Srebrenitsa katliamı sonrası neler değişti?



11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da 8 binden fazla Bosnalı Müslüman vahşice katledildi.

Peki, geçen 17 yılda Bosna'da neler değişti?

Srebrenitsa katliamı sorumluları yakalandı mı?

İşte Srebrenitsa katliamı sonrasında gelinen nokta...

Ceren KİRAZ/ GAZETE5

“İşte 11 Temmuz 1995’te, Sırp şehri Srebrenitsa’dayız. Büyük bir günün arifesindeyiz.

Bu şehri Sırp halkına armağan ediyoruz. Nihayet, isyanlardan sonra bu topraklarda Türklerden intikam almamızın zamanı geldi.”

Bu sözler 1995’te Bosna Sırp ordusunu komuta eden General Ratko Mladiç’e ait.

Mladiç’in bu sözleri İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa’da yaşanan en büyük katliamı başlattı.

Bosna Sırp ordusu Bosnalı Müslüman erkekleri katletti, kadınlara ise tecavüz etti. Öldürülen Bosnalı Müslümanlar bugün hala aranan toplu mezarlara gömüldü.

GÜVENLİ BÖLGEDE YAŞANDI

Ve belki de en acısı, tüm bu yaşanan katliamlar, çekilen acılar Birleşmiş Milletler’in “güvenli bölge” olarak ilan ettiği Srebrenitsa kentinde gerçekleşti…

Srebrenitsa’da yaşananların üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen Boşnakların acıları hala taptaze…

Katliamın on yedinci yılında toplu mezarlardan çıkarılan ve kimlikleri tespit edilen 520 Bosnalı katledildikleri yerde, Srebrenitsa’da toprağa verildi.

Defnedilen Bosnalı Müslümanların arasında yaşları 15 ile 18 arasında değişen 48 genç de bulunuyor.

17 YILDA BOSNA'DA NELER DEĞİŞTİ?

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın gördüğü en büyük insan kıyımı olan Srebrenitsa katliamını USAK Balkanlar Uzmanı Muzaffer Kutlay ile konuştuk.

Muzaffer Kutlay, GAZETE5'e yaptığı değerlendirmede, geçen on yedi yıla rağmen Bosna Hersek halkının hala huzurunun sağlanamadığının altını çizdi.

Çünkü ne Bosna- Hersek’in ne de Sırp Cumhuriyeti’nin ortak bir kararda buluşamadıklarını söyleyen Kutlay, Bosna’da hala soykırımı kınama kararının çıkarılmadığına dikkat çekti.

Srebrenitsa’nın ortak bir acıya dönüşmediğini, hatta radikal Sırpların, katliamın baş sorumlularından Ratko Mladiç yakalandığında üzüldüklerine dikkat çeken Muzaffer Kutlay, Srebrenitsa ile ilgili sorunların çözülememesinin temelinde ortak bir uzlaşma olmayışına işaret etti ve “Siz kendi ülkenizde soykırımı kabul etmezseniz sorunlar nasıl çözülecek?” diye konuştu.

KATLİAMDAN BM DE SORUMLU

Srebrenitsa katliamının birkaç yıl öncesine kadar sadece Bosna-Hersek’te anıldığını ancak artık uluslararası düzeyde de tanınmaya başlandığını ifade eden Muzaffer Kutlay, katliamın gerçekleştiği Srebrenitsa bölgesinin Birleşmiş Milletler'in “güvenli bölge” olarak belirlendiği için katliamdan BM’nin de sorumlu olduğunu kaydetti.

Muzaffer Kutlay, “BM askerleri Srebrenitsa’nın Sırplar tarafından kuşatılması ile başlayan soykırım sürecine seyirci kaldılar.

2006 yılına geldiğimizde ise, Hollanda Savunma Bakanlığınca, Srebrenitsa’da görev alan askerlere ‘karşılaştıkları zor koşullar’ nedeniyle liyakat madalyası takdim edildi.

Özür bile dilemediler” dedi.

KATLİAM SORUMLULARI NASIL YAKALANDI?

Peki, Srebrenitsa katliamında vahşice öldürülen ve Bosna halkına büyük acılar yaşatan sorumlulara ne oldu? Muzaffer Kutlay Srebrenitsa katliamı sorumlularının yakalanma hikayelerini şöyle anlatıyor:

“Bosna Savaşı’nda yaşananların baş sorumlusu olan Slobodan Miloseviç 2001’e kadar Sırbistan Cumhurbaşkanı olarak iktidarda kalmaya devam etti.

Uzun pazarlıklardan sonra teslim olan Sırp lider, Mahkeme’deki yargılanma süreci henüz sonuçlanmamışken 2006’da Lahey’deki hücresinde öldü.

Diğer iki savaş suçlusu ve soykırım sanıkları, Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç’in yakalanması ise tam on altı yıl aldı.

Daha da vahim olan, Karadziç 2008 yılında Belgrad’da bir otobüste yakalandığında üzerinde sahte bir kimlik taşıyor ve alternatif tedavi yöntemleri uygulayan özel bir klinikte çalışıyordu.

Benzer şekilde, “Sırp Kasabı” olarak anılan Ratko Mladiç de üzerinde sahte bir kimlikle Sırbistan’a bağlı Voyvodina Bölgesi’ndeki bir köyde günlük hayatını sürdürürken yakalandı.

Sırbistan sınırları içerisinde yakalanan her iki soykırım sanığının bu kadar uzun süre saklanabilmiş olması farklı pazarlıkların yapıldığını gündeme getirdi.”

Srebrenitsa katliamı sorumlularının alacakları cezanın o dönemde yaşananları asla telafi edemeyeceğinin altını çizen Muzaffer Kutlay, yine de katliamda eşlerini çocuklarını kaybeden Bosnalı anneler için teskin edici bir gelişme olduğunu ifade etti.

Muzaffer Kutlay, “Bu dramın hayat bulmasında Avrupalı devletlerin, uluslararası kuruluşların ve ABD’nin geç müdahale etmesinin büyük rolü vardı.

Katliam engellenemediği gibi Bosnalıların aradığı adalet de aradan geçen 17 yılda tam olarak yerini bulmadı.

Bu nedenle Srebrenitsa soykırımını hafızalarda diri tutmak ve insanlığın tekrar benzer dramlar yaşamasına engel olmaya çalışmak gerekiyor” dedi.