Anne - baba ve çocuk arasında yaşanan krizler

Anne-baba-çocuk arasında yaşanan "krizler", çağın büyük sorunları arasında yer alıyor.



Bir çocuk nasıl söz dinler? Elbette her çocuğa uygun "altın kurallar" yok; ama yine de birtakım genel kuralları sıralamak mümkün. Aile içinde sağlıklı bir iletişim olabilmesi için ebeveyn olarak sizlere birtakım önerilerimiz bulunuyor.



İletişim ve zaman çok önemli



Günümüzde artık çalışan anne-babalar, çocuklarına pek vakit ayıramıyor, onlarla birebir iletişim kurma fırsatını bulamıyor. Anne-babalar, çocuklarına zaman ayınp onlarla küçük yaşlardan itibaren sürekli iletişim kurmalı, çocuğa yakınlaşarak sevgi ve ilgi göstermeli. Sadece sağlıklı bir iletişimin olduğu bir ortamda çocuk söz dinler.



Madde yerine zaman



Zaman eksikliği nedeniyle çocuğu oyuncağa boğan anne-baba da duygusal anlamda doyumsuz, şımarık çocukların, çocuk merkezli ortamların oluşmasına zemin hazırlıyorlar. Zaman yerine 'maddeyi' koyan ve maddeyle pek çok açığın kapatılabildiğini düşünen anne-babalar, çocuklarıyla sağlıklı iletişim kuramadıkları için, iletişim sorunları yaşıyorlar.



Çocuğunuzu anlamaya çalışın



Ödün vererek çocuğu anlamaya çalışmak lazım. Yani, "Ben seni anlıyorum, sen de beni anla" gibi sözlerle orta noktada buluşma şansı var. "Anne-baba, sürekli çocuğa kendi hayatını öğüt olarak anlatmaya çalışıyor. Fakat o, dünde kaldı ve bitti. Çözüm bulabilmek için anne-baba bugünün koşullarına adapte olmak zorunda. Ama yara almadan, zarar görmeden tabii.



Dengeli davranın ve sınır koyun



Bir anne-baba dengeli davranmalı, yani bir gün bir şeye izin verip ertesi gün yasaklar getirmesi, çocuğun onu ciddiye almamasına yol açar. Sınır koymanın da çok önemli olduğunu söyleyen uzmanlar, "Anne-baba kendini tel üstünde yürüyen bir cambaz gibi görmeli. Her an çocuğun yanındaymışçasına ona destek verecek, hiçbir zaman onun yanında değilmişçesine de özgür bırakacak. Sadece bunu becerdiği zaman sonuç alınabilir" diyor.



Sosyal olun



Dar mekanlarda, çocuğun faaliyet alanlarının kısıtlanması da uzmanlara göre büyük sorun. "Çocuğa hareket imkanı veremiyorsanız, çocuk artık ip atlayamıyor, çember çeviremiyor, arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine, bilgisayar basında yalnız veya CD'leriyle vakit geçiriyorsa; bu, çocuğun sosyal gelişimini olumsuz etkiler. Çocuğa kendini, duygu ve düşüncelerini ifade etme olanağını oyun ortamında vermek şart.



Kendine saygıyı öğretin



"Bebeklikten itibaren çocuğun kişiliğine saygı duyduğumuz, onu yüreklendirdiğimiz takdirde yüksek benlik saygısı içinde yetişmesine fırsat verebiliriz. 'Sen kendi kendini yönetebilirsin' mesajını çocuğa vermemiz lazım. Benlik saygısı, bireyin kendi benini onaylaması demek. Bu, erken gelişim yıllarından itibaren, onun kendi kendisini yönetmesine fırsat veren yakın çevre ortamında filizlenir, gelişir.



Beslenme önemli



Günümüzde çocukların en büyük sorunu, fast-food ağırlıklı beslenmeleri. Bu beslenme tarzı çocukların psikolojileri, zamanla bozuluyor, bu da aile ve arkadaşlarla olan ilişkilerini olumsuz etkiliyor. "Çocuklar, sağlıklı kaloriyi öğünlerde alamıyorlar. Şekilsiz vücutları yüzünden arkadaşlarıyla iyi iletişim kuramayan gençlerin sayısı az değil. Dışlanan ya da kendini o gruba uygun görmeyen gençlerin sayısı oldukça fazla. Dengesiz veya yetersiz beslenen çocuklar, aile içinde çok sık sorun yaşarlar.



0-6 yaş dönemine dikkat



Çok iyi bir 'temel atmak' için en önemli yaş dönemi 0-6 yaş. Bu dönemde herhangi bir biçimde anne-babadan yoksun olarak büyüyen bir çocukta, ileride onarılması mümkün olamayabilecek yaralar açılmış olabiliyor. Dolayısıyla karakterin şekillendirildiği, iletişimin ve kişiliğin temel taşlarının atıldığı en kritik dönem, 0-6 yaş dönemi. Ergenlik dönemi tabii ki zor bir dönem; ama 0-6 yaş döneminde anne-baba sağlam bir temel almışsa, çocuk ergenlik döneminde de direksiyona geçerek kendi kendini yönlendiriyor, özgüvenli bir bireyse, mutlaka doğru yönü buluyor.