Estetik Yaptırmayan Kimse Kalmayacak!
Estetik ve plastik cerrahı Prof. Dr.Ahmet Karacalar ile buluşmak için Akaretler’de bulunan Art Studio’ya gitme fikri, daha ilk baştan beni şaşırttı. Doktor ve Art Studio... İkisi arasında nasıl bir bağlantı var acaba diye düşünürken, kendimi muhteşem Art Studio’nun içinde, Prof. Dr. Ahmet Karacalar’ın karşısında merakla anlattıklarını dinlerken buldum. Estetik ve plastik cerrahi alanında uzman olan Ahmet Karacalar, stüdyoya gelen kişileri (hasta demek istemiyor), bu güzel ortamda ağırlıyor ve nasıl bir uygulama yaptırmak istediklerini soruyor; bunun altında yatan nedeni araştırıyor. Daha sonra fotoğraflarını çekiyor ve video görüntülerini alıyor; böylelikle mimiklerini nasıl kullandığını görebildiği analizler yapıyor. En ilginç olanı ise; yüz kalıplarını alıyor ve bu kişilerin heykellerini yapıyor! Bu heykeller üzerinden uygulamalı değişiklikler yapabiliyor. Sonra da bunlara kimi zaman bazı eklemeler yaparak, bir sanat eseri haline getiriyor. Bütün bu uygulamalara da ‘İkonoplasti’ adını vermiş. Prof. Dr. Ahmet Karacalar ile, bu ilginç yöntemi ve estetik cerrahiyi konuştuk...
Son yıllarda insanlarda bir estetik çılgınlığı yaşanıyor. Botoks ya da cerrahi estetik müdahaleleri daha sık duyar olduk. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Dünyada beden ön plana çıkmaya ve güzel bir bedenin yararları fark edilmeye başlandı. Eskiden insanlar sadece güzel olabilmek için çabalardı fakat şimdi güzel olmak; kariyerde yükselme, iş bulmaya da bir pozisyonda uzun süre kalabilme nedeni oldu. İyi bir beden, iyi bir görüntü güçtür. Güzellik kavramının bir güç olduğunu fark eden insanlar, artık başka amaçlarla güzelleşmeye başladılar. Ayrıca estetik cerrahi de eskiden bu kadar gelişmiş değildi. Günümüzde estetik cerrahinin teknik ve teknolojik kısmının çok geliştiğini görebiliyoruz. İnsanlar, bu ameliyatların daha kolaylaştığını fark ettiler ve estetik cerrahi tabana yayılmaya başladı. Eskiden sadece parası olan insanlar estetik yaptırabilirdi. Şimdi ise; askeri ücretle çalışan bir insan bile estetik yaptırabiliyor. Bence, bir gün gelecek ve estetik yaptırmayan kimse kalmayacak.
Estetik cerrahinin şu anda bulunduğu konum bir doktor olarak sizi tatmin ediyor mu?
Estetik cerrahi, teknik ve teknolojik bir dal olarak ilerliyor. Fakat şu anda boşlukları doldurabilmek için yeterli gelmiyor. Çünkü elde edilmesi gereken somut bir güzellik değildir. Bazen işi çok iyi yaparsınız ama karşınızdakini yine de mutlu edemezsiniz.Tıbbın bir dalı olarak, estetik cerrahinin gereklerini yerine getirmek yetmiyor. Ben de bu yüzden, İkonoplasti adını verdiğim kavramı yarattım.
Nedir İkonoplasti?
İkonoplasti kavramı, estetik cerrahini içine alan çok geniş bir kavram. İçinde psikiyatri, antrolopoloji, sanat, felsefe ve farklı bakış açıları var. Açıkçası bunlar olmadan estetik cerrahini tatmin edemiyorsunuz.
Bu kavram ve uygulama dünyada ve Türkiye’de bir ilksanırım...
Evet, kesinlikle. Ben sanatın kavramlarını ve yöntemlerini estetik cerrahide kullanıyorum. Estetik cerrahi normalde kendi yöntemlerini kullanır; yani muayene eder. Fakat gelen kişi hasta değil! Hasta olmayan kişiyi neden muayene ediyorsunuz? Ben çok farklı yaklaşıyorum bana gelen kişiye.Yüz kalıbını alıyorum ve heykelini yapıyorum. Yüzündekien küçük çizgiyi bile heykele dökebiliyorum. Bütün yüzünü ya da sadece burnunu ya da tüm bedeninin de kalıbını alıp, heykelini yapabiliyorum.
Başka neler var yöntem olarak?
Video analizleri yapıyorum. Klasik estetik cerrahi bunu atlar, fotoğraf ile karar verir. Fakat biz yaşayan varlıklarız ve hareket ediyoruz. Çok güzel bir yüze sahip olabilirsiniz ama mimiklerinizi yanlış kullandığınız için yeterince güzel gözükmüyor olabilirsiniz. Video analizi ile mimiklerinizi nasıl kullandığınızı görebilmemiz mümkün. Klasik estetik cerrahi, güzelliği tek tip görüyor. Fakat güzelliğin nüansları vardır. İkonoplasti dediğim sanatsal yaklaşım; güzelliğin nüanslarının peşinde.
Bu nüanslar neler peki?
Mesela ‘melankolik güzellik’ diye bir kavram vardır: bazı insanlara bakın yüzlerinde bir hüzün vardır. Klasik estetik cerrahi, bu ifadeyi düzeltip, tek tip güzellik yapma peşindedir. İkonoplasti ise, bu melankoli üzerine gider ve onu geliştirmeye çalışır. Çünkü bu özel bir şeydir. Enerji verici estetik diye bir kavram vardır; yüzünüzde çizgiler vardır ama bundan daha önemlisi yüzünüzün verdiği enerji ve uyumdur. Geleneksel estetik cerrahi, o çizgileri yok etmenin peşindedir. Ona göre çizgi bir kusurdur. Fakat İkonoplasti’de eğer uyum var ise, çizgiye sıra gelmez. Önce uyumu düzeltmeye çalışır; eğer alındaki çizgi ile yanakta çizgi birbirine uyumlu ise; alındakini düzeltince kişiye kötülük yapmış olursunuz. Aslında önemli olan mimik tasarımıdır.
Nasıl yapıyorsunuz mimik tasarımını?
İnsan yüzü binlerce mimik yapma kapasitesine sahiptir. Eğer şablon botoks uygulaması yaparsak, herkes birbirine benzer. Fakat öyle mimikler vardır ki; mesleğe, yaşa göre kalması lazım. Örneğin bir kişi diyor ki, “Ben müdürüm ve otoritemin devam etmesini istiyorum”. İşte bu bir mimik tasarımıdır. Otorite sahibibir kişinin, kaş arasına dokunmamanız gerekiyor. Mesela göz kenarlarındaki kaz ayağı denilen çizgiler kusur olarak görülür. Fakat biraz kaz ayağı çizgisi, samimi gülümsemenin parçasıdır. Eğer bu çizgilerden tamamen kurtulursanız, samimi gülümsemeniz azalacaktır. Bir tiyatrocuya bunu yaparsanız, mesleği inandırıcılığını kaybeder.
Size gelen bir kişi, hangi aşamalardan geçiyor?
Buraya gelen insanlar, herhangi bir sağlık problemi olmayan insanlar. Bu yüzden onlara ‘hasta’ demiyorum. İlk görüşmelerimizin de, hastanede değil de, bu art stüdyomda olmasını tercih ediyorum. İkonoplasti’de kendini iyi ifade edebilme çok önemli. İlk önce kendini özgürce ifade etmesini sağlıyorum; konuşuyoruz. Bu işin altında yatan enerjiyi anlamaya çalışıyorum. İstediği operasyonu hangi amaçla istediğini öğrenmeye çalışıyorum. Öyküsünü öğrendikten sonra kişilik analizi yapıyorum. Ben bir sene psikiyatri eğitimi aldım. Farklı kişiliklere farklı yöntemler uygulamak gerekiyor. Mükemmelliyetçi insana farklı; hayatındaki kişilere bağımlı insanlara farklı yöntemler uyguluyorum. Sonrasında kişinin fotoğraflarını çekiyorum ve onlar üzerinde analizler yapıyorum. Kişiye farklı bakış açıları oluşturabilmek için tasarımlar yapıyorum. Analiz ve tasarım bittikten sonra video çekimi yapıyorum. Video çekimlerinde dinamik analizler yapabiliyorum; mimiklerin kullanımı, kişi nasıl hareket ediyor? Gibi konuları görebiliyorum. Ardından da yüz kalıbı, göğüs kalıbı gibi heykel çalışmaları yapıyorum. Bu heykellerin üzerinden, kişinin yüzünde yapmak istediğini, uygulamalı olarak gösteriyoruz. Sonrasında da hastanede ameliyat yada operasyon kısmı var. Ameliyat sonrası kontrole tekrar art stüdyoya geliyorlar. Bütün bu süreçlerin adı, İkonoplasti.
Bu kavramı nasıl yarattınız peki? Nasıl karar verdiniz böylesi yeni bir kavram yaratmaya?
Önce psikiyatri ile başladım, ardından estetik cerrahi eğitimi aldım. Daha sonra kadın üzerine araştırma yaparken; ‘Amazonlar ve Anaerkinin Çığlığı’ ve ‘Amazonizm Meme ve Estetik’ adlı iki kitap çıkardım. Yaklaşık 10 sene önce de heykel eğitimi alıp, heykel çalışmalarıma başladım ve bütün bu süreçte heykel hep devam etti. Fransa’da ve İngiltere’de çok meşhur heykeltıraşlarla çalıştım. Onlardan heykel sertifikaları aldım. Bu arada doktorluğum da devam etti. Ardından Yeditepe Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Bölümü’nde ders vermeye başladım ve bu ders benim kırılma noktam oldu. Dünyada ilk defa böyle bir ders verilmiş oldu; estetik cerrahi, sanatın içine girdi. Öğrencilere, heykel, resim, grafik gibi estetik cerrahinin bakış açısını, anatomiyi anlattım. Bu dönemde İkonoplasti oluşmaya başladı ve iki senenin sonunda bu kavramı, estetik cerrahine götürmeye karar verdim. O arada da, bu konseptin kitabını çıkardım. Aynı dönem içerisinde de, ameliyathanede İkonoplasti konseptli sergimi açtım. Geleneksel estetik cerrahinin yeterli olmadığını, bakış açısının kişiyi mutlu etmeye yetmeyeceğini, ikonoplastinin çok daha gelişmiş bir kavram olduğunu anlatan bir sergiydi bu. Mesela; kişilerin burun kalıplarını alıyordum ve daha sonra bu kalıpları atmadım ve bunlardan bronz bir heykel yaptım. Estetik cerrahide kullandığım malzeme, sanat için bir malzeme oldu.
Peki bu Art Studio’yu açmak için neden Akaretler’i tercih ettiniz?
Burası biliyorsunuz ki sanat sokağı haline geldi ve ben de burada sanat yapıyorum. Art Studio’da cerrahi alet tasarımları da yapıyorum. Bu tasarımlarımı hem ameliyatlarda kişiye faydası olsun, hem de çekiciliği olsun diye yapıyorum. Yaptığımız iş bir tasarım ise, kullandığımız aletler de tasarım olmalı. ‘Estetik Cerrahi ve
Külkedisi Masalı’adında yeni bir kitabınız daha yayımlandı. Bu kitapta neler anlatıyorsunuz?
Bana gelen kişilerden aldığım 101 tane öyküden oluşuyor bu kitap. Normalde çok farklı bir konuda kitap yazabilecek bir zamanım yok. Bu öyküleri zaten kişiden alıyorum ve hemen analiz edip, kağıda döküyorum.
Son olarak da sizin açtığınız bir ‘Bacak Okulu’ var. Bu ilginç okuldan da bahsedebilir misiniz?
Bacak, benim çok önem verdiğim konulardan bir tanesi. Güzel olmak istiyorsanız, işe bacaklarınızdan başlamanız gerekiyor. Zayıflamak için de bacaklarınızdan başlamanız gerek. Fark ettim ki, kişi bacaklarını iyi sunamıyorsa, düzgün yürüyemiyorsa, ritmi yoksa ya da ne giyeceğini bilemiyorsa; onun bacaklarının güzelliği düşüyor. Bunun üzerine bir okul açtım. Burada; model, imaj maker, pilates hocası, streching hocacı ve ben gelenleri eğitiyoruz. Ben işlemleri yapıyorum. Model; nasıl yürümeniz ve oturmanız gerektiğini gösteriyor. İmaj maker; neler giymeniz gerektiğini ve kusurlarınızı nasıl gizleyeceğinizi söylüyor.Streching, pilates ve tango ile bacakkaslarınızı geliştirip, güzelleştiriyoruz. Okulu, Ataşehir Estetica’da açtım.
Alıntı
'hayaL Nickli Üyeden Alıntı
[Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!
bu yaştan sonra estetikde düzeltemez beni dimi
