Bir Nihai karar temyiz edildi. Yargıtay bozma kararı verdi.Mahkeme, bozmadan sonraki ilk duruşmada bozma kararına uyduğunu bildirirse,
artık bu kararı ile bağlıdır. Bozamaya uyma kararından dönerek direnme
kararı veremez.
Bozma kararına uyulması üzerine, yargılamaya devam edilir. Taraflar bozma
kararına uyulmasından sonra devam edilen yargılama sırasında yeni iddia ve
savunmada bulunabilirler.
Bozma kararından yalnız kararı temyiz etmiş olan taraf istifade eder.
Bir karar görevsizlikten dolayı bozulursa görevsiz mahkemenin yaptığı bütün
işlemler ve verdiği kararlar geçersiz olur. Buna karşılık mesela; karar
mahkemenin gösterilen tanıkları dinlememiş olması nedeniyle bozulmuş ise,
ondan önceki işlemler geçerlidir.
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem
yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması
ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesap hak (usule
ilişkin kazanılmış hak) doğmuştur.
Mahkemenin bozma kararına uyması ile meydana gelen bozma gereğince muamele
yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan biri lehine ve diğeri aleyhine
hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli müktesap hak
yahut usule ait müktesap hak denilmektedir.
Yargıtayın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı gereğince
inceleme yapıp karar vermek zorunda olduğu gibi, mahkemenin kararını bozmuş
olan yargıtay dairesi de sonradan ilk bozma kararıyla benimsemiş olduğu
esaslara (usuli müktesap hakka) aykırı şekilde ikinci bir bozma kararı
veremez.
Usuli müktesap hakkın ikinci bir çeşidi daha vardır ki,bu da bazı konuların
bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi ile meydana gelir:
yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında
kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme kesinleşen bu
kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş
olan bu kısımlar, o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesap
hak teşkiş eder.
Bir hususun bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi iki şekilde
olabilir:
1.o husus açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş, fakat
yargıtayca reddeilmiştir.
2.veya o hususta bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen
dosyanın yargıtay dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan
onun bir bozma sebebi sayılması mümkün olduğu halde o cihet yargıtayca bozma
sayılmamıştır.

Usuli müktesap hak müessesinin bazı istisnaları vardır:
1.mahkemenin bozmaya uymasından sonra, bir içtihadı birleştirme kararı
çıkarsa, bu yeni içtihadı birleştirme kararının henüz mahkemelerde ve
yargıtayda görülmekte olan bütün işlere uygulanması gerekir. Yani sonradan
çıkan bir içtihadı birleştirme kararına karşı usuli müktesap hak iddiasında
bulunamaz. Buna göre usuli müktesap hakka aykırı bir içtihadı birleştirme
kararı çıkınca, yargıtay daireleri içtihadı birleştirme kararına aykırı ve
fakat usuli müktesap hakka uygun olan kararları bozacaklardır. Daha önce
verilmiş bozma kararları üzerine davayı incelemekte olan diğer mahkemelerde
yeni içtihadı birleştirme kararını kesin olarak öğrenince bozma kararı ile
gösterilen yolu bırakarak, içtihadı birleştirme kararı gereğince inceleme
yapmaya başlayacak ve o karar gereğince hüküm vereceklerdir.
2.bozmadan sonra, o konuda yürürlüğe giren bir “yeni kanun” karşısında,
yargıtayın bozma kararına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış
hak, hukukça değer taşımaz. Yeni kanun hükmünün uygulanması gerekir.
3.görev konusu, usuli müktesap hakkın istisnasıdır. Yargıtay görevsiz
mahkemenin vermiş olduğu hükmü, görevsizlikten dolayı değil de başka bir
sebepten bozmuş ise taraflar mahkemede görev itirazında bulunabilecekleri
gibi yargıtayda ikinci temyiz incelemesinde mahkemenin hükmünü
görevsizlikten dolayı bozabilir.
Bir taraf, karşı taraf yararına usuli müktesap hak doğmasını önlemek için,
kendi lehine olan bir hükmü temyiz edebilir.
Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca inceleme yaparak yeni bi
karar verir. Taraflar mahkemenin bu yeni kararına karşı da temyiz yoluna
başvurabilirler.