[Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]
Öte yandan Erdoğan Arnavutluk'a yardım çağrısında bulundu ve "Sizlerden kardeş Arnavutluk'un yaralarının kısa sürede sarılması için elinizdeki tüm imkanlarla destek olmanızı istirham ediyorum." şeklinde konuştu.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıknalar şöyle;

"FİİLİ HALE GETİRMEMİZ SON DERECE ÖNEMLİ"

Şimdiden konferansta alınacak kararların tüm İslam ülkeleri için yol gösterici olmasını umuyorum. (İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı) İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanı sıra alınan kararların tatbik edilmesi, uygulamaya dönüşmesi de gerekir. Bu açıdan tartıştığımız, konuştuğumuz ve karara bağladığımız hususları hep birlikte kuvveden fiile getirmemiz son derece önemlidir.

İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanı sıra kararların tatbiki uygulamaya geçmesi de gerekir. Müslümanlar olarak 1,7 milyar lira gibi muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz. Stratejik konumu ile İslam ülkeleri büyük bir potansiyel barındırıyor.

."MÜSLÜMANLAR ZEKATI VERECEK OLSA İSLAM ÜLKELERİNDE FAKİR KALMAZ"

Dünya petrol üretiminin yüzde 65'i doğalgaz üretiminin yüzde 55'i uranyumun yüzde 40'ı İslam ülkelerindedir. İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yüzde 21'i yani 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. Tüm imkanlarına rağmen İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki payı yüzde 10'u bulmuyor. Milli gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından ülkelerimiz arasında çok uçurum olduğunu görüyoruz. En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Müslümanlar zekatı verecek olsa İslam ülkelerinde fakir kalmaz..

Tablo samimi öz eleştiri yapmamızı gerektiriyor. Sorunlarımızı görmezden gelmemizin hiç kimseye faydası olmayacaktır. Kendi sorunlarımız için başkalarını suçlamak yerine önce kendi muhasebemizi yapabilmeliyiz. Neden ticarette dış politikada hak ettiğimiz konumda olmadığımızı hassasiyetle düşünmemiz gerekiyor.

"TAHKİM MERKEZİ'Nİ BU SENE FAALİYETE GEÇİRECEĞİZ"

İstanbul'da 2016'da yaptığım çağrı doğrultusunda, teşkilat üyesi ülkeler arasındaki ticari ve yatırım uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmak için İstanbul Tahkim Merkezi'nin kuruluş prosedürlerini tamamladık.

İnşallah bu sene içerisinde Tahkim Merkezini faaliyete geçireceğiz. İslam Ticaret Sanayi ve Tarım Odalarını yeniden yapılandırma sürecinin de kısa sürede başarıyla sonuçlanmasını temenni ediyorum.

Bilim ve Teknolojik İşbirliği Daimi Komitesi'nin inovasyon alanındaki girişimlerine de büyük önem veriyoruz. İslam Kalkınma Bankası Yatırım Sigortası ve İhracat Kredisi Kurumunun çalışmalarını önemsiyorum.

Keza, İslam Özel Sektör Kalkınma Kurumu, İslam Ticaret Finans Kurumunun çalışmaları da takdire şayandır. Bu vesileyle, Teşkilat üyesi ülkelerin kendi aralarındaki ticaret hacmini ve pazarı büyütecek Tercihli Ticaret Sistemi Anlaşmasına verdiğimiz ehemmiyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Tüm üye ülkeler tarafından anlaşmanın bir an önce uygulama safhasına alınmasının faydalı olacağına inanıyorum.

."DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİLERİNDEN BİRİ OLDUK"

Türkiye son 17 senede ekonomi ve doğrudan yatırımlar bakımından büyük bir başarı hikayesi yazmıştır. Küresel ve bölgesel zorluğa, hatta geçen yıl ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimlerine rağmen istikrarlı bir şekilde yolumuza devam ettik. 2002-2018 yılları arasında ortalama yüzde 5,5 oranında büyüme kaydederek, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduk.

Aynı şekilde ihracatımızı 36 milyar dolardan 180 milyar doların üzerine çıkardık. Bölgesel açılım hamleleriyle Afrika ile ticaretimizi son 15 yılda 6 kattan fazla artırdık. Asya Pasifik ve Latin Amerika ile ticaretimiz ise aynı dönemde 10 katına ulaştı. ASEAN ülkeleriyle 2002 yılında sadece 1,3 milyar dolar olan toplam ticaret hacmimiz, 2018 yılında 9,1 milyar dolara yükseldi. Dünya Bankası iş yapma kolaylığı endeksine göre Türkiye, son 2 yılda 27 basamak birden ilerledi.

Turizmde, 2018 yılında 46 milyon ziyaretçiyle küresel düzeyde 2 sıra daha yükselerek, en çok turist çeken 6'ncı ülke konumuna geldik. Bu sene 50 milyonu aşkın turisti misafir etmeyi bekliyoruz.

"TÜRK HAVA YOLLARI, DÜNYANIN EN ÇOK YERİNE UÇAN HAVAYOLUDUR"

Bankacılık sektörümüz, gerek teknolojik altyapısı, gerekse de şoklara karşı dayanıklılığıyla gücünü koruyor. Sektörün, yüzde 17 düzeyinde olan sermaye yeterlilik oranı, yüzde 8 olan uluslararası standartların oldukça üstündedir.

Bugün 126 ülke, 326 şehre sefer düzenleyen Türk Hava Yolları, dünyanın en çok yerine uçan havayoludur. Genç, eğitimli ve nitelikli nüfusumuzla ciddi işgücüne sahibiz. G-20 üyesi Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13'üncü, Avrupa'nın 5'inci en büyük ekonomisidir.

"TÜRKİYE'YE GELEN DOĞRUDAN YATIRIMLAR 13 MİLYAR DOLARA ULAŞTI"

Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temelleri son derece güçlü ve sağlıklıdır. 2002'den bu yana 220 milyar dolarlık doğrudan yatırımın Türkiye'yi tercih etmesi, bunun göstergelerinden biridir.

Küresel doğrudan yatırımlar 2018 yılında yüzde 13 gerilerken, Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımlar yüzde 13 artarak 13 milyar dolara ulaştı. Böylece, 199 ülkenin yer aldığı en fazla dış yatırım alan ülkeler sıralamasında 2018'de bir önceki yıla göre 4 basamak yükseldik.

Güçlü büyüme performansı, sağlam kamu maliyesi ve küresel krizlere karşı dirençli yapısıyla ülkemiz, daha önce benzer şartlara sahip olduğu devletlerden pozitif yönde ayrışıyor.

Küresel ticaret savaşlarının ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkilerine en hazırlıklı ülkelerin başında geliyoruz.

."SÜRDÜRÜLEBİLİR VE DENGELİ BİR BÜYÜMEYİ SAĞLAMA YOLUNDA KARARLILIKLA İLERLİYORUZ"

Yeni Ekonomi Programımızla, orta ve uzun vadede sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi sağlama yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Bilhassa ülkemize doğrudan yatırımların artması için ne gerekiyorsa, imkânlarımız dâhilinde maddi ve manevi bütün destekleri sağlıyoruz.

Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Yatırım Ofisimiz, girişimcilere yatırımları öncesinde, yatırımları esnasında ve sonrasında gereken her türlü desteği ve kolaylığı sunuyor. Bunun yanında bölgesel gelişmeler bağlamında kimi ülkelerle yaşadığımız siyasi gerilimlerin ticari işbirliğimizi olumsuz etkilememesi için çok büyük hassasiyet gösteriyoruz. Ne yatırımcıların ne de ticaret erbabımızın manasız zorluklarla veya suni engellerle boğuşmasına asla rıza gösteremeyiz.

İslam dünyasının refahını, menfaatlerini ve ticari işbirliğini siyasi gündemin önünde tutan bir anlayışla hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz.

"KAÇAN FIRSATLARI YAKALAMAK BİR DAHA MÜMKÜN OLMAYABİLİR"

İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihi şartlar son derece elverişlidir. Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir işbirliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir.

Kaçan fırsatları yakalamak bir daha mümkün olmayabilir. Bunun için güç birliği yapmamız, güçlerimizi birleştirmemiz önemlidir. Türkiye olarak hedeflerimize hep birlikte ulaşmak için tecrübelerimizi ve elimizdeki imkanları sizlerle paylaşmaya hazırız. Tüm imkanlarımızla siz kardeşlerimizin yanındayız.

Sizlerin başarılarını ve sürdürülebilir kalkınma yolunda attığınız adımları, hem kendi başarımız, hem de tüm İslam aleminin bir kazancı olarak görüyoruz.

İslam ülkeleri arasında etkin bir işbirliği mekanizması ile güçlerimizi birleştirmemiz önemlidir. İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin arttırılması için şartlar son derece elverişlidir.

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN ARNAVUTLUK'A YARDIM ÇAĞRISI

Müslümanlar bir bedenin uzuvları gibidir. Nasıl vücudumuzun bir organı acı çektiğinde diğerleri de o organın acısını çekiyorsa dünyanın neresinde olursa olsun o kardeşlerimizin dertleri ile dertlenmek bizim ana vazifemizdir. Duyarsız kalmak bir Müslüman'a yakışmaz. Arnavutluk'taki deprem sonrası sivil toplum kuruluşlarımız ülkeye giderek çalışmalara başladı. Arnavutluk'a 500 konut yapmak için de talimatı verdim. Uygun yerler tespit edilecek.

Deprem insan oğlunun başına gelen en büyük felaketlerden biri işte bu zor durumda Arnavutluk halkının yanında olmak bizim için bir görevdir.

Burada kamu var özel sektör var. İlla Arnavutluk'a devletlerin gitmesi değil özel sektör de Arnavutluk'a gidip bir şeyler yapabilir.

.