Niagara Şelalesi, hem coğrafi konum hem de görsel güzellik gibi özellikleriyle dünyanın en ünlü yerlerinden biridir ve her yıl ortalama 20 milyon turist tarafından ziyaret edilir.
Niagara Nehri üzerinde yer alır ve Kanada’nın Ontario eyaleti ile Amerika’nın New York eyaleti arasında sınır oluşturur. Çoğunlukla tek bir şelale olarak bilinse de Niagara, aslında üç şelaleden oluşur: Kanada tarafında kalan ve en büyük olan şelalenin adı Horseshoe’dur. At nalı anlamına gelen bu şelale, şeklinden dolayı Kanadalılar tarafından bu adı almıştır. Amerika tarafında American ve Bridal Veil şelaleleri bulunur. Bu ikisi, ayrı şelaleler olsa da genelde American Şelalesi olarak anılırlar.
Şelale özellikleri
Niagara Şelalesi, bundan tam 10 bin yıl önce, buz kütlelerinin yarattığı çöküntüler sonucu meydana gelmiştir. Dünyanın olmasa bile Kuzey Amerika’nın en büyük ve en güçlü şelalesidir. Şelaleden yarım dakikada 168 bin metreküpten fazla su akar.
Şelalenin yüksekliği az, genişliği fazladır. Horseshoe Şelalesi’nden nehre, su 49 metreden dökülür. Genişliği ise 790 metredir. American Şelalesi’nin yüksekliği, dibinde bulunan dev kayalar nedeniyle 21 - 30 metredir. Suların nehre döküldüğü yükseklik 57, şelalenin genişliği 320 metredir. Her yıl, Horseshoe Şelalesi 90 cm, American Şelalesi 12 cm gerilemektedir.
Niagara Şelalesi’nin önemli bir özelliği ise tersine akmasıdır. Bu özelliğiyle dünyada tektir. Şelalenin taşlara çarpan suları geri gelmektedir.
Niagara Nehri’nin çevresinde, Nikola Tesla tarafından yapılan hidroelektrik santralleri, hem Kanada hem de Amerika için elektrik üretirler.
Ne yapılır?
Niagara Şelalesi’ni ziyaret edeceklerin öncelikle yapmaları gereken şey, fotoğraf makinelerini yanlarına almak ve bir doğa harikası olan şelalenin bol bol fotoğrafını çekmektir.
Ontario ve New York eyaletleri, dünyanın en önemli doğal güzelliklerinden biri olan Niagara Şelalesi’nin çevresini umumî park hâline getirmişlerdir. Gidenler, Kanada tarafında Queen Victoria Park’ta şelale manzarasının keyfini çıkarabilirler. Özellikle gece renkli ışıklarla aydınlatıldığında şelale, daha görmeye değer bir yer olmaktadır.
Amerika tarafında, American Şelalesi’nin ucunda bulunan Prospect Point Park ve 300 metre aşağıda bulunan Rainbow Köprüsü de manzaranın tadını çıkarabileceğiniz diğer yerlerdendir. Rainbow Köprüsü’nün bir özelliği de ortasının Kanada – New York arasında sınır olmasıdır. Yani bu köprüden geçmek, aynı zamanda ülke değiştirmek anlamına gelir.
Şelale manzarasının en güzel izlenebildiği yerlerden biri olan Goat Adası, Niagara Nehri’ni ikiye ayırır. Niagara Nehri kıyısından Goat Adası’na geçmek için de bir köprü bulunur. Ziyaretçiler adada bulunan bir asansörle şelalenin dibine inip şelaleden akan suların ardındaki Rüzgâr Mağarası’nı görebilirler.
Bot turlarıyla da ünlü olan Niagara’da, Kanada tarafından yaptırılan Welland Kanalı sayesinde şelalenin çevresi gemi ile de dolaşılabilir.
Alışveriş yapmayı sevenler, şelalenin çevresindeki gümrüksüz mağazalara uğrayabilirler. Dönerken yanlarında Niagara’ya ait bir hatıra götürmek isteyenler de çevrede Niagara’yla ilgili hediyelik eşyaların satıldığı mağazalar bulabilirler.
Ayrıca…
Şelaleye 10 dakika uzaktaki Kelebek Konservatuarı’nda farklı ve egzotik bir tecrübe yaşamak mümkündür. Yapılması gereken, sadece renkli giysiler giyip yağmur ormanlarına dalmak, rengârenk kelebekleri ve ormandaki uyumu keşfetmektir.
Kasım ve ocak ayları arasında gidenler, kışları en güzel dönemini yaşayan Queen Victoria Park’ta ‘Işıkların Kış Festivali’ni görme şansına sahip olabilirler.
kaynak: maximiles.com.tr