla birlikte itirazsız ödediği anlaşılmaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanunun 20. ve 22. maddeleri gereğince bakım-onarım-işletme giderlerini ödeme yükümlülüğünde olan davalı, fiilen faydalandığı bu hizmetlerin gerektirdiği masrafları işletme projesinin hazırlanmamış olması veya toplantıya katılmamış olması gerekçesiyle ödemekten kaçınamaz. Yasaya aykırılık iddiası halinde ise ancak mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. İlan suretiyle öğrendiği kurul kararını iptal ettirmediği sürece oyçokluğuyla usulünce alınan kararlar geçerli olduğu gibi, işletme projesinin kesinleştirilmesinin ancak % 10 gecikme tazminatının istenebilmesinin gerekli şartı olduğunun da nazara alınmaması doğru değildir.
Kabule göre ise, önceki yöneticinin ölümü nedeniyle temini mümkün olmayan sarf belgeleri olmasa dahi idare ve işletme masraflarının bilirkişi incelemesi dahil her türlü delille ispatının mümkün olduğunun düşünülmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.