porno escort diyarbakır iskenderun escort
Sayfa 1/7 1234567 SonSon
64 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

  1. #1
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    Dahiliye Hastalıkları Hakkında Geniş Bilgi ~ Tüm Yönleri İle Dahiliye

    Dahiliye (Tüm Yönleriyle) Geniş Açıklamalı








    ~ ADDİSON HASTALIĞI(BÖBREKÜSTÜ BEZİ YETERSİZLİĞİ)


    TEMEL BİLGİLER

    TANIMLAMA:


    Böbreküstü bezinin primer hastalığına bağlı yetersiz çalışması surumudur
    Böbrek üstü bezinin tamamının veya bir kısmının hasarı nedeniyle oluşur
    % 80 vakada bağışıklık sisteminde bozukluk ana sebeptir
    Tüberküloz ikinci sıradadır
    AİDS, son yıllarda artan nedenlerdendir
    • Sürrenal krizi- Böbrek üstü bezini yetmezliğinin ani ve şiddetle gelişmesi sonucu oluşan ciddi bir taplodur

    • Genetik: Genetik geçiş ispatlanmıştır

    • Yaş: Her yaşta görülebilir
    • Cinsiyet: Kadınlarda daha fazladır




    BELİRTİ VE BULGULAR

    • Kuvvetsizlik
    • Yorgunluk
    • Kilo kaybı
    • Tansiyon düşmesi
    • Deride koyulaşma
    • Zayıflama
    • Kusma
    • İshal
    • Soğuğa toleransın azalması




    NEDENLERİ
    •Bağışıklık sisteminde bozumaya bağlı böbrek üstü yetmezliği
    •Sebebi bilinmeyen böbrek üstü bezi yetersiz büyümesi
    • Mantar hastalığı (histoplazmoz
    blastomikozis)
    • Sarkoidoz hastalığıının böbrek üstü bezine sirayet etmesi
    • Böbrek üstü bezi içine kanama
    • Hemokromatozis hastalığı
    • Ameliyatla her iki böbrek üstü bezinin alınması

    • Böbrek üstü bezi tümörleri
    • Bazı hastalıklara(Tüberküloz Sarkoidoz vs) bağlı böbrek üstü bezinine protein tabiatında madde birikmesi (Amiloidoz)
    •AİDS




    RİSK FAKTÖRLERİ
    • Bağısıklık sisteminde bozukluğa bağlı Böbrek üstü yetmezliğinde aile hikayesi vardır
    • Uzun süre steroid kullanımı ciddi infeksiyon travma veya cerrahi işlemler sonrası



    TANI



    LABORATUAR
    • Düşük serum sodyumu (130 mEq/ L'den az)
    • Yüksek serum potasyumu (5 mEq/l_'den fazla)
    • BUN yükselir
    • Kortizol düşer renin yükselir
    • ACTH seviyesi yükselir
    • Orta derecede nötropeni




    ÖZEL TESTLER
    • Cosyntropin adlı madde 025 mg damardan injekte edilir
    Enjeksiyondan önce ve sonra kortizol seviyesi ölçülür
    Addison hastalığında düşük veya normal bulunur




    GÖRÜNTÜLEME
    • Batın bilgisayarlı tomografisimde böbrek üstü bezlerinde anormal büyüklük veya küçüklük

    • Batın grafisinde böbrek üstü bezinin olduğu bölgede kireçlenme odakları

    • Göğüs grafisi: kalp konturlarının küçülmesi




    TEDAVİ
    • Ayaktan tedavi hafi veya orta vakalrda yapılır
    • Adrenal krizde hastaneye yatırmak şarttır




    GENEL ÖNLEMLER
    Adrenal yetmezliği glukokortikoid ve mineralokortikoid ile tedavi edilir




    AKTİVİTE
    Tolore edebildiği kadar



    DİYET
    Sodyumve Potasyum dengesi sağlayacak diyet önerilir




    TERCİH EDİLEN İLAÇLAR


    • Hidrokortizon Fludrokortizon Prednisone gibi kortizon preparatları kullanılır

    • Karaciğer hastalığı olanlarda doz azaltılır

    • Kullanılan doz yavaş yavaş azaltılır



    ÖNLEM / KAÇINMA
    • Addison hastalığının önlemi bilinmemektedir



    BEKLENEN GELİŞME VE PROGNOZ
    • Uygun tedavide sonuçlar iyidir
    • Aktuf tüberküloz ve mantar infeksiyonlarında ilaç tedavisi gerekir
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  2. #2
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    ~Adams stokes sendromu

    Geçici komplet kalp bloğuna (İnfranodal AtriyoVentriküler Blok) bağlı olarak gelişen ve hipotansiyonla beraber ciddi bradikardi veya asistoliyle sonuçlanan senkop durumudur





    Genel bilgi

    Kalpten çıkan uyarının atriyoventriküler düğümü (AV Nodu) normal geçtiği halde ventriküllerin özelleşmiş ileti sisteminde / His demetinde veya kardiyak ileti sisteminin her üç fasikülünde engellendiği AV blok olarak tanımlanabilecek olan İnfranodal AV Blok ileri yaşta olan hastalarda sık görülür
    Bayılma ve Konvülsiyon ile sonuçlanabilir
    Eğer bu senkop infranodal bloğa bağlı ise Adams Stokes Krizi olarak adlandırılır
    Adams Stokes Krizi habersiz ortaya çıkar ve kısa sürer
    Ancak krizler giderek sıklaşma eğilimi taşır
    Dakika nabız sayısı genellikle 20- 50 arasındadır
    Juguler venöz nabızda "Dev A Dalgaları" farkedilebilir



    Etkilenen sistemler nelerdir ?
    Kalp ve Damar Sistemi Sinir Sistemi
    Belirtileri nelerdir ?
    Akut bradikardi (20-50/dk)
    Hipotansiyon
    Solukluk
    Pozisyon veya efora bağlı olmayan duygu veya bilinç kaybı
    Senkop veya senkopa benzer semptomların aniden oluşumu (çarpıntı olsun veya olmasın)
    Juguler venöz nabızda dev A dalgaları

    Nedenleri nelerdir ?
    İlaçlar
    * Kalsiyum kanal blokerleri
    * Beta blokerler
    * Digoksin
    * Ouabain
    * Propafenon
    * Klonidin


    AV nodu tutan myokardiyal iskemi
    Kalp ve ileti sistemini tutan infiltratif veya fibröz hastalıklar (AmiloidSifilis Tümör)
    Yaşa bağlı AV nodun dejenerasyonu
    Nöromuskuler hastalıklar (myotonik musküler distrofi veya Kearns-Sayre Sendromu)




    Risk faktörleri nelerdir ?
    Kalsiyum Kanal Blokerleri Beta Blokerler Digoksin Ouabain Propafenon Klonidin vb ilaçların kullanımı
    Koroner arteryel hastalık
    AV nod disfonksiyonu
    Akut myokard infarktüsü (özellikle akut sağ koroner arter oklüzyonu)
    Amiloidoz
    Chagas hastalığı
    Kalbi tutan bağ doku hastalıkları (sistemik lupus eritemotosus romatoid artrit)



    Patolojik bulgular nelerdir ?
    Serum digoksin düzeyleri artmış
    Serum kardiyak enzimleri artmış
    EKG olayın monitorizasyonu veya Holter monitorü yavaşlamış ve ventriküler kaçaksız geçici tam kalp bloğunu gösterir

    Yapılabilecek testler nelerdir ?

    Elektrokardiyografi
    Monitorizasyon
    Holter Monitorizasyon



    Tanısal işlemler nelerdir ?
    Koroner iskemiyi ekarte etmek amacıyla koroner kateterizasyon
    AV nodu ileti durumunun değerlendirilmesi amacıyla elektrofizyolojik testler
    İnfiltratif hastalıktan kuşkulanıldığında myokard biyopsisi



    Bakım ve önlemler nelerdir ?
    Monitorizasyonun gerektiği durumlarda hospitalizasyon



    Devamlı tedavi ambulatuar takip


    İşlemler boyunca kardiyak monitorizasyon
    İşlemler boyunca mevcut trans-torasik pace
    İşlemler boyunca atropin
    İşlemler süresince geçici pace-makerin yerleştirilmesi ihtimali
    Geçici tam kalp bloğu geri dönüşümsüz olduğu zaman kalıcı pacemaker uygulaması
    Tanı konulduğunda tanı ile ilgili ve pace yerleştirildiğinde bununla ilgili hastaya yeterince bilgi sağlanmalıdır






    Tedavi yolları nelerdir ?

    Atropin 1 mg İV puşe tarzında tam kalp bloğuyla beraber olan hipotansiyonda verilir
    Toplam doz 2 mg oluncaya dek tekrarlanabilir Epinefrin 1 mg 1:10
    000 İV puşe halinde asistoli ile birlikte olan tam kalp bloğunda verilir her 5 dakikada bir tekrarlanabilir
    İsoproterenol damla halinde 1 mg 250 ml % 5 dextroz veya normal serum fizyolojik ile dakikada 5 mikrogram perfüzyon şeklinde atropin verilmesine karşın hipotansiyon ve bradikardi devam eden hastalarda Tam infranodal AV Blok için tek tedavi ; sağ ventrikül endokardına ihtiyaç duyulduğu anda uyarı verecek olan demand-pace maker yerleştirilmesidir
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  3. #3
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    Adele kas krampı

    Kramp aslında bir doku spazmıdır Burada doku kasılır ve ani ve şiddetli ağrıya yol açar Özellikle yaygın bir kramp çeşidi uyku sırasında baldır adalelerinde meydana gelir Fakat fazla yüklenme incinme adale zorlanması (gerilmesi) veya uzun süre aynı pozisyonda kalmak adale kramplarına yol açabilir Bunlar sıklıkla sıcak havada oynanan spor karşılaşmalarında aşırı yorulan ve susuz kalan sporcularda görülür



    Belirtiler

    - Ani ve keskin adale ağrısı çoğunlukla bacaklarda

    - Cildin altında çarpılmış bir adale dokusu yumrusu görülmesi

    Belirli aktiviteler karakteristik olarak profesyonel kramplar denilen kramplara yol açar Yazar krampı klasik örnektir -yazan elin başparmağı işaret ve orta parmakları uzun süre sıkıcı kalem tutma sonucu kramp duygusu yaşar Geçmişte saatçi ve terzi krampları çok görülürdü

    Hemen herkes şu veya bu zamanda adale krampı geçirir yine de çoğu kimseler için bunlar sadece ara sıra karşılaştıkları önemsiz bir rahatsızlık nedenidir Fakat diğerleri için adale krampları özellikle geceleri rahatsız edici bir problemdir Eğer uykunuzu bölen sık ve şiddetli kramplarınız varsa doktorunuza danışın


    Krampların belirgin bir tipi olan bacakta dolaşım bozukluğu nedeniyle zaman zaman topallayarak yürüme (intermitent klodikasyon) harekete bağlı olup baldırlara yeterli kan gitmemesine bağlıdır
    Bacaklarda harekete bağlı krampların bir diğer çeşidi omurgada sinir sıkışması ile bağlantılıdır
    Eğer hareket sonucu bacaklarda kramp olayı sürekli tekrarlanıyorsa doktorunuza gidin Diüretik (idrar söktürücü) kullanımı ve aşırı terleme nedeniyle potasyum kaybı genellikle adale kramplarının nedeni olarak belirtilir fakat sık rastlanan bir neden değildir






    Tedavi

    Kramp meydana geldiğinde etkilenen adaleyi germeye çalışın
    Yumuşak bir tavırla düzeltin
    Çünkü kasılan adaleyi germek genellikle derhal rahatlamayı sağlayacaktır
    Etkilenen kasa kompres ve masaj yapmayı deneyin
    Sıcak banyoya daldırmak veya sıcak kompres koymak da rahatlatabilir


    Soğuk kompres de adale spazmını azaltabilir veya gergin bir adaleyi gevşetebilir
    Bazen kramp giren adalelerin karşısındaki adaleleri istemli olarak kasmak ağrının şiddetini azaltabilir
    örneğin eğer bacağınıza kramp girdiyse ayağınızın ucunu dizinize doğru büküp ağrı azalana kadar orada tutun
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  4. #4
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    Ağız içi iltihapları stomatitler

    Ağıziçinin tipik iltihapları ağızdaki nedenlerden kaynaklanıyorsa birincil başka hastalıklardan kaynaklanıyorsa ikincil olarak nitelenir
    Stomatit ağız mukozasının akut ya da kronik biçimde iltihaplanmasıdır
    Ağız mukozasında enfeksiyona yol açabilecek duruma gelmiş çeşitli mikropların varlığına bağlı olarak gelişir
    Kanamalı Stomatit kolayca kanayan dişeti mukozasının kızarması ve şişmesi ile kendini belli eder
    Çoğu kez genel bir hastalığa zehirlenmeye ya da vitamin yetmezliğine bağlıdır

    Yunanca'da stoma "ağız" itis "ilti*hap" demektir
    Stomatit geniş anlamıy*la ağız içindeki bütün iltihaplan içerir
    Dar anlamıyla ise gerçek ağız boşluğu mukozasıyla sınırlı olarak kullanılır
    İl*tihap dildeyse glossit dişeti mukozasındaysa jinjivit adını alır
    Ağız mukozası doğrudan doğruya ağızdaki nedenlerle kolayca hastalanır
    Ayrıca bazı genel hastalıkların da ilk belirtileri ağızda or*taya çıkar
    Bu nedenle ağız içi iltihapları birincil ve ikincil olarak ikiye ayrılır
    İlki başka hastalıklara bağlı olmadan gelişir
    İkincil olanlar başka organlann hastalanmasından sonra ortaya çıkar


    Ağıziçi iltihabının başlıca türleri arasında ağız nezlesi ile eksüdalı ülser*li kangrenli kanamalı ve aftlı iltihaplar sayılabilir


    • Ağız nezlesi
    En sık görülen ve en az zararlı türdür
    Ağızdaki yerleşik bakteri florasının genel ve yerel çeşitli durum*lara bağlı olarak hastalık yapabilme ye*teneği kazanmasından kaynaklanır
    Her yaşta görülebilir
    Özellikle iyi beslen*meyen çocuklarda diş çıkaran bebek*lerde ve kızamık kızıl suçiçeği kızamıkçık gibi döküntülü hastalıklar sıra*sında ortaya çıkar
    Erişkinlerde başlıca nedenleri diş taşları ve uygun olmayan diş protezlerinin kullanılmasıdır
    Sindi*rim bozuklukları yüksek ateş örseleyi*ci yiyecekler çok sıcak içecekler ve si*gara da ağızda bu tip iltihap yapabilir
    Ağız nezlesinin sık rastlanan bir başka nedeni vitamin eksikliğidir
    Artık iskorbüt ve beriberi gibi ağır vitamin yet*mezliklerinden kaynaklanan hastalıklar dengeli beslenme bilinci ve olanakları*nın bulunduğu ülkelerin gündeminden çıkmıştır
    Ama yetersiz ve dengesiz beslenmeye ya da vücuttaki işlev bo*zukluklarına bağlı olarak gizli vitamin eksikliği hastalıkları görülmektedir


    Ağız nezlesi genellikle ağız boşlu*ğunda kırmızılıkla ortaya çıkar
    Çoğu kez dil ve dudaklarda yaygın ve tekdüze kızarıklıklar görülür
    Hasta ağzında kuru*ma ve yanma duyar
    Yutma ve çiğneme hareketleri güçleşir
    Bu tip ağıziçi ilti*hapları mikrop öldürücü gargaralar kul*lanılarak tedavi edilebilir
    Ayrıca ağrı ve yanma duyumunu ortadan kaldıran hafif uyuşturucu ve mikrop öldürücü ilaçlar yararlı olabilir
    İltihap vitamin eksikliğine bağlıysa tedavi eksik olan vitaminle*rin karşılanmasına dayanır




    • Eksüdahlı ağıziçi iltihabı
    Mukozada üstü beyaz renkli ağır bir iltihaplanma biçiminde ortaya çıkar
    Genellikle ülserli stomatitin başlangıcıdır
    Başlıca nedenleri ağız nezlesininkiyle aynıdır
    Bazı meslek hastalıkları ve kimyasal maddelerin yol açtığı kronik zehirlenmeler de ağızda bu tip iltihaba neden olur
    Bunların başında gelen kurşun ve civa zehirlenmeleri özellikle dişeti ve bazen dil iltihabına yol açar
    Ağızdaki iltihaplanma bütün vücudu etkileyen hastalıkla birlikte tedavi edilir





    • Ülserli ağıziçi iltihabı
    Ağız nezlesinden de eksüdalı ağıziçi iltihabından da ağırdır
    Genellikle salgın biçiminde ortaya çıkar ve ağız boşluğunun temizliğine özen gösterilmemesi durumunda kolayca bulaşır
    İltihap dişçilerinde başlar
    Daha sonra bütün ağza yayılır
    Diş köklerine hatta dudaklara da yayılan sarımsı bir eksüdaya ve ağrılı şişkinliğe neden olur
    Ülserli ağıziçi iltihabı Fusobacterium ve spiroketlerin etken olduğu Vincent anjini gibi yutak enfeksiyonlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir
    İlk şişkinlik evresinin ardından çok yavaş iyileşen ülser ve yaraların belirdiği bu tip ağıziçi iltihabında mikrop öldürücü gargaralar yeterli değildir
    Ayrıca antibiyotik ve sülfamitlere dayanan genel bir tedavi uygulanır; bazı olgularda kortizon da gerekebilir





    • Kangrenli ağıziçi iltihabı
    Ülserli tipin son evresidir
    Organizmanın aşın ölçüde güçten düştüğü durumlarda görülür ve doku ölümüne yol açar





    • Kanamalı ağıziçi iltihabı
    Kanamalarla ortaya çıkan ağız mukozası iltihabıdır
    Genellikle ağızdaki belirli bir nedenden kaynaklanmaz
    Pıhtılaşma bozuklukları karaciğer ve kalp-damar hastalıkları zehirlenmeler ve vitamin yetmezlikleri (niyasin ve C vitamini eksikliği) gibi genel hastalıkların bir belirtisidir
    Akut lösemi B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık tifo sıtma gibi hastalıklar sırasında da sık görülür Tedavi genel hastalığa bağlı olarak yürütülür




    • Aftlı ağıziçi iltihabı
    Çoğu kez virüslerden kaynaklanır Genellikle süt çocuklarında gebe kadınlarda ve sindirim

    bozukluğu çekenlerde görülür Bazı insanlarda ceviz badem çilek gibi belirili besinlerin yenmesiyle aftlı oluşumların yinelendiği göz önüne alınırsa bu hastalığın alerjik bir boyutu da olduğu söylenebilir

    Hastalık titreme ve ateş yükselmesiyle birden ortaya çıkar Daha sonra ağız boşluğunda çok ağrılı ülserlere dönüşen sıvı dolu kabarcıklar görülür Hastalık hızlı gidişlidir ve 1-2 haftada iyileşir Gargara biçiminde bölgesel tedavinin yanı sıra antibiyotikler ve kortizonla genel tedavi uygulanır




    • Kronik bakteri ve mantar enfeksiyonlarına bağlı ağıziçi iltihabı

    Acti-nomyces ağız boşluğunda iltihaba yol açan önemli bir bakteri grubudur Bu bakteriler ağızdaki kemik ve kas dokusuna yerleşir Oluşturdukları fistüllerden çıkan irin çok miktarda tipik tanecikler içerir Bu bakterilerin giriş yollan genellikle diş çürükleridir

    Oldukça sık rastlanan pamukçuk ağızda mantarlara bağlı bir iltihaptır Ağız boşluğu mukozasında Candida albicans türü mikroskopik bir mantarın gelişmesiyle oluşur Dişetlerini dili yanak iç yüzeylerini ve bademcikleri kaplayabilen kesilmiş süte benzer Ağızda birbirleriyle birleşmeye eğilimli beyaz alanlar ortaya çıkar Kolayca kaldırılabilen bu oluşumların altında kırmızı bir yüzey görülür
    Pamukçuk daha çok yenidoğanlarda görülür
    Yerel olarak uygulanan mantar öldürücü ilaçlar ve metilen mavisiyle kolayca tedavi edilebilir
    Ama bu hastalık zayıf düşmüş ve organizmanın savunma yetenekleri azalmış yaşlılarda da ortaya çıkabilir
    Bu durumda enfeksiyon derindeki dokulara yani solunum ve sindirim mukozalarına yayılabilir




    • İkincil ağıziçi iltihapları

    Genel bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkar
    Kızıl kızamık kızamıkçık ve suçiçeği gibi döküntülü hastalıklar iskorbüt ve hemofili gibi kanamalı hastalıklar lösemi agranülositoz ve B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık gibi kan hastalıkları civa bizmut kurşun gümüş bakır gibi kimyasal madde zehirlenmesine bağlı çeşitli meslek hastalıkları sırasında görülür


    Özgül mikropların neden olduğu başlıca ağıziçi iltihaplan şunlardır: Frengide birinci evre lezyonu ikinci evreye özgü kabartı ya da kızarıklıklar ve üçüncü evreye özgü göm (yumuşak şişkinlikler) ve ülserler biçiminde iltihaplar (frengi stomatiti); veremde ülserler ve çatlaklarla birlikte görülen iltihaplar (verem stomatiti); cüzamda zamanla ülserleşen derin düğümcük oluşumlan (cüzam stomatiti); belsoğukluğunda hastalık etkeni olan gonokoklara bağlı iltihaplar; difteri yılancık ve impetigo etkenlerine bağlı ağıziçi iltihaplan
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  5. #5
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    Ağız kokusu halitosis



    Ağız kokusu insanı olumsuz etkileyen bir durum olarak bilinir


    Erişkinler veya küçüklerin yaşamlarında mutlaka ağız kokusundan şikayetçi oldukları zamanlar olmuştur
    Bazılarının ise bu durumdan şikâyeti kroniktir


    Ağız kokusu; etkilediği bireyler için sosyal ve psikolojik yönden olumsuz bir durum haline gelmiştir


    Kötü ağız hijyeni dişler üzerindeki gıda birikimi ağızdaki çürük kaviteleri çekim yaraları ülserler dental ve tonsiller apseler (diş ve bademcikle ilgili apseler) ; gingivitis periodontitis ve stomatitis gibi diş eti hastalıkları ağız kuruluğu kıllı dil gibi ağız içindeki problemlerden oluştuğu gibi üremi diabetik ketoasidoz karaciğer rahatsızlıkları kronik pulmoner hastalıklar mide rahatsızlıkları gibi sistemik nedenlerle de görülebilir


    Diş hekimleri ağız kokusunun lokal mi yoksa sistemik faktörlere mi bağlı olduğunu tespit etmeli ve doğru teşhisi koyup ona göre tedavi yöntemini belirlemelidir


    Solunum sisteminden gelen hava ağızdan dışarı yayılırken oral kavitedeki (ağız boşluğu) kötü kokulu uçucu karışımla birleşerek dışarı çıkar ve kişilerin kendisini de çevresini de rahatsız eden hoş olmayan kokular oluşur

    Bu konuda yapılan araştırmalar sonucunda ağız kokusu vakalarının çoğunluğunun oral kaviteden kaynaklandığı tespit edilmiştir

    Kötü ağız kokusunun oluşmasına etki eden faktörler arasında tükürüğün önemli rol oynadığı kabul edilmektedir

    Sağlıklı ağızdan alınan tükürüğe göre periodontitisli ağızlardan alınan tükürüğün daha hızlı kokuştuğu belirtilmiştir


    Aktif periodontitisli hastalardan alınan tükürükte çok parçalanmış epitel hücresi vardır
    Ve bu hücreler önemli ölçüde bakterilerle kaplıdır
    Ayrıca tükürükte zarar görmüş lökositler de mevcuttur
    Lökositler çok miktarda kükürt taşıyan aminoasitlere sahiptir ve bunlar uçucu sülfür bileşiği üretiminde kullanılırlar
    Lökositler periodontal hastalıklar sırasında göç ederek periodontal hastalıklı bireylerin tükürüklerinda artarlar


    Hem oral mukazadan serbest epitelyal hücreler hem mikroorganizmalar hem de lökositler bakteri plağına dahil olup dilin arka yüzüyle dişlerin fizyolojik ve mekanik temizlemeye uygun olmayan bölgelerinde toplanır
    Periodontitisli hastalarda bu duruma bir de dişetlerinden oluşan kanamanın eklenmesi ile tablo daha da ağırlaşır


    Ağız kokusu oluşumu tükürük akımının azalması uzun süre besin ve sıvıların alınmamasına da bağlıdır


    Uyku hali buna iyi bir örnektir
    Sabah kalkınca hissedilen ağız kokusu bu durumla ilgilidir


    Aşırı tütün içimi özellikle sigara tüketimi yalnızca kötü kokulu nefes oluşturmakla kalmayıp bir de kıllı dil durumuna yol açar ki bu da besin artıklarının ve tütün kokusunun tutulmasına neden olur
    Ayrıca tükürük salgısında azalma ve hastalık durumunun şiddetle artışına neden olur
    Dilin arka bölümü mekanik olarak temizlenemediği için birikimler orada oluşur
    Çoğu ağız kokusu durumlarının tedavisine dilin fırçalanması ile başlanır


    Protez dişler uygun yapılmamış kuron ve köprüler ağız dokusuna uygun olamayan materyaller de ağız kokusunu oluşturan faktörlerdendir


    Halitozis oluşturabilecek diğer durumlarsa postnatal sızmayla karakterize kronik sinüzitis faranjitis tonsillitis sifilitik ülserler burun tümörleri ağız tümörleri kronik bronşitis ve orofarengial kavitelerin habis neoplazmalarıdır


    Nefesteki kokunun yoğunluğu yaşla birlikte artar
    Ayrıca farklı yaş grupların spesifik ağız kokuları tespit edilmiştir


    Buna göre yaşları 2-5 yıl arasında değişen küçük çocuklar tonsillerinde barınan besin ve bakterilerden ötürü oluşan bir ağız kokusuna sahiptir

    Orta yaş grubundaki kişilerde çok şiddetli biçimde sabah nefes kokusu oluşur

    İleri yaş grubundakilerde ise ağız kokusu temiz olmayan protez ve akışkanlığını yitiren tükürüğün kokuşmasından kaynaklanır


    Sistemik hastalıklar sonucunda da ağız kokusu oluşur
    Bu durumun en iyi bilinen örneği diabettir
    Bu hastalarda ağızdan aseton tatlı meyva kokusu duyulur
    Nefesteki amonyak ve idrar kokusu üremi ve böbrek yetmezliğini akla getirmektedir

    Ciddi karaciğer yetmezliğinde nefes tatlımsı bir amin kokusu taze kadavra kokusuna benzemektedir

    Tatlı bir asit kokusu akut romatizmal ateşi çağrıştırır
    Kötü kokuşmuş nefes çürümüş et kokusuna benzer bu da akciğerin apseleşmesine ya da bronş iltihabının yayılmasıyla oluşan bronşiyektaziye işaret eder

    Gastrointestinal bozukluklarda da nefes kokusu kötüdür
    Duygusal yıkımlar da sindirimi etkiler ve vücut kimyası bazen nefesi etkileyebilir


    C vitamini yetersizliği ile oluşan Kronik skorbüt hastalığı olan kişilerde de kötü kokulu nefese rastlanır


    Yenilen yiyecekler de ağız kokusunda önemli rol oynar
    Bir vejeteryan çok fazla et yiyen bir kişiden daha az halitozise sahiptir
    Çünkü sebzelerde protein maddelerin yıkım ürünleri çok azdır


    Et genellikle yağ içerir ve gastrointestinal sistemde oluşan uçucu yağ asitleri kana absorbe edilip nefesle salgılanır
    Sarımsak soğan pırasa alkol vb
    maddelerin dolaşım sisteminde önce absorbe edilip sonra da akciğerlerce hava olarak dışarıya verilmesiyle kötü koku oluşur
    Aşırı alkol içimi mikrobiyal floranın değişiminde başlıca rol oynar ve halitozis oluşturan koku fermente edici organizmaların poliferasyonuna neden olur


    Açlıkta oluşan ağız kokusu; pankreatik sıvının midede açlık periyodunda bozuşmasından kaynaklanır
    Bu kokunun giderilmesi kolaydır
    Hatta diş fırçalamasıyla bile ortadan kaldırılabilir


    İlaçların sistemik etkisine bağlı olarak da halitozis oluşabilir
    Bazı antineoplastik ajanlar antihistaminler amphetaminler trankilizanlar diüretikler fenotiaminler atropin benzeri ilaçlar tükürük üretimini azaltırlar ve böylece oral kavitenin kendi kendini temizleme yeteneği azalmış olur ve buna bağlı halitozis oluşur


    Yaşlanma çok sigara içimi tükürük bezi aplazisi 800 raddan fazla radyasyon tedavisi kadında menopoz yüksek ateş dehidratasyonlu sistemik ve metabolik rahatsızlıklar aşırı baharat kullanımı ağız kuruluğuna neden olur ve bu yüzden de halitozis oluşur


    Diş hekimi ağız kokusunun tanımını yapmak için önce iyi bir muayene yapmalı aldığı anamnezleri dikkâtlice incelemeli basit yöntemlerle koku ayrımını yapmalıdır


    Sistemik hastalıklarda oluşan kokular için medikal konsültasyona gidilmelidir
    Kokuların lokal ya da sistemik faktörlerden oluştuğunun belirlenmesi oral kaviteden veya akciğerlerden kaynaklandığının belirlenmesi için hastaya basit bir yöntem uygulanır


    Diş hekimi hastadan dudaklarını sıkıca kapatmasını ve nefesini burun deliklerinden bırakmasını ister
    Bu durumda koku on cm
    uzakta duran başka bir kişi tarafından değerlendirildiğinde koku varsa sistemik faktörlerden kaynaklanıyor demektir


    Hasta parmakları ile burnunu tıkayıp dudaklarını da kapatıp soluk vermeyi bir an için durdurduktan sonra açıp soluk verdiğinde koku ağız yoluyla ortaya çıkıyorsa kokunun oral kavitedeki lokal faktörlerden kaynaklandığı söylenebilir


    Koku bu şekilde basit bir yöntemle değerlendirilebileceği gibi denemesi ve tekrarı kolay olan gaz ölçen monitörlerle de ölçülebilir
    Yapılan klinik çalışmalarla lokal faktörlerin neden olduğu ağız kokusu olgularının %90’nın başarı ile tedavi edileceği tespit edilmiştir


    Patolojik ve nonpatolojik orijinli halitozis genellikle patolojik durumun tedavi edilmesi ve oral hijyenin iyi derece de yerine getirilmesi ile düzelir


    Periodontal ceplerin yok edilmesi oral hijyenin geliştirilmesi gıda birikimine sebep olan yerlerin düzeltilmesi çürük dişlerin tedavisi restorasyonun mümkün olmadığı durumlarda diş çekimi diş eti hastalıklarının tedavisi ile ağız kokusu ortadan kaldırılır


    Yemek sonrası dil ve dişlerin fırçalanmasıyla da ağız kokusu etkili oranda azaltılabilir


    Ağız kokusunu oluşturan bileşenlerin birincil alanı dildir
    Sabah şiddetli ağız kokusundan şikayet eden kişilerde dişlerin ve dilin yemek sonrası fırçalaması ve ağzın bir gargara ile çalkalanması ile sorun kontrol altına alınabilir


    Protez kullananlar protezlerini fırçalayarak ve dezenfektan solüsyonlarda tutarak temizlemelidirler


    Ağız kokusunu önlemek için doğal kaynaklardan da yararlanılabilir
    Nane bunlardan biridir
    Naneli sakızlar şekerler kullanılabilir
    Nanenin tükürük üzerinde de etkisi vardır
    Naneli ürünlerin emilmesi tükürük oranını artıracak tükürüğün alışkanlığını düzenleyecek yiyecek artıklarının böylelikle uzaklaşması bir ölçüde sağlanacaktır

    Sakız çiğnemek çiğneme kasları yanak ve dilin çiğneme hareketleri ile yakından ilgilidir
    Sakız besin artıklarının taşınması ve uzaklaştırılması ile oral kavitenin temizlenmesini sağlar


    Ağız suları kokulu ürünler naneli ağız spreyleri nefesteki kokuyu geçici olarak önlemeye yarayacaktır
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  6. #6
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    Aids




    HIV Nedir Ve Nasıl Bulaşır?

    HIV kelimesinin açılımı Human Immunodeficiency Virüs'tür (İnsanların Bağışıklık Sisteminin Çökmesine Neden Olan Virüs)
    Bu ifade bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilen bir virüs anlamına gelmektedir
    Bağışıklık sisteminiz normalde sizi bakteri ve virüs gibi mikroplardan korur
    HIV vücut sıvıları yoluyla bulaşır
    HIV virüsü taşıyan birisiyle korunmadan seks yaparsanız veya aynı iğneyi paylaşırsanız HIV virüsü size de bulaşır
    Ya da HIV virüsü taşıyan bir anne HIV'i bebeğine bulaştırabilir






    • HIV Nedir?

    HIV AIDS'e yol açan virüstür
    HIV Human Immunodeficiency Virus (Bağışıklık Sisteminin Çökmesine Neden Olan Virüs) kelimelerinin kısaltmasıdır



    HIV virüsü taşıyan insanlar "HIV pozitif" veya "HIV enfeksiyonlu" olarak adlandırılır


    HIV virüsü bağışıklık sisteminize zarar vererek sizi hasta eder
    Bağışıklık sistemi vücudunuzu mikroplardan korur
    Bağışıklık sisteminiz çalışmadığında mikroplar sizi daha kolay hasta edebilir



    Ancak hasta görünmeyebilir veya hissetmeyebilirsiniz
    HIV virüsü taşıdığınızı bile bilmeyebilirsiniz






    • AIDS Nedir?

    AIDS HIV virüsü bağışıklık sisteminizi zayıf hale getirdikten sonra ortaya çıkan hastalıktır
    AIDS Acquired Immunodeficiency Syndrome (Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) kelimelerinin kısaltmasıdır


    AIDS hastası insanlar bağışıklık sistemi güçlü olan insanları etkilemeyen mikroplar nedeniyle kötü enfeksiyonlara yakalanırlar
    AIDS hastası olmadan yıllar önce HIV virüsü almış olabilirsiniz


    HIV Virüsü Kadınlara Nasıl Bulaşır?

    HIV virüsü iki temel yolla bulaşır


    1) Seks
    HIV vücudunuza HIV virüsü taşıyan birisinin kanı spermi veya vajinal akıntıları yoluyla bulaşır
    Bu durum vajinal anal veya oral seks sırasında gerçekleşebilir


    Lateksten yapılmış bir prezervatif kullanarak HIV virüsünden korunabilirsiniz
    Doğum kontrol hapları ve lateks olmayan prezervatifler sizi HIV virüsünden koruyamaz

    HIV virüsü hem bir erkekten hem de bir kadından bulaşabilir
    Herhangi bir cinsel hastalığınız varsa HIV virüsünün size bulaşma ihtimali daha yüksektir




    2) ilaç

    HIV virüsü taşıyan birisiyle kirli bir iğneyi paylaşırsanız virüs bulaşabilir
    Dövme ve vücuda piercing yaptırma işlemlerinde kullanılan iğneler temiz değilse HIV bulaştırabilir







    HIV Kadınlara Nasıl Bulaşır:

    Bir Erkekle Seks %36
    İğne Paylaşımı %14
    Sebebi Bilinmiyor %50






    • HIV ile ilgili Uyarı İşaretleri

    Bazı HIV virüsü belirtileri şunlardır :

    Öksürme ishal kilo kaybı gece terlemesi yorgunluk hissi
    İlginç renkli veya kokulu bir vajina akıntısı
    Yinelenen veya kalıcı vajina enfeksiyonları
    Vajinada veya vajina çevresindeki yara veya acı
    Adet dönemlerinde ani bir değişim
    Adet dönemleri arasında karın ağrısı
    Seks sırasındaki olağandışı acı veya ağrı
    Dilinizde veya ağzınızın içinde beyaz noktalar veya yaralar




    HIV Testi Yaptırma

    Aşağıdaki durumlar sizin için geçerliyse HIV testi yaptırmalısınız:
    İğneleri paylaşıyorsanız
    Eşiniz ilaç kullanmışsa veya kullanıyorsa
    Vücudunuzda herhangi bir HIV belirtisi varsa
    Prezervatif kullanmadan seks yaptıysanız da test
    yaptırmalısınız
    Test yaptırmak basit ve kolaydır
    Test sonucunda virüs taşıyıp taşımadığınızı öğrenebilirsiniz



    Nasıl Test Yaptırabilirim?


    Bazı yerlerde adınızı vermeniz gerekmez testin sonuçları yalnızca size bildirilecektir

    Diğer yerlerde sonuçlar sağlık yetkilinize veya danışmanınıza da bildirilir
    Ancak sağlık yetkilileri genellikle siz izin vermedikçe sonuçları başkasına vermezler





    Tedavi Olma:

    HIV için herhangi bir tedavi bulunmamaktadır
    HIV virüsü
    taşıyan binlerce kişide yapılan çalışmalar kombinasyon tedavisinin insanların daha iyi hissetmesine ve daha uzun yaşamasına yardımcı olabildiğini göstermiştir

    Bir doktorla hemşireyle veya danışmanla konuşun
    Tedavi seçenekleri hakkında size daha fazla bilgi verebilir




    Gereken Cevapları Alma:

    Bugün birçok yerde AIDS testi yaptırabilir ve AIDS konusundaki sorularınıza yanıt alabilirsiniz:
    Sağlık bakanlığına bağlı birimlerde veya yerel sağlık kuruluşlarında
    Devlet kliniklerinde
    Özel doktorlarda
    Özel laboratuarlarda
    Birçok devlet kliniğinde
    test işlemi ücretsiz olarak veya çok az bir ücretle gerçekleştirilmektedir
    Ayrıca doktorunuz da HIV testi yapabilir ve sonuçları verebilir
    Evde test yaptığınız takdirde sonuçlar için danışabileceğiniz yerler bulunmaktadır



    Hamile olan veya hamile kalmayı planlayan kadınlar için daha fazla bilgi verilebilir



    HIV Virüsüyle Nasıl Savaşabilirsiniz?

    HIV virüsü taşıdığınızı bir kere öğrendikten sonra sağlık uzmanlarıyla birlikte hareket etmeniz her zaman çok önemlidir
    Nasıl yürüdüğünü biliyorsanız tedavinize devam etmek her zaman daha kolaydır
    Virüs nasıl çoğalıyor? İlaçlar virüsle savaşmanıza nasıl yardım ediyor? Virüsünüzün ve ilaç tedavinizin ne durumda olduğunu daha iyi anlamanıza yardımcı olmak için bu soruların cevapları verilmiştir


    HIV de dahil olmak üzere virüsler kendi kendilerini kopyalayamazlar çoğalamazlar
    Varlığını sürdürmek için HIV virüsünün vücudunuzdaki sağlıklı bir hücreyi işgal etmesi gerekmektedir
    HIV virüsü CD4 hücrelerini işgal etmeye eğilimlidir
    CD4 hücreleri vücudun bağışıklık sisteminin sizi hasta edebilecek mikrop ve virüslere karşı korumasına yardımcı olan özel hücrelerdir





    • SIK SORULAN SORULAR:

    Ben HIV (+) Bir Kişiyim
    Bu AIDS Hastası Olduğum Anlamına mı Geliyor?

    "HIV (+)" test sonuçları sizin AIDS'e neden olan virusla (HIV) enfekte olduğunuz anlamına geliyor
    CD4+ T hücre sayınız 200hücre/mm3'ün altına düştüğünde ve/veya AIDS ile ilişkili bir hastalık (fırsatçı enfeksiyonlar ve Kaposi Sarkomu gibi) gelişirse HIV AIDS hastalığına doğru ilerler


    CD4+ T Hücre Sayısı Ne Demektir?

    CD4+ T hücre sayısı kişinin ölçülen CD4+ T hücre miktarı demektir
    HIV kişinin bu hücrelerini enfekte eder ve çoğalmak (kendi kopyasını yapar) için bu hücreleri kullanır
    Bu hücreler zarar gördükçe kişinin bağışıklık sistemi zayıflar ve kişi fırsatçı enfeksiyonlara (bakteriyel viral parazit ve mantar gibi) daha çabuk yakalanır


    Viral Yük Nedir?

    Viral yük insanın kanında bulunan virus (HIV) miktarıdır
    Yüksek miktarda viral yükü olan olan kişi düşük viral yükü olan kişiden daha çabuk AIDS geliştirir


    CD4+ T Hücresi Nedir?

    CD4+T hücrelerine akyuvarlar T yardımcı hücreleri de denilmektedir
    İnsan bağışıklık sisteminde diğer hücrelerle birlikte hastalıklara karşı savaşırlar
    HIV çoğalmak için bu hücreleri kullanır
    Sağlıklı bir kimsede CD4+T hücre sayısı 800-1200/mm3 kadardır


    Hangi Testler Yapılabilir?

    Türkiye'de kan ve kan ürünlerini toplayan ve saklayan merkezlerde (Kan Bankaları-Kızılay Kan Merkezi gibi) alınan her kan bağışında HIV Hepatit-B ve Hepatit-C virus antikorları veya antijenleri açısından tarama yapılması kanunen gereklidir


    Nerelerde Bakılabilir?

    Tanı ELISA yöntemiyle konur
    ELISA virusun bulaşmasından sonra 10-12 haftada sonuç verebilir


    HIV tedavisine başlamadan önce doktorunuz tam bir hikaye almalı fizik muayene yapmalı ve kan testlerini istemelidir
    Bu testler tam kan sayımı viral yük testi ve CD4+ T hücre sayımını içerir
    Ayrıca enfeksiyonlar için gerekli diğer testler (sifiliz tüberkülin deri testi toksoplazma antikor testi ve kadınlar için jinekolojik Pap Smear testi) yapılmalıdır
    Viral Yük testi ve CD4+ T hücre ölçme testi HIV tedavisine başlamadan önce mutlaka yapılmalıdır


    Nasıl Bir Doktora Gitmeliyim?

    HIV tedavisi kompleks bir tedavi olduğundan doktorunuzda HIV ve AIDS tedavisi konusunda uzman olmalıdır

    Tedaviniz hakkında karar verirken yakından çalışabileceğiniz birine ihtiyacınız olur ve bu yüzden kendinizi rahat hissedebileceğiniz bir kişi olmalıdır

    Ayrıca Türkiye 'de AIDS tanı ve tedavisi hakkında sizi yönlendirebilecek ve yardımcı olabilecek merkezler bulunmaktadır
    Ancak virüsün bağışıklık sisteminize ne kadar zarar verdiğini öğrenemezsiniz Bu HIV tedavisinin yararları ve riskleri hakkında herşeyi rahatlıkla sorabilmeniz için önemlidir
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  7. #7
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    AKALAZYA


    Tanım:

    Akalazya yemek borusunun (özafagus) motilite bozukluğu olarak tanımlanabilir
    Yutma esnasında özefagus alt sfinkteri tamamen gevşemez ve peristaltizm durur




    Etiyoloji:
    Primer akalazyanın etiyolojisi bilinmemektedir
    Sekonder gelişenlerde ise başlıca nedenler pankreas bronş prostat özefagus kanserleri ve lenfomalardır


    Klinik:
    Başlıca belirti yutma güçlüğü (disfaji) dir
    Erken dönemde elma muz et taze ekmek bazende soğuk içecekler hastalığı başlatıcı nedenler olarak hasta tarafından ifade edilir
    Hastada sindirilmemiş besinlerin rejurjitasyonu dikkat çekicidir
    Uyku sırasındaki rejurjitasyınlar aspirasayon pnömonilerine neden olabilir
    Retrosternal ağrının varlığı akalazyanın hipermotil tipine özgüdür


    Radyoloji:

    Megaözefagus vardır
    Göğüs boşluğunda geniş bir gölge şeklinde gözlenir
    İçi sıvı ile dolu lümeni kol kalınlığında olabilir
    Kontrast madde ile çekilen grafilerde özefagus alt ucu huni şeklindedir; üst kısımlar ise dilatedir
    Endoskopik incelemede peristaltizmin olmadığı izlenir




    Tedavi:

    Kalsiyum Antagonistleri: Özefagus alt sfinkterine selektif etkili bir anti spazmodik ilaç yoktur
    Bu amaçla en çok kullanılan ilaç nidilattır
    Sublingual alındıktan 1 saat kadar sonra sfinkter basıncını %50 azaltır
    Diğer kalsiyum antagonistlerinden oral alınanlar mideye geçemediği için emilemezler ve etkisiz kalırlar
    İzosorbitdinitrat gibi daha güçlü nitratlarda vardır ancak yan etkileri daha fazladır; ancak ağrılı spazmlarda faydalı olabilir


    Dilatasyon:
    Balon dilatasyon ile başarı sağlanabilir


    Cerrahi:
    Medikal tedaviye ve dilatasyona yanıt vermeyen vakalarda uygulanır
    Yapılan ameliyat Heller ameliyatıdır ve myotomiden ibarettir
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  8. #8
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    AKCİĞER ABSESİ




    TEMEL BİLGİLER


    TANIMLAMA: Çevre dokudaki enfeksiyona bağlı akciğer erimesi ile gelişen içi cerahat
    ile dolu akciğer kaviteleri
    Genel gidiş ani başlayıcı ve ilerleyicidir



    Genetik :
    •Bilinen genetik geçiş yok
    Görülme sıklığı:
    • Bilinmiyor oldukçanadir
    Yaş:
    • Genç erişkinler (16- 40 yaş); orta yaş(40- 75 yaş) da sık görülür
    Cinsiyet:
    • Erkek= Kadın




    BELİRTİ VE BULGULAR
    • Öksürük
    • Ağız kokusu
    • Balgam
    • İltihaplı kötü- kokulu balgam
    • Ateş
    • Göğüs ağrısı
    • Nefes darlığı
    • Üşüme titreme
    • Halsizlik
    • Kırıklık
    • Zayıflama
    • Kilo kaybı
    • Gece terlemesi
    • Kanlı balgam
    • Solunum seslerinde azalma
    • Hırılıtılı solunum
    • Sık solunum
    • Çarpıntı
    • Terleme
    • Asimetrik göğüs hareketleri
    • Parmak çomaklaşması




    NEDENLERİ
    • Yabancı cisimlerin akciğere kaçması sonucu oluşan zatürreler

    • Akciğer dokusunu eriten tipde zatürreler
    • Vucudun başka yerinde oluşan iltihabın kan yoluyla Akciğerlere ulaşması ve burda zatürre yapması (septik emboli)
    • Bakterilerin kana karışması
    • Bronşial tıkanması veya darlığı
    • Tümörler





    RİSK FAKTÖRLERİ
    • Kötü ağız ve diş bakımıdiş eti iltihapları

    • Alkolizm
    • İlaç bağımlılığı
    • Epilepsi (Sara Hastalığı)
    • Şuur kaybı
    • Akciğer kanseri
    • Bağışıklık sistemi baskılanması
    • Diabetes mellitus (Şeker hastalığı)
    • Yabancı cisim
    • Mide muhtevasının yemek borusuna kaçması (Gastroözafagial reflü)
    • Sinüzit



    LABARATUAR
    • Beyaz küre yükselmesi
    • kansızlık
    • Serum Protein azalması
    • Balgam kültürü ve antibiogramında iltihaba yol açan mikrobun üretilmesi


    GÖRÜNTÜLEME
    • Akciğer grafisi- abse ve çevresinde iltihap alanı net olarak görülür
    • Hava- sıvı seviyesi
    • Akciğer zarında sıvı toplanması
    • Bilgisayarlı tomografi: Absenin lokalizasyon ve yayılımı belirler


    TANI İŞLEMLERİ
    • Bronş tıkanması veya darlığı şüphesi varsa bronkoskopi yapılır
    (Ucunda minik kamera olan fiberoptik fleksibl bir boru ile bronşların içi incelenir)
    • Göğüs yüzüeyinden iğneyle girerek abseden numune almak (Transtorasik akciğer biopsisi) mümkündür


    TEDAVi
    • Ciddi ise veya Cerrahi uygulanacaksa yatırılarak tedavi edilmelidir


    GENEL ÖNLEMLER
    • Özel pozisyonlar ve masajlarla akciğerdeki abse balgam yoluyla atılmaya çalışılır(Postural drenaj)
    • Akciğer fizyoterapisi
    • Nedene yönelik tedavi (örneğin
    antibiütikler)
    • Komplikasyonlar için cerrahi metodlar gerekebilir


    DİYET
    • Kısıtlama yok



    HASTANIN EĞİTİLMESİ

    • Solunum fizyoterapi teknikleri




    İLAÇLAR
    •Kültür ve hassasiyet sonuçlarına göre antibiolikler kullanılır




    HASTANIN İZLENMESİ
    •Akciğer grafilerindeki kistik boşluk (Kavite) kaybolana veya düzelene kadar (birkaç hafta veya ay) tedaviye devam edilir


    BEKLENEN GELİŞME VE PROGNOZ
    Genellikle yüz güldürücü
    % 25 oranında sekel kalır
    Birlikte başka hastalık varsa sekel artar


    KAYNAKLAR
    • Bartlett J
    G
    : Anaerobic bacterial infections of the lung and pleural space
    Clinical ınfectious diseases
    16 ; Suppl 4: s248-255 1993
    • Murray J
    F
    Nadel J
    A
    (eds): Textbook of Respiratory Medicine
    2nd Ed
    Philadelphia W
    B
    Saunders Co
    1994
    Yazarı Dr.J.Cunningtom


    Akciğer Absesi

    Tanım: Akciğer parankimi içinde yer alan harabiyet ve bir ya da birçok hava-sıvı seviyesiyle karekterize kavite oluşumuyla seyreden süpüratif infeksiyondur
    İki cm’den küçük multipl kavitelerle seyreden formuna nekrotizan pnömoni ismi de verilmektedir


    Klinik Bulgular: Sürekli ateş titreme öksürük lezyonun plevraya yakın oldugu durumlarda yan agrısı görülür
    Genel durum hızla bozulur
    Apse bronşa açılırsa irinli kötü kokulu bazen kanlı balgam görülebilir
    Kilo kaybı ilerleyen sürelerde çomak parmak gelişimi görülebilir
    Fizik muayenede yüksek ateştaşıkardi dispne siyanoz apse tarafında solunum seslerinde azalma tüber üfürüm apse bronşa açılmışssa kavern üfürümü duyulabilir
    Bazen kronikleşebilir
    Bu durumda halsizlik öksürük intermittan ateş kötü kokulu balgam zayıflama çomak parmak görülür


    Etyoloji: En önemli predispozan faktörler; aspirasyon periodontal hastalıklar ve jinjivittir
    Ayrıca bronşektazi bronş karsinomları infarkt septik emboliler bakteremi intraabdominal infeksiyonlar bronşta obstruksiyon diabetes mellitus malignansi AIDS ve immünsupresyon da predispozan faktörler arasındadır
    Etken mikroorganizmalar hastanın orofaringeal kolonizasyonu ve bagışıklık durumuna göre degişir
    En sık etkenler; orofarinkten aspire edilen anaeroplardır çogunlukla da polimikrobiyal infeksiyonlar gelişir
    Hastane ortamında orofarinkste gram negatif mikroorganizmaların kolonizasyonuna baglı olarak gram negatiflerin yol açtıgı apseler gelişebilir
    Staphylococcus aureus Streptococcus pneumoniae ve Pseudomonas aeruginosa nekrotizan pnömoni yapabilir
    Hematojen infeksiyonlar daha çok stafilokoklarla oluşur
    Bagışık yetmezlik sorunu olanlarda Nocardia spp ve birçok farklı etken olabilir


    Tanı: Yüksek ateş toksik tablo ve kötü kokulu balgamı olan bir hastada klinik olarak düşünmelidir
    Hava-sıvı seviyesi olan bir kaviter görünüm ya da multipl küçük ekskavasyonlarla seyirli bir pnömoni ile tanı konulur
    Gerekirse kompüterize tomografi çekilir
    Kan kültürü balgam inceleme ve aerop kültürü mümkünse diger örneklerden kültür yapılmalıdır


    Ayırıcı Tanı: En çok akciger kanseri ile karışır
    Tüberküloz kist ve büllörle de karışabilir
    Bu hastalıklarda sistemik semptomların olmaması pnömoni bulgularının olmayışı ayırıcı tanıda önem kazanır




    Tedavi: Antimikrobiyal ajanlar verilir


    Çogunlukla anaeroblarla ve polimikrobiyal oldugu için tedavi seçimi buna göre yapılır
    Penicillin G + clindamycin veya metronidazol betalaktam/betalaktamaz inhibitörleri karbapenemler immünsupresyonu olanlardabetalaktam ajan + aminoglikozid gram negatif infeksiyonlardaüçüncüjenerasyo n sefalosporin+metronidazol kombinasyonu kullanılabilir
    Stafilokokal infeksiyonlarda penisilinaza dirençli penisilinler sefazolin metisilin dirençli stafilokoklarda ve glikopeptitler kullanılır

    Postural drenaj destekleyici tedavide önem kazanır gerekirse tanı drenaj amaçlı ve yabancı cisim çıkarma için bronkoskopi uygulanır


    Korunma: Aspirasyonun engellenmesi önemlidir
    Bilinç bozuklugu ve yutma güçlügü olan hastalarda dikkatli besleme yapılmalıdır
    Aspirasyon durumunda hemen posdural drenaj uygulanmalıdır
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  9. #9
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    AKCİĞER KANSERİ



    TEMEL BİLGİLER


    TANIMLAMA
    • Sık görülen akciğer kanserleri iki geniş
    gruba ayrılabilir:
    1-Küçük hücreli dışı kanser: skuamöz hücreli kanser (en sık); adenokarsinoma ve large
    cell karsinoma
    2-Küçük Hücreli kanser
    • Diğer akciğer habis tümörleri i çok sayıda fakat nadirdir (lenfoma: blastoma
    sarkom
    vs)

    Görülme sıkılığı: Her yıl 175
    000 yeni vaka 100
    000 70 kişi

    Yaş: 50-70 yaş
    Cinsiyet: Erkek > Kadın

    BELİRTİ VE BULGULAR
    • Öksürük
    • Nefes darlığı
    • Kanlı balgam
    • Egzersiz kısıtlaması
    • Göğüs ağrısı
    • Ses kısıklığı
    • Hırıltılı solunum
    • Kol/omuz ağrısı
    • Yutma güçlüğü
    • Kemik ağrısı
    • Kilo kaybı
    • Kansızlık



    NEDENLERİ
    • Sigara (% 90 dan daha fazla)
    • Asbeste maruz kalma
    • Halojen eterler
    • İnorganik arsenik
    • Radyoizotoplar
    • Hava kirliliği
    • Diğer metaller




    TANI


    LABORATUAR
    • Tam kan sayımı
    • Sodyumpotasyumkalsiyum ve karaciğer enzim anormalliklerini araştırmak gerekir

    • Pıhtılaşma faktörleri ve testleri yapılmalıdır




    ÖZEL TESTLER
    • Elektrokardiogram
    • Solunum fonksiyon testleri
    • Egzersiz testi
    • Stres talyum veya Persantin sintig raf ileri




    GÖRÜNTÜLEME
    •Akciğer grafisiGöğüs bilgisayarlı tomografisi perfüzyon
    sintigrafisi
    •Başka organlara atladığı düşünülüyorsaBatın ve Beyin tomografisiKemil sintigrafisi




    TANI İŞLEMLERİ

    • Fiberoptik bronkoskopi(Bronş içinde ucunda kamera olan bir borula girip inceleme gerekirse biyopsi yapmak)
    • ince iğne aspirasyon biopsisi
    (Göğüs kafesinden iğneyle girip Akciğerdeki tümörden parça alınması işlemi)
    • lenf düğümü biopsisi gereğinde




    TEDAVİ
    • Küçük Hücreli Akciğer Kanserine Işın tedavisi ve kemoterapi yapılır

    • Küçük Hücre Dışı Akciğer kanserinde önce hastalığın evrelemesi ve yayılma durumu tespit edilir
    Daha sonra cerrahi tedavi ve/veya ışın-kemoterapi yapılır

    • İmmunoterapi
    • Gereğinde ağrı tedavisi



    HASTANIN İZLENMESİ

    Cerrahi olarak tümörün çıkarılabildiği vakalarda
    • ilk sene 3 ayda bir
    • ikinci sene 6 ayda bir
    • Üçüncü ile beşinci sene arası yılda bir izleme yapılır


    Cerrahi olarak tümörün çıkarılamadığı vakalarda
    • rahatlatma amacıyla için gerektiği kadar izleme yapılır


    ÖNLEM/KAÇINMA
    • Sigaranın bırakılması
    • Asbestden kaçınma


    BEKLENEN GELİŞME VE PROGNOZ

    • Evre I
    skvamöz/ adeno/ large celi kanserlerde cerrahi sonrası 5 yıllık sağkalım % 50
    • Evre II skuamöz kanser için cerrahi sonrası 5 yıllık sağkalım % 33 (evre II-B cerrahi sonrası 5 yıllık sağkalım % 15) ve adeno / large celi için % 20
    • Not: Cerrahi öncesi evreleme tam kesin olmadığı için 5 yıllık sağkalımi rakamları daha düşüktür

    • Eğer Tümör cerrahi olarak çıkarılamıyorsa prognoz kötü olup ortalama % yıllık sağ kalım 8-14 aydır



    Akciger kanserleri sik rastlanan ve önemli bir hastalik midir?

    Tüm dünyada erkeklerde ve ayni zamanda dünyanin bir çok ülkesinde kadinlarda en sik rastlanan kanser türüdür
    Bir çok kanser türünde giderek azalma söz konusu iken akciger kanserine rastlanma sikligi maalesef giderek artmaktadir
    Tüm dünyada erkek ve kadinlarda halen en öldürücü kanser türüdür
    Genel ölüm nedenleri arasinda dünyada ikinci sirada yer almaktadir


    Akciger Kanserinin sebebi nedir?

    En iyi bilinen neden sigara içilmesidir
    Bazi mesleklerde çalisma hava kirliligi radyasyon genetik faktörler beslenme aliskanliklari gibi adi geçen diger nedenlerin hiç birisi sigara ile mukayese edilecek kadar önemli degildir


    Ak toprak kanser yapar mi?

    Ülkemizin bazi yörelerinde bulunan ak toprak gök toprak olarak bilinen asbest veya zeolit içeren toprakla temas akciger kanseri yapmaktadir
    Duvar sivama ve yer döseme amaçli kullanilan ve bebeklerin altina konan bu topragin bulundugu alanlarda yasayanlarda akciger ve akcigeri örten zardan köken alan kanserlere çok sik rastlanmaktadir


    Akciger kanseri bir meslek hastaligi midir?


    Evet
    Bazen akciger kanseri bir meslek hastaligi seklinde ortaya çikar
    Örnegin radyolog hekimler ve diger radyasyonla çalisanlarda ve asbest sanayiinde çalisanlarda akciger kanserleri çok daha fazladir
    Asbest bir ses ve isi yalitim maddesi olarak sanayide kullanilmaktadir
    Bu is kollarinda (fren ve balata üretimi gemi ve uçak sanayii asbestli tugla ve yapi malzemeleri üretimi gibi) çalisanlarda akciger kanserleri bir meslek riski olarak ortaya çikmaktadir



    Akciger kanserinin sigaradan oldugu kesin midir?


    Kuskusuz
    Sigara ile akciger kanseri arasindaki sebep-sonuç iliskisi dogru orantilidir
    Bir kisi sigaraya ne kadar erken yasta baslarsa günde ne kadar çok sayida ve ne kadar uzun süre sigara içerse içtigi sigaradan ne kadar derin dumani içine çekerse akciger kanseri olma riski o kadar fazladir



    Sigara içmeyen akciger kanseri olmaz mi?

    Olabilir
    Ancak bu çok daha az rastlanir bir durumdur
    Oysa sigara içen bir kisinin akciger kanseri olma riski içmeyene göre 13 ile 22 kat daha fazladir




    Akciger kanserlerinin hepsi sigaradan mi olusmaktadir?


    Akciger kanserlerinin %95' inde sebep sigaradir


    Önlenebilir kanser ne demektir?

    Bazi hastaliklarin -örnegin genetik hastaliklar gibi- nedenleri çok iyi bilinmez yada bilinse bile bunlardan kaçinmak olasi degildir
    Oysa diger bazi hastaliklar degistirilebilir çevresel faktörlerle -mikroorganizmalar beslenme aliskanliklari is ve çalisma kosullari hava kirliligi gibi- iliskilidir
    Bu faktörler kontrol altina alinabilir ve degistirilebilirse hastalik önlenebilmektedir




    Akciger kanseri olmamak için ne yapmaliyim?

    Akciger kanserleri sigarayla ortaya çiktigindan önlenebilir kanser türü olarak kabul edilmektedir
    Sigara kullanmamakla bir kisi akciger kanseri olma olasiligini çok büyük ölçüde ortadan kaldirmis olmaktadir





    Akciger kanseri irsi midir?

    Ailede akciger kanseri öyküsünün olmasi sigara içmemek için en önemli nedenlerden birisidir
    Çünkü akciger kanserinin ortaya çikisinda genetik faktörler de rol oynamaktadir
    Amcanizin babanizin kardesinizin akciger kanserine yakalanmis olmasi eger sigara içiyorsaniz sizin için bir erken uyaridir
    Bu uyariyi dikkate almazsaniz sizin yakinlariniz da sizin yasadiginiz türden bir aciya hazirlikli olmalidirlar


    Hiç bir sikayetim yok
    Yine de korkmali miyim?

    Saglikla ilgili her hangi bir yakinmanizin olmamasi çok güzel Ancak bu yaniltici olabilir Bazen hastalik uzun süre kendini belli etmeden ilerleyebilmektedir Sigara içiyorsaniz korkmalisiniz! Gerçekten sizi rahatlatacak bir sözü söyleyebilecek durumda degiliz


    Üç yil sigara içip biraktim Kanser olma ihtimalim ne kadar?

    Sigaranin kanser yapici etkisi uzun yillar kullanildiktan sonra kendini göstermektedir Sigara içen bir kisi sigarayi kaç yil içerse içsin biraktiktan sonra akciger kanseri olma riski giderek düsmekte ve 5-10 yil içerisinde hiç içmeyenlerle ayni oranda risk tasir duruma gelmektedir

    Akciger kanserinin belirtileri nelerdir?

    Tüm kanserlerde oldugu gibi kilo kaybi halsizlik istahsizlik yaninda; öksürük balgam çikarma kan tükürme gögüs agrisi nefes darligi hiriltili solunum gibi akcigerlerle iliskili yakinmalar olabilir Bunlara bazen kanserin diger organ ve dokulara yayilmasina bagli olarak vücudun degisik alanlarinda agrilar yutma güçlügü bas agrisi görme denge bilinç bozukluklari vs gibi bir çok farkli sikayetler eklenebilir

    Bunlarin hepsinin birlikte olmasi gerekli midir?

    Hayir Bazen hiçbirisi bulunmayabilir veya bir ikisi bulunabilir Bazen de bu yakinmalar vardir ancak hasta akciger kanseri degildir Bu belirtilerin hiç biri kansere özgül degildir

    Ne zaman doktora gitmeliyim?

    Eger uzun yillar sigara içiyorsaniz yasiniz 40' in üzerindeyse ve yukaridaki yakinmalarin biri veya bir kaçi mevcut ise hekime basvurmaniz ve akciger kanseri bakimindan degerlendirilmeniz önerilir


    Akciger kanseri nasil teshis edilir?

    Yukarida bahsedilen belirtilere sahip bir kisinin öncelikle gögüs röntgeninin çekilmesi ve balgam incelemesinin yapilmasi ilk adimdir
    Bunu bronkoskopi ve bilgisayarli tomografiler vd tetkikler izler


    Bronkoskopi nedir?

    Agiz veya burundan ince ve bükülebilir isikli hortum veya rijit borularla (!) akcigerlerimize kadar girilip solunum yollarimizin içten gözlenerek muayenesidir


    Bronkoskopi ne ise yarar?

    Solunum yollarinda yerlesmis hastaliklarin teshisi ve tedavisi için kullanilan bir yöntemdir
    Hastaligin dogrudan görülebilmesine hasta alandan biyopsi vb islemlerin yapilarak teshis konulmasina yarar


    Bronkoskopi sadece akciger kanserlerinin teshisinde mi kullanilir?

    Hayir
    Solunum sistemini tutan ve bilhassa solunum yollarinda yerlesen bir çok hastaligin teshisinde rutin olarak kullanilmaktadir


    Bronkoskopinin tehlikesi yok mu?

    Hayatimiz boyunca attigimiz her adimin yaptigimiz her isin bir riski vardir
    Trafige çikmanin uçaga binmenin yüzmenin ve daha yapageldigimiz nice isin tasidigi risk bronkoskopinin risklerinden az degildir
    Bronkoskopi ve bilhassa bükülebilir cihazlarla yapilan bronkoskopi güvenli muayene yöntemlerinden birisidir
    Dikkatli çalisildigi sürece ciddi bir sorunla karsilasma olasiligi son derece düsüktür


    Bronkoskopi sirasinda çok aci çekilir mi?

    Bronkoskopi öncesinde hastaya anestezi uygulanir
    Yani agri öksürük bulanti hislerinin uyanmasina mani olmak üzere solunum yolu boyunca geçici süre uyusma saglayan bir ilaç nefes yoluyla hastaya verilir
    Bu islem usulüne uygun olarak yapilirsa hasta agri aci çekmeden bronkoskopi yapilabilir


    Akciger kanseri bir kaç çesit midir?

    Akciger kanserleri farkli hücre tiplerine göre gruplandirilir
    Her türün seyri tedaviye cevabi farklidir
    Tedavi planlanirken kanserin türü de bilinmelidir
    Hastaligin agirligi da türüne göre farklilik gösterebilir


    Bronkoskopi yapilan kisilerde bazen sonradan kanser çikiyor mus?

    Böyle bir sey asla dogru degildir
    Bronkoskopi yapilan kisilerin bir kisminda zaten kanseri teshis için bu islem yapilmaktadir
    Dolayisiyla bronkoskopi yapilan kisilerin bazisina kanser teshisi konmasi bronkoskopi yapildigindan degildir
    Bilakis kanser oldugu düsünüldügünden bronkoskopi yapilmistir


    Akciger kanseri teshisi konan hastaya ne yapilmalidir?


    Öncelikle kanser oldugu mutlaka biyopsi ile kesinlestirilmelidir
    Sadece muayene veya röntgenlerine bakarak kanser teshisi konamaz
    Bunu takiben kanser tipi belirlenmelidir
    Bundan sonra ise kanserin büyüklügü yerlesim yeri yayildigi diger bölgeler arastirilmaldir
    Bu islemlere evreleme diyoruz
    Son olarak hastanin direnci günlük yasamini devam ettirirken sahip oldugu performans tayin edilip hasta ile konusarak tedavi karari verilmelidir


    Parça almadan tedaviye baslansa olmaz mi?

    Bazi hastalar parça alinmasina (biyopsi) pek sicak bakmiyorlar
    Oysa bu yapilmadan kanser tedavisine baslanamaz
    Kanser tedavisinde kullanilacak yöntemler ve ilaçlar hastaya bir çok bakimdan riskler getirecektir
    Bu riskleri üstlenmesi için öncelikle kanser teshisinden ve tipinden emin olmak gerekir
    Rastgele kanser tedavisi olmaz


    Parça alininca kanser yayilir mi?

    Usulüne uygun sekilde deneyimli eller tarafindan yapildigi sürece böyle bir tehlike söz konusu degildir


    Akciger kanserinin tedavisi var mi?

    Elbette
    Akciger kanserli hastalarda da hastanin durumuna göre çesitli tedavi sekilleri vardir
    Ameliyat radyoterapi (isin tedavisi) kemoterapi (ilaç tedavisi) destek tedavisi ve ismi burada verilmesine gerek olmayan diger tedavi yaklasimlari halen uygulanmaktadir


    Bu tedavilerle hastalik iyilesebiliyor mu?

    Hangi hastalikta olursa olsun uygulanacak tedavinin %100 basarili olacagini önceden bilmek olasi degildir
    Akciger kanserinde de bu tedaviler ile bazen tam sifa bazen düzelme bazen ise sadece hastaligin ilerleyisini durdurmak mümkündür
    Kuskusuz basarisiz kalinan olgular da söz konusudur
    Hastanin hastaligin ve uygulanan tedavinin türüne göre bu sonuçlar degisebilir


    Bu tedaviler gerçekten ise yariyor mu?


    Bazi kanserlerde elimizdeki tedavi sekilleriyle kanseri tamamen yok etme sansi akciger kanserlerine göre çok daha yüksektir
    Ancak akciger kanserli olgularda da bu sans vardir
    Hastanin bu sansini kullanmasi uygun olan tercihtir


    Akciger kanserli hasta eninde sonunda ölür mü?


    Hastayi tedavi ederken amacimiz onu ölümsüz kilmak degildir
    Buna kimsenin gücü yetmez
    Ancak hastaligi yok etmek küçültmek sinirlamak sag kalimi uzatmak hastanin yasam kalitesini artirmak gibi amaçlarimiz vardir
    Bunlardan hangisine ne ölçüde ulasilirsa ulasilsin tedavi basarili olmus sayilmalidir
    Su unutulmamalidir ki sadece akciger kanserli hastalar için degil ölüm hepimiz için kaçinilmazdir


    Yöremizde akciger kanserlerinin teshis ve tedavisi için gerekli imkanlar var mi?

    Evet
    Trabzon bu bakimdan Türkiye' de en iyi merkezlerden birisidir
    Bu hastaligin teshis ve tedavisi gerekli her türlü donanim ve ekipman mevcuttur
    Hastanemizde teshisten tedaviye her türlü hizmeti vermekte ve bu hastalarimizi hiç bir dis merkeze tasinmak zorunda birakmadan onlari tedavi etmekteyiz


    Akciger kanserli hasta ne kadar yasar?

    Çok sik sorulan bu sorunun cevabi maalesef bizde yoktur
    Insanlarin yasamalarina ve ölmelerine karar vermek hekimlere düsmez
    Hekimler kendi yasamlarinin bile ne zaman ve nasil sonlanacagini bilemezler


    Ameliyat olmadan ilaçla tedavi olsam olmaz mi?

    Bazi hastalarimiz kendilerine ameliyat önerdigimizde bu sekilde bir soru soruyorlar
    Oysa biz her hastaya ameliyat olmasini tavsiye etmeyiz
    Ancak hastanin tedavisi için ameliyat gerekiyorsa bunun yerini ilaç veya isin tedavisiyle doldurmak mümkün degildir
    Ameliyat için uygun bulunan hasta mutlaka ameliyat olmalidir


    Hem ameliyat hem de ilaç tedavisi birlikte uygulanir mi?

    Evet
    Bazen ameliyat radyoterapi ve/veya kemoterapi birlikte uygulanabilir
    Bu es zamanli da olabilir
    Birbirini takip edecek sekilde de olabilir


    Ilaçla tedavi süresi ne kadar olmali?

    Kanser tedavisinde kullanilan ilaçlar belirli araliklarla tekrarlayacak sekilde (kürler halinde) verilir
    Hastanin ve hastaligin tedaviye cevap vermesi durumuna göre kürlerin sayisi degismektedir


    Kanser tedavisinin yan etkileri nelerdir?

    Yan etkiler kullanilan ilaca ilaç veya isini uygulama teknigine ilaç veya isinin dozuna hastanin yasina ve organ fonksiyonlarina birlikte kullanilan diger ilaç veya tedavilere bagli olarak degisir


    Kanser tedavisi saç dökülmesi bulanti kusma yapar mi?

    Bu sekildeki yan etkiler kanser tedavisi sirasinda sik görülmektedir
    Ancak bunlarin hepsi de tedavi tamamlandiktan sonra geri dönüslüdür
    Bazi ek ilaçlarla bulanti önlenebilir
    Ishaller enfeksiyonlar radyoterapi alaninda cilt yaniklari yutma güçlügü agizda yaralar ve akcigerlerde fibrozis olusabilir
    Bu durumlarla karsilasmamak için gerekli önlemler alinmali ancak buna ragmen olustugunda ise uygun sekilde tedavi edilmelidir


    Kanserle basa çikmak için bu tedaviler disinda nelere dikkat edilmeli?

    Kanser teshisi çogu kez hastada bir psikolojik travmaya yol açmakta ve bunu bazen depresyon izlemektedir
    Hastaligin adinin kanser olmasi her seyin bittigi anlami tasimaz
    Kisinin olayi gerçek boyutlariyla tanimasi hastaligini tipini agirligini ögrenmesi kendisini bekleyen risklerden haberdar olmasi planlanan tedavi biçimleri hakkinda ve en dogru karari vermek üzere bilgilenmesi gereklidir
    Bu hekimiyle çok iyi bir iliski kurmasini gerektirir
    Kanser tanisi aldi diye kendini sosyal sorumluluk ve çevresinden dislamamali hastaligi elverdigince ugrasilarini sürdürmeli ancak yeterli uyku dengeli beslenme ve stresten uzak kalmaya özen göstermelidir
    Hastada agri öksürük gibi yasam kalitesini bozan yakinmalar varsa bunlara dönük tedaviler ihmal edilmemelidir
    Tedavi sirasinda ve tedavi sonrasinda gerekli kontrollerini zamaninda yaptirmalidir


    Kanser agrisini nasil kesebiliriz?

    Bazen akciger kanseri çevre dokulara veya uzak organlara yayilarak siddetli agrilar olusturabilir
    Bu durum hastayi fazlasiyla rahatsiz eder ve bezdirir
    Kanserle bas edilemese bile bu agrinin giderilmesi çok önemlidir
    Ancak agriyi gidermek için bazen dogrudan morfin vb ilaçlar baslanmaktadir
    Gerçi bu ilaçlar kanser agrisinin tedavisinde kullanilirlar ve çok da etkin ilaçlardir
    Ancak bu ilaçlara bir süre sonra tolerans gelisir ve baslangiçtaki etki artik görülmez olabilir
    Bu nedenle agri tedavisinde basamak basamak ilerlemeli önce basit agri kesicilerle ise baslanmalidir
    Gereginde doz artirilaraki kombinasyonlar uygulayarak zaman kazanilmalidir
    Morfin vb ilaçlar ileri dönemler için rezerv tutulmalidir


    Kanser teshisi hastaya söylenmeli midir?


    Hastaya asla ve hiçbir zaman yalan söylenmemelidir
    Hastanin hastaligi hakkindaki sorularina dogru cevaplar verilmelidir
    Ancak bütün dogrulari hemen söylemek dogru olmayabilir
    Yavas ve kademeli olarak bilgi aktarilmali sorun açiklanirken çare ve tedavi biçimi birlikte anlatilmalidir
    Hastanin yasamla bagi ve iyilesme umudu sarsilmamalidir
    Kuskusuz bu bir üslup sorunudur
    Hastasini önemseyen acisini paylasan ona zaman ayiran sabirla dinleyen onun sorununa çare arayan umudunu artiran empatik bir hekim davranisi iyi bir tedavi kadar belki de akciger kanseri için bundan daha önemlidir
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

  10. #10
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Dahiliye Hastalıkları Hakkında ßilgi - Tüm Yönleri İle Dahiliye

    AKDENİZ ANEMİSİ


    Thalassemi önlemi alinabilir kalitsal geçisli bir kan hastaligidir


    Thalassemi Hastaligi önlemi alinabilir kalitsal geçisli bir kan hastaligidir
    Dogum öncesi erken tani ile önlenebilen genetik geçisli (iki tasiyici ebeveynden çocuklar aktarilan) ciddi bir kan hastaligidir
    Bulasici yada bir kanser türü degildir
    Kesin bir tedavisi yoktur
    Fakat thalassemi hastalarinin yasam kalitesini arttirmak ve sürdürmek için ömür boyu tedavi gereksinimi vardir


    Thalassemi tasiyicisi iki ebeveynin evlenmesiyle her gebelikte dogacak olan bebegin tasiyici olma riski %50 thalassemi majör olma riski %25 ve saglam bebek olma sansi ise %25 tir


    THALASSEMI'nin Klinik Sekilleri Nelerdir?


    A
    THALASSEMI MINÖR:

    Thalassemi tasiyicilari olup hiçbir tedaiye ihtiyaç duymadan hayatlari sürdürebilirler
    Thalassemi'nin gelecek nesillere aktariminda rol oynarlar
    Bireylerde hafif bir kansizlik gözlenebilir
    Bunun demir eksikligi anemisiyle karistirilmamasi gereklidir



    • • ÜLKEMIZDE TAHMINEN IKI MILYON THALASSEMI TASIYICISI VARDIR




    B
    THALASSEMI INTERMEDIA:

    Düzenli kan aktarimina gerek duymadan yasayabilen thalassemi hastaliginin (Thalassemi Major'ün) daha hafif bir türüdür
    Sikayetler 2-4 yaslarda belirgin olur
    Sarilik dalak-karaciger büyüklügü büyüme geriligi olabilir
    Enfeksiyonlar sirasinda destekleyici kan transfüzyonlarina gereksinim olabilir




    C
    THALASSEMI MAJÖR:

    Thalassemi hastaligi dedigimiz grubu olusturur
    Thalassemi‘nin agir ve siddetli seklidir
    Bu grup bireyler Beta-Thalassemi Majör tanisi ile ömür boyu tedavi görürler


    • Tanisi tedavisi seyri ve gelismeleriyle ilgili bilgi asagidadir



    THALASSEMI MAJÖR Nasil Anlasilir?


    Thalassemi hastasi olarak dogan bir bebek dogumda normaldir
    3-4 ayliktan sonra kendileri için gerekli kirmizi kan hücresini (alyuvar) yapamadiklarindan dolayi kansizlik belirtileri ortaya çikar
    Çocuklarda; renk soluklugu istahsizlik huzursuzluk karaciger-dalak büyümesi sonucu karin sisligi sik sik ateslenme gelisme geriligi görülür


    Hastalik çocugun yapisinda da bozulmaya neden olur
    Kemik iligi kemik içinde genisler ve gereginden çok kirmizi kan hücresi yapmak için ugrasir
    Bütün bu çabalar bosunadir
    Yaptigi alyuvarlar yeterli hemoglobin tasimazlar ve kemik iliginden disari çikmadan ölürler
    Iligin bu asiri çabasi kemiklerin genislemesine zayif düsmesine ve seklin bozulmasina neden olur
    Yanak ve alin kemikleri firlamaya baslar
    Çocugun yüzü herkesin fark edilebilecegi sekilde karakteristik bir görünüm alirlar


    Tibbi olarak thalassemi tanisi “Hemoglobin Elektroforez” adi verilen kan testi ile konur
    “Thalassemi Testi” dedigimiz bu test ayni zamanda tasiyici olup olmadiginizi da belirler


    Thalassemi Testi (Hemoglobin Elektroforezi) Tüm Üniversite hastanelerinde bazi arastirma hastanelerinde ve bazi özel laboratuarlarda yapilmaktadir




    THALASSEMI MAJÖR'ün Tedavisi Nedir?


    Tüm kalitsal hastaliklarda oldugu gibi thalassemi majörün de KESIN BIR TEDAVISI YOKTUR
    Ancak hastalarin yasamlarini sürdürebilmeleri ve yasam kalitelerini arttirabilmeleri için ömür boyu tedaviye ihtiyaçlari vardir


    Suanda uygulanan en uygun tedavi;

    Kan nakli desferal tedavisi ve gerekli oldugunda dalagin ameliyatla alindigi kombine bir tedavidir


    Hasta ömür boyu 2-3 haftada bir kan alir
    Hemoglobin düzeyini normalde tutabilmek için alyuvar (eritrosit) aktarimi yapilir
    Her kan aktarimindan sonra yeni kan içindeki kirmizi kan hücreleri bir sonraki kan aktarimina kadar yavas yavas parçalanir ve parçalanan kan hücrelerinden salinan demir vücutta birikir
    Biriken demir ise vücut disina atilmazsa karaciger kalp ve diger organlara zarar verir
    Çocugun büyüme ve gelisimini engeller
    Eger bu zarar engellenmezse thalassemi hastalari ergenlik çaginda kaybedilebilir
    Bu nedenle biriken demirin vücuttan atilmasi gerekir
    Bu da DESFERAL isimli ilaç ile saglanir
    Bu ilaç her gece desferal pompasi ve özel bir igne araciligiyla 10-12 saat gibi uzun bir sürede deri altina verilerek vücuttan demiri toplar ve idrar ile atar
    Dalagin asiri büyümesi durumunda ise cerrah tarafindan ameliyat ile dalak alinir (splenektomi)


    Demir atilimini kolaylastirmak için günümüzde yeni arastirmalar ve çalismalar halan sürmektedir
    Dijital olmayan elastik ve tek kullanimlik infüzyon pompalari ile islem biraz daha etkili ve kolay hale gelmistir
    Bunun yaninda desferal yerine agizdan hap kullanim çalismalari sürmektedir


    • Tedavi ile ilgili son gelismeleri sitemizden takip edebilirsiniz


    ALTERNATIF TEDAVI ;


    KEMIK ILIGI NAKLI:

    Bir thalasseminin kemik iligi yeterli ve normal sayida alyuvar hücresi yapamaz
    Çalismayan kemik iligi yerine normal kemik iligi yerlestigi takdirde problem çözümlenebilir
    Tabi bu iligin thalassemili vücudun reddetmeyecegi hastanin doku yapisina uygun bir donör (verici)den alinmasi ile olur


    KÖK HÜCRE NAKLI:

    Son yillarda kemik iligi disinda periferik kan ve kord kaninin da kök hücre kaynagi olarak kullanilmasi kök hücre naklini gündeme getirmisti


    THALASSEMI MAJÖR'da Yasanan

    Fiziksel Ruhsal ve Ekonomik SORUNLAR!

    Thalassemi hastalari her kan transfüzyonlarinda; transfüzyon esnasinda yasanabilecek reaksiyonlarin yani sira kan yolu ile bulasan hastaliklarin [Malarya parazitleri (sitma) Sifilis AIDS Hepatit Enfeksiyonlari vb…] bulasma riskiyle de karsi karsiya kalirlar


    Düsük kan aktarimi ve asiri demir birikimi ile ciddi kalp komplikasyonlari sik görülür
    Bu sorun erken yasta ölüm sebebi olarak karsimiza çikmaktadir


    Asiri demir birikimi nedeniyle karaciger büyümesi olur
    Ayrica kan aktarimi esnasinda geçebilecek hepatit enfeksiyonlari ki özellikle Hepatit C virüsü karacigerde yerlesirse Kronik Hepatite dönüsebilir
    Hatta bu siroz ve karaciger kanserine kadar gidebilir


    • Günümüzde Hepatit B virüsüne karsi asilama ile bagisiklik saglanabilirken Hepatit C asisi mevcut degildir!

    Asiri demir birikimi Endokrinolojik komplikasyonlara da neden olur
    Demir vücut fonksiyonlarinin çogunu kontrol eden endokrin bezlerine girer ve onlari baskilar
    Bu ergenlikte büyüme gelismeyi yavaslattigi yada engelledigi gibi yetiskinlerde seksüel yönden düsüs gözlenebilir
    Bunun yaninda hipertriodizm ve hipoparatriodizm gelisebilir
    Ayrica demir birikimi pankreasin islevini bozdugundan diabetes mellitüs (seker hastaligi) görülür


    Asiri demir bikrimi cilt üzerinde koyu bir rengin ve yama gibi noktalarin olusmasina neden olur


    Thalassemi hastalarinda osteoporoz (kemik erimesi) de görülmektedir
    Buna sebep olan faktörler ise; kansizlik nedeniyle dokularin oksijensiz kalmasi demir birikimi desferrioxamine yan etkisi yaninda endokrin faktörler ve genetik faktörlerdir


    Bir thalassemi hastasi ve ailesi ayni zamanda ekonomik açidan da çok büyük sorunlar yasar
    Çünkü aylik maliyeti çok ciddi rakamlara ulasan bir hastaliktir
    Yasam boyu her ay böyle bir maliyetin hastanin kendisi/ailesi tarafindan karsilanmasi mümkün degildir
    Bu nedenle hiçbir saglik güvencesi olmayan hastalarin yasam süreleri ve yasam kaliteleri düsmektedir
    Bu günün sartlarinda ortalama aylik tedavi maliyet 15 – 2 milyardir ! Bunun yaninda hastanede oldugu gün için yeme-içme ulasim ve sehir disindan geliyorsa gerektiginde konaklama ihtiyaçlari için yaptigi harcamalar da söz konusudur


    Böyle bir hastaligi tasiyor olmak hasta ve yakinlari için hiçte kolay degildir
    Özelliklede bireyin kendisi için bunu ömür boyu tasimak çok zor bir istir


    Böyle bir tedaviye ömür boyu katlanmak sonradan ortaya çikan diger fiziksel rahatsizliklara direnç gösterip onlarla bas edebilmek bu maliyetin altindan kalkabilmek kendi kisiligini ve benligini bulma çabalari yasitlariyla arasinda olusan farkliliklari kabullenebilmek ve topluma kendini kabul ettirmek egitim ve is hayatinda önüne konan büyük engellerle mücadele etmek saglikli bireylerle arkadaslik kurabilmek ve karsi cinsle iliski olusturabilmek daha da önemlisi ölüm kaygisiyla yasamak çok ama ÇOK ZORDUR !!!


    THALASSEMI MAJÖR Nasil Önlenebilir?

    Dogum Öncesi Tani (Prenatal Tani) Yöntemi ile hastaligi anne karninda erken dönemde tanimlayarak aileye gebeligi sonlandirma sansi verebilir
    Bu suretle thalassemi hastasi bebeklerin dogumu önlenmis olur


    Iki tasiyicinin evlenmesi durumunda hamileligin 6
    -8
    haftasi koriyonik villustan (kordon bagindan) veya 18
    -22
    haftasinda bebekten alinan sivi örnegi ile bebegin hasta olup olmadigi ögrenilir
    Bebek hasta ise anne- baba ile görüsülerek bebegin dogmasi engellenir
    Dogum öncesi tani ile saglam olacagi belirlenen bebeginde dogmasina izin verilir


    Dogum Öncesi Tani (Prenatal Tani) Tüm Üniversite hastanelerinde yapilmaktadir


    THALASSEMİA’DE KEMİK İLİĞİ NAKLİ


    GİRİŞ


    Thalassemiahemoglobin yapısındaki globin zincirlerinin yapımında bozukluğa yol açan heraditel hastalıklar grubuna betimlemekte kullanılan bir terimdir
    Thalassemia dünyada en sık görülen tek gen bozukluğudur
    Özellikle Akdeniz bölgesiOrta Doğu ve Asya kıtasında Thalassemia’ye çok sık rastlanmaktadır
    Sadece Akdeniz bölgesinde 200
    000 Beta Thalassemia Majör’lü hasta olduğu varsayılmaktadır
    YunanistanGü ney İtalyaİran Güney RusyaHindistan ve Güneydoğu Asya’da taşıyıcılık oranı % 10-15 arasındadır
    Beta Thalassemia Majör’de erişkin tip Hemoglobin A’nın Beta zincirinde sentez bozukluğu söz konusudur
    Bunun sonucunda zincir yapımında oluşan dengesizlikeritroid prekürsörlerde ve eritrositlerde serbest Beta zincirlerinin birikimine neden olur
    Bu durumda intramedüller parçalanmaapoptozisineffekti f eritropoezis ve hemolitik anemiye yol açar


    Son 30 yılda Thalassemia’li hastaların izlem ve tedavisinde önemli değişiklikler olmuştur
    Düzenli transfüzyon uygulamaları ve demir birikimine yönelik şelasyon tedavileri Thalassemia’li çocukların hayat kalitesini önemli ölçüde arttırmıştır
    Düzenli eritrosit transfüzyonları anemi komplikasyonlarını ve kompansatuar kemik iliği genişlemesini engeller
    Demir şelasyonunda kullanılan desferroksamine ile de demir birikimine bağlı komplikasyonlar büyük ölçüde engelleneceğinden sürvi uzar
    Artık Thalassemia hızla ölüme yol açan bir hastalık değil uzun sürvi sağlanabilen kronik bir hastalık olarak tanımlanabilir


    Ancak tüm bu tedavi yaklaşımları pahalıtemini zorkişiye rahatsızlık verici ve zaman alıcıdır
    Tüm bu nedenlerle tedaviye uyumda ciddi sorunlar yaşanmaktadır
    Ayrıca yinede engellenemeyen demir birikimi sonucu gelişen organ yetersizlikleri ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde kanla geçen viral infeksiyon etkenlerinin yol açtığı hepatitler hastalığı progressif ve fatal hale getirmektedir
    Gelecekte belki kolay uygulanır oral kelatör ve genetik mühendislikle yapılabilecek gen manüplasyonları hastalığın tedavisinde önemli aşamalar sağlayabilecektir
    Ancak bugün için uygulanabilecek en uygun tedavi yaklaşımıhastalığın kemik iliğinde olduğu da göz önüne alınırsaallojenik kemik iliği nakli (AKİT) dir


    Son yıllarda özellikle gelişmekte olan ülkelerde tedavi yaklaşımları yanında koruyucu hekimlik de önem kazanmıştır
    Genetik danışma ve prenatal tanı ile defektif gebeliklerin sonlandırılması konusunda başarılı çalışmalar yapılmaktaysa dadini ve sosyal sorunlar bu yöntemlerin etkinliğini azaltmakta ve toplumsal bir eliminasyonu engellemektedir


    KEMİK İLİĞİ NAKLİ

    Kemik İliği Transplantasyonu (KİT) günümüzde onkolojide ve onkoloji dışı pek çok hastalığın tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır
    Onkolojideöz ellikle cerrahi-kemoterapi-radyoterapi gibi diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı olgularda KİT hayat kurtarıcı olabilir
    Konjenital veya edinsel pek çok hematolojik ve immünolojik sorunun tedavisinde de KİT uygulanmaktadır
    3 uygulama şekli vardır
    Allojenikotolog ve sinjenik KİT
    Kök hücre kaynağı olarak da kemik iliği yanında periferik kök hücre kordon kanı ve fetal karaciğer hücrelerinden yararlanılmaktadır


    Thalassemia’de ilk başarılı uygulama 1981’de Thomas ve arkadaşları tarafından Seattle ABD’de yapılmıştır
    Hiç transfüze edilmemiş18 aylık bir bebek olan bu olguya HLA uygun kız kardeşinden AKİT uygulanmış ve halen devam etmekte olan uzunhastalıksız bir sürvi sağlanmıştır
    İlk seri çalışmalar da Lucarelli ve arkadaşları tarafından Pesaro İtalya’dan yayınlanmıştır
    Öncü niteliğindeki ve hazırlama rejimi olarak Siklofosfamid (CY) + Tüm Vücut Işınlaması (TBI) kullanılarak yapılan AKİT’lerde en büyük sorun graft rejeksiyonu ve erken toksisite olmuştur
    1983’ten beri ise Santos’un lösemili hastalar için önerdiği Busulfan (BU) + Siklofosfamid (CY) başarıyla kullanılmaktadır
    Bugün Thalassemia’deallojenik uygulamalardakardeş veya HLA uyumlu panel kaynaklı vericilerin kemik iliğiperiferik kök hücre ve kordon kanı kaynak olarak kullanılmaktadır


    SONUÇ

    KİT ilk kez malignitelerde ve hızla fatal olabilecek durumlarda kullanılmıştır
    Ancak hızla kullanım alanları artmış ve özellikle hemoglobinopatilerde önemli kullanım alanı bulmuştur
    1982’deki ilk başarılı uygulamadan sonra dahi Thalassemia’de KİT’in yeri ciddi tartışmalara yol açmıştır
    Başarılı sonuçlara rağmen pek çok yerde hayat kurtarıcı olarak değil elektif bir işlem olarak görülmektedir
    Etik yönü de halen tartışılmaktadır
    Pek çok hematoloji Thalassemia tedavisinde konservatif yaklaşımları benimserkenvericisi olanlarda bile gen tedavisinin yakın bir tarihte uygulanması olasılığı ile çekimser kalmaktadırlar
    Ancak gen tedavisi henüz oldukça problemli ve pratik uygulamalardan uzaktır


    Bugün için AKİT Thalassemia’de tek küratif yaklaşımdır ve Thalassemia’nin sık görüldüğü pek çok ülkede KİT programlarına alınmıştır
    Özellikle HLA uygun aile içi vericisi olan Sınıf I hastalardaerken dönemde yapılacak KİT büyük oranlarda küratiftir ve hastalara bu şans tanınmalıdır



    KÖK HÜCRE NAKLI

    Kemik iligi transplantasyonu yillardan beri bazi kanser türlerinde ve dogustan olan bazi hastaliklarin tedavisinde basari ile uygulanmaktadir
    Son yillarda bu konudaki bilimsel çalismalara teknolojideki gelismelerinde eklenmesiyle önemli gelismeler saglanarakkemik iligi transplantasyonunun birçok hastalikta tek tedavi sansi olarak kullanimi gündeme gelmistir
    Kemik iligi disinda periferik kan ve kord kaninin da kök hücre kaynagi olarak kullanilmasi ile kemik iligi nakli yerine “kök hücre transplantasyonu” terimi tercih edilmektedir


    KÖK HÜCRE KAYNAKLARI :


    Kök hücre vericisi olarak tercih edilen doku gruplari tam uyumlu kardeslerdir
    Bir veya birkaç antijeni uyumlu olmayan kardesanne-baba veya doku gruplari tam uyumlu akraba olmayan vericilerden de kök hücre transplantasyonu yapilabilir
    Ancak doku grubu tam uyumlu kardeslerden yapilan transplantasyonlar daha basarili ve sorunsuz seyretmektedir


    TRANSPLANTASYONDA KULLANILACAK KÖK HÜCRE KAYNAGI OLARAK;

    • Kemik Iligi

    • Periferik Kan

    • Kordon Kani kullanilabilmektedir


    PERIFERIK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYON AVANTAJLARI:


    • Daha hizli engrafman saglanmasi

    • Trombosit ve eritrosit ihtiyaci daha az

    • Daha az antibiyotik tedavisi

    • Hastanede kalis süresi daha kisa

    • Donöre genel anestezi ve invaziv teknikler gerekmiyor


    I
    KÖK HÜCRELERIN HAZIRLANMASI :

    Periferik kök hücreler aferez ünitelerinde periferik kök hücre toplama programi kullanilarak toplanir
    Kök hücre toplanacak hasta veya donör önceden hiçbir islem yapilmadan veya kemik iliginden kök hücreleri periferik kana çikarmak için mobilizasyon uygulanarak toplama islemine alinirlar




    MOBILIZASYON YÖNTEMLERI VE KÖK HÜCRE TOPLANMASI:

    • Kemoterapi

    • Büyüme Faktörleri-GCSFGMCSF

    • Kemoterapi + Büyüme Faktörleri

    Sadece kemoterapi veya sadece büyüme faktörleri kullanildiginda kök hücre sayisi normalin 10-30 kati kadar arttirilabilirkenkemoterapi + büyüme faktörleri kullanildiginda 50-200 kat kök hücre artisi saglanabilmektedir
    Ancak kemoterapi sadece otolog transplantasyonlarda uygulanmaktadir


    Kemoterapi amaciyla siklofosfamidetoposid veya baska protokoller kullanilabilmektedir
    Kemoterap i sonrasi beyaz küre 1500-2000/mm3 düzeyine gelince afereze baslanmaktadir


    Mobilizasyon amaciyla büyüme faktörü olarak genellikle granülosit stimüle edici faktör (GCSF) veya granülosit-makrofaj stimüle edici faktör (GMCSF) kullanilmaktadir
    Kök hücre toplamak için büyüme faktörü uygulanmasini takiben 5
    günde aferez islemine baslanir
    Afereze devam edilecek ise 6 ve 7
    günlerde de büyüme faktörü kullanilabilir
    Ancak 7
    günden sonra periferik kandaki kök hücre sayisinin azaldigi bildirilmektedir


    Aferez ünitelerinde yapilan kök hücre toplama islemine bir seansi yaklasik 3-4 saat kadar sürebilmektedir
    Islem süresi ve seans sayisi toplanmasi hedeflenen hücre sayisina bagli olarak degisebilmektedir
    Tek seans yeterli olabilecegi gibi bazen 3 veya 4 seansa gerek duyulabilmektedir
    Periferik kök hücre toplama islemlerinin bir aferez ünitesinde hasta (veya donör) bir koltukta otururken yapilabilmesi ve kemik iligi toplanmasi için gerekli olan ameliyathane sartlari ve genel anesteziye gerek duyulmamasi önemli bir avantajdir


    Toplanan kök hücreler eger alici hasta hazir ise hemen kateterden infüzyonla verilir
    Otolog transplantasyon veya alici hastanin hazirlanacagi durumlarda özel koruyucu karisimlar ile (DMSO ve HES) karistirilan kök hücreler derin dondurucularla dondurulduktan sonra azot tankina konularak senelerce saklanabilir


    II
    ALICININ HAZIRLANMASI

    • Biyokimyasalmikrobiyolojik ve serolojik testler yapilir
    Dis çürükleri gibi enfeksiyon kaynaklari tedavi edilir
    Hastaya ve aileye yapilacak islemler hakkinda bilgi verilir
    Transplantasyon için uygun ortam sartlarina sahip transplantasyon servisine yatirilir


    • Çift lümenli Hickman kateter takilir
    Antibakteriyelantivir al ve antifungal proflaktik tedavi baslanir


    • Conditioning (hazirlama) rejim: Yüksek doz kemoterapi veya total vücut isinlamasi ile yapilir
    Altta yatan hastaligin tipine göre degisiklik gösterir
    Talasemili hastalar için genellikle busulfan + siklofosfamid kullanilir
    Bu tedavinin üç amaci vardir:

    • Kemik iliginde bosluk açma

    • Immünosüpresyon

    • Hastaligin eredikasyonu


    Hazirlama rejiminde kullanilan tedavilerin gastrointestinalrenalhepatik pulmonel ve kardiak sistemler üzerine yüksek toksik etkileri vardir


    • GVH proflaksisi: Donör lenfositlerinin neden olabilecegi graft versus host hastaligina önlem olarak siklosporin A ve methotraxate kullanilmaktadir


    PERIFERIK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONU KOMPLIKASYONLARI:

    1
    KÖK HÜCRE TOPLANMASI ASAMASINDA :

    • Trombositopeni

    • Anemi

    • Lökopeni

    • Hipokalsemi

    • Mobilizasyon rejimlerinin komplikasyonlari


    2
    CONDITIONING – YÜKSEK DOZ HAZIRLAMA KEMOTERAPISI ASAMASIMDA :

    • Nötropenik sepsis

    • Trombositopenik kanamalar

    • Hepatik veno-oklusive hastalik

    • Intertisiyel pnömoni

    • Geç engrafman

    • Greft basarisizligi

    • SSS toksisitesi

    3
    KÖK HÜCRE INFÜZYONU ASAMASINDA :

    • Atestitreme

    • Tasikardi

    • Bulantikusma
    Hepimiz aynı değil miyiz başından beri.
    Başladığımız yol da aynı, yolun sonunda varacağımız kapı da...
    Seni farklı kılan bu yolu nasıl geçtiğin, nasıl ilerlediğin sadece.
    Unutma bu hayatta sen gerçeğinle varsın.
    Ama düşlerin kadar düşlerinle yaşarsın..

    Ben gerçekten güçlü biriyim..

Sayfa 1/7 1234567 SonSon

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort Antalya Seo tesbih yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com