Konu: Shift 2: Unleashed | İnceleme - Tanıtım

Need for Speed veya başka yarış oyunları… Şimdiye kadar hangi yarış oyununu oynadıysam, kamera açısını her zaman aracın arkasını gösterir şekilde tercih etmişimdir. “Usta yarışçıyım” diyenlerse kamera açısının kokpit veya tampondan yana olması gerektiğini savunurlar; lakin ne yalan söyleyeyim -Need for Speed: High Stakes (NFS 4) ten bu yana- böyle bir kamera açısı bana hep soğuk geldi. Zira arabaları seviyorum. Nasıl göründüklerini; motor seslerini; muhteşem güzellikteki arka kısımlarını… Kısacası yarışırken görsel olarak inciğine cıncığına kadar dikkat ederek süslediğim aracımı dışarıdan görmek daha bir güven veriyor bana.

Peki bütün bunları sizlere neden anlattım? Çünkü Shift 2: Unleashed, kokpit kamerasının arka kameradan daha güzel ve daha özel olduğunu bana sevdirmeyi başaran ilk oyun oldu. Hatta bu görüş açısı favorim haline geldi diyebilirim ki eski alışkanlıkları yeniliklerle değiştirebilmek oldukça büyük bir başarı.




Forza gibi diğer yarış oyunlarında bizlere sunulan hareketsiz kameranın aksine, Shift 2’de kamera muhteşem bir başkalaşım geçirerek sürücü kaskına kadar taşınılmış. Buradaki düşünce ise görüntünün dinamik olarak değişmesiyle yarışçıya etki eden tüm güçleri yansıtmak ya da yarış esnasında pilotun ne yöne bakacağını canlı canlı göstermek oluyor. Faraza, kask kamerası siz dönüşlere yaklaşırken hafifçe dönerek sizlere dönüş çizgisini bulmanızda yardım ediyor. Bu efektin bu kadar etkili olabilmesindeki yegane özellikse farkına varılamayacak kadar zekice tasarlanmış olması. Hatta inceleme yaparken bu özelliğin farkına bile varmadım; ta ki görüşün bu kadar etkili olmasındaki nedenleri araştırıncaya kadar.

Shift 2 bu kadarıyla kalmıyor hangi görüş açısını seçerseniz seçin sizlere mükemmel bir yarış deneyimi yaşatmayı başarıyor. Oyunun sizlere sağladıkları arasında: Drift yapmak, 16 araca varan yarışlar, aralarında Silverstone gibi klasik parkurlarında bulunduğu 30 pist ve daha fazlası bulunuyor. Daha fazlasına değinmek istemiyorum zira Shift 2 bizlere bu konuda fazla bir yenilik sunmuyor. Oyundaki parkurlardan çoğu sizlere diğer oyunlardan tanıdık gelecektir; ancak Shift 2’nin pırıl pırıl parladığı alan parkurlar değil de yarışın o yaşanası atmosferini gayet etkileyici bir şekilde yakalayabilmiş olması.

Aslında Shift serisini basitleştirilmiş yarış simülasyonları olarak tanımlamak doğru olur. Araç tutuşu hafif ve ani tepkilere hiç gelmezken araçları özene bezene kullanmanız gerekiyor. Bu da düz bir çizgide fren yapmak, dar yarış çizgisinde yol alırken diğer araçlarla temastan kaçınmak demek oluyor. Shift 2 tüm bunlara rağmen diğer ciddi yarış simülasyonlarından daha bir bağışlayıcı. Dönüşü alamayıp pistin kenarındaki çimlere uçmak aracınızı yalnızca yavaşlatıyor, “Battı balık yan gider.” hesabı sinir bozucu bir spin attırmıyor! Bariyerlere toslamaksa pahalıya patlayabilirken sizleri yarıştan men edecek hasarlara yol açmıyor (Bodoslama girmediğiniz sürece).

Yukarıda saydıklarım oldukça iyi noktalar zira oyuna yeni başladığınızı düşünürsek vaktinizin önemli bir kısmını pist dışında geçireceğinizi söyleyebilirim. Shift 2 işe (Alışmanız amacıyla) yavaş ve kolay başlıyor; ama tam anlamıyla yarışmayı öğrenmek zamanınızı alacaktır. Kontroller oldukça hassas ve hani olur da “Ben bu işi kaptım. Araba nasıl tepki verecek kestirebiliyorum.” derseniz bile kontrolün 100% ünün sizde olduğunu hissedemiyorsunuz. Bu özellik aslında birçok açıdan oyunun lehine işliyor; lakin bu durum bazı oyuncuları oyundan soğutabilir. Yapımda ilerleme kat ederek Drift yarışlarını açtığınızdaysa normalin dışında (Sil baştan) bambaşka bir yarış tarzına adapte olmanız gerekiyor.

Böylece Shift 2’nin bir “yükle ve oyna” yapımı olmadığını görüyoruz; fakat alıştığınızda ve kontrolü sağladığınızda oyunun bir hayli eğlenceli olabildiğini tecrübe edebilirsiniz. Zorluk seviyesini kolayın dışında her neye ayarlarsanız oyundaki yapay zeka yolunuzu keserek veya geç fren yaparak önünüze geçmeye çalışıyor. Rakipleriniz mükemmel değiller elbet, hatta onlar da hata yapabiliyor ve işte sahip oldukları bu nitelikleriyle Forza ve Gran Turismo serilerindeki yapay zekalardan daha gelişmiş olduklarını kanıtlıyorlar. Mesela, rakipleriniz spin atabiliyor ve üstüne üstelik beraberlerinde sizleri de pist dışına sürükleyebiliyorlar. Bu oldukça gerçekçi bir nokta, gene de başınıza geldiğinde – Codemasters oyunlarındaki gibi “geri sarma” özelliğinin olmaması nedeniyle- sinir bozucu olabiliyor. Yine de yarışta başınıza her ne gelirse gelsin yarışı bitirmeye değiyor. Shift 2’de araç kullandığınız sürece deneyim puanı kazanıyorsunuz. Konu deneyim puanları olunca bunları neler için harcayacağınızı da aşağı yukarı kestirebiliyorsunuzdur. Araçlar, yeni müsabakalar, araçlar için yeni dizaynlar ve birçok ödülü deneyim puanlarıyla açabilirsiniz. İç içe geçmiş deneyim sistemi ve açılabilir elementler –bilindiği üzere günümüzdeki oyun larda olduğu gibi- Shift 2’de oyuncuyu oyunda tutmaya yarayan en önemli özelliklerden.

Yarış severleri Shift 2’ye bağlayan bir diğer unsursa yapımdaki “Autolog” sistemi. Bu yapımda daha da geliştirilen bu sistem, sizler yarıştıkça yarış sürelerinizi not ediyor. Bir arkadaşınız aynı yarışı seçtiğinde sizin elde ettiğiniz süreyi görebiliyor ve bu süreyi geçmek için çabalayabiliyor. Elde ettiğiniz rekorlardan biri başka biri tarafından kırıldıysa sistem size bu durumu bildiriyor ve böylece Shift 2’deki rekabet süreklilik kazanmış oluyor.

Dolaylı yoldan sosyalleşmeyi tercih etmeyenlerse oyundaki eş zamanlı rekabete (Multi-player) dahil olabiliyorlar. Multi player’de kullanıcıların hangi görüş açısından yarışacağına veya hangi araçları seçebileceklerine kadar karar verebildiğiniz birçok yarış modu bulunuyor. Bu modlar arasında kendine has havası olan müsabakalar da var. Bunlardan birinde: yarışçılardan birine diğer rakiplerden yavaş bir araç veriliyor ve yarışa önce başlanması sağlanıyor. Belirli bir süreden sonra “start” alan hızlı araçlara sahip rakiplerse yarışa önce başlayan yavaş arabayı geçmeye çalışıyorlar.

Shift 2: Unleashed her ne kadar isminde efsanevi “Need for Speed” ünvanını bulundurmasa da serinin bir parçası. Shift 2 sahip oldukları veya olmadıklarıyla her yarış severe hitap edemiyor. Oyunda muhteşem yarışlar, dinmek bilmeyen rekabet, Autolog sistemi, söze yer bırakmayan olağanüstü grafikler ve şimdiye kadar hiçbir yarış oyununda görmediğimiz o harika kask-kamerası gibi zengin içerikler bulunsa da yapım “arcade” ve “simülasyon” arasında bir yerde kalıyor. Bu ikilem usta yarışçıları rahatsız edecek nitelikte. Yine de arabalara, grafiklere ve gerçekçiliğe ilgi duyup, önem verenlerdenseniz Shift 2’yi oynamanızda hiçbir zarar yok. Oyuna ustalaşmak için gerekli vakti ayırdığınızda yapımın piyasadaki diğer yarış simülasyonlarından sıyrıldığına kendiniz de tanıklık edeceksiniz. Bir kereliğine de olsa bir oyuncu değil de bir yarışçı olmak istiyorsanız Shift 2’deki yerinizi mutlaka almalısınız.

oyun harika ekran kartın güzel olur oynamak güzel olacaktır