Bir aşk hikayesiydi bu vuslatı ertelenen yada farkedilemeyen bir hasret yumağı

bir gün dayanamadı dile geldi ELHAMDÜLİLLAH taneleri

Ey imame,

dedi

ne durursun başımda senden sağa gidince “Sübhanallah” sürünüyor berimdeki, “Allahûekber”diyor ötemdeki senden sola gidince yine bana değmiyor hiçbiri benim hasretimi gören yokki ortada kalakalmışım, ne Sübhanallah deyiyor yüzüme ne de Allahûekber

neylesin şimdi bendeki tüm taneler boynum bükük, hasreti yakar durur içimi bir el tutuverse beni, dindirse bu özlemi aşk ile, dedi…

SÜBHANALLAH ve ALLAHÛEKBER taneleri duyunca bunu, onlar da seslendiler

ey imame,doğru söyler Elhamdülillah taneleri senden başladı zikre her eline tesbihi alan ne yönden gidilirse gidilsin, ortaya hiç düşmedi bizdeki kimse farkedemedi bu güne kadar ondaki hasreti, aşkı, özlemi yâ imame, çekil aradan! tek farkedilmeyen ondaki aşk mı sanırsın?tek onda mı var sanırsın asırlık hasret? hiç bizdeki hasreti düşünen oldu mu bir kere de?-?yandıkça yandık başta kalıp,

değemedik aşk ile hû yananların elinde Elhamdülillah diye herbiri birbirine hasret tanelerin âhlarıyla bakakaldı imame tesbihteki tüm yaslı taneciklere haklıylardı öyle bir sınır çekmişti ki onların başında durarak her iki tarafta hasret ve sevdalı kalmışlardı birbirlerine yanyana olup da birbirine hiç kavuşamayan bu yaralıların derdine derman olunmalıydı…



sonra vâv halinde dediki;ey ortada kalıp sağına soluna özlem yüklü taneler ey en başta durup da ELHAMDÜLİLLAH sürünmediği için yaslı taneler gitmemi istiyorsunuz vuslatınız için çünkü sizler hasret ve sevdalı kalmışsınız birbirinize peki beni hiç düşündünüz mü birkere de

ben tek başıma yanıp kül olurken hepinizin hasretiyle size sürülen kelâmlardan teki bir defa yüzüme değmedi ki