Selülit Dosyası: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
Selülit, cilt yüzeyinde rahatsız edici bir görünüme neden olan kozmetik, lokalize bir cilt durumudur. “Portakal kabuğu” dokusu, derinin altında biriken genişleyen yağ hücrelerinin ve cilt yüzeyine dik uzanan lifli bantların (septa) sonucu oluşur. Büyümüş yağ hücreleri küçük şişkinlikler yaratırken, sıkı septa sarkmaya neden olur. Tıbbi ortamlarda, selülit, fibrosklerotik pannikülopati, ginoid lipodistrofi veya adiposis edematoza olarak adlandırılabilir.

Selülit bir hastalık değil, özellikle kadınlar arasında çok yaygın olan kozmetik bir cilt hastalığıdır. Soluk cilt sendromu olarak da bilinen selülit, genellikle karın, kalça ve bacak bölgelerini etkiler.

Neredeyse tüm kadınlar vücutlarının herhangi bir yerinde oluşan selülitten şikayetçidirler. Özellikle yaz aylarında plajlarda boy gösterirken cildinizde bulunan selülitler gayet can sıkıcı bir durum oluşturur. Bu da kurtulmak için tedavi yöntemleri aramanız ile sonuçlanır.



Kadınların çoğu, selülitin dışarıda nasıl göründüğünü bilir. Bu durum genellikle bir portakal kabuğuyla karşılaştırılır, çünkü selülit aynı delikli görünüme sahiptir.

Selülit Nedir?
Peki selülit yapısı nasıldır? Selülitin, büyük lastik bantlarla bağlanmış doku katmanlarının arasına sıkışmış, yağ dolu küçük bir balon demeti olarak düşünebilirsiniz.

Cildinizin üst katmanlarının (epidermis ve dermis) altındaki yağ hücreleri aşırı enerji depolar. Küçük bağ dokusu bantları bu yağ hücreleri arasında dikey olarak uzanır ve cildin üst katmanlarını vücudunuzdaki daha derin dokulara bağlar. Bantlar, normal büyüklükteki yağ hücrelerinin yeterli miktarda boş alana sahip olduğu odalar veya mini cepler oluşturur.



Ancak yağ hücreleri genişlediğinde, derinlik artar ve cildinizin şişer. Bununla birlikte, bantlar daha derin dokuya bağlı kalır ve bu da cildin üstünde “vadi” görünümü oluşturur. Derinin üstündeki çıkıntı ve vadilerin kombinasyonu selülit dediğimiz çukurlaşmayı yaratır.

Bazı klinik ortamlarda selülitinizin görünümü derecelendirilebilir. Üç dereceli selülit görünümü vardır.

Selülit Sınıfları
1.Derece Selülit: Yatarken ve ayakta dururken pürüzsüz bir cildiniz vardır.
2. Derece Selülit : Yatarken pürüzsüz bir cildiniz vardır, ancak ayakta dururken bir miktar çukurlaşma belirir.
3. Derece Selülitt: Ayakta dururken ve uzanırken selülitleriniz belirgindir.

Selülitin Nedenleri
Selülit neden olur sorusunun tek bir cevabı yoktur. Selülitin olası nedenleri arasında hormonal değişiklikler, genetik, kilo alma veya ani kilo verme, zayıf beslenme, hareketsiz yaşam tarzı veya sigara sayılabilir. Hatta dar kıyafetler ve sık oturmak da selülite neden olabilir.

Ancak ne kadar aktif ve sağlıklı olsanız da selülit sorunu sizi de bulabilir. Vücudunuzda yağın dağılma şekli sizi selülite yatkınlaştırabilir ve genleriniz de zayıf uyluklara neden olabilir. Pek çok farklı faktör selülite neden olabileceğinden, hemen hemen tüm kadınlar bazı zamanlar bu sorunu yaşarlar.

Selülit Kimlerde Olur?
Tahminlerin çoğuna göre, kadınların% 80-90’ı ergenlikten sonra bir şekilde selülit problemi yaşamaktadır. Yaşlandıkça bu durum daha da yaygınlaşır. Kadınlar yaşlandıkça, cilt incelir ve gevşer, böylece selülit görülmesi daha olasıdır. Selülitin daha açık tenli kadınlarda görülmesi de ihtimali arttırmaktadır.

Selülit Nasıl Geçer?
Aktif bir yaşam tarzı ve sağlıklı beslenme, selülit tedavisi için en önemli unsurdur. Ancak selülit çoğu zaman tamamen önlenemez. Beslenme ve spor alışkanlığı edinmenin dışında, selülitin tedavisi için, sık sık kilo alıp vermemeniz de önemlidir. Bahsi geçenleri hayatınızda uygularsanız selülit şikayetinizi en aza indirgeyebilirsiniz.

Ek olarak, fazla kilonuz varsa, kilo vermek yardımcı olabilir, ancak her zaman değil. Bazı insanlarda kilo kaybı, selülit görünümünü engellemeye veya azaltmaya yardımcı olur. Ancak bazılarında kilo vermek aslında durumun daha belirgin hale gelmesine neden olabilir. Genellikle önemli kilo kaybının ardından ortaya çıkan gevşek cilt, selülit görünümünün daha belirgin hale gelmesine izin verebilir.

Elbette, selülit korkusu, sağlıklı bir kiloya ulaşma kararınızı etkilememelidir. Kilo veren herkes selülit sorunu yaşayacak diye bir kaide yoktur. Ancak, zayıflamadan önce selülitiniz varsa, kilo verdikten sonra selülitlerinizin kaybolacağının da bir garantisi yoktur.

Bununla birlikte, selülitin önlenmesine yardımcı olabilecek birkaç şey vardır. Cildinize iyi bakmanız, selülit görünümünü azaltmanıza yardımcı olur. Ayrıca, sigarayı bırakmanız, sağlıklı beslenmeniz cildiniz için olumlu etki gösterecektir. Özellikle yaz aylarında cildinizi korumak için güneş koruyucu kullanmanız da şiddetle tavsiye edilmektedir.



Selülit Tamamen Geçer mi?
Ne yazık ki, selülit tedavisinde vücudunuzun herhangi bir yerinde bulunan rahatsızlıkların tamamen giderilebileceğini garantisi yoktur. Sadece daha az farkedilir hale getirmenin yolları vardır.

Dokturunuza danışarak başladığınız selülit tedavisi bu görünümü azaltmaya yardımcı olabilir. Tedavi sonucunda elde ettiğiniz görüntü olumlu ise yukarıda bahsettiğimiz tavsiyeleri hayatınızda uygulayarak elde ettiğiniz görüntüyü koruyabilirsiniz.

En İyi Selülit Tedavisi Nedir?
Selülit tedavisinde doğal yollar olarak adlandırılan tedavilerin işe yaradığı görülmemiştir. Ancak selülitlerinizi azaltmak için aşağıdaki yöntemleri deneyebilirsiniz:

Masaj: Selülitli bölgeye doğal yağlar ile yapılan masaj portakal kabuğu görünümünün bir nebze de olsa azalmasına neden olabilir. Bu uygulamayı kendiniz ya da bir başkası sık sık tekrar edecek şekilde yapmalıdır.
Radyofrekans (RF): Selülit tedavisinde en popüler yöntem radyofrekans yöntemidir. Selülit tedavisi yaptıranlar, bu tedaviye ek olarak kızılötesi tedaviyi de tercih etmektedir.
Lazer tedavisi: Minimal-invaziv lazer veya ışık bazlı tedaviler, bazı hastaların cildi sıkılaştırmasına ve selülitten kurtulmasına yardımcı olur.
Şok dalgası tedavisi: Bu non-invaziv tedavide dolaşımı iyileştirmek ve cilt elastikiyetini arttırmak için şok dalgası enerjisi kullanır.
Bahsi geçen tedavi yöntemlerinden herhangi birini tercih etmeden önce tedaviyi gerçekleştirecek kişi hakkında, tedavi yaptıranların yorumlarını okumanızı öneririz. Böylelikle yaptıracağınız tedaviden memnun kalma ihtimaliniz artacaktır.