TARÎKATIN MÜSTEHAB OLDUĞU YAZILMIŞ,TARÎKATA GİRMEYEN,MÜSTEHABI YAPMADIĞINDAN DOLAYI NİYE BİD'AT EHLİ OLUYOR ?
Eski devirde tarikatlar
Sual: Gerçek tarikatların ve mürşid-i kâmillerin çok olduğu devirlerde, tarikata girmek farz mıydı? Farz idiyse, bugün o boşluğu nasıl doldurmalıyız?
CEVAP
''Fıkıh bilgilerini öğrenmeyip tasavvufla uğraşan, dinden çıkar, zındık olur''
Kendilerine tarikat ehli diyen bazı kimseler, fıkıh, ilmihal kitaplarına pek itibar etmiyorlar. Tam bir Ehl-i sünnet itikadı, fıkıh, ilmihal bilgileri olmadan, helali, haramı, sünneti, mekruhu yani Allahü tealanın beğendiklerini ve beğenmediklerini bilmeden şeyhlik, evliyalık olamaz.
İslamiyet’in emirleri yapılıp yasaklarından sakınılmazsa, evliyalık hasıl olamaz.
Seyyid Abdülkadir Geylani hazretlerinin; cahil sofi şeytanın maskarası olur sözü meşhurdur.
Bu konuda İmam-ı Mâlik hazretleri buyuruyor ki:
“Fıkıh bilgilerini öğrenmeyip tasavvufla uğraşan, dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan da bid'at sahibi, sapık olur. Her ikisini edinen hakikate varır.”
Fıkıh bilgilerini doğru yazılmış ilmihal kitaplarından öğrenen, bunlarla amel eden ve tasavvufun zevkini alan kimse, kamil, olgun insan olur.
Tarikata girmek farz değil, müstehabdır. Ahlâk bilgilerini öğrenip kalbi temizlemeye çalışmalı. Bu bilgileri öğrenip onları yapmaya çalışmakla kalb temizlenir. Kalbin temizlenmesi, yalnız tarikatla olsaydı, tarikata girmek de vacib olurdu. Kalbi temizlemenin yolları çoktur. Kalbin temizlenmesi vacib, Berika kitabındaki bilgileri öğrenmek farzdır. Müstehabı yapmakla vacib yapılır, ama zordur. Farz yapılınca, vacib kendiliğinden yapılmış olur. Bunun için günümüzde, doğru kitapları okumalı, okuyanlarla beraber olmalı ve varsa emîre de itaat etmelidir. Piyasadaki sapık tarikatlardan birine giren kimse, dinini bozmuş ve kendini tehlikeye atmış olur. Bu tarikatların sapık olup olmadığı, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına uygun olup olmamasıyla anlaşılır. Mesela tarikat şeyhi, mehdi olduğunu söylüyorsa, dört mezhepten birine uymuyorsa, Eshab-ı kiramdan bazılarını kötülüyorsa, haram olan müziği mubah sayıyorsa, o kimsenin doğru yolda olmadığı anlaşılır.