Kalbi hastalıktan kurtarmak için, ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek, ibadetleri yapmak ve haramlardan sakınmak lazımdır. İslâmiyetten, tasavvuftan haberi olmayanlar, dini, dünya kazançlarına alet ediyorlar. Bunlar, tasavvufa, müzik sokmuş, müzik aletlerinin nağmelerine göre vücut hareketleri yaparak, Mevlevî ayinleri gibi ayinler oluşturmuşlardır. Başlarında mezar taşına benzeyen beyaz uzun külahları ile dönen semazenler, sağ ellerini göğe kaldırırlar ve sol ellerini gökten aldıklarını dünya yüzüne göndermeyi belirtmek için, aşağı indirirler. Yapılan bu ayinler, İslâmiyetin bir emri zannedilmektedir. Bunları yapanlar, maalesef İslâm dini ile hiçbir alakası olmayan, âyet-i kerime ve hadîs-i şeriflerde bulunmayan böyle ayinleri, tarikat olarak, İslâmiyet olarak tanıtıyorlar. Peygamber Efendimiz ve Eshab-ı kiramdan hiçbiri, böyle ayinler yapmadı. Onların zamanlarında tasavvuf vardı, fakat böyle tarikatçılık yoktu.
NOT;
Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarında çalgılı müziğin her dinde haram olduğunu yazmaktadır. Zamanla dinler bozuldukça müzik de ibadet şeklinde ortaya çıkmıştır.