Materyalizm Ve Tanrının Varolmasının İmkansızlığı
Tanrının neden kesinlikle varolamayacağına ilişkin kendi fikrimi belirtmeden önce, felsefenin temel problemini kısaca hatırlatmam gerekiyor. Felsefe diyordu ki; ya ruh/bilinç birincil ve belirleyicidir, ya da madde/nesnellik. Bu ikisinin aynı anda veya karışık olarak olamayacağını belirtiyordu ve birbirine zıt olan iki ekolden hem düşünceci/idealist ekol hem de maddeci/materyalist ekol bunu böyle kabul ediyordu. Tüm bunlardan çıkan sonuç, bilinç ve maddenin ilişkisi hakkında bildiklerimizi bilmediklerimize genelleyebileceğimizdir. Örneğin, herhangi biçimde maddenin birincil olduğunu kanıtlamışsak, diğer tüm şeylerde de bunun böyle olduğu kabul edilir. Çünkü diğer durumlarda karma olamaz(hem maddeci hem düşünceci olunmaz).
Tanrının varolduğunu iddia edenler, tanrı bir ruh/bilinç/zeka olduğu ve herşeyin ilki kabul edildiği için idealist felsefeye girmektedirler. Tanrının varolduğunu iddia edenlerin yanısıra, anlamsız bir önerme de olsa ruhsal şeylerin(mesela tanrının) varolma ihtimalinin olduğunu söyleyenler(agnostikler) de var. Bunlar da utangaç idealistlerdir, idealizme açık kapı bırakırlar. Fakat herhangi bir örnekle maddenin bilince göre birincil olduğunu(ve dolayısıyla materyalizmin doğru olduğunu) bunlara gösterirsek, artık o iddialarını taşıyamazlar(yoksa felsefi açıdan tutarsızlaşırlar).
Not: Bu yazdıklarım kısaca, Engels'in agnostisizme karşı saldırısını temel almaktadır.
O halde bunlara maddenin birincil olduğunu açıkça gösteren bir örnek vermek lazımdır. Aslında belki de böyle bir örneğe gerek duymuyorlardır çünkü bunu herşey gösteriyor zaten. Ama ben genede vereyim. Mesela insanın tüm fiziksel duyumlarını(görme, duyma, işitme, tatma, koklama, dokunma) kesersek, o kişi henüz yaşıyorsa bile hiçbirşey düşünemeyecektir, çünkü üzerine düşünebileceği bir nesnel etki onun için olmayacak ve kişinin bilinci kapanacaktır. Sadece geçmişte deneyimlediği nesnelerden belleğinde kalanlarla -hafızası sayesinde- düşünebilir. Ama bu da geçmiş nesnel tecrübeleri varsayar. Ama bu kişi bir bebekse, duyumsaması olmadığı için büyüsede hiçbirşey düşünemez. Bu basit örnekle bilincin maddeden ayrı düşünülemeyeceğini açıkça görüyoruz. Eğer idealizm doğru olsaydı, yani bilinç maddeden bağımsız ve önce olsaydı, bu durumdaki bir kişinin düşünebilmesi gerekirdi.
Yine mesela insanın zihinsel bilgilerini ele alalım. Hiçkimse o ana kadar görmediği birşeyi düşünemez, mesela hiç çiçek görmemiş bir çocuk bunu düşünemeyecektir, daha önceden görmüş olduğu nesneleri kafasında birleştirerek tahmin yürütebilir ancak. Bu basit örnek bize, birşeyi(örneğimizde çiçeği), onun hakkında hiçbir nesnel veriye sahip değilsek, düşünemeyeceğimizi açıkça gösteriyor. Eğer idealizm doğru olsaydı, yani bilinç maddeden önce olsaydı, düşünebilmemiz gerekirdi.
O halde eğer evren(yani tüm madde ve nesnellik) henüz yokken bir tanrı/ruh/bilinç varsa, ona düşünme malzemesi verecek hiçbir nesne(evren) henüz varolmadığı için hiçbirşey düşünemeyecektir. Hiçbirşey düşünemeyen bir 'şey'e de bilinç denemez değil mi? Bu koma halidir. Kaldı ki ilk örneğimizden, nesnelerin bilgisini kendisine aktaran hiçbir fiziki duyumsaması olmayan bir bilincin, var olamayacağını da görmüştük. O halde tanrının, yani felsefi idealizmin iddia ettiği gibi maddeden bağımsız ve ona öncü olan bir ruh/bilinç'in, varolması mümkün değildir!!!
Bu basit -ama kesin- ve çoğaltılabilir örneklerden açıkça öğrendiklerimizi genelleştirebileceğimizi, yani bazı durumlarda idealizmin bazı durumlardaysa maddeciliğin doğru olduğunun iddia edilemeyeceğini de biliyoruz. Bunların ikiside uzlaşmaları ve bir arada bulunmaları mümkün olmayan felsefi ekollerdir. O halde günlük hayatımızda açıkça öğrendiğimiz basit incelemeler bize hakikati gösteriyor. Bana idealizmi kanıtlayan bir örnek verebilecek olan var mı? Yok! O halde tanrı (ister deist ister teist tanrı olsun) KESİNLİKLE yoktur!!! Olma olasılığı da yoktur! Çünkü eğer maddeciliğin doğru olduğundan eminsek, teizm ve deizm gibi idealist düşünülerin yanlışlığı kadar, agnostisizmin bu konudaki kuşkuculuğu da yanlıştır. Açık olan bir gerçeğe ters şeyler söylemek kadar, bu şeylere olasılık vermek de yanlıştır; çünkü olay açık ve net, çünkü maddeci felsefenin tutumu açık ve net...
Sevgiler....