Sevgili Basketbolseverler,


Yine şampiyonluk parolasıyla çıktığımız bir tek sayılı yılı daha eli boş kapatıyoruz. Nedir bu tek rakamlardaki keramet anlamadım gitti. Ancak artık 2 senedir kabul etmediğim sorunu bu sene bende öne sürüyorum. Spurs yaşlandı.


Daha önce bu iddiayı reddetmemin sebebi Spurs'ün oyunun hıza ve güce dayanmamasıydı. Yaptığı savunmayla rakibini oyundan soğutan San Antonio hücum setleri kusursuz oynamasıyla fazla efor sarfetmeden rakibini mağlup eden bir yapıya sahipti. Ancak yaş faktörü takımın savunmasının açık vermesine yol açıyor gibi gözüküyor. Duncan geldiğinden beri süregelen savunma geleneğinden ödün verilmeye başlandı. Eskiden 10 maçta en fazla bir kez görülebilecek çok çok basit savunma hataları (Yardımın geç gelmesi, kolay basketlere izin vermek gibi) artık her maç bir kez göze çarpıyor. . Yıllardır görmeye alıştığımız şeyi göremeyince insanda bir hayal kırıklığı oluşuyor tabi.


San Antonio kadrosunda bulunan 15 oyuncunun sadece 4'ü 31 yaşının altında. Bu 4 kişiden de sadece biri takımda 20 dakikanın üzerinde süre alıyor. Takımın yıldızları Duncan(32) ve Ginobili(31) yaşlarını şu an için sorun değil. Duncan oyun bilgisiyle, Ginobili de yüreğiyle 5 sene daha, yüksek performansla oynayabilecek seviyedeler. Ancak sonuçta onlar da insan. Üç oyuncudan sezonda 50-55 galibiyetin ardından her yıl playoffta final beklemek haksızlık olur. Bu yıldızlara hem ilk beşteki diğer iki oyuncudan hem de kenardan destek gelmesi lazım. Enerji lazım. Ancak ikinci beşin yaş ortalaması 34. NBA gibi atletik özelliklerin ön plana çıktığı bir ligde bu yaş ortalamasıyla devamlılık sağlanamaz. Buna rağmen bu takım konferans finali yaptı ya helal olsun demek lazım aslında. New Orleans gibi ligin flaş takımını eleyen Spurs bence bu sene son atımlık barutunu da kullandı. Bu silahı tekrar doldurmak lazım. Rebuilding şart!

Ancak bu değişim kökten olmak zorunda değil. Yani takımın iskeletini değiştirmeden kenardaki oyuncularla oynamak çok büyük katkı sağlayabilir. Ancak bu işin çözümünü Avrupa'da aramak bence yanlış olacak. Bilindiği gibi geçen sene draftta Brezilya'lı Tiago Splitter seçilmişti. Splitter'ın İspanya'daki gelişimi San Antonio taraftarını heyecanlandırırken Splitter, Tau'yla 4 senelik anlaşmaya vardı. Daha öncede Scola'yla aynı sorunu yaşayan Spurs sonunda Arjantin'li yıldızı Houston'a takas etmişti. Avrupa'lılar ve kontratlarıyla uğraşmamak adına bence en doğru çözüm Amerika'lı genç yeteneklerden yana olmalı.

Mock Draft'lara baktığımızda da San Antonio için ilk turda adı öne çıkan isim Courtney Lee. Western Kentucky üniversitesinde 2-3 numaralarda oynayan Lee'nin 20.4 sayı ortalamasının yanında asıl dikkat çeken özelliği savunması. Bu özelliğiyle genç oyuncu artık 37'sine gelen Bruce Bowen'ın yerini doldurabilecek nitelikte olduğu gözüküyor. Adı geçen bir diğer isimse Othello Hunter. Şu sıralar Orlando'da yaz kampına da katılmış olan 22 yaşındaki forvet NCAA'deki en iyi 15 PF arasında gösteriliyor.

Transfer listesindeki bir diğer adaysa tanıdık bir isim. Willie Solomon. Şampiyon Fenerbahçe'nin yıldız ismi Solomon hakkındaki dedikodularda basında geçmeye başladı. Haberin doğruluğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Free agent listesine bakacak olursak Gilbert Arenas, Juan Carlos Navarro, Rudy Fernandez, Daniel Gibson, Josh Smith gibi oyuncular bulunuyor.

Michael Finley, Robert Horry, Kurt Thomas ve Jacque Vaughn'da Spurs'te serbest oyuncular listesine eklenecek isimler. Gönderilecek isimler listesine Damon Stoudamire, Matt Bonner veya Brent Barry'de eklenebilir. Bu oyuncuların birkaçının birden içinde bulunduğu bir paket yapılıp tek oyuncu için bir takas bile düşünülebilir. Ama amaç takımın benliğinini bozmadan yan parçaları değiştirerek gençleşmek olmalı. Genç oyuncular, takımdaki tecrübelilerle birleşince ortaya çıkacak sonuç bence yine şampiyonluk olur. Ancak off-season iyi değerlendirilmeli ve doğru hamleler yapılmalı. Kasım ayına kadar bu takımda daha nice değişiklikler olur. NBA'in en başarılı yöneticilerine sahip olan San Antonio bu duruma mutlaka bi çare bulacaktır.

Finalleri imrenerek izlerken off-season hamlelerini de merakla bekliyerek noktayı koyuyorum.

Basketbol dolu günler dileğiyle...