Bugün arefe, yarın bayram.
Arefe: arapça ‘arefe’ belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün anlamına gelmesine rağmen biz sadece Kurban bayr******* önceki gün için arefe deriz. Bu anlamıyla özelleşmiş bir gündür. Bilinçlenmek anlamına da gelir ve bu gün bol bol ibadet ve dua edilmelidir. Bu konuda birçok hadis-i şerif vardır.
Bu gün Mekke’de olan hacı adayları, öğleden sonra iki beyaz bez parçasından oluşan kıyamet günü kıyafeti ile dünyalıklarından arınmış olarak, Arafat’a giderek vakfe yapacaklar.
Bugün arefe.
Bayramları en çok hak eden ve layıkıyla yaşamaya çalışanlar, şüphesiz ki çocuklardır. Kendimizden biliriz ki ailenin ekonomik durumu, yaşanılan coğrafyanın hali, mevsimin yaz veya kış olması gibi her ne olumsuzluk olursa olsun çocuklar, günler öncesinden bayramın gelmesini iple çeker.
Arefe günü geldiğinde ise çocuk heyecanından yerinde duramaz hale gelir; o gün bayram için bütün provalarını yapar; rengârenk kıyafetlerini giyer, çıkarır, katlar, dolaba kaldırır, bir daha indirir, seyreder; bazen dakikalarca onunla oyalanır.
Planlar kurar; amca, hala, teyze, dayı, nene, dede, komşu Mehmet amca, Fatma teyze, varsa yetişkin abisi veya ablası, sevdiği bütün büyükleri ile bayramlaşmanın hayalini kurar.
Harçlık hesabı yapılır. Çocuktur ya; sesli düşünür, sesli hayal eder. Kafasına takılan, anlamadığı bir mevzu olunca da anne-babası, abi ve ablasına sorar; onlardan bayrama dair taktikler alır. Zira bu gün arefe ve bir nevi bayram hazırlıkları için son gündür. Bu bayram arefesi gecesinde bütün bu heyecan uykusunu kaçırır çocuğun. Annelerimizin çocukken bize söylediği şu cümle geliyor aklıma; “hemen uyu da çabuk sabah olsun”.
Bugün arefe.
Babalar, daha çok harcama-gider hesabı yaparlar. Bayram hazırlıkları masraflıdır biraz. Çocuklar için ayakkabı- kıyafet, harçlıklar, dost-aile ziyaretleri için yol masrafı( bir şehirden başka bir şehre gidecekler için daha da önem kazanır.),yöreye göre değişen, misafir ağırlamak için ikramlıklar( taze kahve, gül lokumu, kolonya, şeker, çikolata v.s) ve kurbanlık telaşı… İlk akla gelenler bunlar gibi. Babalar arefe gününe kadar bu işlerini bitirdiğinde o gece iyi bir uyku çekecektir. Artık sıra arefe ve bayramı layıkıyla yaşamaya gelmiştir.
Anneler, tatlı ve börekler hazırlar bayram için. Ev temizliği gibi işlerini son güne bırakmamışlardır. Çocukların bayramlık kıyafetleri alınmışsa annenin yüzü daha bir güleç olur. Zira çocukların mutluluğu, annenin mutluluğudur.
Eskiden, odun ateşinin üzerinde koca bir kazanda su ısıtılır, çocuklara banyoları yaptırılırdı. Akşam, uykudan önce, kız çocuklarının ellerine nakış nakış kınalar yakılırdı; sabahleyin bayrama kıpkırmızı, süslü ellerle uyansınlar diye.
Bugün arefe.
Arefe günü, kurban ve bayramın bütün hazırlıkları ve koşuşturmaları içerisinde bazen unutulan ama çoğu zaman yetiştiremediğimiz bir iş var ki o da saç tıraşı. Kimi insan o kadar da önemsemez aslında ama çoğu kişi bu işi çok önemsediği halde sürekli son güne bırakır. Berber dükkânlarına kalabalıktan girilecek gibi değildir ve bu yüzden bazen randevu sistemi devreye girer. Gece yarılarına kadar esneyerek çalışan berberler, hiç de hallerinden şikâyetçi olmazlar. Ve berber dükkânları o gün, koyu muhabbetlerin ve bayrama yaraşır komşu kaynaşmalarının yaşandığı mekânlar olur. Yoğun bir arefe gününün ardından bayram namazının saflarında bir berber gördüğümüzde ona tebessümle bakarız.
Bugün arefe.
Şimdiki arefe günlerinde aynı heyecanların yaşanmadığını söyleyenleri duyar gibiyim. Aslında bu bizim mutsuzluğumuz ve yılgınlığımızın eseri. Arefe ve bayramın heyecanını biz hissedemiyorsak bile, bari çocuklarımıza o bayram coşkusunu hissetme ve yaşama imkânı vermeye çalışalım.



Yazar: A.rahman Çiçek