Kozmetik denilince akla gelen ilk kozmetik ürünlerinden bir tanesi parfümdür. Çünkü insan yaşamında her zaman önemli bir yeri vardır. Önceleri doğuda ve batıdaki Kleopatra gibi güzel kadınlar, güzellikleri için parfüm kullanmışlardır. Ayrıca Mısır’daki mumyalarda da çok sayıda parfüm kullanılmıştır. Orta çağlarda Asya adalarındaki keşiflerde, buraları keşfedenler parfümleri kendi tekellerine geçirmişlerdir.

Dolayısıyla parfümün tarihte, toplumsal olaylarda her zaman önemli bir yer tuttuğu saptanmıştır.

Son yıllarda parfümler güzel kokmak için kullanıldığı gibi kozmetik ürünlerinin içinde güzelliğin hissedilmesinde, kozmetiğin yaptığı psikolojik tedavinin yanında, kullanıcının kendisini daha cazibeli ve güvenli hissetmesinde rol oynarken insan psikolojinde tuttuğu yer bakımından bugün artık yalnız kadının yaşamında değil, erkeğin dünyasında da yerini almıştır.
Kullanan kişilerin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayan parfümün en kullanış nedeni olarak gösterilebilir.

Koklama duygusu tarafından algılanana parfümün , nasıl algılandığını araştırırken, üretimi ve kozmetiklerle parfümler arasındaki sıkı sıkı bağıntıyı incelemek yerinde olur.

Parfümün Tarihçesi

Latincesi perfumum’dan (dumanın içinden) anlamında olan parfüm antik çağlardan beri insanlığı büyülemiştir. Eski yazılı metinlerde parfümün sayısız örnekleri vardır. Mısır kaynaklarında banyoda, dini törenlerde kokulu merhemlerin, sıvı yağların kullanıldığı yazılır. Bir söylenceye göre, tam bir koku düşkünü olan Kleopatra ve maiyeti tören alanına girmeden çok önce saçtıkları kokular insanların burunlarına ulaşırmış. Yunanlı ve Romalıların ziyafetler esnasında kendilerini çiçeklerle kokulandırmış sularla serinlettiği bilinir. İlk kez Persler damıtma yoluyla çiçekten yağ çıkarmışlardır. XIV yüzyılda Macar kraliçesi Elizabeth zamanında modern anlamda parfüm üretilmiş yağlar alkole karıştırılmıştır. Araplarda egzotik madde kullanımıyla parfümün gelişiminde önemli rol oynamışlardır. Orta doğudan gelen Haçlılar bu bilgileri batı Avrupa’ya taşımışlardır. Rönesans döneminde gelişen ilişkiler, ticari olduğu kadar kokunun önemini de arttırmıştır ve kullanımı da yaygınlaştırmıştır. Bu yıllar İtalyanlar kokulara düşkünlükleriyle bilinirken Doğu’da ise misk’i amber gündelik hayatta zaten sıkça kullanılıyordu.

Modern parfüm tarihi XVII yüzyıl’da Fransa’da, Grasse’de başlamıştır. XV. Louis’nin sarayı ise “la cour parfumee “koku sarayı” olarak alınırdı. İstenmeyen hoş olmayan kokuların parfümle gizlendiği neredeyse hiç banyo yapılmadan sadece parfümün etrafa yaydığı kokularla yaşandığı yıllar olarak bilinirdi.

Yine bu dönemde sarayın yatak odaları koridorların podpuri koku kavanozları ile dolu olduğu kaynaklardan öğrenilmiştir. XV. Loisis’ in metresi Madame Pompadour kokuyu adeta müsrif bir şekilde kullanırdı. Saray bahçelerinden topladığı, hoş kokulu çiçeklerin bile üzerine parfüm sıktırdığı söylencesi bile vardır. XVIII. Yüzyılda dünyanın başka yerlerinde de koku modası başlamıştır. İngiltere’de güzel kokular kısa sürede moda olduysa da, her nasılsa sonradan koku üzerine bazı şüpheler başladı. 1774’de Britanya Parlementosu, bir erkeği güzel kokularla etkileyen kadınların “büyü” amaçlı bu büyüleyici ve etkileyici kokuları kullandığı hükmüne varmıştır.

Fransız sarayının zarafetinden uzak kalan Amerikan kolonileri sade yaşamlarını çevrelerinde bulunan defne ve lavanta bitkileriyle kokulandıklarını mumlarla yaşıyorlardı. Mumların içine konduklarında defne ve lavanta etrafa hoş aromatik kokular salmaktaydı. Uzak Doğu’da ise kokular dini, sosyal ve kültürel olayların vazgeçilmez parçasıydı. XIX. yüzyıl bir lüks ve abartı çağıydı. Fransa’da 1804’de imparator olan Napoleon Banaparte ve imparatoriçe Jasephine parfüm kullanımını öncülerindendir. Almaya seferinden döndüğünde askerlerin getirdiği lavanta, biberiyle, bergamut ve portakal çiçeği karışımını eau de cologne olarak da kullanmaya başladılar. Savaşa giderken bile bu kokulardan bolca sürülürdü. Bir rivayete göre Josephine ağır hayvansal kokuları tercih ederken, N. Banaparte ise hafif kokular seçiyormuş. Dünyada parfüm romantizmi bitince bu büyülü sıvıları karıştıranlar bazı sıvıları açıklamaya başladılar. İlk blimsel analizler doğal yağların içindeki asıl aromayı ayırdılar. 1868’de İngiliz William Perkin bir Güney Amerika bitkisinin konusunu taşıyan kumarini sentezle birleştirdi. Daha sonra Berlin’de Ferdinant Tiamann tarafından vanilya ve menekşenin taklidi sentetik maddeler üretildi. Ve bunu başka taklitler izledi.
(gül, inci çiçeği, nergis, sümbül vb.)

Ağır kokular yerini, hafif ve etkileyici kokulara bırakmaya başlamıştır. XVIII. Yüzyıl arkada kalırken erkekler ve kadınlar aynı kokuları sürüyorlardı. Lavanta kullanan Oscar Wilde hapse düşünceye kadar. Koku bir anda gözden düştü. XX. yüzyılda Doğu etkili tasarımlar moda bilincini etkiledi. Bu dönem tasarımlarından Doğu etkisi hakim olmaya başladı ve bu parfümlere de yansıdı. François Coty ve Rene Laligue ortaklığıyla parfüm şişeleri en az parfümler kadar etikili olmaya başladı. I. Dünya Savaşı sonrasında Fransız modacılar kısa saçlı, boyalı tırnaklı ve modern kadına yönelik yeni bir stil oluşturmaya başladılar. Bu beraberinde yeni kokuları da getirdi. Hafif çiçekler baharatlı kokular ve çok çeşitli parfümler piyasada hakim olmaya başladı. Günümüze kadar gelen klasik kokular 1920 – 1930’larda yaratılmış kokulardır. II. Dünya Savaşı’nın sonlarında sade tasarımlar yerini cazibeye bıraktı. Zamanın ruhuna uygun cazibeli, cesur ve saldırgan olarak tanımlanan adeta cinsel devrim ruhunu belirleyen kokular üretilmeye başladı.
(Cosmetic Coiffeur 02/ 2002 dergisi
Aysel Şenol Kozmetiğe Giriş)

Parfümler

Parfümler en çok alerjik kontakt dermatide neden olan maddelerdir. Deri bakım ürünlerinden 5000’ den fazla parfüm kullanılmaktadır. Bu kokular parfümden kolonyaya tuvalet kağıdından şampuan ve ev ürünlerine kadar bir çok üründe kullanılmaktadır. Kokusuz veya parfümsüz olarak etkilendirilmiş bir üründe aslında içindeki diğer bir maddenin kimyasal kokusunu örtmek için farklı bir konu kullanılmış olabilir.Parfümsüz ve kokusuz etiketi o üründe parfüm kullanılmadığını değil ancak koklandığında herhangi bir koku alınmadığını belirtmek için kullanmaktadır. Bazı koku reaksiyonları ancak deri, güneş ışığına maruz kaldığında ortaya çıkabilmektedir. Tanımlanacak olursa parfümler geniş bir kuaförlük ve kozmetik preparatı grubuna eklenen veya mendil esanslarında ve tuvalet sularında tek başına kullanılan hoş kokulu kimyasal madde karışımlarıdır.

Parfümler aşağıdaki temel bileşenlerden oluşur;
Esansiyel Yağlar; Temelde çiçekli kimyasal maddelerden esktrakte edilen hoş kokulu maddelerin karışımıdır.
İzolatlar; ekstrakte edilen tek madde veya esansiyel yağlardan izole edilen maddelerdir.
Hayvan ekstreleri misk, kedi miski, kunduz yağı ve amberlerdir.
Sentetik bileşikler laboratuarda esterler, aldehitler, ketonlar olarak üretilir.

Esansiyel Yağlar
Bunlar çiçekli ve çam ağacı bitkilerindeki bezler tarafından üretilen uçucu yağlardır. Esansiyel limon yağı veya esansiyel sedir yağı sabit uçucu olmayan yağlar ise badem yağı veya sedir ağacı yağı gibi adlar alır.

Esansiyel Yağların Ekstraksiyon Yöntemleri
Buhar distilasyonu suda kaynayan bitki süspansiyonu veya sıcak bir buhar üflemeyi takiben uçucu esansiyel yağların bir yoğunlaştırıcıda yoğunlaşmasını içerir. Esansiyel yağ su üzerinde bir yağ olarak ayrılırken su esansiyel yağla doygun hale gelir.

Enfiye yapımını ısıyla hasar görmeye yatkın esansiyel yağların ekstraksiyonunu ilgilendirir.

Maserason 70 dereceye ısıtılmış lipitleri yağlarını ve hayvansal yağları kullanarak esansiyel yağların ekstraksiyonudur. Daha sonra soğumuş lipitlerden yağları ekstrakte etmek için etanol kullanılır.
Ezme yöntemi meyve kabuklarından esansiyel yağları ekstrakte etmek için özellikle portakal, misket limonu ve bergamut için kullanılır.
Çözücü ekstraksiyonu petrol eteri denilen yüksek oranda tutuşabilir. Petrol çözücüsü kullanılır. Bu çözücü esansiyel yağları ve parafinleri ekstrakte eder. Çözücü esansiyel yağlar ve parafinlerin somut karışımı denilen kalıntıyı bırakmak üzere distile edilir ve buharlaştırılır.

Esansiyel Yağ Bileşimi
Esansiyel yağlar terpen hidrokarbonlar ve diğer maddelerin karışımlarıdır. Örneğin limon yağı 60 farklı bileşiğe sahiptir. Fakat majör bileşen, limonen denen terpendir.

Gül yağı %40 strenellol, greniol ve nerol terpenleriyle %60 fenetil alkolden oluşan temel anlamda bir alkoldür.

Parfüm Preparatları

Mendil Parfümü

Parfüm üreticileri esansiyel yağları, izolatları, sentetikleri ve hayvansal bileşenleri burnundaki reseptörlerini etkilediği şekilde koku reaksiyonu temeline göre markalandırılır. Koku bu doğal yöntem dışındaki bir yolla ölçülemez seçilen maddeler ve miktarları tamamen parfüm üreticisine bağlıdır.

Mendil parfümlerini genel çözücü olarak %90 – 80 etanol yada metanol içindeki %10 – 20’lik parfüm konsantresi veya esansından oluşan solisyonlardır. Parfüm yada küçük şişelerde; veya kloroflara karbonlar veya tutuşabilir sıvılaştırılmış hidrokarbonlarla karşılaştırıldığı zaman bir aerasol şeklinde bulunur.

Krem Parfümleri
Bunlar %15 emilsiyon yapıcı parafin B.P %5 speracerati parafini, %5 propantriol ve %70 saf sudan hazırlanan %5 – 10 parfüm içeren emilsiyonlardır. Maddeler bir arada 70 – 75 dereceye ısıtılır, ısıdan alınır ve sert şekilde karıştırılır. Soğuk karışıma % 5 – 10 miktardaki parfüm esansı koruyucuyla birlikte eklenir.

(Gazi Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi Kuaförlük ve Cilt Bakımı bölümü M. Kimya Ders Notları 2004 Güngör Akın Özgüven)