slâm Tarihinde Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye Göç Etmesine “hicret” Denir.
şirkin, Zulmün Ve Her Türlü Ahlaksızlığın Hükümran Olduğu Bir Devirde Allah Teala Insanlara Doğru Yolu Göstermek Için Sevgili Kulu Ve Habibi Hz. Muhammed(s.a.v.)’i Gönderdi. Peygamberimizin Tebliğ Ettiği Islâm Güneşinin, Gün Be Gün Her Tarafı Aydınlattığını Gören Müşrikler, Müslümanlara Akla Hayale Gelmez Işkenceler Tertip Etmişler, Tüyler ürperten Zulümlerin Tatbiki Için Planlar Hazırlamışlardır. Aldıkları Kararla Haşimoğulları Ile Her Türlü Münasebetlerini Kesmişler, Tüm Alış-verişleri Yasaklamışlardı. Kendilerine Ekonomik Baskı Uygulanan Ashab, Yiyecek Bir şey Bulamadıkları Için Ağaç Yapraklarını Yemek Zorunda Kalmışlardı. Hatta Sa’d Bin Ebi Vakkas, Bir Akşam Açlığını Gidermek Için Bir Deri Parçası Bulmuş, Onu Pişirerek Yemiştir.
Mü’minler, Müşriklerin Tüm Eziyetlerine Katlandılar. Islâm’ın Getirdiği Inanç Ve âkideler Uğruna Mallarını Ve Canlarını Feda Ettiler, Fakat Islâm’dan Taviz Vermediler, Küfre Rıza Göstermediler. Bilal-i Habeşi(r.a.) Kızgın Kumlar üzerinde Süründürülürken Ağzından çıkan Tek Söz “allah Bir!” Oluyordu. Ammar Ibni Yasir’in Annesi Sümeyye(r.a.) Lime Lime Edilip öldürülürken, Son Sözü “müslümanım Elhamdülillah” Olmuştu. Alemlere Rahmet Olarak Gönderilen Yüce Nebî Islâm’ı Tebliğ Için Gittiği Taifte Kendisini Taşlayanlar Için Ellerini Açıp “ilahi! Gazabına Uğramayayım Da, çektiğim Sıkıntı Ve Belalara Aldırmam. Ya Rabbi! Kavmimi Helak Etme, Onlara Hidayet Nasib Et. Zira Onlar Gerçekleri Bilmiyorlar.” Diye Dua Ediyordu.
Bir Hac Mevsiminin Girmesi üzerine Medineli Evs Ve Hazreç Kabilelerine Mensup Altı Kişi Islâm’ı Kabul Ettiler. Daha Sonra Birinci Ve Ikinci Akabe Biatları Vuku Buldu. Medineli Bir Grup Müslüman Zorlukta Ve Kolaylıkta Resûlallah’a Itaat Edeceklerine Dair Söz Verdiler. Böylece Medine’de Kurulacak Islâm Cemiyetinin Temeli Teşekkül Etmişti.
Kafirlerin Zulümleri Tüm şiddetiyle Devam Ederken 622 Senesinde Vahiy Yoluyla Hicret’e Izin Verildi. Müslümanların çoğu Medine’ye Gizlice Hicret Ettiler. Hz. ömer Ise Dünya Tarihinde Eşine Rastlanmayacak Bir Cesaret örneği Gösterip “ben Dinimi Korumak Için Allah Yolunda Medine’ye Hicret Ediyorum. Karısını Dul, çocuklarını öksüz Bırakmak Istiyorsa şu Vadide önüme çıksın!” Diyerek Yola çıktı. Mekke’de Peygamberimizle Beraber Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali Ve Birkaç Müslüman’dan Başka Kimse Kalmamıştı. Peygamberimiz Bütün Güçlüklere Rağmen Görevini Yapmış, Peygamberliğinin 13 Yılını Mekke’de Tamamlamış Bulunuyordu.
Müşrikler, Medinelilerin Müslüman Olması Ve Mekke’deki Müslümanların Da Medine’ye Göç Etmesiyle Kuvvetli Bir Islâm Topluluğunun Oluşmasından Korktular. Islâmiyet’i Kökünden Yok Etmek Için “dâru’n-nedve” Denilen Yerde Gizlice Toplandılar. Ebû Cehil’in Teklifi üzerine Peygamberimizi öldürmeye Karar Verdiler. Bu Korkunç Kararı Uygulamak üzere Her Kabileden Birer Genç Seçtiler. Seçilen Bu Silahlı Gençler, Peygamberimizin Evini Kuşattılar Ve Dişarı çıkmasını Beklemeye Başladılar.
Müşriklerin Gizlice Aldığı Bu ölüm Kararı, Allah Tarafından Cebrail(a.s.) Aracılığıyla Peygamberimize Bildirildi Ve Hicret Etmesine Izin Verildi. Peygamberimiz, Kendi Yatağına Hz. Ali’yi Yatırarak, Evini Saran Müşriklerin Arasından çıktı Ve Hz. Ebû Bekir’in Evine Gitti. Allah, Peygamberini Korudu. Eli Silahlı Müşrikler Onu Göremediler.
Yol Hazırlıkları Yapıldıktan Sonra, Hz. Peygamber Hz. Ebû Bekir’le Birlikte, Geceleyin Mekke’ye Bir Buçuk Saat Mesafede Olan Sevr Dağı’na Gittiler Ve Orada Bir Mağarada Gizlendiler. Sabah Olunca Peygamberimizin Evden çıktığı Anlaşıldı. Bunun üzerine Müşrikler Her Tarafı Aramaya Başladılar. Peygamberimizi Bulana Yüz Deve Mükâfat Vermeyi Vaadettiler.
Peygamberimizi Arayanlar Yoldaki Izleri Takip Ederek Mağaranın önüne Kadar Geldiler. Mağaranın Girişine Bir örümceğin Ağ Germiş Olduğunu Gördüler. Mağaranın Içine Girip Aramak Istedilerse De Içlerinden Biri; “içeriye Insan Girseydi, Burada örümceğin Ağı Ve Güvercin.