Davetiye’nin Avrupa Tarihi
Eski davetiyeler günümüzdekilerden oldukça faklıydı. Çok büyük bir zarf içinde hattatların itina ile yazdığı şık, zarif olmasının yanında sade, kimi zaman da çok gösterişli bir şekilde davetiyeler hazırlanırdı. Kimi davetiyeler de gene iç içe girmiş büyük zarflar içinde belli belirsiz ince kağıtlar üzerine yazılırdı. Kabartılı yazılar üzerinde elinizi gezdirirken harfleri hissedebilirdiniz. Klasik davetiyeler halen günümüzde de en çok tercih edilenler arasındadır. Tarihte ilk olarak ortaya çıkan davetiye örnekleriyle şu andakiler, az da olsa benzer özellikler gösteriyorlar.

Eski Davetiyeler
Yüzyıllar önce davetiyeler halka açık olarak okunurdu. O sırada yoldan geçen, bildiriye kulak misafiri olan kişiler kutlamaya katılırdı. 18.yy’da düğün davetiyeleri gazetelerde yayınlanmaya baslandı. Evliliğe ait olan haberler başlığı altında gazete aracılığıyla yayımlanırdı. Kızılderililer’de düğün daveti zorlamayla yapılırdı. Duman yoluyla haberleşme de davet için kullanılıp çoğu davetiyenin kitabelerde bile yer aldığı görülmüştür. Orta çaglarda okuma-yazma bilmeyen insanlar çok fazlaydı. Buyüzden herhangi bir yazı yazmak zahmetli bir işti. İmza yerine atılan mühürler kimi zaman aileyi kimi zaman da bireyi temsil ederdi ve basılan tüm mühürler resmi kağıtların (davetiye dahil) tepesinde yer alırdı.

Zarflar

Günümüzdeki düğün davetiyelerinin ilk örnekleri Orta Çağda kaligrafta usta olan avrupalı keşişler tarafından yazıldığı söylenir. Soylu ve zengin aileler keşişleri kiralayarak düğün davetiyelerini yazdırırlardı. 1600′lü yıllarda metal plakalar üzerine kullanılan kazıma yöntemi daha o çağlardan itibaren kağıt üzerine davetiye için yazılmaya başlandı. Bir parça peçete kağıdı davetiyenin lekelenmesini önlemek için tepeye konulurdu. Matbaa’nın icadıyla davetiye de kendi şeklini buldu. Kazılmış veya elle yazılmış davetiyeler en az 2 hafta önceden davetlilere ulaştırılırdı. 20. yy’a kadar tüm davetiyeler sahiplerine, posta iletişimi bozuk olduğu için elle ulaştırılırdı. Bu aşamada davetiyeye zarar gelmemesi için zarflar kullanılmaya başlandı. Atlı postacılar davetiyeyi ulaştırdıkları evin baş hizmetçisine verirler, hizmetçi de iki zarftan oluşan davetiyeyi tek zarfından çıkartıp metal bir kasenin içine koyardı. Davetiye sahibi olan asil, davetiyeye kimse dokunmadan sahip olurdu. Bu, asilzadenin zarfa ilk dokunan kişi olması için uygulanırdı.

Kelimeler

Düzgün bir dille yazılmış davetiye, resmiyet arttıkça kraliyet ailesinin önemini belli ederdi. Kullanılması asillik için zorunlu olan kaıiplasmış kelimeler vardı. Varlık. şeref, onur… İsimler her zaman tam yazılır gelinin veya damadın ailelerinin isimlerine de yer verilirdi. Günümüzde bundan farklı olarak gelin ve damat ailelerinin isimlerine her zaman yer verilmez ve dügün sahibi olarak gelin ve damat gösterilir.