Bahçenizi planlarken bitki türlerini ve özelliklerini çok iyi analiz etmelisiniz. Evinizin bahçesinde daha güzel bir görüntü oluşturmak için neler yapmanız gerektiğini Acart Yeşil Dünya’dan Peyzaj Departman Şefi Arzu Levent Cengiz’den öğreniyoruz.

Evlerimizin bahçesinde hangi bitki türlerini kullanmalıyız ve bahçemizi planlarken nelere dikkat etmeliyiz?
Ev bahçesi tasarımı yaparken, öncelikle bulunduğumuz alanın iklim koşullarına, toprak yapısına, bakısına vb. uygun türler seçmeliyiz. Bunun yanında, kullanacağımız ağaç ve çalılar, estetik anlamda gözümüze hoş görünen, bünyemize polen gibi özellikleri dolayısıyla alerjik etkisi bulunmayan türler olmalı. Bitkilerin yerleşimleriyle ilgili planlamayı yaparken de rüzgarın yönü, kuzey-güney istikameti, var ise deniz gibi dış öğelerin bahçeye etkilerini düşünmeliyiz. Örneğin, kamelya, açelya, ortanca, Acuba japonica, eskolonya, orman sarmaşığı gibi türler gölge ve yarı gölge yerler tercih ederken, alev, akçaağaç, hatmi, mimoza, oya, lavanta gibi türler güneşli alanları tercih ederler. Diğer yandan bitkilerin yaz- kış görünümleri, çiçeklenme dönemleri özellikle göz önünde bulundurulmalı. Eğer çiçekli bitkilerden hoşlanıyorsanız ve bahçenizin güneşlenme ve iklimsel özellikleri uygun ise, bahçenizde ilkbaharın müjdeleyicisi yaprak döken manolyayı veya süs eriğini, yazın en uzun çiçekli olan oya ağacı veya çalısını, hatmiyi, sonbaharın gözdesi kamelyayı ve kış boyunca sık sık çiçekli görebileceğiniz sarı çiçekli Euryopsu kullanmanızı tavsiye ederim.

Küçük metrekareye sahip bahçelerde hangi bitki türleri tercih edilmelidir?
Bu tip bahçelerde konik ladin, bodur mavi ladin, bodur çam, bodur kadife çamı, grevilya, açelya, kamelya, çoban püskülü gibi olabildiğince yavaş büyüyen türleri kullanmalısınız. Boylu bitkiler mümkünse kullanılmamalı, eğer kullanılacaksa oya, süs eriği, süs kirazı, akasya gibi üstten dallı, kış döneminde budanabilen yapraklı türlerden seçilmelidir. Çit bitkileri ve bahçede bulunan diğer bitkiler de budanabilir, rahat müdahale edilebilir türlerden seçilmelidir ki, iyi bir bakımla bahçemizin güzelliğini standart hale getirebilelim. Aksi halde bir süre sonra ciddi bir yer kaybıyla karşılaşabiliriz. Örneğin, 4-5 sene budanmamış leylandilerden oluşturulmuş bir çit, bir anda bahçemizi bir metre küçültebilir. Aynı şekilde kontrol altında tutulmamış bambular, bir süre sonra yaşam alanımızı ciddi ölçüde daraltabilir. Eğer küçük bahçenizde renkli, şık ve kullanışlı bir mekan yaratmak istiyorsanız, alevlerden yapılmış bir çit, bodur çalı grupları, papatyalar, lale, sümbül gibi her yıl yeniden çıkacak soğanlı bitkiler yanında, belirli köşelerde kazayağı, mine, fare kulağı, buz çiçeği, Cezayir menekşesi, acem halısı ve sedum türlerinden uygun olanları seçebilirsiniz.

Alerji için hangi türleri bahçeden uzak tutmalıyız?
Özellikle bahar döneminde ortaya çıkan ve bitkiler dolayısıyla bünyemizde oluşan alerjik reaksiyonların çoğu polenlerden kaynaklı olduğundan, bunu önlemek için polen oluşturan erkek tür değil, dişi türü dikilmelidir. Dişi tür diğer bahçelerde bulunan polenleri de toplayacağından alerjik reaksiyonu en aza indirir. Kırmızı yapraklı akçaağaç, gümüş akçaağaç, çoban püskülü, söğüt, kavak, keçiboynuzu, sedir, ardıç, palmiye gibi türlerin erkekleri polenlerinden dolayı alerjik olabilir. Yine de bahçe için tür seçimi sırasında OPALS (Ogren Plant Allergy Scale) alerji tablosu incelenerek, 1-10 arası puanlanmış alerji yapan bitkiler listesinden beş ve altında puan almış olanlar seçilmelidir. Diğer yandan bahçelerde hastalığa dayanıklı bitkiler tercih edilmelidir ki, bunlar kolaylıkla enfekte olmadığından çevrelerindeki hava da sağlıklı olacaktır ve alerjik reaksiyon azalacaktır. Bahçelerde de yapılan ilaçlamanın, yetkili kişiler tarafından seçilmiş doğru ilaçlarla yapılması önemlidir, aksi halde bu ilaçların solunmasının, alerjik hassasiyeti arttırabileceği biliniyor. Alerjik bünyesi olanlar genelde bahçelerinde çiçekli türleri tercih etmemeli, ancak krizantem ve begonya gibi bazı türler istisnadır. Bunun dışında, güçlü kokuları olan bitkiler fazla miktarda bulunan koku zerreciklerinden dolayı parfüme alerjisi olan insanlar için sorun yaratabilir.



Oturma alanlarının yakınlarında hangi bitkiler kullanılmalı?
Oturma alanları yakınlarında çiçekli bitkilerden açelya, kamelya, ortanca, formlu budanmış bitkiler, mevsimlikler, papatyalar tercih edilebilir, bunun yanında hoş kokulu manolya, yasemin, lavanta, melisa, leylak, gül, hanımeli ve aromatik türler tercih edilebilir. Üstten dallı ıhlamur, söğüt gibi türler de bir mekan oluşturmak, altında keyifli zaman geçirmek için idealdir. Hanım tuzluğu (berberis), çoban püskülü, drasena, gül gibi dikenli türler oturma alanı yakınlarında kullanırken dikkat edilmeli, planlaması iyi yapılmalıdır. Diğer yandan alev çalısının ve kartopunun çiçekleri, mabet ağacının tohumları kötü kokular yayarlar, planlamada bu bilgiler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bahçe sınır bölgesi için hangi ağaçlar daha dayanıklıdır? Formlarını nasıl koruyabiliriz?
Leylandi, mavi servi, limoni servi türleri, ibrelilerden boylu çit için sıkça kullanılan türler... Bunlardan en dayanıklı olan tür leylandidir. Limoni servi, renk olarak çok şık olmasına rağmen, rüzgarda çabuk deforme olabilir, içten kurumalar görülebilir. Bambu da boylu çit için iyi bir örnektir, hızlı genişler ve büyür, ancak bulunduğu alanda dökülen yapraklarını sıkça temizlemeniz gerekebilir, ayrıca bol su ister. Daha kısa çitler içinse kırmızı renginden dolayı alev tercih edilebilir, bunun dışında parlak yapraklı kartopu, defne, ligustrum ve şimşir türleri de iyi çit alternatifleri... Tüm bu bitkilerin formlarını korumak için düzenli olarak budamalarını yapmalıyız.

Ağaç fidelerini küçükken bahçede birbirine yakın diktikten sonra ileri dönemde bunun hata olduğunu görebiliyoruz. Yanlış dikilmiş ağaçların yerini ileri yaşta nasıl düzeltebiliriz?
Bahçemizde bitki yerleşimini planlarken bir peyzaj mimarından yardım almak en doğrusu, çünkü bitkiler canlı varlıklar olduğundan sıkça yerlerini değiştirebilmemiz mümkün değil. Birbirine çok yakın dikilmiş bitkiler estetik olarak bizi rahatsız etmesinin dışında, birbirlerinin de sağlıklı yaşayışlarını bozabiliyorlar. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda, bitkinin tür, yaş, alanda dikili kalma zamanı ve hassasiyeti gibi unsurlar da göz önünde bulundurularak kış aylarında, bitki uykudayken en itinalı şekilde yer değişimini yapmak gerekir ancak bu durumda bitkiyi kaybetme riski her zaman vardır. Özellikle manolya, kamelya, göknar, mavi ladin, çam türleri gibi hassas bitkiler bir de boylu ise yer değişikliği çok risklidir.



YAZI: SELEN OKAN

EvBahçe Dergisi Haziran 2013 Sayısı