"Müminin mümine karşı durumu, bir parçası, diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir."
Buhari ve Müslim gibi sahih hadis kitaplarında geçen bu hadis-i şerif asla yanlış olamayacağına göre, yanlışlık bizde demektir.
Şu mübarek Ramazan ayında bile kardeşlerimiz katledilmeye devam ediyorsa eğer ve biz vücudumuzun bir parçası olan kardeşlerimizi korumak için pervaneler gibi tutuşmuyorsak, oruçlarımız basit bir açlıktan öteye gidememiş demektir.
Asıl orucu Rohingyalı Müslüman kardeşlerimizin tüm hücreleriyle, canlarıyla, kanlarıyla tuttuklarını en azından bir baş ağrısı, bir yürek sızısı olarak hissedemiyorsak eğer hiç güvenmeyelim ibadetlerimize, okumalarımıza, kalabalık teravih namazlarımıza...
Bir şey yapamıyorsak o kardeşlerimiz için, rahat uyuyabiliyorsak onların inim inim inlediği o gece vakitlerinde, Müslümanız Elhamdülillah deyişimizin de bizlere yüklediği o sorumluluğun farkında değiliz demektir.
Bütün Müslüman kardeşlerimizi, bütün cemaatleri, bütün tarikat mensuplarını bu meseleyi gündemde tutmaya, hem de en kuvvetli bir haykırışla gündemde tutmaya çağırmalıyız her fırsatta.
Bediüzzaman gibi bütün yüreğimizle “ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM” diye haykırmalı ve zulmü durdurmak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız bu günlerde.