Açılır ki mânâ perdesi Ramazanda


Neden olur? başkalarına da olur mu? bilmem..yaklaştıkça içime acayip bi hüzün yerleşirsanki uzaktan epeydir beklediğim bir yakınım geliyormuş ama ben ona karşı mahçupmuşum gibi.. gelmesini istiyormuşum ama nası karşılayacağımı ne diyeceğimi bilmiyormuşum gibi..

dün ne yediğimi hatırladığım tek ay..

arapçada değişik anlamları olan kelime Ramazan...



*ilk anlam (en sevdiğim....) :


çöldekızgın güneş altındaki bir kum tanesinin üflediği sıcaklık.....


*diğer bir anlamı:


keskin kılıç...


* ve son olarak da:


güz yağmurları....


Bir kum tanesinin verdiği sıcak rüzgar kadar hârlı Ramazan günleri....


bir keskin kılıç kadar net keskin çizgileri....gözmideyürek...keskin kılıç gibi kesiliverir dünyadan...mâlâyanîden...


bir güz yağmuru gibi bereket bereket iner Ramazan gündüz ve gece ömürlerimize...hanelerimize...yüreklerimize....


her anlamıyla dolu ve derin anlamlar yüklüdür Ramazanda...


Anlamları idrake ermek duası ile...



Vesselâm...


hayatımı anlamlı hıssettıgım nadir zamanlar..

Kutlu Vakitlere Sığınmak...

Cenab-ı Hakkın kullarına bağışlayıcılığının genişliğini göstermek için tüm kapılarını açtığı mübarek ay. Allah seni hakkıyla karşılamayı ve yaşamayı herkese nasip eder inşallah.

Birazdan ilk oruç için Sahura kalkıcaz. Çok zevkli manevi hazzın çok fazla olduğu 30 gün.


Bir yüce Rahmet mekânı Ramazan ayı evet efendim...


Kur'an'ın inzal edildiği(indirildiği) bu ayın şerefine açılan rahmet kapıları öyledir ki tüm nâkıslıkları(eksiklikleri) çirkinlikleri ve yanlışlıkları yok eder...


Açılır ki mânâ perdesi Ramazanda...Seyredip müşahade edebilenlere ne mutlu...


Dünya platformundadünya hengâmesindedünyevî kaygılara düşen insan kendisini bir adım geri çeker...el çeker...göz kapatır tüm bu karmaşaya...Aslında bunun sebebi Ramazanı daha iyi idrak edebilmektir elbetteki...

işte efendimbu el etek çekiş için akıl ve mantık biraz yavaş kalır...nefse fren yaptırmak zor gelebilir zaman zaman...tam da bu noktada Gönül devreye giriyor...Yani aslında bedenen tuttuğumuz oructan öte gönlümüzün sahiplendiği oruc daha ehemmiyetli ve elzem zannedersem..gönül orucu nasıl diyeceksiniz tabii ) Ramazanın manevî potansiyelinden gönlümüz de nasîbdâr olmak arzusundadır...o Rahmetten gönlün de kısmetine düşecek birşeyler olmalıdır değil mi? Gönlümüze tutturduğumuz oruçta kinihtiraskibirucb(kendini büyük görmek) gibi duygulara ambargo uygulamalıyız...Hannâs 'ın verdiği vesveseleri gönlümüzde filizlendirmeyelim...

Bir de infak konusu var elbette...aynı havayı teeneffüs ettiğimiz aynı caddelerde aynı kaldırımlara ayak bastığımız ihtiyaç içinde olduklarını gördüğümüz insanlara onları rencide etmedenetraf duymadangörmeden...kendimizden bile utana sıkıla gizlice..ama gizlice...vermek...verebilene ah ne mutlu! İnfakta tutucu olmak orucun bizden uzaklaşmasıdır efendim...tuttuğumuz oruç sadece bedenen açlıktan öteye gidemez bu durumda zannımca...

Velhâsılı mütevazi bir yaşamı hangi haller bozuyorsa işte orucu da onlar bozuyordur...
insan bir ömürde kaç Ramazanda bulur ki kendini aldığımız nefeslerigözlerimizin gördüğü renkleritattığımız lezzetlerin adedini ve yutkunduğumuz her yudum suyu düşünürsek ne kadardır ki yaşamımıza dokunan Ramazan sayısı?

en uzun ömür biçtiğimiz insanlar bile 100 Ramazan gördü desek bunların 90 tanesini ya anımsar ya anımsamaz...sayılı Ramazanımız var..bu mantıkla sımsıkı sarılalım..yaşamaya gayret edelim...
bedenen tuttuğumuz oruçlarımıza gönlümüzce de tuttuğumuz orucu katarsak Ramazan işte o dem Ramazanlaşır...

Rabbim Ramazanı iliklerimize kadar yaşamayı nasîb etsin efendim...