Yeter ki farkında olun!

Nedeni tam olarak bilinmeyen ve tedavisi olmayan otizmde, yoğunlaştırılmış ve kişiselleştirilmiş özel eğitim büyük önem taşıyor. Uzmanlar, bu şekilde eğitilen otizmli bireylerin bağımsız yaşam becerileri kazanabildiklerini söylüyor.






DİYARBAKIR - Diyarbakır Otizmle Mücadele Derneği'nce (DOMDER), Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ilk kez Diyarbakır'da ''Dünya Otizm Farkındalık Günü'' kapsamında uluslararası eğitim konferansı düzenledi.
DOMDER Kurucu Başkanı Mine Onur, otizmli çocukların bugününü ve geleceğini daha da güzelleştirmek ve yaşam kalitelerini artırmak amacıyla Diyarbakır'da otizmli çocuğu olan veliler olarak bir araya gelerek dernek kurduklarını, DOMDER olarak bölgede ilk kez otizme yönelik uluslararası bir konferans düzenlemenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Onur, otizmin dünyada nedeni tam olarak bilinmeyen ve tedavisi olmayan bir hastalık olduğunu ifade ederek, yoğunlaştırılmış ve kişiselleştirilmiş özel eğitimle otizmli bireylerin bağımsız yaşam becerileri kazanabildiklerini belirtti. Otizmin ömür boyu süren bir engel türü olduğunu, bu nedenle mücadele veren tüm ailelerin büyük zorluk ve acı çektiklerine dikkati çeken Onur, şöyle dedi:

''Bu toplumsal bir sorundur. Bu sorun ancak toplumsal dayanışmayla hafifletilmektedir. Zorluklardan bahsetmeyeceğim, onlar zaten aşılmak içindir. Bizim kuruluş amacımız da bu zorlukların el birliği ile üstesinden gelmektir. Bu konferanstan aileler olarak beklentimiz, yeni eğitim metotlarını ve çağdaş yaklaşımları öğrenip otizmli çocuklarımıza daha fazla faydalı olmaktır. Veliler olarak kurumlar arası işbirliğinin bir an önce hayata geçirilmesinin hayati öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Aile doktorları, psikologlar, özel eğitimciler ve ailelerle işbirliği yapmamızın çocuklarımızın geleceği için önemli olduğuna inanıyoruz. Ailelerin eğitimi bizim için çok önemli. Otizmli çocuklarımıza daha fazla yaşam alanlarının yaratılması için valimiz ve belediye başkanlarımızdan yardım istiyoruz. Bölgede otizm destek evleri, açık spor alanları, meslek edindirme, sanat ve ritm atölyeleriyle bağımsız yaşam evlerinin açılması çağdaş bir zorunluluktur. Bunlarla ilgili dernek olarak projeler geliştirmekteyiz. Projelerimizi en kısa sürede ilgili birimlere sunacağız. Daha yaşanılabilir bir dünya için Diyarbakır'a ve otizmli çocuklara hep birlikte sahip çıkmanın tam zamanıdır.''
SOSYAL İLİŞKİLER ÇOK ÖNEMLİ
Fransız Eğitim Bilimleri Doktoru ve Otizm Uzmanı Dr. Armella Darcel Thomas, otizmin kişiden kişiye, kişide de zamanla farklılıklar gösteren yaygın bir gelişim bozukluğu olduğunu söyledi. Otizmin bireyin sosyal ilişkilerinde sorun yaşaması, sözlü iletişimde engel ve tekrar eden davranışlarla 3 yaş öncesinde ortaya çıktığını ifade eden Thomas, hastalığın hayat boyu engel durumu teşkil ettiğini belirtti. Thomas, zamanında takip edilmediğinde zaman kaybı nedeniyle hastalığın ilerlediğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''1943'den bu yana otizmin gelişimi 10 numaralı uluslararası bir hastalık olarak bahsedilir. Otistik bireylerin sosyal ilişkileri son derece kısıtlıdır. Çünkü dil problemi ve odaklanma sorunu yaşarlar. Otizmli kişilerin zihinsel olarak adeta 'kör' olduğu söylenir. Ne kendi hislerini ne de başkalarının hislerini okuyabilirler. Bizim günlük hayatta kullandığımız kelime ve davranışlar onlar için son derece karmaşık olabilir. Otistik bireyler zihinlerine ilk kaydettiklerine ilk anlamı verirler. Sürekli fotoğraf hafızası ile objeleri anımsarlar. Bu bireylerin başka kişilere odaklanması veya dikkatlerini toplaması bu nedenle de son derece güçtür. Tahammül edilemez bir ses veya ani sıcaklık artışı farklı tepkiler göstermelerine yol açar.''
GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER DE ETKİLİ
Thomas, 1925 yılından bu yana yapılan çalışmalarda otizmin genetik ve çevresel etkenlerden kaynaklandığının belirtildiğini, 6 farklı ülkede yapılan 26 çalışmada 12-25 yaş arası otistik kişilerde otizme neden olan farklı faktörlerin ortaya çıktığını bildirdi. Bu yıl genetik araştırmacıların yaygın gelişimsel bozukluklarla ilgili otizm hastalığına yakalanabilme olasılığına aday genler olduğu yönünde açıklamalar yaptığını vurgulayan Thomas, bu genlerin kendi içlerinde otizm çıkmasına önemli rol oynadığının ifade edildiğini belirtti. Hastalığın ilaçla tedavisinin mümkün olmadığını, ancak kullanılan ilaçların bireyin ve ailesinin yaşamını kolaylaştırmak ve hastalığın ilerlemesini önlemeye katkı sunduğunu anlatan Thomas, şöyle konuştu:
''Otistik bireylerin eğitiminde hem profesyonel yardım hem de aile desteği son derece önemli. Bireyin eğitimi ilgi alanı ve kişilik profiline göre yapılmalıdır. Herkes için tek bir çözüm yoktur. Bu hastalıkta görmek bilmektir. Bu düşünceyle resim ve fotoğraflarla eğitim önemlidir. Eğitim, görüntü, fotoğraf, yazı dili ve konuşma diliyle ilişkilendirilerek yapılmalıdır. Otistik kişilerin iletişimleri farklı bilişsel tarzları olduğundan değişiklik gösterir. Çevrenin açık olması bireyin iyi eğitim alması için gereken şartlardan birisidir. Ancak bu yalnız başına yeterli değil. Eğitici ve sosyal ortam da son derece önemli. Fransa'da otizm hastası çocuğu bulunan ailelere yol gösterici uygulamaların ortaya konulduğu kılavuz oluşturuldu. İçeriğinde bireye iyi bir yaşam hakkı, bireysel projelere katkı, aile ve çevre desteği, program ve hizmetlerin sunulması, hastalığın seyrini izleme ve teşhis koyma gibi konular yer alıyor. Bu konuda tek bir bilgi temeli yeterli değil. Kurumların desteğinin sağlanması, bireysel desteğin ise her gün sağlanması, kişiye özgü projeler oluşturulması önemli. Çünkü bu hastalıkta her birey kendine özgü, kendine özerk özellikler taşır.''
“EĞİTİM KÖYLERİ HEDEFLİYORUZ”
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt da engelliliğin hep ihmal edilmiş bir sorun olduğunu ifade ederek, hükümet olarak engelli bireylere ve ailelerine destek olmaya çalıştıklarını belirtti.
Kendisinin de Diyarbakır'daki engelli derneklerinin faaliyetlerine katkı sunduğunu anlatarak, ''Hükümet olarak yalnız bırakılmış engelli bireylerin ailelerine maddi ve manevi destek sunmaya çalışıyoruz. Ancak bunlar elbette çok gelişmiş ülkelerdeki kadar olmamıştır. Otizmle mücadelede yerel yönetimlerle birlikte proje üretmek gerekiyor. Otistik çocuklarla ilgili eğitim köyleri oluşturmayı istiyoruz. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ile görüştüm. Kendisi de sizlere her tür desteği vereceğini söyledi. Engelli insanlarımızın önlerindeki engelleri kaldırmak adına, el ele, omuz omuza bir geleceğe doğru hepinize hayırlı yürüyüşler diliyorum'' şeklinde konuştu.
Etkinlik kapsamında Sümerpark'ta yarın Otizmli ailelere yönelik eğitim çalışması yapılacak.