enâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede şöyle buyurur:


“Hep birlikte ALLAH'ın ipine (İslâm’a) sımsıkı sarılın; parçalanmayın! ALLAH’ın size olan
nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun
nimeti sâyesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da
sizi O kurtarmıştı. İşte ALLAH size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.”
(Âl-i İmrân, 103)


* * *


Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir hadîs-i şeriflerinde
şöyle buyururlar:


“Kim, sevabını ALLAH’tan umarak Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini ibadetle
ihyâ ederse, kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez.”
(İbn-i Mâce, Sıyam, 68. Ayrıca bkz. Heysemî, II, 198)


* * *


Yüz dinardan başka bir şeyi olmayan bir adam vardı.
Bayram yaklaştığında, dostlarından biri ona mektub yazıp:


“Bayram geldi, ama çocukların ihtiyâcını görecek hiçbir şeyimiz yok” diyerek bir şeyler istedi.
Bunun üzerine o zât, yanında bulunan yüz dinarı bir keseye koyup ağzını da mühürleyerek
arkadaşına gönderdi. Kese adama ulaştıktan bir müddet sonra,
ona da başka bir dostundan yazı geldi. O da elinin daraldığını ifadeyle bayramdaki ihtiyaçları
için kendisine yardım etmesini istiyordu. Adam kendisine gelen keseyi olduğu gibi bu
arkadaşına gönderdi.


Keseyi ilk gönderen kişi, elinde bir şey kalmadığından, o da başka bir arkadaşına
mektup yazdı. Bu zât ise, dinarların ulaştığı üçüncü kişiydi. O da elindeki keseyi mührüyle
birlikte dostuna gönderdi. Para kesesini alan adam, bunun kendi gönderdiği kese olduğunu
görünce çok şaşırdı. Paraları yanına alarak dostuna gitti:


“–Bana gönderdiğin bu kesenin durumu nedir?” diye sordu.
O da durumu anlattı. Meselenin anlaşılması üzerine adam:
“–Haydi, diğer arkadaşımızın yanına gidiyoruz” dedi.


Keseyi alıp beraberce diğer arkadaşlarının yanına gittiler, aralarında konuştular
ve keseyi açarak içindeki parayı paylaştılar.
(Hatîb Bağdâdî, Târihu Bağdâd, XIV, 282)