Birinci gözlem noktasında farklı yüksekliklerde beş adet gözlem terası bulunuyor. Bu teraslardan sadece bu alandaki oluşumlar ile tam karşıdaki “yedi renkli yelpaze” bölgesi gözlenebiliyor. Bu gözlem noktası jeoparkın ilk durağı olduğu için her zaman aşırı derecede kalabalık oluyor. İki kişinin baş başa kaldığı anlara çok nadir rastlanıyor.
Yedi Renkli Dağlar’ın izlendiği terasın yolu dar olduğundan inmek de çıkmak da oldukça zor. Sıra beklemek zorunda kalan bazı ziyaretçiler yasak alanlara girebiliyor. Ancak anında uyarılarak yola geri dönmek zorunda kalıyorlar. Terasa ulaşanlar ise manzaranın güzelliğinden bir daha orayı terk etmek istemiyor.
Gözlem noktaları korkulukla çevrilerek güvenli hale getirilmiş. Aksi takdirde dik yamaçlar büyük kalabalıklar için oldukça riskli olabilirdi. Akşamüzeri güneş ışıklarının yatay hale gelmesiyle jeoparkın tüm gözlem noktalarında bir renk cümbüşü başlıyor. Hindistan kıtasının Asya’yla çarpışmasının son evrelerini buralarda görmek yeryuvarını şekillendiren güçlerin görkemini de anlamanızı sağlıyor.
Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’nın en görkemli manzaraları dördüncü duraktaki platformdan izlenebiliyor. Doğu-batı uzanımlı bir sırtın bittiği noktadaki platformdan kuzeye doğru bakıldığında Yedi Renkli Dağlar adı verilen oluşumları izlemek mümkün. Özellikle gün batımında veya yağmurdan sonraki saatlerde renkler tüm güzellikleriyle ortaya çıkıyor. Görevliler dışında kimsenin araçla giremediği jeoparkta sık sık motorlu devriyeler dolaşıyor.
Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı günün her saati ziyaretçi akınına uğruyor.
Hindistan Kıtası, Asya Levhası ile çarpışıp Himalayalar’ı yükseltirken, daha kuzeyde, Çin’de, bir gölün içindeki çökelmiş kayaçlar kıvrılıp rengârenk tepeleri ve derin vadileri oluşturuyordu. Atlas, adeta bir ressamın fırçasıyla boyanmış gibi duran bu narin tablonun içinde, Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’ndaki “Gökkuşağı Dağları”ndaydı.
Doğanın Tuvali Kumtaşı ve çakıl taşlarının egemen olduğu Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’nda narin gölsel çökeller gözleniyor. Çevre kayaçlardan gelen demir ve magnezyumca zengin sular tarafından boyanan bu birimler tektonik hareketler sonucunda ilk konumlarını kaybetmişler ama güzelliklerini hâlâ koruyorlar.
İkinci gözlem noktasının en zorlu yolculuğu 666 basamaklı tepe. Gidenlerin ve dönenlerin sürekli karşılaştığı merdivenler bazen yan yana geçilemeyecek kadar doluyor. Zirvede ise tüm jeoparkın en güzel manzaralarını seyretmek mümkün.
Hindistan Kıtası’nın günümüzden yaklaşık 90 milyon yıl önce Afrika’dan koparak başlayan yolculuğu, Asya ile çarpışmasıyla sonuçlandı. Himalaya Dağları’nın oluşmasına neden olan çarpışma Tibet Platosu’nu da deforme etti. Arada kalan Çanhey bölgesindeki bu kayaçlar da aynı çarpışmanın etkisiyle kıvrılarak yükseldi. En az renkler kadar önemli olan bu öykünün izlerine jeopark içinde bol miktarda rastlanıyor.
Jeoparktaki ziyaretçilerin neredeyse tümü Çinli. Aileler jeoparkı çocuklarına da gezdirerek onlara doğa eğitimi veriyorlar.
Jeopark, açılış saati sabah 08.00’den kapanış saati 18.00’e kadar yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor.
. kaynak .