Hayattan neler istediğinizi net bir şekilde ifade edebilmeniz gerekiyor. Bu, iş hayatında da çok işinize yarayacak. Bunun için koşulların oluşmasını beklemeyin. İşe her ay kendinizle ilgili küçük bir isteği, bir bilgiyi, bir öneriyi not almakla başlayın...

Doğada her şey yavaş yavaş şekillenir. Başladığınız tüm ilişkilerde, tüm atılımlarda her şey damlaya damlaya birikir. Hiçbir şey birdenbire olmaz. Siz de birdenbire yepyeni bir insana dönüşemezsiniz. Ancak yeni bir insan olmanız, yeni bir hayata başlamanız mümkün. Nasıl mı? Kimsenin hatta belki sizin bile fark etmeyeceğiniz minik yeniliklerle… Hem ruhunuzu, hem bedeninizi, iç ve dış dünyanızı, çevrenizi, evinizi, işinizi daha iyi koşullara ulaştırmanız mümkün. Üstelik hiç zorlanmadan… “Yapamıyorum” diyerek pes etmeden. Hazır mısınız? Önemli olan ilk adım, yani hazır olmak…

Her gün gerçekleştirdiğiniz gündelik eylemlere karşı olan tutumunuz, sizin karakteriniz hakkında çok şey söyler. Bunlar, önemsiz görünen sıradan eylemlerdir. Yürümek yerine taksiye binmek, ojenin kurumasını bekleyememek, tartışmaları uzatmak gibi… Karakterinizin değişmesi gereken yönlerine disiplin kazandırdıkça ya da onlara bambaşka bir açıdan bakmaya başladıkça büyük bir değişimin ve daha mutlu bir yaşamın da kapılarını açarsınız. Mutluluğa ulaşmak için ilk ve sonsuz evre huzurdur. Hayatınıza biraz daha huzur katmak istiyorsanız resmin bütününe değil, detaylara göz atın. Bazen küçücük bir anda, hayatın özeti gizlidir. Sürecin sonunda, zayıflamış, sabırlı, ailesiyle ve çevresiyle ilişkileri uyumlu, seks hayatı şahane, kültürlü, kendini seven, iş hayatı parlak, sosyal ve eğlenceli, dört dörtlük mükemmel bir insan olmanızı vaat etmiyoruz elbet. Ancak biraz özen göstererek saydığımız bu alanların hepsinde daha iyi bir tablo yaratmanız mümkün. Kendi resminizin fırçası da, paleti de sizin elinizde…

Sabır için: Ojenin Kurumasını Beklemek
Bir şeylerin hemen gerçekleşmesini istiyor, beklemeye hiç tahammül edemiyor musunuz? Başkalarının sözünü kestikçe dargınlıklara mı sebep oluyorsunuz? Sabırlı olmak, gerçekten çok büyük bir erdemdir. Bazen sırf yeterince sabırlı olmadığımız için fırsat trenlerini kaçırırız. Ayrıca sabırsızlık, içimizde tatmin olmayan küçük bir yaratık taşımaya benzer ve yaratık istedikçe ister. Sabırsızlık; doyumsuzluk ve aşırı hırsa doğru çığ gibi büyür. Sonunda da huzurumuz kaçar, mutluluk uçar gider. Peki, sabır kazanmak için nasıl küçük antrenmanlar yapabilirsiniz? Örneğin; her seferinde ojenin kurumasını bekleyemiyor, illa ki bozuyor musunuz? Bundan böyle oje sürdükten sonra, her seferinde iki dakika daha fazla hareketsiz kalmaya özen gösterin. Bu değişim bile iç ritminizi sakinleştirmeye başlayabilir.

İrade için: Çay Şekerini Azaltmak
Her sene “büyük büyük” diyet kararları alıyorsunuz. Her sene kilo vermeye ant içiyorsunuz. Bir süre her şey iyi gidiyor. Sonra, pişmanlıklar, yeni kararlar, hep aynı kısır döngü… Kendinize yüklenmekten vazgeçin. Sırtınıza, çok ağır gelecek yükümlülükler almayın. En sık tükettiğiniz bir gıdayı seçin, mümkünse zararlı olsun. Örneğin çay. Çay aşırı tüketmedikçe zararlı olmamakla birlikte, içindeki şeker ve tatlandırıcılar aslında oldukça zararlıdır. Üç şekerden iki buçuk şekere inerek, çayın yanında doğal şeker besini (kuru üzüm, incir vs.) yiyerek minik bir adım atın. Bir anda çaydan şekeri tamamen kesmek elbette mümkün değil ancak bu ve benzeri azaltma temrinleriyle iradenizi adım adım güçlendirmeniz mümkün.

Genel kültür için: Her Gün Beş Sayfacık!
Gazete okumak da, haberleri izlemek de sizi anlamsız kederlere mi boğuyor? İnsanlar, gündemi konuşurken siz uzaydan gelmiş gibi mi bakıyorsunuz? Ya da belki gündeme karşı ilgilisiniz ama edebiyat, felsefe söz konusu olunca kara bir cahilsiniz. Olabilir. Bir kitabın tamamını bitirmeye çalışmak ve kütüphanenizdeki yarım bırakılmış kitap leşlerine karşı suçluluk hissetmek yerine, yavaş yavaş ilerleyin. İçinde bağımsız bölümler bulunan bir kitap seçin. Her gün, beş (ya da belki sizin performansınıza göre üç-on) sayfa okumaya çalışın. Anlamasanız da sıkılsanız da okuyun. Bir süre sonra okuma eylemi kendiliğinden, daha rahat bir şekilde akacaktır. Felsefi konuları çok akıcı ve eğlenceli bir dille anlatan Alain de Botton kitaplarını tavsiye ederiz. Özellikle Felsefenin Tesellisi… Kişisel gelişim kitaplarının ötesinde bir bilgi, sezgi ve bakış açısı için…

Sevgi için: Haftada Bir Sarılmak
Her şey iyi, hoş da yakın çevrenizde öyle sorunlu ilişkiler var ki, siz istediğiniz kadar kendinize yatırım yapın, kendinizi iyi hissedin, onlarla karşı karşıya gelince, tartışmalar, kavgalar ahenginizi bozuyor. Tartışmalar bir günde, üç-beş ayda, hatta bir yılda kesilmeyecek. Öncelikle bundan umudu kesin. Tartışmalar kesilmese bile, aralara hoş sevgi sahneleri serpiştirebilirsiniz. Hiç sebep yokken, annenize, sevgilinize içten bir şekilde sarılmanız mutlaka her iki taraf üzerinde de yumuşama etkisi gösterecektir. Önemli olan onu sevdiğinizi hissettirmek.

Seks için: Her Gün Daha Çok Seks
Artık daha iyi bir seks hayatınızın olmasını istiyorsunuz. Bunu herkes istiyor. Seks de, diğer her şey gibi gökten zembille inmiyor. Bu konuda bir şeyler yapmanız gerekiyor. Ne yapabilirsiniz? Eğer eşiniz-sevgiliniz varsa, ona haftada bir kez, seks hakkında bir fantezisini anlattırabilirsiniz. Ayda bir kez kendinize daha seksi bir iç çamaşırı alabilirsiniz. Seks konusunda tecrübeli değilseniz, cinsel bilgiler içeren bir kitap edinebilirsiniz. Seks de her şey gibi emek isteyen bir süreç. Ona kafa yormadıkça mükemmel bir seks hayatı da hayal olarak kalacaktır.

Özveri için: Soğan Doğramak!
Her zaman hayat, planladığımız gibi gitmiyor. Kimi zaman en nefret ettiğimiz işleri yapmak zorunda kalabiliyoruz. Bunlara karşı tepkili ve önyargılı olursanız, mutluluk elinizden uçar gider. Çoğu zaman zor koşulları atlatabilmek için özverili olmak gerekiyor. Örneğin, haftada bir kez nefret ettiğiniz, asla dayanamadığınız ama yapmanız gereken bir eylem seçin. Soğan doğramayı misal olarak verdik. Seçeceğiniz zorunluluk, koşu yapmaktan, ütü yapmaya, zorunlu bir telefon konuşmasını gerçekleştirmekten, resmi daire işine kadar geniş bir çerçevede olabilir. Bu noktada, önemli olan mümkün olduğunca sükûnetle bu işi tamamlamaya çalışmak. Artık hayatın zor anlarına karşı daha hazırsınız.

Aşk için : Tek Başına Bir Saat
Aşk, kimi zaman kendinden vazgeçmektir ancak aşk sadece karşı cinsle ilgili bir mefhum da değildir. O kişiye karşı duyduğunuz aşk, sizin en derin köklerinizden, hücrelerinizden doğar. Bu nedenle aşık olduğunuz kişide kendinizi de taşırsınız. Eğer aşık olabilmek ve kalabilmek istiyorsanız, “doğru erkeği” bulmaktan ziyade, “doğru kendinizi” bulmalısınız. Yalnız kalabilmek bile aşkın kapısını aralar. 2012 yılında her gün yarım saati kendinize ayırın. Bu parkta bir yürüyüş, sevdiğiniz bir kitap, zevk aldığınız bir oyun, spor, hobi vs. olabilir.

Sosyallik için : Sırlarını Açmak!
Siz, sevilip, sayılmak, her partiye davet edilmek isterken, nedense telefonunuz daha az çalmaya mı başladı? Yakın arkadaşlıklarınızı yitirdiğinizi ve yenilerini kuramadığınızı mı düşünüyorsunuz? Facebook’ta binlerce tanıdığınız olabilir ama önemli olan dertlerinizi ve neşenizi paylaşacağınız yakın kişilerdir. Arkadaşlarınızla baş başa buluşmalar ayarlayın. Güven tazelemek için onlara bir sırrınızı açabilirsiniz. Böylece onlar da kendilerini daha yakın hissedecektir.

Seyahat için: Taksiye Binme, Yürü!
Seyahat etmeyi çok seviyorsunuz ama hem yoğun çalışma hayatı hem de maddi koşullar nedeniyle, istediğiniz kadar çok gezemiyorsunuz. Ağustos böceği-karınca hikayesinde olduğu gibi kışın biriktirmeye başlarsanız yazın daha çok gezebilirsiniz. Yapmanız gereken ilk iş şu: İlk ay için, kuruş kuruş nereye ne kadar para harcadığınızı listeleyin. Hiçbir tasarruf planı yapmadan yaşayın ve listeleyin. Sonra liste üzerinde, vazgeçebileceğiniz, gereksiz harcamalar üzerine düşünün. Yürümek, sadece tasarruf imkanı ile kalmayacak; spor yapmanızı da sağlayacaktır. Bunun ve diğer harcamalarınız üzerine biraz düşünün ve her hafta bir alandan kısıntı yapın.

Cosmopolitan