Teşekkürler Melek Abla
Bizi bilmemde sen bu konuyla cennete bir adım daha yaklaştın
Teşekkürler Melek Abla
Bizi bilmemde sen bu konuyla cennete bir adım daha yaklaştın
sunuda eklemek istiyorum ki, insanlar ruyalarini yorumlarken dikkat etsinler. Gelisi guzel yorumlamasinlar bilmiyorlarsa ''ALLAH hayra cikarsin'' demeleri yeterli.
birgun bir adam oglunu denizde bogulurken gormus ve oglunun olecegine yormus ruyasini ve oglu olmus. Daha sonra bir bilgeye (ilim sahibi birine sanirim) ruyasini anlatmis ve oglunun oldugunude anlatmis. Ilim sahibi adamda, adama sen ruyani yanlis yorumladigin icin olmus oglun, ruyanin gercek yorumu ise, oglunun buyuk bir toplulugun basina gececegi idi...
bu kissayi okuduktan sonra ruyalarda cok temkinli olurum.
iyiki'm
ben teşekkür ederim Bugracım)Buğra Nickli Üyeden Alıntı [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]
ah öyle kolay olsa ben hergün 1000 konu açarım ama) malesef Canım
Sustum...!
Gittim...!
EyvaLLah...!
bende bir soru sorayım fikri ve bilgisi olan varsa cevaplarsa sevinirim
Akraba evliliginin yasak olmadıgını biliyorum, fakat akraba evliliginden dogan cocuklarda da özürlülük ihtimali oldugunu da biliyorum, ve eskiden peygamberlerde sahabelerde ve islam alimlerinde de akraba evliligini görüyoruz...ama sakat bir çocuk ihtimali oldugu halde neden akraba evliligi yapılmış, acaba çocukların özürlülük sebebi uzun yıllar sonra mı ortaya cıktı ? akraba evliligi sebebi ile sakat oldukları daha sonra mı anlaşıldı acaba? bu konuda bilgisi olan varmı
Sustum...!
Gittim...!
EyvaLLah...!
canim benim, bu konuda din ne diyor bilmiyorum ama... ben dusuncelerimi yazmak istiyorum.'hayaL Nickli Üyeden Alıntı [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]
1. yasak degil ama tavsiyede edilmiyor.
2. ozurlu olma ihtimali sadece akraba evlili yapan degil yapmayanlar icinde gecerli. akraba evliliginden ozurlu olan kisilerin cocuklari ozurlu olunca ''akraba evliligi icin'' deniliyorda, akraba bagi olmayan kisilerin cocuklari ozurlu olunca ne diyorlar?
3. eger, oyle bir ihtimal olsaydi (ihtimal yok bence cunki, ozurluluk herkesin basina gelebilir,akraba bagi olmayanlarin oldugu gibi akraba bagi olan kisilerinde cocuklarida ozurlu olabilir ).
4. akraba evliliginde bazi kisilerin ozurlu olmasini ise suna bagliyorum; mesela akrabalar birbirlerinin cocuklarina sutunu veriyorlar (sut kardes oluyorlar) ama bunu unutuyorlar ve evlendiriyorlar cocuklari. ozaman ne olmus oluyor sut kardesi ile evlenmis oluyor (sut kardes bildigimiz gibi oz kardes degerindedir) oz kardesle nasil evlenilmezse sut kardeslede evlenilmez. o yuzden durduk yere (mecbur olmadan) kimsenin cocuguna sut vermek iyi degil. veriyorsanda herkese soylemek herkese bildirmek gerek. Unutulabilinir ve ALLAH muhafaza boyle sut kardesler evlenebilir (iste o yuzden ozurlude olabiliyor)
5. ve bildigimiz gibi kan uyusmamazligi var, akraba bagi olmayan kisilerde uyusmadigi icin ozurlu cocugu olabilecegi gibi akraba evliligi olan kisilerde bu durum olabilir.
ama ben akraba evliligi yapan kisilerde illa bu oran daha yuksek olacak diye inanmiyorum. yukarda saydigim nedenlerden dolayi olabilir.
iyiki'm
fikrim yok Yeşilcim belki senin dedigin gibidir..Teşekkür ederim
Sustum...!
Gittim...!
EyvaLLah...!
belkide bilmiyorum canim. dinimiz acisindan bilmiyorum ama kendi dusuncelerimi yazdim
cunki, oyle bir ihtimal olsa, yani akraba bagi olanlar ve olmayanlar arasinda daha fazla ozurlu olma ihtimali olsa dinimizce yasak olurdu zaten diye dusunuyorum. bu dusunce beni yukardaki gibi dusunmeye sevk ediyor acikcasi.
dusun ki, gunes isinindan abdest alinmasi yasaklanmis cunki zararli, icki, sigara vs. vs. yasaklanmis neden? cunki saglik icin zararli, uvruzlarini kaybetme ihtimalin var sagligini tehlikeye atiyrosun vs. vs. eger oda oyle bir ''ihtimal'' olsaydi yani ''ozel bir ihtimal'' olsaydi yasak olurdu...
ALLAH yasaklamamis ama tavsiyede etmemis...
iyiki'm
Öncelikle bizi birbirimize dost ve akraba kılan ve dost ve akrabalarımıza iyi davranmamızı, onlar ile sıla yapmamızı, onların sevinci ile sevinmemizi, derdi ile dertlenmemizi emreden Cenâb-ı Allah’tır. Öyle ki, Kur’ân’a göre mü’minlerden birbirine en yakın olanlar akrabalardır1 ve akrabalar birbirleri ile alâkalarını kesmemeleri gerekir. Nitekim Kur’ân, “Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının”2 buyuruyor.ashli Nickli Üyeden Alıntı [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]
Dünyada bizi birbirimize dost ve akraba kılan Cenâb-ı Allah’ın, ahrette bizi ayıracağını düşünmek esasen Allah’ın rahmet ve şefkat sıfatları ile çelişir. Çünkü dostların ve akrabaların ayrılıkları insanı gerçekten incittiği gibi, esasen Allah’ın rahmetini de, şefkatini de–-tâbir caizse—incitiyor.
Hiç şüphesiz, mahşerde yargılanırken, kişinin, fıtrî bir seyir ile kendi hak ve hukukunun peşine düşeceği, hakkını çiğneyen kimseleri, bu annesi ve babası da olsa, akrabası da olsa görüp hakkını isteyeceği; haksız kimselerin ise, borçlu olduğu kimselerden kaçmak isteyeceği Kur’ân’ın haber verdiği bir gerçek: “O pek kuvvetli sayha geldiği vakit… O gün kişi kardeşinden, annesinden ve babasından, zevcesinden ve oğullarından kaçar! Onlardan her kişinin (o gün) kendine yetecek derdi ve meşguliyeti vardır.” 3
Diğer yandan kâfir olmanın, akrabalık bağlarını ebediyen kopardığını, kâfir kimselerin, Müslüman kimsenin zürriyetinden de sayılmadığını yine bize Kur’ân bildiriyor. Meselâ Hazret-i Nuh (as) kendisini inkâr edip gemiye binmeyen ve gözleri önünde kükreyen suyun dalgaları içinde boğulup giden oğlu Kenan hakkında af dilemek istedi. “Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir” 4 demişti. Fakat Allah şöyle buyurdu: “Ey Nûh! O, senin ailenden değildir. Çünkü o, sâlih olmayan bir amel sahibidir (kâfirdir). O halde bilmediğin bir şeyi benden isteme. Seni, cahillerden olmaktan menederim.” 5 Keza Hazret-i Nuh (as) bir münkir olan karısı için de şefaat etmek ve kurtarmak istedi. Ancak kurtaramadı. İşte âyet: “Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, ‘Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!’ denildi.” 6
Ancak mü’min olan bütün dost ve akrabaların gerek kabirde, gerekse mahşerden sonra buluşacağı ve mahşer dışında ayrılık yaşamayacağı, mahşerdeki yargılamada bile Cenâb-ı Allah’ın dost ve akrabaları uzlaştırıp helâlleştireceği, aralarında hak ve hukuk meseleleri varsa Kendi yüksek rahmetiyle barıştırıp, hak isteyene Cennetinden verip râzı edeceği rivayetlerden anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (asm) dost ve akrabalardan cehenneme düşenlerle ilgili olarak, Allah’ın, Cennet ehlinin ricasını ve duâsını kabul edip Cehennem’de ziyaret değil, Cehennem’den tamamen kurtaracağını müjdelemiştir. Şöyle buyurmuştur:
“Mü’minler ateşten kurtuldukları zaman, Allah’a yemin ederim ki, sizden hiçbir kimsenin, hakkı tamamıyla ortaya çıkarmak hususunda Allah’a yalvarıp yakarması, kıyamet gününde mü’minlerin ateşte olan kardeşleri, dost ve akrabaları için Allah’a yalvarmaları kadar şiddetli olmamıştır! Mü’minler: ‘Ey Rabbimiz! Bunlar bizimle beraber oruç tuttular ve haccettiler’ derler. Onlara: ‘Tanıdığınız kimseleri ateşten dışarı çıkarınız. Onlar ateşe haram edilmiştir!’ denir. Mü'minler, kimi inciklerine, kimi de dizlerine kadar ateşe gömülmüş olduğu halde pek çok insanı ateşten dışarı çıkarırlar. Sonra: ‘Ey Rabbimiz! Cehennem’de emrettiğin hiçbir kimseyi bırakmadık!‘ derler. Allah: ‘Geri dönün! Kalbinde bir dinar ağırlığında iman ve Allah korkusu olan her kimi bulursanız onu da çıkarınız!’ buyurur. Onlar yine pek çok insanı ateşten çıkarırlar. Sonra: ‘Ey Rabbimiz! Cehennemde, emrettiğin hiç kimseyi bırakmadık!‘ derler. Allah tekrar: ‘Dönünüz! Kalbinde yarım dinar ağırlığınca iman bulunan her kimi bulursanız onu da çıkarınız!’ buyurur. Onlar yine pek çok insanı ateşten çıkarırlar. Sonra tekrar: ‘Ey Rabbimiz! Bize emrettiğin hiçbir kimse Cehennemde kalmadı’ derler. Allah yine: ‘Dönünüz! Kalbinde zerre ağırlığınca iman bulunan kimseyi ateşten çıkarınız!’ buyurur. Onlar yine pek çok insanı çıkarırlar. Sonra: ‘Ey Rabbimiz! Cehennemde zerre kadar da olsa iman ve hayır sahibi hiç kimse kalmadı!’ derler.” 7
İşte Allah kullarını böylesine ateşten kurtaracak olan Rahman ve Rahim’dir.
Size (şunlarla evlenmeniz) haram kılındı. Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kızkardeş kızları, sizi emzirmiş olan (süt) anneleriniz, süt anneden kızkardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz kadınlarınızdan olup, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, o taktirde (onlarla evlenmenizde) sizin üzerinize bir günah yoktur. Ve sizin sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri (kadınları) ve iki kızkardeşi bir arada (nikâh altında) toplamanız. Geçmişte olanlar hariç. Muhakkak ki, Allah Gafur'dur, Rahîm'dir.'hayaL Nickli Üyeden Alıntı [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]
nisa suresi 23
Ve evli kadınlarla evlenmeniz (haram kılınmıştır), elinizin altında bulunan (harp esirleri) cariyeler müstesna. (İşte bunlar) Allah'ın size yazdıklarıdır (farz kıldığı hükümlerdir). Ve bunların dışında olanlar, iffetli olmak ve zina yapmamak şartıyla mallarınızla istemeniz (mehirlerini verip almanız) size helâl kılındı. Artık onlardan faydalanmak isterseniz o taktirde farz olan mehirlerini onlara verin. Ve bu farzdan sonra, razı olduğunuz konuda onunla anlaşmanızda sizin üzerinize bir günah yoktur. Muhakkak ki Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
nisa suresi 24