Osmanlı Ceziret-ül Arab (Arap Yarımadası) Haritası
Osmanlı Ceziret-ül Arab (Arap Yarımadası) Haritası
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı İstanbulu, Sadabat-Kağıthane Deresi
@[Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!] hocam Uygunsa Konuyu Sabitleyebilir misiniz ?
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı İstanbulunda İki Çocuk, 1900ler
Bozkurt - > Alpha
Yavuz Sultan Selim
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı Sultanları
Fernand Grenard, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu için: "Bu yeni imparatorluğun kuruluşu, insanlık tarihinin en büyük ve en şaşılacak vak'alarından biridir" der ve devam eder: "Onların kaderlerindeki en büyük fevkalâdelik başlangıçları oldu; böylesine büyük bir netice için pek küçük olarak işe başladılar."
Söğüd'ün bağrında sessiz sedasız çimlenen bu filiz kısa zamanda etrafına dal budak saldı ve kökleşti. Öyleki Avusturya elçisi Busbecg'in ifadesiyle "karşılarına çıkmanın çılgınlık sayıldığı bir güç" haline geldiler.
Dünyanın dört bir tarafında başaklar verecek olan bu muhteşem devletin tohumları alp-erenler, gazi-dervişler ve garip-yiğitler tarafından atılmıştır. Onların çile ve ızdırapları, alınteri ve gözyaşları ile akıttıkları şehid kanları bir cihan devletinin temelini oluşturmaktaydı.
Mekke Şerifi'nin Kanunî Sultan Süleyman'a cülusu sırasında gönderdiği mektupta "Sizler Efrenç'den (Avrupa) ve emsalinden memleketler fethetmekle, bizden ve bütün İslam sultanlarından üstün bulunuyorsunuz” denilmekteydi.
Osmanlı Sultanları, "Hilâfet-i Kübra"ya sahip olmaları sebebiyle, bütün İslâm dünyâsının hristiyan dünyâsına karşı koruyucusu ve fiilî kuvvet ve kudrete sahip İslâm'ın en büyük sultanı olarak görülüyorlardı.
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı Edirne'si
Bozkurt - > Alpha
[IMG]"ERKEKLER GİBİ SAVAŞAMADIN, BARİ OTURUP KADINLAR GİBİ AĞLA" Tarık bin Ziyad'ın 711 yılında Kuzey Afrika'dan gemilerle gelip 7.000 kişilik bir müslüman kuvvetle İspanya topraklarına ayak basması ile Avrupa'nın bağrında yetişecek ilk İslam devletinin de tohumları atılmış oluyordu. 7.000 kişilik ordusu ile Cebelitarık Boğazı'nı geçen Tarık bin Ziyad, İspanya topraklarına çıkar çıkmaz gemilerini yaktırmak suretiyle askerlerinin akıllarına gelebilecek geri dönme ihtimalini ortadan kaldırarak şu tarihi sözleri söyler: "Arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır." Böylece tarihin görüp görebileceği en göz kamaştırıcı medeniyetlerden biri olan ve Avrupa'nın göbeğinde, İspanya ve Portekiz topraklarında 736 yıl hüküm süren, bilim, kültür, astronomi, felsefe, sanat, mimari, şehircilik ve tıp alanlarında lider ve örnek olmuş Endülüs Emevi Devleti 756 yılında kurulmuş oldu. Yüzyıllarca dünyaya ışık saçan Endülüs Emevi Devleti'nin sonu da maalesef ihtilaf ve tefrika sebebiyle olmuş, Tavaif-i Mülük denilen küçük şehir devletlerine bölünerek kendi aralarında savaşmaları sebebiyle zamanla zayıflamış ve birlik olan Arupalıların saldırıları karşısında topraklarını kaybederek sonunda da barbarca yok edilmişlerdir. 756 yılından 1031 yılına kadar tek devlet olarak hristiyan Avrupa'ya karşı dimdik duran Endülüslüler küçük devletlere bölünüp, takip eden yüzyıllar içinde kendi aralarında mücadeleye girişince tek tek yok olmuşlar ve 1492'de ellerindeki son şehir olan Gırnata'yı da kaybederek tarih sahnesinden çok acı bir şekilde çekilmişlerdir. Yüzbinlerce Endülüslü korkunç işkencelerle öldürülmüş, yüzbinlercesi sürgün gitmiş, esir edilenlere dinleri yasaklanmış, Endülüs eserleri vahşi bir hınçla yok edilmiş, yüzbinlerce el yazması kitap topluca yakılmış ve en nadide sanat eserleri yıkılıp kazınmıştır. Bugün Elhamra saray kompleksi dışında neredeyse günümüze ulaşan başka Endülüs mimari eseri bırakılmamıştır. Zaman içinde zayıflayıp küçülen Endülüs topraklarından geriye en son Gırnata şehri (bugünkü Granada) kalmış ve şehrin sultanı Ebu Abdullah uzun süren savaşta hiçbir yerden yardım gelmemesi üzerine kimseye dokunulmayacak taahhüdüyle 1492'de şehri teslim etmek zorunda kalmıştır. Sultan Ebu Abdullah İspanya'daki son İslam toprağı da elden çıkarken İspanyolların "El Ultimo Suspiro del Moro" (Arab'ın ahh ettiği yer) dediği tepede oturup ağlamıştır. Bu tepede annesi Valide Sultan Fatıma'nın, oğluna söylediği meşhur söz ise tarihe acı bir hatıra olarak geçmiştir: "Erkekler gibi savaşamadın, bari oturup kadınlar gibi ağla!"[/IMG]
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı Balıkesir Mekteb-i İdadisi, 1903
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı Lübnanı, Beyrut'da Atlı Tramvay
Bozkurt - > Alpha
Osmanlı Polisi
Bozkurt - > Alpha