Hakkında
29 Aralık 1965; Ankara’da camların buzdan kristal çiçeklerle parladığı bir kış günü başladı garip yolculuğuna…
Tam 20 yıl, bir zamanlar mağrur, soylu, biraz mahcup, yalnızlığıyla kendi üstüne kapalı, fazlasıyla siyasi o ‘yokuş şehrin’ badem ağaçlı sokaklarında, loş okul kantinlerinde, rutubetli sinema salonlarında, kalabalık tiyatro fuayelerinde, dostlarıyla buluştuğu çay bahçelerinde, pudra kokan kitapçılarında, ıssız parklarında dolaştı durdu.
Kolej yıllarında Shakespeare’in hayal gücünü besleyen ‘gerçekçi’ sesiyle tanışınca İngiliz kültürünü ve edebiyatını sevdi. O büyülü andan beri kendisini İngiliz sananlara hiç itiraz etmiyor. Okulu bitirince İtalyan dili ve edebiyatıyla başka coğrafyalara seyahat etmek istedi. Ama kader işte, hocalarından birisinin işgüzarlığı yüzünden yanlışlıkla iktisat okudu. Çok sıkıldı; arkasına bakmadan Fransa’ya kaçtı.
Strasbourg Üniversitesi’nde başka bir lisanla, kültürle tanıştı. Bisikletle nehir kenarında dolaştı; öğrenci kahvelerinde özgürlüğün tadını çıkarttı.
Paris’e taşındığında, ‘serseri gençlik’ hülyalarını uzatmak istediği için turizm okudu. Haliyle dönünce kendini otel yöneticileriyle toplantı yaparken buldu. Ve elbette yine çok sıkıldı.
Sıkıntısını gidermek için dergilerde yazmaya başladı. O işi çok sevdi. Muhtelif dergi ve gazetelerde muhabir, röportajcı, editör, yayın yönetmeni, yazar, yayın direktörü ve danışmanı olarak çalıştı.
Hâlâ kelimelerin, okuyanın/yazanın kaderini değiştirebileceğine, edebiyatın insanı ‘iyileştirdiğine’ inandığı için yazıyor.
Gelecekte ne olacağını henüz bilmiyor.