Son yıllarda hızla artan obezitenin engellenmesi ve tedavisi için bir çok konuda çalışmalar yapılmaktadır. Çalışmalarda kilo artışına en fazla sebep olan durumun şeker ve yağ tüketimi olduğu vurgulanmaktadır. Şeker tüketiminin hem kilo problemleri hem de diabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması başta olmak üzere bir çok hastalığa da sebep olması şeker yerine geçen, düşük kalorili ve insülin seviyesini yükseltmeyecek alternatif arayışlarının başlamasına sebep olmuştur. Bu anlamda çok uzun yıllardan beri kullanılmakta olan tatlandırıcıların obezitenin engellenmesi ve tedavisinde kullanımı arttı. Tatlandırıcılar özellikle savaş sırasında şeker fiyatlarının çok arttığı için alternatif ürün olarak geliştirilmiştir fakat günümüze daha az kalori almak ve diabet hastalıklarında kan şekerini arttırmamadığı için kullanılmaktadır. Tatlandırıcı kullanımı konusunda son yıllarda bir çok çelişki vardır. Tatlandırıcılar doğal mı, kansere sebep oluyor mu, ne miktarda kullanılmalıdır –güvenli dozu nedir , kimler kullanmalıdır şeklinde bir çok soru işareti vardır.

Tatlandırıcıların kullanımı konusunda çalışmaların ve akademisyenlerin 5 farklı görüşü var ;

Tatlandırıcılar güvenlidir
Yapılan çalışmalarda tatlandırıcıların yüksek dozlarında kanserojen ve yan etkiler görüldüğü bu yüzden besinlere ve içeceklere katılan miktarlar günlük kullanım dozunu aşmadığı için tatlandırıcı kullanımının güvenli olduğu vurgulanıyor.

Minumun düzeyde tutulmalıdır
Çalışmalarda her ne kadar yüksek dozlar güvenli olarak kabul edilse de ek olarak gün için de çok fazla katkı maddesi aldığımızdan dolayı tatlandırıcıları minumun düzeyde tutmakta fayda vardır. Günde 3-4 tablet tatlandırıcıyı geçmemek gereklidir.

Tatlandırıcılar kilo aldırıyor
Özellikle son 2 yıldır yapılan çalışmalarda bu şekilde düşünen akademisyen sayısı artmaktadır. Teze göre tatlandırıcı içeren besinler ağza alındığında dil papillaları şeker tüketildiğini (tatlı alındığını) beyne iletmektedirler. Tatlandırıcılar kan şekerini yükseltmezler fakat şeker yediğini düşünen beyin pankreastan insülin salgılar. Kan şekeri şeker yediğimizde yükselir ve insülin ise kan şekerini düzenler yani normal aralıklara düşürür fakat salgılanan insülin kan şekeri artmadığı için kan şekerini daha fazla düşürerek hızla acıkmamıza sebep olur. Teze göre tatlandırıcı içeren yiyecekler ve içecekler tüketiminde kan şekerimiz düştüğü için sonra hızla ve daha fazla acıkırız. Bu durum bizim kilo almamıza ve daha fazla besin tüketmemize sebep olur.

Doğan tatlandırıcılar kullanın
Aspartam, sakarin, asasülfam-K tarzında yapay tatlandırıcıların mesane kanseri başta olmak üzere bir çok yan etkileri olduğu ve bunların yerine daha doğan stevya, splenda tarzı bitkisel tatlandırıcıların kullanılmasının doğru olduğu yönünde son zamanlarda öneriler çok duyulmaktadır.

Tüm yapay ürünler gibi tatlandırıcıların hepsi zararlıdır
Küçük bir grup olsalar da tüm tatlandırıcıların kesinlikle hiçbir şekilde kullanılmamasının gerektiği, küçük miktarların bile zararlı olduğu, asla tüketilmemesi gerektiğini savunan akademisyen ve diyetisyenler vardır. Bu kişiler daha organik ve doğal beslenme taraftarlarıdır.



Hangisi doğru?

Aslında incelendiğinde tüm fikir ve görüşlerin doğruluk payı vardır. Bu görüşlerin hepsi çalışmalarla desteklendiği için birisini alıp doğru demek olası değildir. Ne kadar kendimizi korusak ta mutlaka katkı maddeleri ve tatlandırıcılara bir şekilde maruz kalmaktayız. Bu yüzden biz meyve şekeri, agave , kuru meyveler, bal, pekmez tarzında doğal şekerli kullanmaya özen göstermeli, mümkün olduğu kadar tatlandırıcı kullanımını aza indirelim.