geceyi sabaha bağladıklarında durdu tren

kaybettiklerini bulmaya gelmişlerdi kuzeye

o günlerde korku evlerin damında yer etmiş

cesaret memleket değiştirmişti

Trenler gidiyor çuf çuf da çuf çuf. Bu toprakların yarıdan fazlası demiryolu şiraze. Bana gitmeleri hatırlatmak için böyle dolanıyorlar etrafımda, çuf çuf da çuf çuf. Apartmanlar yüksek, odalar küçük, eşyalar eski, duvarlar kağıt şiraze. Hiçbir yerin hiçbir yere benzemediği kadar her şey birbirinin aynı. Hava hep soğuk, toprak hep nemli, sular hep buz şiraze. Kulağımda çuf çuf da çuf çuf sesleri. Paslı demir kokusu, kamyon gürültüsü bir de çuf çuf da çuf çuf. Gidilecek yerler bitecek gibi değil, git git bitmiyor şiraze. Tren hep peşimde. İçimde hep şiraze. Çantamda bir tutam aşk, bir tutam hasret, bir tutam serdengeçti... Yolumun üzerinde çuf çuf da çuf çuf şiraze. Senden hem hep uzaklaşmadayım, hem de hep sana doğru yönüm şiraze. Hasta bedenimi sürüklüyorum yanımda. Ayaklarım toprağı eşeliyor. Tren çuf çuf’larıyla ardımda. Al beni şiraze. Yolculuklardan da, yollardan da; kaçıp saklanmalardan, gidip durmalardan, durup koşmalardan... yoruldum şiraze. Al yanına beni. Sen olmayınca olmuyor şiraze. Sen olmayınca olunmuyor şiraze. Gam üstüne gam, çuf çuf da çuf çuf...

aç olan aşkı

aşk da aç olanı istemezdi

Anlatma beni kendine şiraze. Hiç olmadım say, hiç dokunmadım say gözlerine, hiç düşmedim say cümlelerine... Say sayabildiğin kadar şiraze. Sil beni; benli zamanları, benli mekanları; üzerinde ben olan her ne var ise yok say şiraze. Atların yelesine tutunup rüzgar gibi geçtim farzet. Farzet beni şiraze. Bir farz-ı muhal say. Olamayacak kadar var olan sensin. Olamayacak kadar yok olan ben... Trenler geçiyor çuf çuf da çuf çuf, ben geçiyorum dünyadan. Trenler geçiyor, ben geçiyorum hayattan. Trenler ve ben şiraze. Hep uzağın uzağına meylimiz.

kırmızı

toprağa akan kanda

güllerde değildi artık



dedim öğrenmeliyim hayır’ların nasıl söylendiğini, evet’lerin altında kaldım şiraze

dedim anlamlara anlam yüklemenin keyfiyetine karşı durmalıyım, herkes kendince şiraze

dedim kim severse ben de seveyim, sevdaya düşmeyenle işim buraya kadar şiraze

dedim arkada kalanlar önemli, göz önündekiler herkesin dilinde şiraze

dedim ay’ı güneşi ellerime koymayı denesinler, bir bakayım gücüm ne şiraze

dedim yoruldum dünyada kaybolanları bulma çabasından, zerreye döndüm şiraze

dedim bir ben var benden daha şiraze, ya ben kimim yitmişim bir şahs-ı manevi’de

dedim içim acıyor

dedim kurudum kurudum kurudum da bir yudum suya meyletmekten geçtim

mor dalgalardan geçtim

ol serden geçtim

yâr seni de içimin ücrasına gizledim

geçecek ne kaldı ise cümlesini birden geçmelerden geçirdim

söyle şiraze

varsın da ben mi görmüyorum, yoksun da bende mi yaşatıyorum

ebed yolculuğumun sırdaşı şiraze

seni ben biliyorum...


Ş İ R A Z E