Kalça eklemi top-yuva (ball and socket) tarzında bir yapıya sahiptir. Femur başı yuvarlak top şeklinde buna karşılık asetabulum yani femur başının oturduğu yuva ise çorba kasesi şeklindedir. Eklem önden ve arkadan sıkı bir ligamentöz yapıyla çevrilmiştir. Eklem stabilitesi için birinci şart asetabulum ve femur başının normal gelişim yapısını korumasıdır. Eğer asetabulum gelişimi geri kalırsa yani displazik olursa o zaman asetabulum yuvarlak çukur kase şeklinde gelişemiyecek ve düz bir tabak gibi kalacaktır.
Çok sayıda sınıflama olmakla birlikte pratik olması yönünden sık kullanılan sınıflandırma Hartofilakidis ve ark.nın yaptığıdır. Buna göre tip 1 de sadece basit displazi vardır. Femur başı gerçek asetabulumun içerisindedir. Tip 2 (alçak çıkık) de femur başı yalancı asetabulum içerisinde ancak alt dudağı gerçek asetabulumla temas halindedir. Tip 3 (yüksek çıkık) de ise , femur başı yalancı asetabulumda olup gerçek asetabulum ile temas halinde değildir. Gerçek asetabulum hipoplazik ve sığdır. Özellikle anterior duvar olmak üzere superior duvarda yetersizdir. Bu bölgedeki kemik özellikle yüksek kalça çıkıklarında yük almadığından zayıf ve kalitesizdir. Femoral kanal düz ve dar olduğu gibi baş da küçük, retrovert olup boyun kısalmıştır. Trokanter major normale göre daha posterior yerleşimlidir. Aynı şekilde yumuşak dokularda da özelikle adduktorlar ve iliopsoasda gerginlik mevcuttur. Abduktor kol yeterince fonksiyonel değildir. Anatominin bozulması sebebiyle GKD yada GKÇ da total kalça artroplastisi zordur. Cerrahi teknik primer kalça artroplasti uygulamalarına göre pek çok farklılıklar gösterir.